PARTİMİZİN RESMİ KURULUŞUNUN 45. YILINDA DEVRİMCİ GÖREVLERİMİZİ BAŞARIYLA YERİNE GETİRELİM -2.BÖLÜM
İmralı sistemi zamana yayılmış idam uygulamasına dönüştürülmüştür
Değerli Yoldaşlar!
20 aydır Önder Apo ile herhangi bir görüşme olmuyor ve hiçbir bilgi alamıyoruz. 20 ay önce kardeşi ile yarıda kesilen kısa bir telefon konuşması yapmıştı. Kısa bir süre önce de Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi-CPT İmralı’ya gitti ve kendileriyle görüşen HDP Avrupa Temsilcisine “İmralı’da bulunanlarla görüşme yaptıklarını” belirtti. Bunlar dışında resmiyet içeren ve somut olan hiçbir bilgi yoktur. Avukatların, ailelerin, milletvekillerinin İmralı’ya gitme ve görüşme yapma taleplerine olumlu bir cevap verilmemektedir. Kısaca İmralı işkence ve soykırım sisteminde tecrit daha da ağırlaştırılarak devam etmekte, diğer zindanlara ve yaşamın her alanına yayılmaktadır.
Bununla birlikte, nedenleri fazla belirtilmese de Önder Apo’ya ve İmralı’daki diğer tutsak yoldaşlara sürekli “Disiplin cezalarının verildiği” söylenmektedir. ‘Görüşme yasağına’ bir neden olarak söz konusu bu sözde cezalar gösterilmektedir. Fakat esas olarak verilen bu sözde “Disiplin cezaları” ile Önder Apo’nun önümüzdeki 15 Şubat’tan sonra yeniden ‘yargılanmasının’ önü kapatılmaya ve İmralı sistemi zamana yayılmış bir idam uygulamasına dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Bütün bunlar göstermektedir ki, Erdoğan-Bahçeli faşist diktatörlüğü yıkılmadan Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanamayacak ve Türkiye’de ciddi ve kalıcı bir siyasi gelişme olmayacaktır.
Diğer yandan, zaman zaman İmralı’yı ziyaret eden CPT, kayda değer hiçbir açıklama yapmamaktadır. İmralı’daki hukuk dışılığı değiştirici ve düzeltici bir çaba içine girmemektedir. Söz konusu uydurma disiplin cezalarına karşı çıkmamaktadır. Nitekim CPT’nin son ziyareti sonrasında da İmralı tecridinde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Yine ziyaret sonrası yeni bir uydurma disiplin cezası verilmiş olmasına rağmen, bunu engelleyemediği gibi, buna karşı CPT’nin herhangi bir tepkisi ve karşı çıkma durumu da yaşanmamıştır. Bütün bunlar göstermektedir ki, Erdoğan-Bahçeli faşist diktatörlüğünün İmralı’daki uygulamalarını CPT (ve doğal olarak Avrupa Birliği) de desteklemektedir.
Hiç kuşkusuz bütün bunlardan çıkartacağımız en temel sonuç, küresel kapitalist modernite sisteminin, Birinci Dünya Savaşı ardından oluşturduğu Kürt soykırım sistemini sürdürmek istemesi olmaktadır. Kürt soykırımını öngören zihniyet ve siyasette esas olarak ciddi bir değişiklik gerçekleşmemiştir. Erdoğan-Bahçeli faşist diktatörlüğü yıkılmadan da herhangi bir değişikliğin önü açılacak gibi görünmemektedir. İmralı’da Önder Apo’ya yaklaşım bu gerçeği açıkça ortaya koymaktadır. O halde, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için mücadeleyi, her alanda ve her düzeyde daha fazla geliştirmemiz gereklidir.
Zaten Önder Apo’nun İmralı’daki mevcut duruşu da bunu ifade etmekte ve böyle bir mücadeleye çağrı niteliği taşımaktadır. Tarihin en ağır ve derin mücadelesinin İmralı’da yaşanmakta olduğu açık bir gerçektir. Önder Apo böyle bir mücadeleyi tek başına yürütmekte ve daha fazla mücadele etmemiz için önümüzü açıp bize imkan yaratmaktadır. O halde bizim de bu gerçekliği doğru anlayarak, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’ni Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü temelinde her yönüyle çok daha fazla geliştirmemiz gerekir. 45’inci resmi PKK yılında tüm yoldaşların bu konuda daha duyarlı olarak, yaşanan gerçekliği doğru görüp özgürlük mücadelesini her alanda daha güçlü geliştireceğine ve zafer yolunda ilerleyeceğine inanıyoruz.
PKK YÜRÜTME KOMİTESİ
YORUM GÖNDER