YAŞAMI ÖZÜYLE BULUŞTURMA: XWEBUN
Özgürlük hareketinin güzellik ve iyi tanımlamasında temel belirleyici değerlerden biri de Xwebun olmaktır. Yani beden tapınağı kadar içinde yaşam bulduğumuz toplum tapınağını da tanımak ve bu temelde yaşamayı esas almaktır. Xwebun yüksek bir bilinç gerektirir. Kimim-kimiz? Sorularına varlığın bilinciyle cevaplar vermek ve o temelde yaşama çabasında olmak son derece önemli konulardır. Bir anlamda özgürlük savaşı özünde xwebun olma savaşıdır. Kendi varlığı ile bilinçli bağ kuran bir birey ve toplum güçlüdür, hiçbir güç onları yenemez, üzerinde hükümranlık kuramaz. Bu nedenledir ki sömürgecilik işgal ettiği toplumlarda ve bireylerde öncelikle yabancılaşmayı hedefler. Sömürge toplumlarda yaşanan yabancılaşma düzeyi, sömürgeciliğin başarısının düzeyini ortaya koyar. Bireyle tapınağı arasına mesafe girdiğinde, insanlar kendisinden, toplumsallığından kaçmaya, kurtulmaya çalışır. Örneğin özgürlük mücadelesi başlamadan önce insanlar ya Kürt olduğunu ifade etmez, ya da daha mahcubiyet diliyle bunu ifade ederdi. En iyi kadın ise “erkek gibi” olan kadındı. Oysa bir erkeğin kadına benzetilmesi ise küçük görülme ve değersizleştirmenin ifadesiydi. Ama ezilenin egemenle tasvir edilmesi bir övünç payesidir. Bunu erkek karşısında kadın, egemen ulus karşısında ezilen ulus, burjuvazi karşısında emekçi sınıfı yaşar. Uygulanan politika özünde aynıdır. Kölenin efendisine öykünmesi… “Kadında mevcut durum ne etiğe ne de estetiğe sığar” diye Reber Apo, bu nedenle güzellik konusunu kadınla özdeşleştirir. Güzellik daha çok kadın etrafında gelişmek durumdadır, der. Kadının, Xwebun olma arayışı toplumda da yansımasını bulan gelişmelere yol açar. Bu durum kadının toplumsallıktaki konumu kadar, “ en eski ve son sömürge” olmasıyla da bağlantılı bir durumdur.
“Özgürlük evrenin amacıdır” diyen Rêber Apo, özgürlük olmadan etik-estetiğin olamayacağını belirtir. Yani güzelliğe ulaşmak için özgürlük yolunda yürümek gerekir. Bu durumu çok bariz Kürdistan Özgürlük Mücadelesinin gelişim seyrinde açığa çıkan güzelliklerde gördük. Burada mücadele eden, özgürlük için savaş veren kadınlar tüm dünyanın hayranlığını uyandırdı. Varlığı bile tartışmalı konumda olan Kürtlerin kadınları tüm dünyada büyük bir ilgi ile izlenmeye, takip edilmeye başlandı. Pek çok çalışmada Kürt kadınları öncülük rolünü üstlenerek, tüm dünya kadınlarına umut olmaya başladı. Tüm bunlar özgürlük mücadelesinin açığa çıkardığı güzelliklerin sonucuydu.
Etik- Estetik anlayışının temel ilkesinden biri de olay ve olguları bütünsellik içinde ele almasıdır. Yani fikir-zikir-eylem birliğini sağlayabilmektir. Düşünülen ile dile gelen ve eylemin birbirini tamamlayabildiği oranda güzeldir. Bütünselliği olmayan her davranış bir eksiklik duygusu yaratır, aksaktır ve çekici değildir. Güzelliğin dili şiirseldir. Ne kadar acı yüklü olursa olsun ürkütmeden, incitmeden, derin duygular yaratarak dile gelir.
Sonuç olarak ifade edecek olursak etik-estetik kadın özgürlük mücadelesinin temel bir ilkesi olarak belirlendiğinde onun yaşamsallaşma alanı da belirlenmiş olur. Kadınlar mücadele ettikçe özgürleşecek, özgürleşerek güzelleşeceklerdi. Elli yıla yaklaşan mücadele deneyiminde bunun çok somut örnekleri açığa çıktı. Sakine özgürlüğün ve güzelliğin kilometre taşlarını dize dize bu yolda ilerledi. Zilan, tanrıça duruşuyla özgürlüğün ve güzelliğin abidesidir. Berivan, Beritan, Sema, Viyan, Delal, Leyla ve… Bu özgürlük ve güzellik kavgası halen devam etmektedir. Kadın ve yaşam bilimi olarak Jineoloji’nin temel çalışma alanlarından birini de etik- estetik oluşturmaktadır. Rêber Apo, etik ve estetik arasındaki ilişkiyi; “etik özgürlük ahlakı ve bilincidir, estetik ise bu bilinç doğrultusunda oluşmaktadır” temelinde tanımlar. Bu perspektif aynı zamanda Jineoloji’nin etik-estetiği ele alışı ve pratikleştirmesinin de temel dayanağını oluşturmaktadır.
ÖZGÜR UMUT
Bitti
YORUM GÖNDER