KÜRDİSTAN DEVRİMCİ GENÇLİĞİ TOPLUMSAL DİRENİŞİN VE SAVAŞIN ÖNCÜSÜ OLACAK (4.BÖLÜM)
Enternasyonal gençliğin duruşunu selamlıyoruz;
Örneğin bugün tüm dünyanın gözleri önünde bir halkın özgürlüğünden başka hiçbir şey istemeyen kızlarına ve oğullarına karşı kimyasal silahlar kullanılmaktadır. Yine altını çizerek belirtmek gerekir ki sadece bir defa değil, bir miktar değil. Her gün, gittikçe artarak ve herkesin gözünün içine baka baka yapılmaktadır. Fakat buna rağmen milyonlarca gençten oluşan potansiyel örgütlülüğe sahip bir mücadele olarak bunu yeterince gündemine alma, bunun üzerinden sürekli bir eylem planlaması içinde olma, halkın gücünü devreye sokarak faşizmin çanak tutucularına geri adım attıracak etkili adımlar atma durumu gelişmemiştir. Hiçbir şey yapılmıyor değildir. Gerilla mücadelesini tümüyle yüreğinde hisseden insanlar belki de bir şeyler yapmanın arayışındadır. Fakat bu şimdiye kadar örgütlendirilmemiştir. Dolayısıyla ortaya çıkan sonuç adeta gerillaya karşı kimyasal veya yasak nükleer silahlar kullanılmıyormuş gibi yaklaşılmasına neden olmaktadır. Birileri zaten ne yapsak da bu düşmanla işbirliği içinde olan uluslararası kurum ve kuruluşlar üç maymunları oynayacaktır diyebiliyorlar. Ama bilmeliyiz ki bu duruşun kendisi düşmanın değirmenine su taşımak anlamına gelir. Dediğimiz gibi hiçbir şey halkın harekete geçmiş gücünden kudretli ve caydırıcı değildir. Tarihe mal olmuş tüm devrim hareketleri böylesi halk direnişleriyle kendilerini var kılmışlardır. O zaman yapılması gereken küçük, etkisiz, bir hedefi olmayan, bir sonuca kilitlenmemiş klasik yürüyüşler değildir. Buna artık bir nokta koymak gerekir. Yapılması gereken on binler, yüz binleri harekete geçirecek biçimde çalışarak tüm dünyaya faşizmin aşağılık yüzünü göstermek, bu biçimde faşistlerin yüzüne tükürerek bir kez daha bu gibi savaş suçları işleme cüretlerini kırmak olmalıdır. Şimdi Avrupa’da OPCW denilen TC vahşetinin işbirlikçisi bir uluslararası kuruluşun önünde bir yurtsever tek başına eylem yapmaktadır. Bu durumun kendisi bile tek kelimeyle ayıptır. Avrupa’da yaşayan Kürdistan gençliği kendi görevlerine sahip çıkmalı ve her şeyi göze alarak adeta bir gerilla gibi her türlü riski göğüsleyerek orayı insan seli haline getirmelidir. Ve sonuç alınıncaya kadar da geri adım atılmamalıdır. Bu her bir Kürt genci için yurtsever olmanın, onurlu ve şerefli olmanın gereğidir. Yine CPT denilen Önderliğimiz üzerindeki alçakça tezgahlanan tecrit ve işkence sisteminin garantörü olan kuruma dönük aynı biçimde kitlesel seferberlikle halkın gençliğin gücü gösterilmelidir. O zaman bakalım sonuç alınıyor mu alınmıyor mu? Şüphesiz bu sadece orada yapılacaklarla gerçekleşmeyebilir. Fakat herkesin kendi sorumluluğunu yerine getirmesi esas olandır. Son dönemde enternasyonal devrimci gençlik öncülüğünde düzenlenen eylem etki düzeyi olan önemli eylemlerden biri oldu. Bu temelde enternasyonal gençliğin duruşunu selamlıyor, önümüzdeki süreçte gittikçe büyüyen ve dünya çapında gündem oluşturmayı hedefleyen bir eylem çizgisine ulaşacaklarına olan inancımızı belirtmek istiyoruz.
Bakur, faşist saldırıların dur durak bilmediği bir alandır. Halkımız, kadınlar, gençlerimiz üzerinde günlük olarak sistematik soykırım saldırıları sürdürülmektedir. Faşist düşmanın son yaptıkları ancak bu kadar olur dedirtecek cinstendir. Gerilla cenazesi bir çuval içerisinde adliye binasında babasının eline tutuşturulmakta, cennet ormanlarımız, ağaçlarımız Besta’da, Cûdî’de, Dersim’de katledilmekte, genç kadınlar faşist ruhlu ihanetçi korucular ve yeminli Kürt düşmanı ve hasta ruhlu asker ve uzman çavuşlar tarafından tecavüze uğramakta, vahşice katledilmektedir. Yine Kürt şehirlerinde kaza adı altında insanlarımız katliam benzeri ölümlere maruz bırakılmaktadır. Aslında Bakur ve Türkiye’de her gün serhıldan direnişini geliştirmeyi gerektiren bir faşist zulüm vardır. Devrimci Gençlik tüm bu yaşananlara karşı kendi sorumluluğunu hissederek yaklaşmış olsa bu düşman bunların hiçbirini yapmaya cüret edemezdi. Kaldı ki istenildiğinde, ısrar edilerek çalışıldığında ve hedefe kilitlenildiğinde yani herkes dönem görevlerine doğru yaklaştığında çok etkili, gündem sarsıcı serhıldan düzeyinde eylemler yapıldığı da ispatlanmıştır. Gemlik yürüyüşü, Cûdî yürüyüşü bunların somut örneğidir. Bu eylemlerin mevcut potansiyelin yüzde onu bile olmadığını bizler iyi biliyoruz. Demek ki önümüzdeki stratejik mücadele aşamasında bu tarihi derslere vesile olacak eylemler temel alınırsa çok daha büyük, faşizmi pişman edecek, ruhunu korku sağanağı altına alacak serhıldan direnişleri de geliştirilebilir. Kürdistan devrimci gençliği bunları rahatlıkla örgütleyerek öncülüğünü yapabilir. Devrimci Halk Savaşı çizgisinde mücadele etmek böyle olur. Hakeza Zap’ta zafer direnişi yürüten gerillanın yanında olmak, el ele, yürek yüreğe mücadele mevzisi içinde olmak böyle olur. Yapılması gereken bu kadar açık ve nettir.
Yine Rojhılat’ta ve tüm İran şehirlerinde Kürt bir genç kadın olan Jîna Emini’nin ahlak düşkünü rejim güçleri tarafından katledilmesi üzerinden gelişen serhıldanlar herkesi şoka uğratmış, tüm dünyada temel gündemlerden biri haline gelmiştir. İran gibi faşist, baskıcı, zulüm kalesi bir rejimin halk direnişi karşısında ne hale düştüğü gözler önündedir. Bu serhildanlar bir kez daha ispat etmiştir ki halk direnişinin gücü en faşist baskıcı devletleri bile dize getirebilir. Aynı zamanda bir gerçekliği de bir kez daha ortaya çıkarmıştır ki faşist rejimlerin uygulamalarına karşı halk, kadınlar, gençler patlama noktasındadır. Sadece birazcık öncülük yapacak akıl, cesaret ve irade olsun yeterlidir. Bu serhıldanlar düşmana ve hegemon tüm kirli devletlere bir gözdağı olduğu kadar, devrimci güçlere de önemli mesajlar içermektedir. Halk gerçekliğine doğru yaklaşım onlarca kere devrimi gerçekleştirecek imkan ve fırsatın ta kendisidir. Önemli olan halkı, gençliği, özgür yaşama hasret kadınları doğru çizgide örgütleyebilmektir. Bunda ısrarcı, kararlı ve inançlı olmaktır.
Kürdistan gençliği öz savunmanın da öncü gücü olmayı bilmelidir. Savunmasız özgürlük boş bir hayaldir. Buna göre faşizmin saldırılarının özellikle gerilla üzerinde bu kadar pervasız bir düzeye ulaşmasının diğer bir nedeni her yerde öz savunma temelinde intikam eylemleri yapılmamasından kaynaklanmaktadır. Kürdistan gençliğinin değişmez ilkesi her koşulda intikam gücü olmayı gerçekleştirmesi olmalıdır. Düşman nereden saldırırsa saldırsın anında misilleme eylemleri yapılmalıdır. Başûr’dan Bakur’a, Rojava’dan Avrupa’ya düşmanın bir saldırısına karşılık dört bir taraftan intikam eylemleriyle cevap verilmelidir. Düşmanı kahredecek pişman ettirecek eylemler hiçbir talimat veya onay beklenmeden kesinlikle en keskin biçimde yapılmalıdır. En net ve keskin olunacak husus saldırıların misillemelerinin yapılması konusunda olmalıdır. Bu kırmızı çizgimizdir. Çünkü, PKK bir intikam hareketi olarak kurulmuştur. Önümüzdeki süreçte tüm alanların bu konuda daha net, daha keskin ve daha radikal bir tutum sahibi olacağına inanıyor, intikam eylemleriyle faşist TC’ye dünyayı dar edeceğimizi belirtiyoruz.
Gençliğin görevi gerilla saflarını büyütmektir
Şüphesiz faşist düşman saldırılarına karşı bu düzeyde eylemsel güce ulaşmanın temeli örgütlenme düzeyine bağlı olmaktadır. Düşmanı titretecek eylemler yapmak örgütlü olmaktan geçer. Yoksa herkesin devrim yapılmasını istediği fakat kimsenin ilk adımı atacak cesareti ve ortamı bulamadığı bir durumla karşı karşıya kalınır. Bunun için Kürdistan devrimci gençliği kendisini örgütlemede sınırsız biçimde derinleştirmeli, kapsamlı hale getirmeli ve eylemde olduğu gibi örgütlemede de hamle yapıp seferber olmalıdır. Nasıl ki gerilla gece gündüz demeden düşmana darbe vurmanın arayışındaysa, devrimci gençlik de gece gündüz demeden insan örgütlemenin arayışında olmalıdır. Sokak sokak, mahalle mahalle, okul okul, esnaf esnaf, köy köy, ev ev gezerek adeta durursa bir daha özgürlüğe ulaşamayacağını düşünerek gençleri örgütleme seferberliğine girişmelidir. Mahalle gençliği, lise-üniversite gençliği, işçi gençlik, köylü gençlik mücadeleye taşırılmalıdır. Her bir genç, gerilla ruhuyla mücadeleye sevk edilirse o zaman düşmanın dağlarda tasfiye etme yönündeki projesi tuzla buz olacaktır. Çünkü dağda bitireceğim derken her bir şehirde, köyde, okulda, işyerinde bir devrimci karşısına çıkacaktır. Kürdistan’dan yurtdışına her yer “dağlarda arama, Apocular her yerde…” sloganına gerçek bağlılık temelinde düşmana en büyük cevabı vermiş olacaktır.
Kürdistan devrimci gençliğinin diğer önemli bir dönem görevi gerilla saflarını büyütmektir. Şüphesiz bir mücadele esprisi olarak “her yerde olan fakat hiçbir yerde olmayan…” tarzda yani gerilla duruşu ve tarzında gençliğin kendisini eğitip örgütler pozisyonda tutması ve sarsıcı-çarpıcı, beklenmedik eylemler geliştirmesi önemli bir kriterken gerillalaşmaya stratejik yaklaşım da aynı önemdedir. Faşist soykırımcı düşman açısından en büyük tehlike, en önemli engel ve kesinlikle tasfiye edilmesi gereken güç gerilla olmaktadır. Çünkü Kürdistan Özgürlük Gerillası direniş pınarının hiç kesilmeyen kaynağıdır. Gerilla, Kürdistan’da özgürlük adına elde edilen tüm kazanımların koruyucusudur. Bu açıdan düşman gerillayı bitirmeyi stratejik bir plan olarak ele almaktadır. Buna karşı Kürdistan devrimci gençliğinin de zafer savaşının ateşini harlandırmanın gereği olarak gerillayı büyütmeyi çalışmalarının odağına yerleştirmesi stratejik bir gençlik çalışmasıdır. Zap savaşını zafere götürmenin temel taktiklerinden birisi fedai kahramanlık çizgisinde direnecek gerilla adaylarının örgütlendirilmesi ve saflara taşırılması olacaktır. Bunun için gerilla katılımları her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Bilelim ki her bir gencin gerilla saflarıyla buluşturulması faşist düşmanın tasfiye umudunu berhava edecek bir hamle, savaş iradesini kıracak ölümcül bir darbe olacaktır.
Başta da belirttiğimiz gibi önümüzdeki üç aylık mücadele süreci stratejiktir, hayatidir, belirleyicidir. Kürdistan devrimci gençliğinin derin bir özeleştiri tutumuyla yeni mücadele aşamasına yeni bir hamle ruhu ve pratiğiyle katılacağına yürekten inanıyoruz. Yetmezlik ve eksikliklerin üzerine gidilecek, gerekli dersler hızla çıkartılarak dönem görevlerine müthiş bir kilitlenmeyle yüklenilecektir. Dönem Kürdistan devrimci gençliği açısından devrimci halk savaşı öncüsünü yaratma dönemidir. Doğru öncülük Kürdistan Özgürlük Gerillası’nın kapısını araladığı zafer savaşına doğru katılımı geliştirerek en başta Önder Apo’ya ve halkımızın en değerli kızları ve oğulları olan kahraman şehitlerimize layık bir duruşu yaratacaktır. Bu temelde tüm Kürdistan devrimci gençliğini “ji bo serfiraziyê werin cenga azadiyê” şiarıyla yeni bir direniş hamlesini zafer çizgisinde geliştirmeye çağırıyor, zafer Apocu çizgide direnen gençliğin olacaktır diyoruz.
KOMALÊN CİWAN KOORDİNASYONU
YORUM GÖNDER