PRATİĞE DOĞRU ANLAYIŞ VE YARATICI TARZLA YAKLAŞARAK BAŞARMAYI MUTLAKA ESAS ALMALIYIZ! (3.BÖLÜM)
Kazanımcı üslup çok çok önemli
Değerli Yoldaşlar!
Pratiğe yönelirken farklılıklar var. Önderlik, pratiğe yöneldi mi devrimciliği tarz, üslup ve tempo olarak değerlendiriyordu. Önderlik tarzının anlaşılması, üslubunun özümsenmesi ve temposunun esas alınması, olay ve olgulara Önderliğin yaratıcı tarzıyla, kazanımcı üslubuyla ve yüksek maraton koşusu biçimindeki temposuyla yaklaşılması, pratiğe böyle katılımı zorunlu kılıyor. Ancak böyle olursa pratikte başarabiliriz. Yani tartışmaların sonuçlarına uygun olarak hareket etmiş oluruz. Verdiğimiz sözün gereklerini pratikte yerine getirebiliriz. Başka türlü olmaz. Pratiğe yönelirken tarz, üslup ve tempo üzerinde daha çok duracağız. Bir Önderlik temposuna bakalım, 50 yıllık mücadele pratiğini göz önüne getirelim, Önderliğin yürüyüşüne, çeşitli dönemlerde attığı adımlara bakalım bir de kendi pratiğimize bakalım.
1994’te Önderlik eğitimde bahçeye getirttiği ördekleri göstererek, “Gördünüz değil mi o bahçedekileri. İşte sizin yürüyüşünüz onlarınkine benziyor. Yani düşe kalka yürüyorsunuz” dedi. Önderlik ders için ördekleri getirtmiş, bu şekilde durumumuzu çeşitli hayvanların yaşam ve hareket tarzlarını örnek göstererek anlatmıştı. İşte tempo, tarz deyince Önderlik bu şekilde çok somut şeyleri belirtiyordu. Sadece laf olsun, söz olsun diye söylemiyordu.
Tabi tarz ve kazanımcı üslup çok çok önemli. Olumsuzlukları yenmek için üslubumuzun nasıl olması gerekiyor? Bu soruyu soracağız, ona göre yaklaşacağız. Düşmanın atomlarına kadar örgütlülüğünü parçalamış olduğu toplumsal ortamda, yani kendine ihanet ettirilmemiş bir kişinin bile bulunmadığı bir ortamda insanlara bilinci, örgütü nasıl aşılayacaksınız? Önderlik, “Bir tavuk için komşusunu gözünü kırpmadan vuran, ama vatan ve özgürlük için en ufak bir iş yapmada kılını bile kıpırdatmayan bir insan duruşuyla biz yola çıktık” dedi. Böyle bir insanı nasıl eğiteceksiniz, ikna edeceksiniz, örgütleyeceksiniz, nasıl özgürlük için mücadele eder ve fedai militan olur hale getireceksiniz? İşte Apocu devrimcilik bunları yapandır. Biz de böyle olmak durumundayız. “Önderlik ve parti böyle yapmış güç ortaya çıkmış, kurtulmuşuz, istediğimiz gibi davranırız” diyemeyiz. Başaran bir devrimci olacaksak Önderlik tarzını, üslubunu özümseyeceğiz ve başarıyla hayata geçireceğiz. Biz de o üslubu esas alacağız. Olumsuzluklar ortamında olumluluğu geliştirecek, yüzde bir bile olsa olumlu olanı tutarak doğruya çekeceğiz. Bu Apocu tarzın, üslubun temel ilkesidir. Bunun gereklerini yerine getirmek için mücadele edeceğiz.
Pratikleşmede Apocu üslup ve yaratıcı tarz üzerinde duracağız. Girişkenlik, devrimci ruh, duygu ve atılımlardan bahsediyoruz; 15 Ağustos, 1 Haziran, Parti ve Önderliksel Çıkış Atılımı diyoruz. Bunlar en zor, en karanlık ortamlarda gerçekleşti ve Önderlik tarzının temel özelliklerini bize gösteriyor. Başka türlü normal düzenini yaşar hale gelmiş insan duruşuyla mücadele etmek, devrimi ve devrimciliği geliştirmek mümkün değil. Onun için okuduğumuzda Önderliği doğru anlamalıyız. Başka şeyler okumayın demiyoruz ama onları okurken Önderlik çizgisini hiçbir zaman göz ardı etmemeliyiz, öyle etkilenme olmamalı diyoruz. Önderliği Önderlikten öğrenmeliyiz. Başkalarına bakarak Önderliği anlamaya çalışmamalıyız. Başkalarına bakmak başkalarından etkilenmeyi getiriyor, bizi yanılgıya götürüyor, Önderlik gerçeğini yanlış anlamamıza yol açıyor. Dolayısıyla Önderliği Önderlikten öğrenmeliyiz. Hem bilgi hem bilinç hem kişilik olarak, tarz, üslup ve tempo olarak Önderlik pratiğine bakarak, Önderlik değerlendirmelerini okuyarak, inceleyerek, irdeleyerek Önderliği öğrenmek kesinlikle doğru ve gerekli olandır. O bakımdan bizde tarzda ne kadar tekrar olduğu, yaratıcılıktan uzak kalındığı, dogmatizmin, tutuculuğun ve kalıpçılığın yaşandığını görmeliyiz. Partiden aldıklarımızı unutmayacağız. Ama onun pratiğin başarısı olduğunu da sanmayacağız. Pratiğin dilinin farklı olduğunu görmezden gelmeyeceğiz. Dolayısıyla pratik tarz, üslup ve tempo konusunda da yoğunlaşacağız, Önderlik gerçeğine ulaşmaya çalışacağız. Kendimizi mutlaka bu temelde eğiteceğiz ki pratikte doğru değerlendirebilelim. Doğru bir eğitim temelinde pratiğe yönelelim ve başaralım.
Önder Apo, “Ben bir yere giderken, birinci gün ne var ne yok diye bakarım, ikinci gün burada ne yapılabilir diye sorar, oturur kendime bir planlama çıkarırım, üçüncü gün plan temelinde pratiğe yürürüm. Gerisi başarıdır” dedi. Pratiğe böyle gitmek lazım. Öyle her şeyi kendinden başlatmak üzere gitmemek gerek. Her alanda örgütümüz, mücadelemiz ve kahramanca yürüyen bir direnişimiz var. Bu gerçekleri göreceğiz, onları da dikkate alacağız. Ama çoğu zaman bir yerden bir yere gidildi mi haftalar ve aylar geçiyor hala anlamaya çalışıyoruz. “Anladık” dediğimiz yerde bir bakıyoruz ki değiştirmek, düzeltmek için öngördüklerimizi unutmuşuz, oradaki duruma uyum sağlar hale gelmişiz. Önderlik tarzını doğru anlayamamak, özümseyememek, ona uygun pratik yürütememek, bu kadar emeğin, çabanın sonuçlarını heba ediyor, boşa çıkartıyor. Kesinlikle bu durumlara da düşmemek gerekir. Bütün arkadaşların bu konularda çok daha duyarlı, dikkatli olması, yoğunlaşmayı kesintiye uğratmaması, sürekli pratiğe yürürken, pratik tarz, üslup ve tempo üzerinde yoğunlaşması, aldıkları eğitimi sürekli kendileri için esas almaları pratikte başarılı olmaları için şarttır, gereklidir. Böyle yapılırsa kesinlikle doğru yürünür ve başarılı olunur.
PKK YÜRÜTME KOMİTESİ
YORUM GÖNDER