ÖNDERLİK GERÇEKLİĞİ
Bizde Önderlik kavramı, modernitenin liderlik anlayışını ve onun popülizme dayalı kavramsal çarpıklığını alt üst eden fedai kuşağın yaratılmasıyla başlar.
Bizde Önderlik bir kavrayış düzeyi,toplumsallaşma gücü ve yeni bir yaşama yönelme iradesidir. Bir bilinç olduğu kadar bir sezgi,öngörü,öz irade ve ruhtur! Kendisindeki geri özelliklere ve düşman etkilerine karşı mücadele cesaretidir...
İlk başta bizde Önderlik, çocukluğunu, gençliğini ve tüm varlığını, yaşamını bir halkın yeniden yaratılması uğruna feda etme gerçekliğinin beden bulmuş halidir.
Diyalektik materyalizmin olgusal gerçekliği kadar ahlaki ve politik toplumun doğal değerlerine de dayanan , onu esas alan bir önderlik gerçekliğimiz söz konusudur. Bütün militanlarını tanıyan,ilk bakışta çözümleyen, hafızasına kazıyan,hiç bir zaman unutamayan ve yıllar geçse de onları yaralarından tanıyan bir lider düşünün. İşte devrimin insan ve emek ile bağını çok iyi kuran, bir sanatçı mahareti ile Kürt gerçekliğini ele alarak , onu yeniden yaratan, onu büyük amaçlara bağlayan ve direnme cesaretini veren bir Önderlik gerçekliğidir bu!
Hatta sizlere yıllar önce zindanda birebir yaşadığım bir anımı paylaşmak istiyorum.
Düşmanın bizi esir aldığı yıllarda ,Kürdistan dan, Türkiye’nin bir ucuna sürgün etmiş, zindanda bile baskı, zulüm, asimile tehcir ve tecritin en yoğun halini yaşatıyordu. Ama zindanlar; dervişlerin yoğunlaşmaya çekildiği, emeğin pratikle yoğrulduğu PKK ocağıydı. Dervişlerin arasında yoğunlaşmaya denk düşen bir dönemi yaşamak, hemde önderlik sahasında kalmış, şahsen de önderliği görmüş arkadaşların yanında aynı pratiğe denk düşebilme çabası içerisin de olmak heyecan vericiydi. Çünkü benim için Başkan Apo'yu gören her bir arkadaş onun kokusunu,bilinç ve düşünce gücünü taşıyan birer havariydi. Bu anlamda canlı birer tarihti benim açımdan. İlk tanıştığım da heval Zinar olmuştu.
20 senedir zindan da olan Heval Zinar önderlik sahasında kalmış, bire bir önderliğin eğitim akademisinden geçmiş,onun öğrencisi olmak şerefine nail olmuş ve bu temelde Önder Apo gerçekliğini, çok derinden yaşamış bir arkadaştı. Zaman için de daha çok konuşma ve tanışma fırsatımız oldu. Bir gün bana rêber Apo ile bir ilk karşılaşma anısını anlatmaya başlamadan önce ciddileşti, boğazını temizledi, derin bir nefesten sonra anlatmaya başladı. Ama önce 2013'te Serokatiye yazdığı bir mektubunu ve Önderliğimiz’ in ona cevaben yazdığı mektubu okuttu.
Mektubu ilk elime aldığım da Önderliğimin eli değmiştir, nefesi değmiştir diye yüreğime sarmak istiyordum.
Serokati neredeyse 35 sene önce gördüğü bu arkadaş için aynen şöyle cümleye başlıyordu.
Umut ediyorum sağlığın iyidir. Seni yanıma getirdiklerinde ölmek üzereydin. Sağ ayağın şarapnelden parçalanmış, göğsünde 3 kurşun vardı ama sen beni görünce ayağa kalkmaya çalışıyordun. Senin için en iyi doktorları bulmaya çalıştık. Sende inatçıydın,inancındı seni yaşatan. Ve daha sonra militanlaşmada derinleşmiştin, işte bu bizde böyledir. Diye cümlesine devam ediyor. Her bir militanını yarasına kadar tanıyan bilen ve asla unutmayan böylesine bir Önderlik gerçekliğimiz vardır bizim.
35 sene önceki militanını hatırlayan Önderliğimiz son olarak şöyle devam etmişti mektubunda;
Etik ve estetik konularına çok dar yaklaşıyordun. Sana bu konuda daha fazla derinleşmeni söylemiştim. Bu konuda kendini geliştirdin mi? Bir sonraki mektubun etik ve estetik üzerine bir konferans olsun.
Bu noktada başkan Apo’nun her bir arkdaş ile nasıl birebir ilgilendiği ,bireysel gelişimine değer ve kıymet verdiği de anlaşılıyor. 35 sene önce tanıdığı militanının yarasını unutmayan ve düşünsel anlam da eksikliklerini bile hatırlayabilen deha bir zeka ve anımsama gücüyle,hala ona emek veren, onun dönüşümü için çaba sarf eden başkan APO başka hiçbir dünya liderin de olmayan özellikleriyle halkının sevgi ve ölümüne bağlılığının esas temelini oluşturuyor. Bu gönüllü bağlılık bugün milyonları aşıyor ve kürdün makus kaderini değiştirip,dönüştürüyor. Bu temel de Stratejik Önderliğe bağlılık temelinde kendisini yetkin birer taktiksel öncüye dönüştürmek ve onun paradigmasının yenilmez bir militanı haline getirmek Kürdün tek kurtuluş biletidir.
ROJEN HESİNKAR
YORUM GÖNDER