CEZAEVLERİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR VE ÇAĞRILAR
PKK VE PAJK’LI TUTSAKLAR: GÜNEŞ VE ŞUYUR İŞKENCE SONUCU KATLEDİLDİ
PKK ve PAJK’lı tutsaklar, cezaevinde hayatını kaybeden Halil Güneş ve Abdülrezzak Şuyur’un “her türlü insanlık dışı işkence uygulamaları sonucu katledildiğini” belirtti.
PKK ve PAJK’lı tutsaklar, Diyarbakır 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulduğu tek kişilik hücresinde bu sabah yaşamını yitirmiş halde bulunan Halil Güneş ve İzmir Aliağa Şakran T Tipi Cezaevi'nde tutulan 56 yaşındaki Abdülrezzak Şuyur’un yaşamını yitirmesine dair açıklama yaptı.
Tutsaklar adına açıklama yapan Deniz Kaya, “AKP-MHP faşist iktidarının inkarcı, imhacı, asimilasyoncu ve soykırımcı zihniyet ve uygulamaları sonucu uzun süredir zindanda bulunan hasta tutsak Halil Güneş ve Abdulrezzak Şuyur yoldaşlarımız şehadete ulaşmıştır. Kısa bir zaman önce Garibe Gezer yoldaşımız yine sistematik bir şekilde eril egemen faşist zihniyetin pervasızca, tecavüz, taciz dahil her türlü insanlık dışı işkence uygulamaları sonucu katledilmiştir” dedi.
Açıklamada devamla şunlar belirtildi: “İşte yargının bağımsız olmadığı gerçeği bir kez daha Garibe yoldaşın dosyasına gizlilik kararı konularak failli ifşa ediyor aslında bu yöntemlerle. Uygulamaya konulan infaz yasası kapsamında oluşturulan gözlem kurullarının bir işkence yöntemi olarak vuku bulduğu sonucudur. '29 yıl yetmez ölene dek’ tecrit politikası uygulamasıdır şehadetlerin yaşanması. Yaşamlarını zindan sahasında özgürlük, eşitlik, demokrasi ve hakikat mücadelesine adayan yoldaşlarımızın şehadetinde başta AKP-MHP zihniyeti olmak üzere somutta Adalet Bakanlığı sorumludur. Bu şehadetlerden sorumlu olanlar hem hak- hukuken hem de halkımız tarafından gereken cevap verilecek, hesabı sorulacaktır.
Başta Amed, Siirt ve Adana ve İzmir’deki yurtsever halkımız olmak üzere tüm Kürdistanlı yurtsever halkımızı devrimci, demokratik, özgürlükçü kesimleri zindanlarda yaşanan baskı, işkence, zulüm ve ölüm uygulamalarına karşı söz söyleme, eyleme geçme, tutum ve tavır sergilemesi tarihsel ve toplumsal görev ve sorumluluklarının gereğidir. Bir an önce AKP-MHP iktidarı ve Adalet Bakanlığı’nın tüm hasta tutsakları acilen tutsaklıklarına son vermesi gerekmektedir. Bu şehadetlerden Anayasa Mahkemesi, Yine Devletler hukukunu aşan uluslararası bağlayıcılığı olan yaşam hakkı ve işkenceyi önleme kurumları olan AIHM, CPT başta olmak üzere tüm uluslararası kurumlar da gerekenleri zamanında yapmadıkları için hasta tutsakların şehadetlerinden sorumludurlar. Bir an önce bu uluslararası kurumların başta İmralı olmak üzere tüm zindanlarda yaşanan tecrit, baskı, işkence ve ölüm politikalarına karşı harekete geçmelerini bekliyoruz.
'Faşizmi Yıkalım Tecridi Kıralım Önder Apo ile Özgürleşelim Hamlesi’ne daha güçlü ve örgütlü katılmak, şehadete ulaşan yoldaşlarımızın idealleri olan Kürdistan ve Türkiye’de anlamlı ve özgür yaşamın inşası açısından hayati önem taşımaktadır. Bir kez daha görülmüştür ki topyekün faşist, soykırım uygulamalarına karşı, topyekün direnmek, örgütlenmek ve eyleme geçmek başarı, zafer ve kazanmanın temelidir. Şehadete ulaşan bu yoldaşlarımıza sözümüz Özgür Kürdistan’da onurlu bir yaşam ve Demokratik Ulus’un inşası olacaktır ve bu temelde anılarına sahip çıkacağız. Bir an önce tüm hasta tutsak yoldaşlarımız serbest kalmasını belirtiyoruz. Zindanlarda yaşanacak her bir olumsuzluk durumunda AKP-MHP iktidarı sorumlu olacaktır."
MA-TUHAYDER: HASTA TUTSAKLAR ÖLÜYOR, HEMEN HAREKETE GEÇİLMELİ!
MA-TUHAYDER, yaşamını yitiren hasta tutsaklar için açıklama yaparak, hemen harekete geçilmesi gerektiğini belirtti.
Marmara Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MA-TUHAYDER) cezaevinde hayatını kaybeden hasta tutsaklar Abdülrezzak Şuyur ve Halil Güneş’e ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağır tecride dikkat çekilen açıklamada, “Sayın Öcalan şahsında geliştirilen tek kişilik İmralı tecrit sistemi, başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye halklarına dayatılan ve topluma hâkim kılınmaya çalışılan sistemin bir parçasıdır ve en çok da cezaevlerinde varlığını hissettirmektedir” denildi.
'TEDAVİLER ENGELLENİYOR, SİSTEMATİK İŞKENCE YAPILIYOR'
Cezaevlerindeki baskının boyutuna değinilen açıklamada, hasta tutsakların hayatını kaybettiği vurgulandı. Cezaevlerinde hak ihlallerinin arttığına işaret edilen açıklamada, “En yakıcı olanı ise ağır hasta tutsaklara, tedavilerini engellemek, tek başına hücrede tutmak ve tahliyesini engellemek suretiyle uygulanan sistematik işkencedir” ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın devamında şunlar belirtildi:
"Her yıl onlarca ağır hasta tutsak tedavi edilmediği ya da tahliye edilmediği için yaşamını yitiriyor ve cezaevleri ölüm evlerine dönüşmüş durumda. Hastalıklarından dolayı defalarca tahliyesi için başvuru yapılan ağır hasta tutsak Halil Güneş ve tutukluluğuna defalarca itiraz edilen ağır hasta tutuklu Abdülrezzak Şuyur, yaşamını yitirdi. Geçen hafta işkenceye ve cinsel tacize uğrayan hukuksuz şekilde tek başına hücrede tutulan Garibe Gezer şüpheli şekilde yaşamını yitirmişti. Efrînli hasta tutsak Bangin Muhammed İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşamını yitirmesi üzerinden henüz bir ay geçmedi.”
Şuyur’a 3 ay önce kanser teşhisi konulmasına rağmen tedavisinin yapılmadığına dikkat çekilen açıklamada, Güneş’in ise uzun zamandır akciğer ve kemik kanseri hastalığıyla mücadele ettiği belirtildi. Hayatını kaybeden iki tutsağın da ağır hastalıklarına rağmen cezaevinde tutulduğunun belirtildiği açıklamada, “İşte bunlar Türkiye’nin utanç tablosudur. TOKİ gibi cezaevlerinin yükselmesi, içine muhaliflerin doluşturulması, hak ihlalleri ile gündemden düşmemesi, tutsakların açlığa yatırdıkları bedenleriyle kanunları, hukukun uygulanmasını ülkeyi yönetenlere hatırlatması ve birer birer cezaevinden çıkan tabutlar” diye belirtildi.
Cezaevlerinde yaşanan işkence ve kötü muameleye karşı harekete geçme çağrısı yapılarak, "Ayrıca STK, ilgili kuruluşlar ve halkımıza cezaevinde yaşanan zulme duyarlılık, yakınları cezaevinde yaşamını yitirmesin diye Van ve Amed Barosunda adalet nöbeti tutan hasta tutsak yakınlarının yanında olma çağrısında bulunuyoruz.”
KAYNAK: ANF
YORUM GÖNDER