ÖNDERLİK GERÇEĞİ-19.BÖLÜM
Ben Önderlikle tanışmadan önce benim bütün derdim babamla yaptığım kavgaydı. Hangi anlamda kavga? İkna etmeye çalışıyordum. Babama “Biz burada ne geziyoruz, niye bu dağda kalıyoruz, ne var burada, sen burada ne bulmuşsun? Şehre gidelim hepimiz çalışırız, hepimiz çalışabilecek yaştayız. Anam da, sende, bütün çocuklar çalışır, bundan daha iyi bir yaşamımız olur.” diyordum. . İlginçtir arkadaşlar, babam sahte işçi pasaportuyla Avusturya’ya gitti. Orada sadece 9 ay kalabildi, kaçtı tekrar geldi, yaşayamadı. O dağ yaşamının çekici bir şeyi vardı, kendileri de izah edemiyorlardı. Sonra ben Önderlikle tanıştım.
Başlangıçta o dağ ortamı hep itici gelirdi bana. Kaçmak gelirdi sonra Önderlikle, Kürdistan gerçeğiyle, direniş gerçeğiyle, dağ bu kavramlarla tanıştıktan sonra benim çok şey değişti. Ondan sonra orası bana dünyanın en güzel yeri gibi geliyordu. Gerçekten de kışı bile bana iyi gelirdi. Önderliğin etkisi vardı, Önderlik beni biraz eleştirdi. Ben bir ara bir yazı yazmıştım. Soyadı kullanmak lazım Mahlas, ben bizim köyü adını yazmıştım. Başkan “Sen Hengirvan’ın dışına çıkmamışsın. Kazım hiç olmazsa Dersim’i olmuş.” diyordu. Bizim Kazım arkadaş da, Kazım Dersimi yapmıştı. Ben ise Hengirvan olarak, bizim köy Hengirvan.
Fakat şu önemli arkadaşlar. Dağa, coğrafyaya bağlılık, kültüre bağlılık, bir kültürdür dağ. Dağa bakmak kesinlikle ideolojik bir şeydir. Önderliğin eskiden de değerlendirmeleri var. Dağı ideolojileştirmek, ideolojiyi de dağlaştırmak gerek.Bu bir bakış açısı. ……….. ne çekiyor, kent yaşamı. Belki çok çekiyor diyemem, ama sonuçta birazda hayallerimizde o var. Eski yaşam tarzından daha ileri, sonuçta kent yaşamına daha yakın bir yaşam kurmak için belki biraz daha eşitlikçi olabilir. Belki özünde o kent yaşamına yakın bir yaşam tarzı var. Kır yaşamından ise uzaklaşma söz konusudur. Eğrelti olarak bu dağlarda duruşun her an için bu dağ geçici bir yerdir biçimindeki bir yaklaşımda gene paradigma ile bakış açısıyla bağı vardır. Ülke gerçekliğiyle yabancılaşmayla da bağı var. İnanır mısınız arkadaşlar, Önderliğin çıkışının en temel özelliği nedir? Önderlik bu dağlar gerçeğini, bu topraklar gerçeğini bizi, biz yapan gerçeklik biçiminde tanıttı.
Mesela “Biz Ankara’dan nasıl çıkış yaptık? Temel aldığımız ilke neydi?” diyordu. Kendisini esas alıyordu. Bir, Kapitalizmin kişiliklerimizin harcına mezhep katmasına izin vermedik. Yani kapitalist sistemin insanı olmamak, o kültürün içine girip erimemek. İki, bizi biz yapan topraklarının gerçeğine ihanet etmemek yani bizi biz yapan Kürdistan gerçeğine ihanet etmemek. O açıdan ülke gerçeği, yurtseverlik kavramı Önderlik de her şeyin merkezine oluşur. Önderlik gerçekten bir Kürdistan sevdalısıdır. Her şeyden vazgeçersiniz ama Özgür Kürdistan’dan asla. Yaşamdan bile vazgeçilebilir, ama Özgür Kürdistan’dan asla vazgeçilemez. Özgür yaşam eşittir Kürdistan. O açıdan Kürdistan yurtseverliği Önderlikte müthiş bir yurtseverlik biçimidir.
Önderliğin zaten aradığı odur. Başlangıçta da odur. Arıyorum dediği şey özgür ülkedir. Ben kendime bir ülke arıyorum, Kürdistan’ı arıyorum. İlk düşünce kırıntılarının içinde de bu vardır. İki kelimelik cümlede ifadesini dile getiren gerçeklik o değil midir? Kürdistan sömürgedir, vatan sömürgedir. Yine de işaret edilen şey vatanın durumudur, Kürdistan’ın durumudur. Bunun bu sömürgecilikten kurtulması gerekir. Bu sömürgeciliğin yıkılması gerekir.
Bu açıdan Önderliğin yurt sevgisi dar anlamda sadece bir toprak sevgisi de değil, onun ötesinde bu toprakların yarattıkları tarihsel birikimlerin hepsine sahip çıkma anlamında ama bizzat toprağın kendisine bir sevgidir. Kendi ülkesini bu tarzda seven başka ülkelere de saygı duyar. Bir bakıma bu tarzda bir Kürdistan sevgisi özü itibarı ile bir dünya sevgisidir. Gezegenimize duyulan bir sevgidir. Oraya doğru gider. Kürdistan’ı her şeyin üzerinde tutuyorum, dünyanın canı cehenneme diyen bir yaklaşım değildir. Biz de demek ki Önderlikteki o yurtseverlik duygusu olayını çok iyi çözümlemek gerekir.
Önderlikteki yurtseverlik eşsiz bir yurtseverlik biçimidir. O eşsiz yurtseverliktir ki onu bu toprakların gerçeği içerisinde uygunluk içerisinde bu toprakları yeryüzü cenneti olmaktan cehenneme çeviren devletleşme silahından, aracından kurtarıyor. Düşünceyi o araçlardan kurtarıyor, devletsiz bir özgür toplumu bu topraklarda yaratmak istiyor. Bu toprakların gerçeğini onla bütünleştirmek istiyor. Bunlar büyük önem taşıyor. Mesela şöyle bir şey var. İnsana hakaret gibi gelir. Biraz daha derinliğine düşündüğünüz zaman size öyle acı veriyor ki, özür diliyorum Kürdistan’ı bir fahişe yerine koyanlar, Kürdistan’ı pezevenk gibi satanlar kendilerini yurtsever sayıyorlar. Önderliği ise Kürdistan’dan vazgeçmiş olarak değerlendiriyorlar. Kim yurtseverdir? Önderlik niye direniyor?
En son bile şunu söylüyor: Özgür Kürdistan. Zaten şeyde de söyledi. Kürdistan devrimcileri eşittir özgür Kürdistan yanlılarıdır. Çıkış noktamız budur ve Kürdistan’a yaklaşımımız diğer gruplarınkinden kesinlikle farklıdır. Karşı koyuşumuz şudur. Siz Kürdistan’daki köleliği yumuşatmak istiyorsunuz. Biz Kürdistan’ı tümüyle özgürleştirmek istiyoruz. Çıkış noktasındaki fark budur. Bunu sağlayanda Önder APO’dur, onun gerçekliğidir, onun toprağa, ülke gerçekliğine olan büyük bağlılığıdır.
ALİ HAYDAR KAYTAN (HEVAL FUAT)
YORUM GÖNDER