JEOPOLİTİK EKSEN KAYMALARININ YARATTIĞI BELİRSİZLİKLER
“Ortadoğu halklar talanında ilkin öz kök hakikate kefen biçilir. Bu kadim coğrafyada ihanet ve işbirlikçilik bol türeyen bir yılan zehiridir. Nihayetinde Ermişlerin öğütlediği gibi Ortadoğu genlerinde ihanet varsa sadakatte vardır Hakikat Bilgelerine”
Alevlendirilen Ukrayna ve Rusya savaşının arka planında ABD-Rusya- Çin gizli iktisadi siyasi gerilim denklemi de var. Son yapılan Nato toplantısında alınan kararlar bakımından AB-ABD müttefikliğinin hedefledikleri Ortadoğu’nun geleceğini de yeniden yorumlamak ve okumak mümkün. Sınırlı ve tarafgir bir bakış açısının yaratacağı felaketin herkes farkında. Küresel jeopolitik ve jeostratejik sıcak gündemlerinde ne ifade ettiğiniz çok önemlidir. Şimdiye kadar Ortadoğu'da yaşayan halklar dışında herkesin Ortadoğu halklar talanı üzerinde söz hakkı oldu. Küresel güçlerin kirli oyun ve komplolar sahası hep Ortadoğu sahasıdır zaten. Ortadoğu'nun kaygan zemini ve kronik kargaşa potansiyeli de buna oldukça yardımcı oluyor. Yakın zamanda şekillenecek küresel jeopolitik değişimden de en fazla etkilenecek coğrafya yine Ortadoğu olacak!
Kürt halkı, Önderi Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğüne adanmış görkemli 2022 Newroz referandumunda ruhunu, desteğini ve dik duruşunu çok net ortaya koydu. Bu görkemli bağlılık dostlara büyük moral olurken düşman ve işbirlikçilerinin tasfiye konseptlerini yerle bir etti. Buna rağmen Erdoğan diktatörlüğü 2023 seçimlerini kazanmak için faal küresel yangınları lehine çevirmek adına varını yoğunu ortaya koyuyor. Zira Diktatör Erdoğan her seçime giderken rutin olarak Kürt halkıyla savaşı tırmandırıyor. Partneri KDP ile birlikte aynı anda ve eş güdümlü olarak Kandil, Kerkük, Musul ve Rojava eksenli bir saldırı planı mevcut. Bölgesel askeri güç olma hamlesi adına Erdoğan kaos ve krizleri bir işgal-ilhak nedenine dönüştürmek için son provokasyonlara hazırlanıyor. TC kaos ve kargaşa gücü paramiliter unsurlar Roj-Enks-KDP-Türkmen cephesi çeteleri hazırlık yapıyorlar! Bu kuşatma hamlesi kime ne getirir ne götürür önceden kestirmek güç. Fakat darbe alacak tarafların TC-KDP olacağını jeokonjonktürel süreç söylüyor. İran ve Türkiye’yi tedirgin eden bir diğer gelişme ise ABD ve İngiltere'nin “Arap Natosunu” kurma stratejisidir. Bununla birlikte Basra körfezinden Akdenize uzanan yeni bir güvenli enerji koridoru söz konusu. Doğu Akdeniz de İsrail, ABD, İngiltere ve Kıbrıs Rum kesimi arasında bir konsensüs sessizce hayat buluyor. Küresel denklemde Kürt tavizleriyle uyutulan diktatör Erdoğan için tehlike çanları çalıyor!
Tarih boyunca ölümcül virüslerin üretildiği Çin merkezli gelişmelerin yol açtığı sonuçlar hala ciddi bir araştırma konusudur. Dünyada jeopolitik ağırlık merkezinin giderek doğuya ve Asya'ya doğru bir kayma göstermesi asla tesadüf değildir. Küresel sermaye akışı da bunu doğrulayan bir rota üzerinde şekilleniyor. Jeopolitik gündemler açısında bu eksen kayması ve yeni ağırlık merkezlerinin Ortadoğu ve Kürdistan açısından da çok şeylere gebe olduğunu gösteriyor. Ortadoğu ve Kürdistan için “marjinal bölge” kavramı giderek güncelliğini yitiriyor. ABD-Çin arasında giderek artan küresel ekonomik ve nüfuz alanı savaşı yakın zamanda Ortadoğu ve Kürdistan'ı da içine alacak bir gelişim seyrine sahip. Çin'in yeni manevra hamlesi ise Rusya'nın da oyun sahası olan Suriye ve İran'dır. Arap İsrail yakınlaşması İran ve Türkiye aleyhine gelişen bir başka önemli faktördür. Yine TC faşizminin Kürt halkının kaderi üzerinde yürüttüğü şantaj politikaları da hızından hiçbir şey yitirmeden yeni hamlelerle devam ediyor.
Kürt halkının geleceğini etkileyecek bu küresel eksenler kapışmasında takınacağı tutum ne olacaktır? Buna dönük diplomatik ilişkilerin düzeyi nedir? Özellikle bu gelişmelerden en çok etkilenecek Rojava devriminin bu noktada ne gibi hazırlıkları vardır? Yapıcı ve yıkıcı belirsizlikler Ortadoğu'da iç içe işliyor. Silahlı gücünüz varsa Ortadoğu'da söz sahibisiniz. Dün Fransa Parlamentosunda onurla karşılanan ve minnettarlıkla ağırlanan, YPJ sözcüsü Nesrin Abdullah ve YPG sözcüsü Nuri Mahmud arkadaşlara gösterilen sevgi seli çok şeyler anlatıyor. Kürt jeopolitik ve jeostratejik varlığının teminatıdır YPG-YPJ. Apocu kültürle yaratılan bu yenilmez askeri güç Kürt halkına uluslararası arenada değer ve meşruiyet kazandırıyor.
Bunlar yaşanırken Güney Kürdistan siyasi denkleminde kaos ve belirsizlikler var. Son Erbil'e düşen İran balistik füze saldırısının içerdiği mesajlar çok yönlüdür. Nitekim Irak başbakanının apar topar helikopterle olay yerinde incelemeye gelmesi oldukça manidardı. Vurulan yer bir Şeyhin sır gibi saklanan ve korunan evi olduğu duyumlarının yanı sıra dillendirilen iddialar arasında İsrailli askeri görevlilerinin de bulunduğu gizli bir toplantının hedeflendiği yerel duyumları oldukça ilginç. Bu esrarengiz restler yeni Irak hükümetinin kurulması dengeleri üzerinde etki yaptığı gibi KDP’nin aday gösterdiği Cumhurbaşkanı adayının üzerinde negatif bir reaksiyona yol açacağı da sır değil. KDP-TC şer koalisyonu Kürt halkına felaket getirecek. KDP Güney statüsünü danışıklı siyasi kumar masasında teslim ediyor. Kürt ulusal birliğinin zeminini dinamitliyor. Saddamcı Baasçılarla kurduğu kirli çıkar ilişkileri ise Xelepçe ve Enfal şehitlerinin kemiklerini sızlatacak cinsten. YNK bölgesinde ise Lahor Şeh Cenginin tekrar güçlenerek döneceğine ilişkin de güçlü sinyaller var.
Erdoğan Neo Osmanlıcılık kalkışması yerebatan sarayının tarihi sonunun tekerrürü gibi olacağa benziyor. Türkiye açısında da stratejik politik denklem artık çok net Avrupa seçeneğinden ziyada dümen tam olarak Ortadoğu'ya kırmış durumdadır. Ortadoğu da rotayı Afrika ve Kızıl denize son hızla çevirmiştir. İhvancı proje batı işbirlikçi çizgiyi esas alan ama demokrasi geleneğine nefret besleyen kindar bir zihniyet dünyasına sahipti ve sonunda battı. Mısır erkenden bunu fark etti. Erdoğan ise mezarda Kürt halkına ölüm ve soykırım dayatıyor!
Özcesi; Ortadoğu yeni jeopolitik ve jeostratejik güç dengelerinin oluşacağı bir süreç aralığına girmiş durumda. Bu hayati süreçte Kürt halkı için umut tecrit altında tutulan Önder Öcalan'ın paradigmasını temsil eden PKK'dir. En büyük handikap ise PKK ile savaşma hazırlığı yapan düşmanın ihanet hançeri KDP’dir. Özgürlüğe son kavşakta KDP tarihi ihanetine aman dikkat!
SERDEM AMED
YORUM GÖNDER