DEVRİMİN AKTİF RİTMİ VE PASİF RADİKALİZM FURYASI
“Faşizmde muazzam bir kibir söz konusudur ancak faşizm boş, endişeli ve çaresiz olduğundan megalomanca vaatlere sıkı sıkıya sarılan insanlarda açığa çıkar.” R. May – Kendini Arayan İnsan
Kürt halkının sahadaki direngen ve onurlu mücadelesi bir kere daha küresel oyunlar denklemine kurban edilmek isteniyor. Savaş baronları Kürt halkının kanına doymak nedir bilmiyorlar. Yeni enerji koridorları ve işgal edilmiş topraklar küresel sermayenin yeni haritalar ve sınırlar peşinde olduğunu gösteriyor. Hayali zaferler pazarlıyorlar ve bu temelde halkları dipsiz bir sefaletin içine çekiyorlar. NATO patentli Kürt tasfiye konseptini fırsat bilen TC faşizmi de Kürt halkına ve özgürlük Gerillasına karşı taktiksel nükleer silah kullanımında hiçbir sınır tanımıyor!
Kimyasal silahlara dayalı bu Kürt soykırım tehdidi ortadayken pasif muhalif tutumların yol açtığı umut kırıcı güncel pratiklerle bu hayati süreci sağlıklı götürmek mümkün görünmüyor. Erdoğanvari faşizm rejiminin kurallarını peşinen kabullenmek de aslında başlı başına bir yenilgidir. Zira Erdoğanvari otoriter sadizm tuzağına düşmek TC faşist resmi ideolojisini derinlemesine bilince çıkarmamaktan kaynaklıdır. Bu gerçekliği görmekten ısrarla kaçınan kör siyasi lafazanlık bu yenilgi tuzağına çoktan düşmüş demektir. Bu kaotik zeminde insanların her türlü iç ve dış sosyal tecrit baskısını ve kaygısını aşarak ideolojik politik doğrulara sahip çıkması devrimci bir erdem eylemidir. Ellen Glasgow “Cesaret tek sonsuz erdemdir.” Derken çok haklıdır.
Sözüm ona sahadaki muhalif pratiğin güncelde faşizme gösterdiği reaksiyon pasif radikalizmi besleyen ve kamuoyunun enerjisini tüketen içi boşaltılmış protestolarda kendisini görünür kılıyor. Buda toplumsal değer yitiminin eşlik ettiği uçsuz bucaksız bir aşınmayı gösteriyor. Artık zamanın ruhunu karşılamayan bu pasif eylemsellikler paradoksunu bir şekilde kırmak gerekiyor. Bu pasif tutum sahibi içi boş kişilik enflasyonu ısrarla kendisini aynı zeminde konuşturuyor. Aslında sahadaki devrimin aktif ritminden kaçmanın kamuflajıdır bu radikal demokrasiyi hedeflemeyen ikirlikçi tutumlar.
TC özel savaş rejimi tekelindeki manipülatör medya kuruluşları toplumsal faşizmi körüklerken kötücül amaçlar taşır. Din simsarları ve tacirleri cennet vaadiyle toplumu aldatarak zihinlerini faşizme, siyasal ve sosyal sömürüye başkaldırmaktan alıkoymak istiyor. Buna karşın faşizmi iyi tahlil etmeyen toplumun kimi devrimci bilgi kaynakları da kirleniyor. Böyle durumlarda virüslü bilgiyi yaşamla, pasif radikalizmi de ısmarlanmış olmayan sahici eylemle test etmekte yarar vardır. Sahadaki devrimin aktif ritmiyle uyumlu eylem netleştiricidir. Yanıltıcı şah şahlarla kimi kitle eylem görüntülerini servis edip efsanevi bir direniş sergileyen Gerilla direnişlerini olumsuz tartışma ve tartıştırma zeminini yaratan medyadaki kimi çarpık anlayış sahipleri kitlesel pasif durağanlığı olumlayan bir tarzı egemen kılmak istiyor. Pasifist bir medya radikalizmi ile kendisini örtmek isteyen elitist bir kümelenme göze çarpıyor!
Mesela bu güncel haber adeta es geçildi. Kürtler açısından oldukça zorlu bir süreçte uluslararası çevrelerde karşılığı olan Lahor Talabani’nin Londra temaslarını not etmekte yarar var. 1 Kasım da İngiliz Avam kamarasında yaptığı konuşma ve geniş katılımlı Kürt bileşenin bu toplantıya gösterdiği ilgi de Kürt kamuoyunda yeterince yer bulmadı. TC MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın Kürt iç savaşı için bölgesel düzeyde yürüttüğü çalışmalar konusunda verdiği bilgilerde bir hayli çarpıcıydı. Ortadoğu politikalarında Hakan Fidan'ı ikinci bir Kasım Süleymani olarak hazırlanmasına dönük imalarda ilginç. Yine İran’da yaşanan dinamik serhildan süreci için oldukça çarpıcı tespitler de yaptı. Bu gelişmeler ışığında Ortadoğu politikalarının oluşturulduğu Londra'ya Lahor Talabani'nin bu ziyaretinin zamanlaması da oldukça dikkat çekici. Burada Kürtler Ortadoğu'nun kaderini mi değiştirecek yoksa kurbanları mı olacaklar sorusu önem kazanıyor? Şurası kesin Kürt halkı olarak pasif bir duruşun bizleri felakete sürükleyeceği bir hayli kritik bir zaman aralığında geçiyoruz!
TOLDAREN TOLA MEZİN (ARŞİV)
YORUM GÖNDER