ÖZGÜR KADIN PERSPEKTİFLERİ-7.BÖLÜM
Kadınla doğru arkadaşlık yaptım.
Kadınlar iyi insanlardır. Kadınla yoldaş olmak güzel bir şeydir. Düşünce açısından kadın erkekten geri değildir. Hiçbir kadın beni klasik hale getiremez. Bunu deneyenler oldu. İyi koca veya aşık gibi olmaktan nefret ediyorum. Ben buna asla gelmem, kendimi köle kadına bulaştırmam. Kişiliğimin en çarpıcı yönü budur. Yazılar toplayın, kişiliğimi ve düşüncelerimi iyi işleyin.
Analar için biraz daha yazabilirim. Analar için konuşmak istemiyorum. Onlar için çok üzülüyorum. Ucuz ve basit laf söylemek kolaydır. Ben yaptıklarımla bilinmek istiyorum. Kadınlar için yaptıklarım, analara da atıftır. Kadın-erkek ilişkisini yerlebir ettim. İki yüzyıllık kirliliği yıkamıştım. Sınırsız kadın özgürlüğü yaratmaya çalıştım. Bunu daha da geliştirmek mümkündü. Kadınla çok doğru arkadaşlık yaptım. Erkek tehlikeli ve ikiyüzlüdür, aldatır. Kadın, kadınsılaştırılmıştır. Bu konuda çarpıcı sonuçlara vardım.
Kendilerini yakanlar, büyük kopuşun bu şekilde gerçekleşeceğini düşündüler. Onlar özgürlüğü yakalamışlardı. Bunu, kendilerini ifade etmenin yolu olarak gördüler. Kendilerini öyle yakmalarını istemiyorum. Kendini yakmalar sabırsızlığı ve güç yetirememeyi ifade eder. Korkunç acılar içinde kendinizi bitireceğinize, barış militanı kılın. Barış ve demokrasi savaşını kazanın. Kendinizi barış için, demokrasi için cayır cayır yakın. Kendinizi militan kılın ve onda kendinizi eritin. Haksızlık yapmayın, örnek olun. Çıkarılacak sonuç budur. Bu da kendini yakmanın bir başka ifadesidir.
Bunların sayısı onlarcadır, bunlar büyük kişiliklerdir. Büyük kişilikler, büyük değerler haline gelin. Bu durumda dinlenilen kişilikler olursunuz. Kendilerini yakanların anısına bağlılığınız, demokrasi ve barışın kazanmasını sağlayacaktır. Bu düşüncelerimi herkese ulaştırın. Onlar için en güzelini düşünüyorum.
Kadınlar için, ‘gerçeğin ve adaletin arayışçıları’ demiştim. Sizin göndermiş olduğunuz mektupları edebi, felsefi ve içerik olarak zengin buldum. Genel yanıt olarak şöyle diyorum: Apo ile 24 saat yaşama. Bu aynı zamanda bir bilmecedir. PKK içindekiler, dışındakiler ve dostlar katılabilir. 300-400 sayfalık bir yarış mektubu olabilir. Ben de yarışa birinci olanı onaylayarak katılıyorum. Bu bir kitap yazma yarışıdır.
Tekrar ediyorum. Kadınlar adaletin, sevginin ve gerçeğin arayıcılarıdır. Sizin özlemlerinize göre yaşamaya çalışıyorum. İradenizin felsefi ve edebi olarak gelişmiş olması beni mutlu kılıyor. Benimle yirmi dört saat yaşamaktan söz etmiştim. Bu husus üç yüz, dört yüz sayfalık felsefi edebi bir romana dönüştürülebilir. İnceleme ve araştırma için mitoloji , tanrıça kültü ve Altın Dal’ı okuyabilirler. Diyonisos kültürü, Hintlerde Krişna ve Kopi kültürü, Balkanlarda Orfi kültürü, Adonis, Kibele, Mezopotamya’da İnanna, İştar, Hz. Meryem üzerinde yoğunlaşılabilir. Bakhalar Alayı’nı inceleyebilirler. Bilimsel eğitim amacıyla bunları söylüyorum. Kadın özgürlüğü sağlayacak, demokrasi kadının zaferi olacaktır. Neolitiğin anaları olarak, günümüzün demokratik değerlerinin en temel yaratıcıları olacaklar. İnsanlık, aşk, arkadaşlık ve yoldaşlık bunlarla olacaktır. Anlattıklarımı bana tekrar ettirmeyin. Her şey orada var. Bekledikleri ve istedikleri kadar onların olduğumu söylüyor, selamlarımı iletiyorum.
Neolitik Devrim Kadın Devrimidir
Aslında kadınlarla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Sanırım bu aralar onların toplantıları vardı. Neolotik devrim dediğimiz şey kadın devrimidir. Gordon Childe’da da bu var. Sınıflı tarih, uygarlaşma ve uygarlık devrimi de erkek devrimidir. Erkek egemenlikli toplum baskıcıdır, kavgacıdır. Neolotik devrim kadın devrimidir. Kadın yoldaşlar bunu incelemeliler, bu temelde eğitimlerini derinleştirmeliler. Kadın yaşamına ilişkin edebi nitelikte olan eserleri okusunlar. Kleopatra ve Safiye Sultan gibi kitaplar var. Devlet ve kadın denen olayı anlamak için günümüz kadın hareketini incelesinler. Kadının gözüyle nasıl bir toplumsal yaşam sorusuna cevap olabilmelidirler. Bu çalışmalar sonucunda kadının kölelik ve özgürlük tarihi ortaya çıkar. Ben de yoğunlaşıyorum. Bu alanda çalışmayı çok tarihi ve önemli buluyorum.
Kadınlara yönelik bir eğitim programı taslağı hazırlamak isterdim. Bu konuda çok okumalı ve araştırmalarını derinleştirmeliler. Ben bu sorunu, kadınların ekim yapıp hayvan beslediği neolitik devrimden başlatıyorum; devletin ortaya çıkmasıyla -ki Sümerlerden başlar- kadının toplumsal düzeyde, ruhsal düzeyde, siyasal düzeyde ve erkeğe karşı cins olarak büyük kaybettiği bir dönemdir. Beş-altı binyıllık köleliğin yaşandığı bir dönemdir. Bunu bilince çıkarmalarını diliyorum.
Kadın sorunu giderek kendini dayatan bir sorun haline geliyor. Bu sadece bizim için değil, Türkiye dahil tüm çevreler için böyledir. İşte İslami çevreler ve bu arada Mehmet Nuri Yılmaz da tartışmalara katıldı. Bizim yoğun hazırlanmamız gerekir.
Kadınların her şeyi çok derinliğine araştırmaları gerekir. Sisteme büyük bağlanma ve kadın köleliği en derin köleliktir; bunu açığa çıkarsınlar. Dengesiz, büyük bağlanmayı ve büyük köleleşmeyi, özellikle erkek cinsine ve kapitalist topluma dengesiz bağlanmalarını çözebilirlerse, bu çözülme çerçevesinde özgür yaşamı geliştirebilirler. Bize gösterdikleri bağlanmayı ve sadakati, özgürlüğü derinleştirmeye de göstermeliler. Öncelikle “nasıl bir yaşam” sorusuna cevap olmalılar.
Savaştan çok Anadolu barışına inanıyorum.
Kadın ve Demokratik Mücadele
Kadınlarla ilgili mektup yazmıştım. İkinci ya da üçüncü mektup oluyor. Aslında bu mektuplar önemliydi. Devletleşme başladığında ilk Sümer ve Mısır kralları, kadınları toplu olarak mezara gömüyorlardı. Tanrıçalar da dahil, kadınları diri diri mezara gömdüler. Kadın köleliğinin başlangıcı oradadır. Bir anda beş yüz kadını ölüme gönderme var. Buna krallarla birlikte öbür hayata hazırlık için denilse de, özünde cins ve sınıf temeli var, erkeğe dayalı zor ve yalan var, kadının yitirilmesi var.
Neolitik çağ Toroslar ve Zağroslar’da başlar. Kadın ve halk kültürü oradan başlar. Mısır, Sümer ve Babil gibi devletlerin kurulmasından sonra, kadınların özgürlüğüyle birlikte halkların kültürleri de bastırılmış, altta kalmıştır. Halk kültürü de devlet işleyişinin baskısıyla kadın kimliğine benzer bir biçimde altta kalmış, kendini özgürce var edememiştir. Kadınların özgürlüğü, mücadelesi halk kültürünün de açığa çıkmasını sağlayacaktır. Erkeğin kadını öldürmesi kadar erkeğin öldürülmesini de anlatmıştım. Bu zor bir mücadeledir. Yalnız kalabilirler, yalnızlaşmaktan korkmasınlar, ucuz sevgilerin peşinden koşmasınlar. Biraz Budacılık diyeceğim, ama tam öyle de değil; kendi kimliklerine ve erdemlerine düşkünlük göstermeleri en güzelidir.
Sanırım son zamanlarda Türkiye’de kadın örgütlenmesinde bir hareketlilik var. Bunlarda benim tutumumun etkisi vardır. İleride daha iyi anlaşılır. Kadın sorunu demokratikleşmenin en önemli sorunudur. Kadın demokratikleşmeden toplum demokratikleşemez. Ekmek, su, onur, yaşam bununla bağlantılıdır. Bu konuda yaşanan birçok acı var. Kürt kadınları tarafından kurulan birçok dernek var. Her gün yeni bir tanesi kuruluyor. Buralarda eğitim verilmelidir. Türkiye’de eğitim olanakları çok fazladır. Herkesin demokratik eğitime ihtiyacı var.
Bir çatı örgütünüzün olması gerekir. Bu pek çok derneği bir çatı altında da birleştirebilirler. Kadının demokratikleşmesi aynı zamanda partiyi de demokratikleştirir. Bölgesel merkezler oluşturulmalıdır. Bağımsız yerleriniz olsun. Kadın zora karşıdır. Bölgenin de buna şiddetle ihtiyacı var. Enerjilerini doğru çalışmaya verirlerse, derinliğine bir eğitim, derinliğine bir örgütlenme yaratırlarsa, bu her tarafı geliştirecektir. Derinliğine bir anlayış gerektiriyor. Sosyal bir olgudur. Yeni yeni anlaşılıyor ve giderek öne çıkacaktır.
Tutuklanan Barış Analarına selamlarımı iletiyorum. Çok emek verdiler. Şehit analarına da selamlarımı söyleyin. Hepsine sahip çıkmaya çalışın. Birçok çevreyle, kadın yapılarıyla ortak platformlar oluşturun. Aranızda işbölümü yaparak cezaevlerine de gidebilirsiniz.
Kadın Demokrasi halklarımızın eseri olacaktır.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
2000 Temmuz
YORUM GÖNDER