PKK MİLİTANLIĞININ ÖZÜ: SORXWİN
Kod adı: Sorxwîn Ciwana Munzur
Adı ve Soyadı: Özgür Kaya
Doğum tarihi ve yeri: 1977 / Dersim
Katılım tarihi ve yeri: 1993 / Almana
Şahadet tarihi ve yeri: 11 Nisan 2006 / Botan-Besta
1999 Önderliğin esaretinden sonra, örgütümüz üzerinde birçok çevrenin hesap yaptığı biliniyordu. Zaten uluslar arası komplo da Önderliğimizi, hareketimizi tasfiye etmek için esaret altına alınmıştı. Bu esaretle birlikte bütün toplum, dostlarımız ve kadrolarımız üzerinde yoğun bir psikolojik savaş yürütüldü. Bu savaş çok boyutlu sürdü. İdeolojik, örgütsel, siyasi, sosyal, kültürel, her alanda kadrolarımız da, halkımız da bir savaşla karşı karşıya geldi. Amaç özgürlük hareketini tamamen tasfiye etmekti. Böyle bir dönemde kapsamlı bir savaş karşısında kadro ve örgüt olarak ayakta kalmak, büyük bir mücadelenin sonucunda gerçekleşti. Sorxwin yoldaş da uluslar arası komplo sonrası, dıştan ve içten gelen her türlü baskı ve tasfiyeci eğilime karşı kadro duruşunu, özgürlük ve militan duruşunu ısrarla koruyan ve bu konuda hiç tereddüte düşmeyen bir yoldaşımızdı. Bu tür yoldaşlar, hareketimizin ayakta kalmasının temel yapı taşları oldular. Örgütü ve mücadele azmini korumada bırakalım çabalarını, sadece duruşlarıyla bile önemli rol oynadılar. Sorxwin arkadaş da böyle bir yoldaşımızdı. Hareketimizi tasfiyeciliğe karşı mücadele duruşuyla ayakta tutmada rol oynarken, bu mücadele içinde şehit düştü. Bu açıdan Sorxwin yoldaşımız büyük bir direniş şehididir. Tarihte Şehitlerimiz dönemlere göre farklı roller oynamışlardır. Bazı şahadetler gerçekten tarihsel önemdedir. İdeolojik, örgütsel ve direniş anlamı çok kapsamlıdır. Şehit Sorxwin yoldaş’ın şahadeti de bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Ben bu yoldaşı ülkeye gelir gelmez tanıdım. Önceden Avrupa’da da benimle karşılaşmış, ama ben tanıyamamıştım. Ülkeye geldikten sonra bir dönem bizim yakınımızda da kaldı. Ben ilk geldiğimde de Sorxwin arkadaş’ın coşkusu, heyecanı, duruşu ne idiyse, her gördüğümde bu heyecanını, coşkusunu daha da artmış olarak gördüm. Coşkusundan, heyecanından bir şey kaybetmediği gibi bunu ideolojik, örgütsel olarak daha da derinleştirerek geliştirmişti. Ben her zaman Sorxwin arkadaş’ta çocuksu bir yan da gördüm. Çocuklar nasıl ki çocuk kaldığı müddetçe çok fazla değişmezlerse, Sorxwin arkadaşta benim gözümde hiçbir zaman değişmedi. Her gördüğümde aynı Sorxwin’i gördüm. Öyle bekledim, öyle de buldum. Bir yanı buydu. Diğer yanı da tam bir Dersim kızıydı. O yönüyle Dersim’in doğal özelliklerini, üslubunu, reflekslerini korumuştu. Avrupa’da kalmış olmasına rağmen, Dersim kültürünün özelliklerini kendisinde her zaman yansıtan bir arkadaşımızdı. Hatta şivesi bile değişmemişti. Şivesinden bile Dersimli olduğunu rahatlıkla anlayabilirdiniz. Dersim şivesinin inceliklerini, vurgularını, hangi kelimenin, hangi harfin nasıl kullanıldığını bilenler, rahatlıkla Sorxwin arkadaş’ın Dersimli olduğunu görebilirdi. Ben bu yönüyle o arkadaşın bu doğal özelliklerini korumasını çok anlamlı buldum, çok sevdim. Herhalde kişilik özelliklerinde ilk göze çarpan nedir denilirse bu doğal özellikleridir denilebilir. Bu yönüyle hem Kürt gençliğini hem de Dersim’in özgürlük ve demokrasi özlemi duyan tüm genç kızlarını temsil eden bir duruşu vardı. Bu açıdan da gerçekten her zaman hatırlanmaya, irdelenmeye ve örnek alınmaya değer bir arkadaştı. Bu özellikleriyle kendisini sevdirmişti. Ben arkadaş yapısı içinde de sevildiğini düşünüyorum. Benim gözlemlerim, Sorxwin arkadaş nereye giderse kendini sevdirecek özelliklere sahipti. Çünkü özlüydü. Doğal duruşu davranışlarına yansırdı. Özlü ve doğal duruşunu hareketimizin kültürüyle birleştirerek yaşayan bir arkadaştı. Elinden geldiği kadar Önderliği ve hareketimizi anlamaya, izlemeye, takip etmeye, öğrenmeye çalışmıştı. Anladığı kadarıyla kişiliğinde bunu somutlaştırmaya yönelmişti. Önderliği, hareketi doğru anlayan bayan arkadaşlardan biri olarak görmeliyiz. Önderliğimiz yakın zamandaki görüşme notlarından birinde, herkes dağları bıraksa da kadınların bırakmaması gerektiğini, dağlara sevdalı olunması gerektiğini vurgulamıştı. Aslında Sorxwin yoldaş Önderliğin bu mesajlarını, emrini, perspektifini daha önce anlayan, kavrayan ve pratikleştiren bir militandı. Bu nedenle sürekli savaş alanlarında kaldı. Kimliğini, kişiliğini savaş alanlarında ancak bulabiliyordu. Bir nevi Dersim dağlarının özlemini Kürdistan’ın dağlarında savaşarak, bir gerilla olarak gideriyordu. Bu yönüyle dağlar, gerilla yaşamıyla bütünleşen özellikleriyle de bütün genç kızlara, bütün Kürt kadınlarına örnek olması gereken bir yoldaşımızdır. Dağ sevgisi özgürlük sevgisidir. Kürdistan dağlarını sevmek, Kürt halkını sevmektir, Kürt tarihini, vatanı sevmektir. Demokratik bir toplum yaratma sevdasını derinliğine yaşamak, yaşatmaktır. Sorxwin arkadaş da tüm bunların bilincinde olarak dağdaki yaşama anlam vermiştir. Dağ yaşamının taş, kaya ve ormanlıklardan öte, ideolojik, kültürel, düşünsel, ruhsal, psikolojik bir anlamı olduğunu gören, bunu yaşayan bir arkadaşımızdı. Önderliğimiz yine son görüşme notlarında Kürtlerde dağ bir kültürdür, Kürtleri bu dağlardan sökmek mümkün değildir, dağlar Kürtlerin birliği, özgürlüğüdür, yenilmezliğidir biçiminde bir değerlendirmede bulunmuştu. Herhalde bu değerlendirmenin kadınla ilgili yanını en iyi temsil eden yoldaşlarımızdan biriydi. Bu açıdan da Sorxwin yoldaşı Kürt halkı, Kürt kadını her zaman sevecektir. Kültürünün, duygularının önemli bir parçasını bu duruştan alacaktır.
Kürt kadını bugün Kürdistan’da, Kürt halkının bütün yaşadığı yerlerde özgürlük tutkusunu sürekli geliştiriyorsa, özgürlük ve demokrasi mücadeleleri veriyorsa, bunda Sorxwin yoldaşın yaşadığı duygularla yaşayan, mücadele eden, Şehit düşen kadın yoldaşlarımızın, arkadaşlarımızın duruşunun payı belirleyicidir. Bu özgürlüğe sevdalı duruşlar, bu boyun eğmeyen militan kişilikler olmasa, Kürt kadınının özgürlük ve demokrasi mücadelesini bu düzeyde sürdürmesi söz konusu olamaz. Bu yönüyle Kürt halkının özgürlük mücadelesi nasıl Kürdistan halkının özgürlük dağlarında üretildiyse, Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesi de kadın yoldaşlarımızın duruşu ve mücadelesiyle üretilmiştir. Bunların sembol kişiliklerinden biri de Sorxwin yoldaşımızdır. Sorxwin yoldaşımız sadece bireysel bir savaşçı değildi. Her duruşunun, her adımının, bu dağlarda yaşamasının, Kürt kadınının bilinci olduğunu, Kürt kadınının özgürlük ve demokrasi mücadelesinin gelişmesi anlamına geldiğini bilerek hareket etmiştir. Hem PKK ruhunu, örgütünü, Önderlik gerçeğini koruyarak bunu yapmıştır, hem de mücadelenin en zor alanlarında öncü rolü oynayarak Kürt halkının ve Kürt kadınının yürüyüşünün süreklileşmesini ve kahramanca olmasını sağlamışlardır. Dolayısıyla Sorxwin yoldaşımızın duruşu çok bilinçliydi. Tarihsel anlamını, değerini bilerek mücadele ediyordu. Nasıl ki cezaevinde 14 Temmuz direnişçileri ölüm orucu içinde yaptıkları eylemin anlamını iyi biliyorlarsa, bunun getireceği sonuçlarını daha o zaman şahadete gitmeden önce farkındaysalar, aynı biçimde Sorxwin yoldaş da Botan dağlarında, silahı omzunda bir gerilla olarak meşru savunma mücadelesi içinde olurken, böyle bir gerçekliğin parçası olduğunu bilen ve ona göre hareket eden bir yoldaşımızdır. Bu nedenle duruşu, yürüyüşü her zaman tarihsel anlamda, bu ciddiyette, bu sorumlulukta olmuştur.
Kadın özgürlük çizgisini, özgür kadın duruşunu tüm Kürt halkının mücadelesine somutlayarak, örgütü bir bütünüyle güçlü tutarak yürütmesini bilmiştir. Bu nedenledir ki bir taraftan kadın özgürlük mücadelesinin temsilcisi olurken, diğer taraftan Kürt halkının ve insanlığın özgürlük mücadelesinin ideolojik öncüsü ve örgütü olan PKK Meclisi’nde yer almıştır. Sorxwin Arkadaş’ın PKK Meclisi’nde yer almasını sağlayan en temel etken, onun duruşudur, ciddiyetidir, militanlıktaki sürekliliğidir. Onun militan duruşunda, duygusunda, kararlılığında, mücadelesinde, temposunda, devrimci heyecanında hiçbir zaman kesinti olmamıştır. Zaten PKK’li olmanın en temel özelliklerinden biri de bu duyguyu kesintili değil, kesintisiz ve sürekli yaşayarak, yaşatarak ve çevresinde bu duyguları yayarak yaşayandır. PKK militanlığı özünde budur. Dolayısıyla PKK militanlığı, özünde Sorxwin duruşudur, Sorxwin militanlığıdır. Bunu başta kadın yoldaşlarımız olmak üzere hareketimiz ve halkımız bilmek durumundadır. Sorxwin yoldaş Kürdistan dağlarında halkın, Kürt kadınının özgürlük mücadelesini verirken, sadece kendi adına savaşan, yürüyen bir arkadaş olmamıştır. Bütün yoldaşları adına savaştığını, bütün yoldaşları adına özgürlük mücadelesini temsil ettiğini ve bu duyguyu taşıdığını çok iyi biliyoruz. Mücadele içinde her zaman özlemini de hasretini de duygularını da bütün adımına, bütün eylemine taşımıştır. Bir yıl, iki yıl görmediği arkadaşlarını görme özlemiyle yanıp tutuşmuştur. Yoldaşlık duygusu da bu kadar güzel olan, yoldaşlık duygusunu sadece yanındaki yoldaşlarla değil, göremediği yoldaşlarla da paylaşan, yoldaşlığın bir bütün olarak bütün yoldaşları sevme, sayma, onları yüreğinde taşıma olduğunu bilen bir arkadaş olarak da şehit düşerken, görmediği yoldaşların hayal ve hasretiyle şahadete ulaşmıştır. Sorxwin yoldaşın 14 Temmuz şehitleri gibi şahadete giderken moral düzeyinin, mutluluğunun zirvesine ulaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Şahadet anını hissetmesi, onun görevini yapmanın, sorumluluğunu yerine getirmenin; yoldaş, örgüt ve Önderlik sevgisinin zirveleştiği an olduğunu, tanıyan tüm arkadaşlar rahatlıkla söyleyebilir. Herhalde şahadet öncesi en son Önderliğimizin hayalini görmüş, ona bağlılık yeminini şahadete giderken de bir daha yapmıştır.
Sorxwin arkadaş ile ilişkilerimizde herhangi bir resmiyet fazla olmazdı. O sıcak duygularını, o içten duygularını tümüyle yansıtırdı. Ben de Sorxwin yoldaş ile karşılaştığımda sanki bütün ömrümüz beraber geçmiş gibi, yan yana olmuşuz gibi, bir ailede on yıllar yan yana yaşayan kardeşler gibi, birbirini tanıyan öyle doğal duygularını yansıtan bir ilişki düzeyimiz vardı. Duruşuyla, tutumuyla saygısını ve sevgisini belli ederdi. Karşılaştığımızda heyecanla duygusunu, saygısını, sevgisini nasıl dışa vuracak pek bilemezdi. Böyle heyecanlı olan, heyecana kapılan özellikleri bulunan bir yoldaşımızdı. Tabi böyle tanımanın, zaman zaman bu tür yakınlıkları hissetmenin duygusuyla hâlâ şahadetine inanmıyorum. Sanki bir gün bir yerde hâlâ karşılaşacağımı düşünüyorum. Sorxwin arkadaşın şahadetinden sonra hep bu duyguları yaşadım. Şimdi bu değerlendirmeyi, bu duygularımı anlatırken bile böyle bir olasılığı hisseder gibiyim.
İlk başta da belirttiğim gibi, Şehit Sorxwin yoldaşımız tasfiyeciliğe karşı kahramanca direnen yoldaşlarımızdandır. Örgütü en zor dönemde şahadetleriyle ayakta tutan yoldaşlarımızdandır. Eğer örgütümüz ayakta kalıyorsa, mücadele sürüyorsa, Kürt sorununun demokratik çözümü için bugün örgütümüz, halkımız kendini tüm dünyaya kabul ettiren bir hareket ise, bunda bu dönem Şehitlerimizin direnişi belirleyicidir. Tasfiyeciliği tasfiye eden, her türlü tasfiyeci eğilimleri boşa çıkaran sadece ve sadece bu Şehitlerimizdir. Bu Şehitlerimizin çabasıdır. Bu Şehitlerimiz, Önderliğimizin esaret koşullarında Önderliğimizin umutlarını, özlemlerini, on yıllarca çabalarının başarısızlığa uğramaması için yemin eden, Önderlikle bu yönlü özgürlüğü mutlaka kazanmanın sözleşmesini yapan arkadaşlarımızdır. Bu arkadaşlarımızın Önderliği anlayan, gerçek anlamda bağlılık taşıyan yoldaşlar olduğunu açıkça söylemek gerekiyor. Şahadetlere değer vermek, onların Önderliğe bağlılığını anlamak ve Önderlik çizgisiyle yürümek demektir. Önderliğe bağlı ve Önderlik çizgisini derin olarak yüreğinde hissedemeyenler şahadetleri de anlayamazlar. Bu şehitlerin gerçek yoldaşları olamazlar. Dolayısıyla özellikle mücadelemizin çok zorlu bir dönemden geçtiğini biliyoruz. Bu zorlu süreci kurtaranlar da şehitlerimiz olmuştur.
MÜCADELE ARKADAŞLARI
YORUM GÖNDER