2022’NİN KISA BİR PANORAMASI
KÜRT HALKI ULUSAL ONURUNA SAHİP ÇIKMALI
Kürt ulusal onurunu çiğnetmemek adına kimyasal silahlara göğsünü siper eden Kürdistan özgürlük Gerillaları heybetli Zapta düşmanı perişan ederek dönemin zafer ölçüsünü yaratmıştır. PKK’nin onlarca fedai Şehidi Zapta Kürt ulusal onuru uğruna gözünü kırpmadan kutsal Kürdistan toprağına düşmüştür. Bu daha tarihi yazılmamış efsanevi direniş dağlarda TC ırk faşizmine diz çökertirken, şehirlerde de bu direniş gelişirse faşist diktatörlük tuzla buz olacak. Liberal gaflette böyle kolayca kendisini konuşturamayacaktır!
Yine Kürdün özgür iradesinin gaspına dönük TC özel savaş sinsi politikaları devrededir. Kürt halkının yaşadığı mağduriyetler görmezlikten gelinirken bu hakikati örtmek ve unutturmak için ulusalcı mağduriyetler ısmarlanıyor. İmamoğlu ve 6’lı masa bileşenleri derin dinci milliyetçi refleks sahipleridir. Ulusalcı milliyetçilerin dinci milliyetçilerle inzivacıdır!
Bir türlü Kürtlerle empati kurulmak istenmiyor. Şu hakikati bir asırda öğrenemediler; Kürtsüz Kürtlük nasıl mümkün değilse Apocu Kürtlük olmaksızın Türkiye'de demokrasi mümkün değildir. Kimi liberal siyasetçilerin açıklamaları bu süreçte Kürtlerin pazarlık gücünü zayıflatıyor. Mücadele stratejisinde iki başlılık yaratıyor. Buda TC kirli özel savaş politikalarının işine yarıyor. Kürt kitlesi bu liberal çizgiye bağlanmak isteniyor. PKK ve Önderliğinin sahadaki varoluşsal mücadelesine kitle desteği kırılmak isteniyor. Hedef halk tabanının içten bölünmesidir. Oysa Türk ulusalcı cenah kimi liberal siyasi figürleri İmamoğlu'na yedekleme uğraşı veriyor. İmamoğlu profili dinci, ulusalcı, milliyetçi ve devletçi bir profilidir. Derin devletin yeni lider yaratma projesidir. İmamoğlu'na mağdurluk üzerinden önünü açma senaryosu tıkır tıkır işliyor. Bu ulusalcı proje derin devlet refleksidir. Kürdün yaşadığı gerçek mağduriyetlerin üstü derin devlet senaryolarıyla yaratılan sahte mağduriyetlerle örtülüyor. Kürt halkının demokratik refleksi ve mağdurdan yana olan insani tavrı manipüle edilerek ulusalcılar ve sisteme sempatiye dönüştürülmek isteniyor. Böylelikle 2023 seçimlerinin çerçevesi oluşturuluyor. Türkiye'de Bizans oyunlarına taş çıkaran oyun içinde oyunlar oynanıyor. TC faşist diktatörlüğü Kürt-Türk ortak vatan tezini dinamitleyen bir kopuş projesi yürütüyor.
2.Paris organizeli cinayeti öncesi ve sonrası S.Çürükkaya unsuru ve şürekasının saldırganca aktifleştirilmesi ve yarattıkları dezenformasyonlara bakınca gayet örgütlü bir özel savaş merkezinin devrede olduğu anlaşılıyor. Bu unsurları tekrardan cesaretlendirenler bu ikirlikçi liberal söylem sahipleridirler. İdeolojik mücadele hiç bir zaman boşluk kaldırmaz. Bu ideolojik sapmalarla amansız bir mücadeleyi ifade eder. Kürt kitlesinde mücadeleyi radikal direniş çizgisinden arındırarak bir tuzağa çekmek istiyorlar. Önce öz savunma sürecine muhalefet ettiler, sonra Mersin fedai eylemine saldırdılar şimdide Paris katliamına karşı onurlu bir refleks gösteren Kürt direnen kitlesine zehirli oklarını çevirmiş durumdadırlar. Aslında onların hedefinde PKK’nin öncülük ettiği silahlı mücadele var. Bu özel savaş politikalarına hizmet eden söylemleriyle Kürt halkını kurbanlık koyun gibi faal soykırım konseptine kurban etmek istiyorlar.
Liberal söylemli Avrupa ve Türkiye menşeli kimi siyasi şahsiyetlere direngen Kürt mücadele tabanında gedikler açacak yeni gaflet merkezleri rolünü oynatmak istiyorlar. Bu liberal merkezlere devrimin direngen taban kitlesiyle ilişkilenerek direnişten yoksun pasif söylemlerine taraftar bulma çabası içerisindeler. Bu cenah üzerinde oynayarak Kürt halkının varoluşsal sert mücadele iklimini liberalize etmek istiyorlar.
Bu tasfiye projesinin en önemli ayağı Avrupa'dır. Avrupa PKK’yi o mesnetsiz listede tutarak Kürt halkına karşı soykırımları, suikastleri ve kimyasal silahları meşrulaştırıyor. Avrupa'daki sağ ırkçılığın organizasyon ağının içindedir Türk ırk faşizmi. TC uzun süredir Kürt halkına karşı bu devşirme çete unsurlarını kullanıyor. 2.Paris saldırısının arka planında Taksim bombalı eyleminin sahipleri var. İsveç'in ve Norveç’in NATO genişleme ve üyelik pazarlıklarında verdikleri tavizler de her zaman olduğu gibi Avrupa'da Kürt soykırımına dönük verdikleri tavizlerdir. Bu alçakça saldırıları organize eden derin güçler Önder Öcalan tecridine dönük geliştirilen gündeme de müdahale etmiş oldular. Yaşananlar Avrupa terör örgütleri listesi kararı ile birlikte okunduğunda aslında her şey daha da netleşiyor!
TC aslında PKK karşısında kara da ZAP yenilgisiyle askeri açıdan bozgunu da kabul etti ve savaş stratejisini tümden değiştirerek teknolojik saldırı üzerine kurdu. Ticarileşen SİHA-İHA gibi insansız otonom teknolojiler üzerinden ölümün özelleştirilmesi amaçlanıyor. Biyo faşizmi aşan bir mekanik düzen tasarımıyla yeni totaliter çağın startını veriyorlar. Otonom teknolojik savaş stratejisi bu totaliter çağda kitlesel ölümleri sıradanlaştıracak gibi bir sinyal veriyor. Savaşların doğası değişiyor. Otonom savaşların yüzyılıdır 21. Yüzyıl. Bundan dolayıdır barış zemininden çok savaş zemini bu kadar güçlü. Çağımızda artık adil bir savaş doktrinine ihtiyaç duyulmuyor. Adına 5. Nesil savaş dedikleri kıyım ahlaki kriterlerin yoksunluğundan pervasızlaşıyor ve dinci milliyetçi, cinsiyetçi savaş politikalarının can simidine dönüşüyor. Yeni nesil savaş sibernetik ve robotik silahların kullanıldığı bir savaştır. Otomatlaşmış unsurlarla ölümleri sıradanlaştırma hazırlığında.
Kürt halkının gündemi 2022 de olduğu gibi 2023’ de de mücadeledir. Zira hala Önderliği fiziki imha tehdidi altındadır. TC zehirli Bizans oyunlarıyla dolu gündemleri Kürt halkının gündemi değildir. TC Kürt kaos planı TV dizileri ve tüm Tv haberlerinde toplumun bilinçaltına durmaksızın servis ediliyor. TC kaosla besleniyor ve buy kaosun kurbanları Kürt halkı olarak seçilmiş durumda. Hiç kimse kendisini aldatmasın dünyadaki tüm Kürt bireyleri bu kirli planın hedeftedir. AKP çete devletinin terör örgütleri ve paramiliter unsurları bu plan çerçevesinde her yerde yeni yöntemlerle Kürt halkının üzerine salınmıştır. Kimyasal silahların Kürt özgürlük Gerillasına karşı rutin olarak kullanılması, İmralı'da Önderliğin fiziki imhasının amaçlanması ve Rojava işgal hazırlığı da bu kaos planının birer parçasıdır.
Özetle: Önderlik üzerindeki tecrit, Gerillalara karşı kimyasal silah kullanımı, Rojava işgal planlamasına ek olarak Avrupa'daki direngen kitleyi eritip, sindirip yeni bir şer cephesi de açmak istiyorlar. Yürürlükteki Kürt soykırım konsepti çok boyutlu derinlikli hamleler içeriyor. Önderlik ve alternatif paradigması bu tasfiyenin hedefindedir. Küresel güçlerin Ortadoğu’nun kaderini çizdikleri Amman toplantısının gizeminin yanı sıra Rusya’nın TC ve Esad'ı bir araya getirdiği ve uzlaştırmaya çalıştığı gizli görüşmede alınan kararlar da Kürt halkı tarafından dikkatle takip edilmekte. Şurası kesin örgütlü ve cesur bir direniş olmasa dünya da kimse seni kaale almaz. Kürt halkının örgütlü silahlı mücadelesi olmasa nasıl güvenliğini sağlayacak? Bundan başka bir güvencesi ve çıkış yolu var mıdır?
Güncelde ortaya çıkan yaratıcı taktiksel yaklaşımlar da artık tek başına bu süreci götürmek için yeterli olmuyor. Süreci karşılayacak bir stratejik yenilenmeye de acilen ihtiyaç var. Zap zaferi Kürt halkı açısından çağın direniş ölçüsüdür. Kendi geleceğini bu efsanevi PKK fedai direnişinde görenlere selam olsun. 2023 yılı özgürlüğe vesile olsun.
TOLDAREN TOLA MEZİN
YORUM GÖNDER