BAŞKALDIRI BİLİNCİ
Kendi özgürlük tutkusunu bilinçli davranışlar eşliğinde ötelere taşıma basiretine sahip olmayı bilmek kuşkusuz çok güçlü duygulara gereksinim duyar. Politik duygularla düşünüp eyleme geçmek özlü ve erdemli bir yaklaşımdır.
Yeniyi yaratan ve dondurulmuş zamana akışkanlık kazandırıp ruhunu dönüştüren insanın başkaldırı bilincidir. Eskimiş köhne çürümüşlüğe inat düzenle politik uyumsuzluğun insana kendisini kazandıran bilinçli kuralsızlığı kıymetlidir.
Başkaldırı bilinci insanı kendi öznel hakikatinden bir üst hakikate taşır. Var olan gerçeklilik içinde alışkanlıklar üzerinden bağlanmaz süreklileşen sorgulamalar eşiğinde dönüşümler yaşar.
Bir düşünür şöyle der “Gökkuşağına ulaşmak istiyorsan yağmura katlanmak zorundasın.” Sunulanı kutsayan ve değişimi dışlayan bir zihniyet silsilesinden damıtılmış ısmarlama hayat çekilmezdir. Yarattığı insan ilişkileri çaresiz güçsüzlükler yaratır. Sıradanlaştırır insanı kirletir!
Vaat edilenle yaşanılan arasında ki derin uçurumu sorgulayan ve yaşama dokunan kuşkucu politik duygular yeni doğuşlara vesile olur. Siyasi demagoglar hep cennet vaat edip cehennemi yaşattılar ve derin güven bunalımı yarattılar.
Süreklileşen bir ruhsal doğum halini yakalayan insanın bilinçli arayışına cevap olacak en önemli değer özgürlüğe dayanan hakikat aşkıdır. İçe vuran gerilimlerin yansımasını bulduğu asi davranışın yeniyi yaratacak cesaretidir.
Karınca seferberliği ile vicdanları ayaklandırma cesareti birleşirse korku kaleleri toz buz olur milyonların dayanışması gökkuşağı renginde özgürlük baharını yaratır ölüme karşı yaşam kazanır.
Mihail Y.Lermontov’un Şairin ölümüne kulak verelim “Helak oldu şair! Haysiyet esiriydi. İftiraya kurban gitti. Göğsünde bir kurşun, intikam arzusuyla, Mağrur başı eğik şimdi! .. Şair ruhu kaldıramadı, Aciz itham ayıbını. Alem yargısına baş kaldırdı. Yalnızdı hep ölü şimdi! Öldürüldü! Neyine hıçkırıklar. Boş övgü korosu kime? Acınacak gerekçelere Kader fermanı devrede! Ey, açgözlü kalabalıkla, taht çevresini saranlar. Özgürlüğün, Deha, Şerefin cellatlığını yapanlar. Kanun gölgesinde sinsice bekleşirken sanırsınız, Karşınızda adalet yok, hak hep sussun istersiniz! Lakin, vardır tanrı adaleti de. Bilesiniz f…ş sırdaşları! Korkunç bir adalet bekler sizi. Altın şıngırtısına duyarsız, O düşünce, icraatı bilendir! İşte o an kırıcı lafların, Size bu kez yararı dokunmaz. Ve o anda bile tüm kara kanınızla Ulu, şair kanı yıkanamaz!”
KEREM ÇİFTÇİ
YORUM GÖNDER