IRAK SEÇİMLERİ ÜZERİNDE TÜRKİYE GÖLGESİ VE GÜNEY PARADOKSU
Güney Kürdistan’ın da kaderini önemli oranda etkileyecek Irak seçimleri öncesi KDP’nin Türk işgalciliğiyle giriştiği kirli işbirliği Güneyin statüsü üzerinde hiç umulmadık tehlikelere yol açabilecek ölümcül olasılıklar barındırıyor. Irak seçimleri öncesi siyasi tansiyon oldukça yüksek. Avrupa Birliği gözlem misyonu, Irak Yüksek Seçim Komisyonu’nun daveti üzerine bu ülkede 10 Ekim’de düzenlenecek seçimleri bir heyetle izleyecek. Borrell, bu davet üzerine Avrupa Parlamentosu Milletvekili Viola Von Cramon-Taubadel’i seçim gözlem misyonunun başkanı olarak atadı.
Güney Kürdistan'da ki siyasi partilerde bu seçimlere hazırlanıyorlar. YNK ve Goran ortak ittifakla bu seçimlere giriyorlar. KDP’ de var gücüyle ve iktidar avantajlarıyla hazırlanıyor. Türk işgali altındaki Güney Kürdistan siyasetine de TC etkinlik kurmak istiyor. Tırmandırılan TC gerilim politikalarının bir amacı da müttefiki KDP listesine avantajlar sağlamaktır ve giderek güçlenen muhalif kesimleri zayıflatmaktır. Güney Kürdistan halkı yolsuzluk politikaları yüzünden büyük bir sıkıntı yaşıyor. Bu rahatsızlığını halk her seferde çeşitli protesto yöntemleriyle sokakta dile getiriyor. Fakat KDP zor aygıtlarıyla bunu sindirmeye çalışıyor. KDP ve TC denetimindeki medya dışında muhalefet yanlısı tüm gazeteciler cezaevlerine atılmış ve bir çok çevrede ölüm tehditleriyle bastırılmış durumdadır.
KDP-TC kirli işbirliği Güney’de demokratik siyasi bir muhalefetin ortaya çıkmasını olanaksız kılıyor. YNK içinde geliştirilen nifak tohumlarının yarattığı tahribat ve bölünmeler KDP ve TC politikaları eliyle yapılmıştır. Demokratik muhalefeti bölme, parçalama ve sindirme politikaların KDP üst aklı TC tarafından yürütülüyor. Esrarengiz cinayetler, suikastler teşebbüsleriyle sahada desteklenen bu kirli politika Güneye TC tarafından ihraç edilmiş durumdadır.
Kamuoyunun dikkatinden kaçan önemli ve güncel bir ayrını üzerinden devam edelim. Irak seçimlerinde ittifaka giden YNK ve Goran seçim propoganda materyallerini temin etmek için Türk faşizminin ve özel savaş politikalarının önemli merkezlerinden biri olan ve Veli Küçük’ün “Laz kemeri” projesinin pilot ili Trabzon’un Şalpazarı ilçesinde bir fabrika ile anlaşma yapılıyor. Dün sırf bu seçim materyalleri üzerinde Kürdistan ibaresi olduğu için halk galyana getirilerek tüm materyaller yakıldı. KDP-TC ortak yapımı bu operasyon üzerinden seçimlerde KDP’ye muhalif bu kesimlere mesaj verildi. Bu saldırı seçimlerde KDP ve işbirlikçi politikalarına bir destek olarak pazarlandı. Ekonomik işbirliği demokratik uluslaşmanın da bir göstergesidir. TC-Güney ticari ilişkileri zirvedeyken bu seçim materyalleri pek ala Kürdistan’ın başkenti AMED’den de temin edinilebilirdi. Faşizmin bu kitlesel gövde gösterisinden Güney Kürdistan yönetimi hiçbir ders alacağa da benzemiyor.
Daha öncede bir Güney Kürdistan turist kafilesi Kürdistan atkıları yüzünden Trabzon’da linçe maruz kalmışlardı. Güney Kürdistan medya tekeli bu korkunç faşizm kalkışmasına dönük tek satır yazmadı. Duhok'a esrarengiz bir şekilde ölen valinin yerine gelen şaibeli Duhokun TC uşağı valisi hala PKK’yi karalama derdinde. İftiralarla PKK’yi Güney halkına düşman sunma kirli özel savaş politikalarına hizmet ediyor. Güney halkının mutlak bu kirli politikalara karşı uyandırılması gerekiyor. TC-KDP bu ortak özel savaş politikalarıyla ve linç gösterileriyle hem Güney halkına hem de muhalif Güney partilerine doğrudan bir gözdağı veriyorlar. Türk faşizminin işgali bu şiddet sarmalıyla kanıksatılmak isteniyor. Bu gün Süleymaniye'de Kuzey Kürdistan'da siyasi cezası yüzünden gelen Ferhat Barış Kondu’ya yapılan ve yaralsanmasıyla sonuçlanan saldırıda Parastın ve MİT ortak yapımıdır. Güneyde gerilimim politikalarının daha da tırmandırılacağı sır değildir.
TC-KDP eliyle tırmandırılan şiddet ve gerilimlere rağmen Güney siyasetinde cesur halk önderlerinin ortaya çıkabileceği bir takvim işliyor. TC tarihsel işgal emellerine can suyu olanlara karşı tüm Kürt halkı aktif temel almalıdır. KDP-TC kirli işbirliği Kürt halkının özgürlük umutları önündeki en acil çözülmesi gereken paradoks olarak duruyor. Bu kangrenleşen ihanet paradoksu çözülmeden Kürt halkının hiç bir güvenliği olmayacaktır. Bürütüs hançeri Güneyden doğru dört parça Kürdistan halkının sırtını delik deşik ediyor. EDİ BESE!
Serdem Amed
YORUM GÖNDER