ÖNDERLİĞİ YAŞA VE YAŞAT
Önderliğimiz uzun bir süredir İmralı’da ve tecrit koşulları altında yaşamını sürdürmektedir. Yaşam koşulları normal bir tutuklunun bile haklarının çok gerisindedir. Her saniye ve her an psikolojik anlamda yıpratılmak istenerek gözlem altında tutulmaktadır. Sağlık koşulları her gün biraz daha da kötüleşmektedir. Amaç her gün, her saniye önderliğimizi bitirmektir. Hem önderliğimizin içerisinde bulunmuş olduğu koşullar, hem de yapılan sistemli saldırılarla bu gerçeklik kendisini açığa çıkarmaktadır. İmralı koşuları değiştirilmeli ve önderliğimiz serbest bırakılmalıdır.
Bir halk Önderi açısından en zor olanı, mücadele arkadaşlarından uzaklaştırılarak tecrit koşullarında yaşamını sürdürmek zorunda bırakılmasıdır. Önderliğimiz kadro ve halktan uzaklaştırılarak İmralı’ya prometeus gibi kayalıklarına çivilenmek istenmiştir. Önderliğimiz ki, tüm halkların özgürlüğü ve barışını esas alan Demokratik, Ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü toplum paradigmasını esas alan bir ideolojiyle tüm halkların kurtuluş manifestosunu hazırlamıştır. Barış ve demokrasi çağrıları karşısında, savaş ve operasyonlarla cevap verilmektedir.
Son seçimler sonrası AKP Hükümetinin başa gelişiyle birlikte savaş çanları çalmaya başladı. Hedef önderliğimiz ve özgürlük hareketimizin öncüsü PKK’dir. Önderliğimiz ve PKK hedef alınarak Özgürlük mücadelesi ve Kürdistan halkına karşı topyekun bir saldırı gerçekleştirilmek istenmektedir. Önderliğimizin özgürlük ve barış çağrıları karşısında ısrarla bu çağrılar dikkate alınmayarak boşa çıkartılmaktadır. Türk devleti Kürdistan’da savaş çığlıkları atarak aslında halkların barış ve demokrasi arayışlarına karşı savaşı derinleştirerek operasyonlarla cevap vermektedir. Bu özgür kürdün ve iradeli kürdün bitirilmek istenmesi ve yerine iradesiz, özgürlük arayışları olmayan bir insanın yaratılması arayışıdır.
Önderliğimiz iradeli kürdü yaratma mücadelesi vermiştir. İradeli kadın ve iradeli erkeği yaratma çabası önderliğimizin iradeli bir toplum yaratma arayışıyla bütünleşmektedir. Özgür yaşam – özgür insan ve özgür toplum arayışına başladığı ilk günden ele alınan konunun ciddiyetine derinden inanarak anlamlı ve çözümleyici bir yaklaşım sergilemiştir. Aslında sorunlara komple bir yaklaşım sergileyerek neden ve sonuçlarıyla bir çözüm arayışı içerisine girmiştir ve bu tarihsel çalışmaya başlamıştır. Kadının özgürleşmesi sorununu ele alırken de toplumsal, kültürel, psikolojik şekillenmenin tüm koşul ve yapılanmalarını sorgulayan ve çözümleyen bir tarzda esas almıştır.” PKK bir kadın partisidir” ve bu temelde anlam itibariye kadının özünü temsil etmektedir. Bir aydınlanma ve aydınlatma hareketi olarak ortaya çıkmaktadır. Önderliğimiz, kadını ‘kadın yaşamının kültürünü’ yaratması eyleminin yürütücüsü olarak görmüştür.
Kadını, erkek egemenlikli sistemin geri ve zorba bakış açısından kurtararak, kadında var olan özü ortaya çıkarmış ve bir irade haline getirmiştir. Özgürlük mücadelesi içerisinde kadın da kendi iradesiyle savaşarak halkının özgürlük mücadelesinin birer militanları haline gelmişlerdir. Kadında erkek egemenlikli zihniyetle savaşımda mücadele gerekçelerini oluşturmuştur. Kapitalizmin kadını bölüp parçalayan ve meta haline getiren yaklaşımları karşısında güçlü bir mücadele zemini oluşturulmuştur. Kadında genel anlamda Önderliksiz bir yaşamı düşünemeyeceği gibi önderlikle her an yaşamayı ve yaşatmayı kendisine esas almak zorundadır.
Hiyerarşik ve devletçi toplum sistemi tarafından etkisizleştirilip bastırılan kadın gerçekliği aslında taşıdığı değerlerden uzaklaştırılmak istenerek yaşamda direniş ve intikam eylemini gericiliğe ve zorbalığa karşı başlatmıştır.
Özgürleşme ve özgür toplum yaratma gibi bir sorunumuz var. Bunları birinci derece de görev olarak önümüze koymuştur. Önderliğimiz “özgürlük arayışının sevdalısıdır.” İnsan olmada yeni kadında ve yeni erkekte yaratılacak düzeyde toplumun temel ahlaki vazgeçilemez kuralı olarak bunu benimsemiştir.
Hedefimiz özgür bir toplum yaratmaksa, özgürlüğü merkeze oturtarak, kadının yaşamış olduğu tüm sorunları aşma çabamız olmalı. Özgürlük merkezli sorunu ele alışımızla kadında ortak ruh, ortak yüreğin ve eylemin yakalana bilinmesi kadın kurtuluş ideolojisi temelinde ulaştığımız düzeyi yansıtmaktadır.
Kadınların yaşamış olduğu tüm zorlukları ve sancıları kendi acılarımız olarak ele alıyoruz. Yaşanan Töre cinayetleri başta olmak üzere, yaşanan intiharlar, İran’da gerici- erkek egemenlikli sistemin kadını irade olarak görmediği, insan olarak bile ele almadığı bir gerçeklik karşısında kadının Recm edilmesine karşı biz kadınlar olarak tek yürek, tek ruh haline gelme ve o kadınların acıların derinden hissederek bir özgürlük mücadelesini başlatma ve bunu intikam hareketine dönüştürmek zorundayız.
Özgürlük hareketimizin başlatmış olduğu yeni hamlede önderliği yaşa ve yaşat kampanyasına kadınlar olarak yaşamımızı, örgütlülüğümüzü borçlu olduğumuz önderliğimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek ve “Önderliksiz bir yaşamı” hiçbir koşul altında kabul edemeyeceğimizi tüm dünyaya haykırıyoruz. Tüm kadınların bu kampanyaya katılmaya çağırıyoruz.
ROJDA SİVEREK
pajk.org
YORUM GÖNDER