HALK SAVAŞI ÖZGÜRLÜK SAVAŞIDIR, KAHRAMANLAR SAVAŞIDIR (1.BÖLÜM)
Partilileşme ve halk ordusuna ilişkin birkaç soru daha soracağız bugün. Parti de, ordu da tek başına ne bir amaçtır, ne de çözümdür. Süreç içerisinde, halk için kendini ne zaman yaratırsa, o zaman amaçları doğrultusunda, mevcut duruma göre yaşamsal bir araç olmaktadır.
Her yönüyle yaşamı elinden giden bir halk, bırakalım yaşamı, adı bile elinden alınmış, ülkesi elinden alınmış, insanlık namına elinde hiç bir şeyi kalmamış bir halk için, her şeyden önce ne yapılmalıdır? Eğer yaşamı, özgür yaşamı istiyorsa, bazı şeyleri düşünmek gerekir. Halkın başına ne geldi, ne getirildi? Kim, neyi, nasıl başına getirdi? Bunlar hepsi ideolojik tespit meseleleridir, tarihle bağlantılıdır ve gereklidir. Bilimsel yöntemle açığa çıkarmak gerekir. Ne kadar doğruysa, o kadar doğru yol açılır. İdeoloji olmazsa Kürt halkı nasıl yürüyemeyecekse, bu halkın çalışması, bu halkın savaşı da yürüyemez.
İdeoloji bir ışık gibi insanın önünü sürekli aydınlatır. Eğer bu yürüyüş savaşsa, kirli savaşa karşı, katliama karşı bir savaşsa, ışıksız bu savaş içerisinde nefes alman mümkün mü? Akıllı olmak gerekiyor. Kendinizi cahil bırakmışsınız, sonuna kadar düşürmüşsünüz. Ayıplarınızı, kusurlarınızı fazla açmak istemiyorum, ama kendinizi ilk ilkellik sürecindeki hayvandan daha çok düşürmüşsünüz. Nefsinizle mutlaka savaşmak zorundasınız. Her şeyden önce, ideolojiden bu kadar kaçış hayvanlıktır, hatta hayvanlıktan daha aşağı bir durumdur. Gözünüzü dört açın. Eğer burada insani bir yaşam varsa, amaç varsa, bu ideolojiye, insanlık sorununa her şeyden önce sahipleneceksiniz. İdeolojiden kopuklukta ısrar etmek, hayvanlıkta ısrar etmektir.
Tekrar söylüyorum, biz kirli bir savaş içindeyiz, katliamı dayatan bir savaş içindeyiz. Eğer bu savaşı tanıyamazsan, bu savaşa ilişkin büyük düşünce, büyük irade gücünü oluşturamazsan, ne yapacaksın? İnsan biraz dürüst ve akıllı olur. Bir nefes bile alamıyorsunuz, bir lokma yemek bile yiyemiyorsunuz. Bu durumun içindeyiz. Bunun için Kürt halkı diyoruz. Kürt halkı dediğimiz zaman, ideolojiden bahsediyoruz. Katliam sürecinde olan bir halkın başına gelenleri ideoloji aydınlatıyor. Bunun için ideolojik meseleler ihmal edilemez. Yemeği, içmeyi ihmal edebilirsin, ama ideolojik mesele ihmal edilmeye gelmez.
Bize rağmen yaşamak istiyorsunuz; düşünce savaşı vermeden, başkalarının emeği üzerinde, hatta kendi ölümünüz üzerine yaşam istiyorsunuz. Bunlar doğru değildir. Size bunları zorla kabul ettirmiyorum, yaşamın koşullarını, yaşam şartlarını söylüyorum. Biz bunu sizden ne rica ediyoruz, ne de minnet ediyoruz. Ama eğer yaşam istiyorsanız; yaşam için ne kadar netlik, ne kadar aydınlık gerekiyorsa ona ulaşacaksınız. Sizi düşman karşısında ayakta tutar, yaşam düşünceniz de netlik ve aydınlığa yol açar. Bunlar mecburiyetten değildir, yaşam şartlarıdır. Bu dersi verirken sanmayın ki size bunları zorla kabul ettiriyoruz, ya da sizi zora sokuyoruz. Hayır! Bunlar doğru değildir.
Parti ideolojisine ilişkin söylediklerimizi tekrarlamak istemiyorum. Tarifi böyledir. Eğer dürüstseniz, size her şeyden önce yürek ve düşünce kadar gerekli olandır. Bu meseleler yürek ve düşünce işidir. Anlarsanız yaşarsınız, anlayamazsanız yaşayamazsınız. Bırakalım savaşmayı, yaşayamazsınız. Birinci nokta bu. Beyini çalıştırmak, aydınlanmak tek başına yeterli değil tabii. Sadece büyük tavır, büyük netlikte yetmez. Ezilen bir halk her gün düşman kılıcının altındadır. Düşman baskısının altında olan halk için, tabii ki Önderlik gereklidir.
Önderlikten söz edildiğinde öncelikle ideolojik önderlikten bahsetmek gerekir. İdeoloji tek başına yetmez. Düşünce vardır, ama kolun olmazsa, bacağın olmazsa, fiziğin olmazsa, ayağın olmazsa faydası yoktur. Tek başına beyin vücudun yaşaması için yeterli değildir. Her şeyden önce diğer gerçeklikler de gereklidir. Gerçeklikler nelerdir? Senin bütün fiziğindir. Bunlar ne anlama geliyor? Örgütlenme, yaratıcılık, buna göre beyin, buna göre aydınlanma ancak seni yürütebilir. Hem yaşam içinde, hem savaş içinde her engele karşı zorlu yollarda düşmeden ayakta kalabilmek için Parti içindeki örgütlülük çok önemlidir. Çok hızlı, düşmeden sağlam bir birlik içinde yürümeyi bileceksin. Budur.
Siz tüm bunlardan kaçıyorsunuz, örgütlenmeden kaçıyorsunuz. Bir kaç şey öğrenmişsiniz, fakat onunla yürümesini bilmiyorsunuz. Burada hasta bir insan veya yarı ölü bir kişi gibi duruyorsunuz. Başkalarının emeği üzerine kendinizi yaşatıyorsunuz. Parti içerisindeki durumunuz böyledir. Kendi gücü, emeği üzerine yaşama değil, her zaman Önderliğin yürütmesini bekleme. Sizin elinizden gelen hasta bir insan gibi kendini üzerimize atmadır; “Beni yürüt yıllarca” diyorsunuz. Gece gündüz sabırla sizi yürütüyoruz. Bu doğru değil! Kendinizi ıslah edeceksiniz. Eğer, amaçlar doğrultusunda yürümek istiyorsanız, görevlerinizi her zaman yerine getireceksiniz ve bu temelde yürüyeceksiniz. Başka türlü de doğru değildir.
Parti ve tarih üzerine birçok şey söyledik. PKK, Kürt halkı için olmasaydı, adımız bile olmazdı. Bırakalım özgür yaşamı, bir tek insanın bile adı olmazdı. Sadece bizim içimizde değil, ki sempatizan halkımız, hatta hainlerimiz bile PKK’siz bir gün bile yaşayamaz durumdadır. Barzani’den tutalım bütün korucular dahil PKK’nin gücü olmasa bir gün dahi karınlarını doyuramazlar. Kürdistan’da Partisiz, ne sempatizan, ne de hain yaşayabilir. Bunun için PKK’yi yaşamın en esaslı şartı olarak algılayacaksınız. Bir sigaraya nasıl değer veriyorsanız, bin kez de Partiye vereceksiniz. Size her şeyi imkan dahiline koyan Parti doğrularıdır. Parti doğruları olmazsa, Kürdistan’da kendi adını dilinin ucuna bile getiremezsin, “ben Kürdüm” diyemezsin, “ben insanım” diyemezsin, iğne ucu kadar şereften bahsedemezsin. Parti bu kadar büyük bir güç konumundadır. Siz kendi canınızdan önce Partiye değer vereceksiniz. Neden? Çünkü, bu diğer Partiler gibi değildir, Kürdistan ve PKK birleşmiştir. Onsuz hiçbir şey olmaz, kimse halk partisi kuramaz. Bundan binlerce yıl öncesinde de olmadı, binlerce yıl sonra da kimse bunun gibi Parti kuramaz. Bunun için dürüst olun, akıllı olun.
Kürdistan tarihine bakın, birçok şeye bakın, bazı şeyler mümkün mü, değil mi? Bu büyük fırsattır, önünüze koymuşuz, binlerce kez değer verin. Bu Partinin ideolojisi, örgütlülüğü, silahı binlerce yılın gerçeğini elinize fırsat olarak vermiştir. Büyük bir müjdedir, değer vereceksiniz. Bu konuda da tekrar yapmak istemiyorum. Umarım anlamışsınızdır, yaşamın esas şartını almışsınızdır. Kararlı çalışmayı yaşamınıza hakim kılmışsınızdır. Hepsini de gördünüz. PKK tarihi nasıldır? Şehitler tarihidir. Her şehidi nasıldır? Bunları gördünüz. Bir ihanet tarihidir, ama nasıl bir ihanettir? İçte ve dıştaki ihanetin tarihi. İşkence tarihidir, zulüm ve baskı tarihidir. Başlangıçtan şimdiye kadar nasıl üstesinden gelindi? Dağda, zindanda, korkunç işkenceler altında, açlıkta, susuzlukta, soğukta, sıcakta bu tarih yaratıldı. Bu tarih büyük bir politik tarihtir, büyük bir siyasi tarihtir. Karanlık binlerce yıldan alıp bugüne getirdik bu tarihi. Böyle bir insan ne tarihte, ne dünyada vardır. Bu tarih kapsamlı ve görülmeye değer bir tarihtir. Herkes kendini bin kez güçlendirebilir. Bu tarihi bilmeyenin elinden hainlikten başka bir şey gelmez. PKK tarihi olmadan, yaşam olmaz, siyaset olmaz, savaş olmaz.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER