ÖNDERLİK ÇİZGİSİNDE ÖZGÜRCE DERVİŞÇE MİLİTANLIK
İnsanoğlu olarak anlamın başlangıcında olsak da zamanın oluşum sırrını kendimizde anlarız. Yaşamımızı kısa sürede büyük etkileyen bazı hakikatleri biliriz. Bunlar tarihsel belleğimizin ve toplumsal kimliğimizin eskimeyen oluşum gerçekleridir. Bu topraklarda özgürlük umudunu yeniden eken Önder APO böyle bir hakikattir bu hakikat görkemli güneş gibi karanlık ve kölelik dünyamıza ışığı ve özgürlüğü getirmiştir. Mücadelemizin on binlerce özgürlük şehitleri de bu güneşin kıvılcımlarıdır. Işığın ve özgürlüğün havarisidir. Umudun savaşçısıdır.
Özgür Roni arkadaş işte bu umut militanlarındandı. Genç yaşta büyük davamızın amansız mücadele hakikatiydi. Bugüne kadar bu hakikati yazmayı cesaret edemedim. Eksik olacağından korktum. Sonra anladım ki istesem de bu hakikati bir bütünen anlatamam. Sadece bu hakikatin bana yansıyan yönünü yazabilirim. Kelimelerin anlamına ve okuyacak arkadaşların affına sığınarak bendeki özgür(derviş) arkadaşı az da olsa paylaşmaya çabalayacağım.
2006’da Avcılar’da üniversiteye kaydımı yaptıktan kısa süre sonra PKK gençlik kitlesi ve sempatizanlarıyla tanıştım. Derwêş adı dillerde dolaşıyordu. Baştaki yeniliğimden dolayı bu ismin nitelediği kişilik bir sır gibi anlatılıyordu. Yasak türküler gibi dillendirildiğinde ortamdaki etkileyiciliği üsluptaki heyecan ve yüzlerdeki tebessümlerden belli oluyordu. Bu bende gittikçe bir mesele oluşturuyordu. Ben gençliği tanıdıkça bu isim büyüyordu. Bir sevgi yumağı oluyordu. Bir efsane gibi her anı da polislere karşı her eylemde, her örnek davranışta dile geliyordu. Baştaki sır, saklama durumu gittikçe netleşiyor. Sevgiyle yüreğimde büyüyordu. Sonra katıldığını duyduğumda Derwêş ismi bende gerillayla özdeş oluyor. Gerillanın bendeki kutsallığı, kahramanlığı adeta Derwêş kişiliğinde somutlaşıyordu. Artık hiç tanımadığım bu kişilik gibi olmak istiyordum. Her yerde hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışıyordum. Kim bu yoldaş?
Derwêş Kosker, Elbistanlı. Parti bu alana ilk başlarda girmişti. Düşmanın yönelimi olunca ailesi Avrupa’ya göç etmişti. Derwêş arkadaş ülke özlemiyle modernite asimilasyonlu el topraklarında büyümüştü. Tekirdağ Çorlu’da liseyi okumuş, İstabul Üniversitesine kaydını yapmıştı. İlkin arkadaşları tanımaz; ama ailesinin teşviki ile Türk solunu tanır. Yakın bir zaman sonra PKK gençliğine yönelmişti. Çok sonra Dewrêş arkadaşın kendisi buna gençlikten bir arkadaş öncülük yapacaksın gel de kendi halkına öncülük yap deyince etkilendim demişti. Kısa sürede gençlik eğitimselliklerine ve eylemselliklerine katılmıştı. Özümseme yeteneği ve sorumluluk duygusu onu gençlik öncülüğüne taşımıştı bu güçlü gelişimi kısa sürede yapmasından dolayı gençlikten arkadaşlar “Derwêş dönüşümü” diye ifade ediyorlardı. Bundan sonra Derwêş arkadaş Avcılar başta olmak üzere tüm İstanbul gençliğinin de bir öncüsüdür. Gençliği örgütleyen ve bire bir kendisiyle eylemlere sürükleyen bir militandır. Hatta bir defa Avcılar kampüste bir pankart asar, kimse indiremez. Çevik Kuvvet okula girer. Son saniyeye kadar direnir. Düşman pankartı aldığında üzerinde “sizin tankınız, topunuz varsa bizimde dağlarımız var” yazılıydı. Derwêş arkadaş düşmana karşı kendini netleştirmişti. Bunun için ikinci senesi bile üniversite de dolmadan dağlara, özgürlük saflarına, gerillaya yürümüştü. Gençlik çalışmaları için arkadaşlar tutamamıştı Derwêş arkadaşı. Hatta gençlik sorumlusu bir arkadaş “o geleceğin komutanıdır” derken halkının mücadelesine yürüyen bu militan yürekten etkilendiğini ifade ediyordu.
Yeni yaşam olan gerillada Derwêş arkadaş, özgür kodunu almıştı. İsmiyle bile özgürlüğe tutkusunu yansıtıyordu. İddialı ve öz katılımıyla yaşama kaygısız ve ilgili yaklaşımıyla bulunduğu her alanda arkadaşları etkilemişti. Sonra Komala Ciwan’a düzenlemesi olmuştu. Bu dönemde tasfiyeciliğin parçaladığı gençlik örgütlülüğü ve liberal yaşam anlayışı verilen mücadeleyle aşılmış ve gençlik YDGM perspektifi çerçevesinde yeniden örgütlenmeye başlamıştı. Özgür arkadaş YDGM’nin ideolojik mücadele alanını örgütlemek için legal sahaya görevlendirilmişti. Ben o dönem Avcılar’da gençlik çalışmalarındaydım. Hatta alanda “çizgim Derwêş çizgisidir” diyordum. Derwêş arkadaş gibi gerilla olma hayalim gittikçe gelişiyordu. Tabi Derwêş arkadaşın alana tekrar gelişini bilmiyordum. Arkadaşlar sonra Derwêş arkadaşın onun çizgisini esas aldığımı söylemleştirdiğimi söylediklerinde kızmıştı. “Gerilla yaşamını esas olsun” demişti. Avcılar’daki bir sorun için genelde arkadaşlarla tartışmıştım. Ama tavır noktasında netleşememiştik. Bunun için gençliğin bir evine yeni gelmiş bir arkadaşa danışmamızı arkadaşlar önerdi. Eve daha önce de gidişim olmuştu. Oradaki arkadaşları da tanıyordum. Bu sefer gittiğimde evde misafir olan yeni arkadaşın bizi karşımla tarzı, hazırladığı yemekler, sofradaki ev sahibi gibi hizmet yaklaşımıyla bizi mahçup etmişti. Yanımdaki arkadaş geliş amacımızı söylediğinde tek cümle söylemiş ve yanında saatlerce ikna etmediğim arkadaşlar ikna olmuş sorun çözülmüştü. Şok olmuştum. Bu arkadaş kimdir? Söylediğimde yanımdaki arkadaş bilmesine rağmen söylemediler sonra bu eve farklı bir arkadaşla tekrar geldim. Evdeki misafir Derwêş arkadaşı yanındaki arkadaş gördü. Yanımdaki arkadaşa baktım. Heyecanlanması, titremesi ve Derwêş arkadaşa sarılması bir oldu. Beynime onlarca ihtimal birden hücum etmişti. Durumu anlayamıyordum. Bendeki garipliği hisseden Derwêş arkadaş kendisinin de daha önce bizim kampüste okuduğunu söylemesiyle anlamam bir oldu. O an ki hırsla sonsuz zaman diliminde yaşadığımı, duygularımı, düşüncelerimi hiçbir zaman tanımlayamadı. Hayalimdeki Derwêş arkadaş ile önümde duran hakiki Derwêş arkadaş, hayal ile gerçeğin iç içe olduğu bu zamanın bitmesini hiç istemezdim. O anda sadece şunu söyleyebilmiştim. “Bir ihtiyacın olursa nerede olursan ol, ne zaman olursa olsun beni çağırırsan sana ulaşırım” dedim. Bununla Derwêş arkadaşa onun mücadele yoldaşı olma istemimi dillendirmiş, bilmesini istemiştim. O günden sonra Derwêş arkadaş beni çağırdığında sanki dünyalar benim olmuştu. İşe yaradığımı, layık olabileceğimi kanıtlamak için söylediği şeylere ciddi yaklaşır ve yapmaya can atardım. Belli bir süre sonra Derwêş arkadaş ortada görünmüyordu. Harekete katıldığını sanıyordum. Bir gün arkadaşlar çağırdı gittim. Derviş arkadaş çağırmıştı. Deşifre olmuştu. Gençlik koordinasyonundan başka kimse alanda olduğunu bilmiyordu. Tekrar katılabilme imkanı olana kadar gerekebilecek bazı şeyler için çağırmıştı. Bir eve geçtik. Bir aya yakın bir süre Derwêş arkadaşla kalmak benim için yeni bir başlangıçtı. Bizzat ondan gerillayı, mücadeleyi öğrenmek büyük şanstı. Adeta beni gerillaya hazırlıyordu. Onunla birlikte katılmak istediğimi de biliyordu. Gerilla yaşamı güzel mi diye sorulduğunda “sen kendini kattıkça güzeldir” diyordu. Kendisi de gerillayı düşüncesinde, duygusunda, davranışında hissettiriyordu. Mücadele arkadaşlarına, özgürlüğe kavuşmayı bir an önce istiyordu ve “bir günüm bir aydır. Bir yıldır gibi geliyor” diyordu. Her gün uygun haberi bekliyordu. Bir gerillanın bana güvendiğini hissetmek bende korkunç enerji yaratıyor ve koşturuyordum gereken şeyler için. Tavırları, yaklaşımlar çok farklıydı. Bir duruşunu hep hissettiriyordu. Öğrencilerin bir evi vardı. O arkadaşlar memlekete gitmişti. Bu evi yedek güvenlik tedbiri için ayarladı. Ben kontrol ettikten sonra adresi Derwêş arkadaşa verdim. Olası bir durumda kullanabilsin diye O da kontrol için gidiyor. Kat sayısını herhalde yanlış vermişim. Derwêş arkadaş yanlış daire zilini çalıyor. Kadınlar etrafını sarıyor. Meğer apartmana hafta içi hırsız girmiş. Derwêş arkadaşı hırsız sanıyorlar. Derwêş arkadaş zor kurtuluyor. Bana kızacağını düşünmüştüm. O anlatacak bir anımız oldu” diyerek beni yine yanıltmış ve etkilemişti.
Bir gün Ali Çiçek arkadaştan bahsetti. Ali Çiçek arkadaşı Önderlik istiyor. Katılmak için sınıra geliyor. Milis yollar kapalı, en az 17 gün bekleyeceğini söylüyor. Ali Çiçek arkadaş “bir militan 17 gün bekleyemez. Bir ajan var, vurup geleceğim” diyor. Gidiyor ve yakalanıyor. Sonra bilmem zindan süreci gelişiyor. Bunu niçin anlattığını fark ediyordum. Çünkü Derwêş arkadaş, Ali Çiçek arkadaşı yaşıyordu. Bekliyordu. Yollar kapalıydı. Boş durmuyordu. Benim üzerimden eski bildiği arkadaşlarını katmaya çalışıyor, bir ajanı vurabilmek için uygun zamanı ve hazırlıkların bitmesini bekliyor. Hatta daha önce gençlik çalışmalarında zarar verip ayrılan bazılarını cezalandırmak için yapılması gerekenin perspektiflerini veriyor, bizi netleştiriyor, tavır sahibi kılmak istiyordu. Ali Çiçek duruşunu kendine esas alan Derwêş arkadaşın gerçeğini 3 yıl sonra gerillada bir parti kaynağında gençliğin öncüleri kısmında Ali Çiçek’le Derwêş arkadaşın fotoğraflarını yan yana görünce anlayacaktım. Fikir-zikir-eylem bütünlüklü kişiliğin militan hakikatiydi anladığım.
Sonra bir gün Amed’den katılabilme yönlü olumlu haber geldi. Benimde katılma çağımı bildiğinden en son elimden geleni yapacağız ve orada(gerilla, dağlarda)seninle görüşeceğiz” dedi ve gitti. Yüreğim burkuluyordu. Onunla görüşme yerine geç kalmamak için dayatmalarımı sıklaştırdım. Gençlik kabul etti. 2-3 ay sonra katıldım. Derwêş arkadaş, tüm sistem yaşamına sırt çevirerek büyük azim ve iradesiyle gerilla yaşamına olan özlemini kanıtlamıştı. Amed’den katılmış, orta saha da Haki arkadaşın yanında kalmıştı. Kıyı Tezvan karakol eyleminin keşfine kendini dayatarak gitmişti. Sonra planlamada bu eylemi yapabilir miyiz, yapamaz mıyız tartışmasında ona fikri sorulduğunda “kendinize göre karakol aramayın yapabiliriz” diyor. Onun bu tavrı eylem kararının alınmasını etkilemişti. En son arkadaşların tüm engellemelerine rağmen eyleme saldırı takviyesinde katılmıştı. Takviye eylemde saldırıya yardıma geçince suikastle şehit düşer. Özgür arkadaşı yanında tutmak isteyen Kahraman arkadaşta şehit düşer ve üç arkadaş daha. PKK’nin saldırı ruhu 5 özgürlük militanının kanıtıyla tarihe yenisini, yeni bir kahramanlığı daha yazar. Eylem tüm kazanımlarına ve başarısına rağmen bedeli ağırdır. Yüreklerde intikam ve acı büyüktür. Gençliğin militan kişiliği Özgür arkadaş kısa sürede alandaki tüm arkadaşları etkilemişti. Gerilla yaşamının az ama öz gerçeğiyle zamanın amansız hükmünü yenmişti ve onu dolu dolu yaşamıştı. Önderlik gerçeğinin pratikçisi ve gerillanın özgürlük mabedi olmuştu. Bu önemsiz mücadelemizde Özgür arkadaş bana son söylediği gibi elinden geleni yapmıştı. Belki fiziki görüşmemişti. Ama Önderlik gerçeğinde militanlık duruşunu kanıtlamıştı. Benden beklenen bu militanlık duruşunda Özgür arkadaşla buluşmak için tüm varlığımla ve ilk günkü heyecanla savaşmaktı. Bu zaten Özgür arkadaş ve onun şahsında on binlerce özgürlük militanı anısına bağlılık borcumuzdur. Şehitlerimizin anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Bu Önderliğin yarattığı çizgide Derwêş’çe, özgürce militanlık iddiamız ve kararımız olsun. Eskimeyen sözümüz, toplumsal özümüz özgürlük onurumuz olsun.
Devrimci Selam ve Saygılar
12-03-2011
KURTAY SERHAT
(Botan Alanı)
YORUM GÖNDER