KIZIL ZAMANLAR
Biliyor musun, bu topraklarda zaman kızıl akar. Ve kızıl zamanlarda doğan çocuklar, kızıl renginde renklere bürünür.
Bir bayram sabahı ya da akşamında doğmamıştır o çocuklar. Katliamların eksilmediği, yiğitlerin korkusuzca oluk oluk kan döküp, sömürüye doymayan ecic ile mecüc’ün kurutmak istediği topraklara can verip, kahramanlıklarını karanlık zihinlere kızılca nakşettikleri zamandır…
Bunlar yaşanırken, zamana çakılmışlık yok, zamanda var olanların yarattıkları, artık zamana yol kılavuzluğu yapacaktır. İşte bu yüzden zaman burada kızıl akar.
Derler ki; herkesin bir zamanı vardır. Oysa ki kızıl zamanların tanrıçası, her bir zamanı nakşediyor. Aralıksız zafer yolunda daha bir güçleniyor. Ve işte bu yüzden kendini bilme, tanıma endeksli, hakikate erişme çabalarında acısı ile tatlısı ile sevmek, anlam vermek, tüm bu anlam yüklülüklerini hissetmek ile özgürlük çırpınışlarında yüreğinden uçan binlerce kuşun uçuşu, nefesleri kesen serin ve yumuşak rüzgarın esintisi kaplar tüm benliğini…
Bu yüzden tüm bu zamanlara adını Sara vermişti.
Sara güzel anlamındaydı. Güzel umuttu ve en güzeli özgür olmaktı. Bu sebeple, toplumsallığı yaratabilmek ve toplumsal yaşayabilmek gerekir. Bu yüzden Sara güzelce söylemişti. Özgürleşmek , örgütlenmektir. İşte bu yüzden, onunla her yerde karşılaşıyor ve görüyorsun, görüyordum. Yani biz tanışıyorduk. Ve bütün sıcaklığı ile seni karşılardı. İlk bakışlarda hissettirirdi. Kazanacağız, zafer bizimdir. Sonra başlardı güven ve inanç, duygularımda kalp atışları hissederdim.
Evet, kadın olmak kolay değildi. Ama kadınca dik durmak, yaşam sözcüklerini telaffuz edebilmek, vicdan ve ahlakın en güzel yoğrulmuş hali ile savaşmak. Korkusuzca adımlamak ve en güzelce gülmek kazanmaktı. Aslında Sara, kızıllığı ile topluyordu. En doğru anlamdı. Bu yüzden bu bütünselliği bir başka yerde bulamazdım zaten.
Kızıl, kıvırcık saçlı tanrıça ile kızıl zamanlarda hakikat yolunda özgürlük yürüyüşlerine çıktım. Bu yürüyüşün ,öyle bir yerlerde son bulmasını beklemiyorum. Çünkü Sara yoldaş ile noktalanıp kapanacak bir yol olamaz. Tadına vara vara anların bir zirveden diğerine koşar adım gidersin. Bir kayma tehlikesi bile yaşamadan. Çünkü yanında yoldaşlığın en görkemli ve güzel yaşandığı yoldaş vardır. Ötesi olabilir mi? Sanmıyorum.
İşte bu sebeple, kızıl kıvırcık saçlı tanrıçam, kızıl zamanlarda zafere kızılca yıldızlı bayrak ile seninleyim yoldaşım…
Hiç yorulmadan yürümeye devam, severek, hissederek, gülerek…
HEVİDAR AMED
YORUM GÖNDER