GÜLÜŞÜN ASILI ÇARÇELLA ŞAFAĞINDA
Her şey seninle ölümsüzleşir heval Beritan. Nereden, nasıl ve hangi zamandan başlamalıyım? Sözler bir bir aklımdan geçiyor ama seni anlatmaya yetmiyor biliyorum. Sende anlam bulanları güzelliği, sevgiyi, umudu, neşeyi ve özgürlüğe sevdalanmış, günümüze kalan Zagrosların, tanrıçalarımızın 5000 yıl önceki kutsal ve erdemli kadını anlatacağım. Bu gün güneşe baktım. Işıkları o her gün sabah şafağında yüzümüze gülen soylu güneş değişmişti. Işınları eskisi gibi hatta dün gibi bile ısıtmıyordu. Artık gülmüyordu yüzlere. Yine sisli yine bulanık bir hava. Yine kötü bir haberin belirtileri okunuyordu gökyüzünde. Doğayla iç içe yaşamışlığın kazandırmış olduğu deneyimler üzerinden doğayı artık çok iyi tanıyor ve biliyorduk.
Çünkü doğanın birer parçası olmuştuk. Hava ne zaman sisli olsa o zaman doğa anamızın, yiğit çocuklarının başına bir şeylerin geldiğini hissederdik. Bu kez acaba düşman hangi barışın, özgürlüğün meleğine kıymışlar? İçimde tedirginlik gün boyu sürüp durdu. Gözlerim sincaplara takıldı. Öyle bir coşkuyla, sevinçle birlikte oyun oynuyorlardı ki özgürce! Akşam haberlerinde dört güzel insanı daha kaybettiğimizi dinledim. Yaşadığımız bu çağda insanlık ne çok değer kaybetmiş ve ne çok insanlığından uzaklaşmış. Bugün gördüğüm sincaplar geldi aklıma. O çok sevdiğin sincaplar Beritan! Her renkten, her çeşitten farklı farklı hayvanlar ne güzel özgürce birlikte yaşarken, insanoğlu o kendisini dünyanın en akıllı, en gelişkini ve dünyanın sahibi sanarak, hala demokratik bir biçimde özgürce, kardeşçe, barışçıl bir ortamda yaşamayı öğrenemediler. Oysa biz eylemsizlik kararıyla, inkar v imha siyasetine son özgürlük temelinde demokrasi ve barışın önü açılsın demiştik. Heval Beritan, Ali İhsan, Sema ve Rüstem arkadaşlar bir karakol veya saldırı eyleminde şehit düşmediler. Bulundukları alanda savunma pozisyonundayken, alanda operasyon yapan saldırgan tür ordusunun açtığı ateş sonucu şehit düştüler. Şimdi bunu bile çarpıtan, PKK’nin eylemsizlik kararında samimi olmadığı biçiminde gerçekleri çarpıtan çeşitli yorumlar yapılıyor. Oysa insanların bir saldırı karşısında her zaman kendisini savunma içgüdüsü vardır. Bu en doğal kendi meşru savunma hakkıdır. Doğada bir gülün bile kendisini savunmak için dikenlerinin olması gibi.
Bir bahar sabahıydı. Zagroslar da yıl 93’te tanışmıştım, Zagrosların ceylanı Şehit Beritan arkadaşla. Altın gibi sapsarı uzun saçlarıyla ve şal u şapık uzun boyuna muhteşem bir uyumla yaratarak yakışmıştı. Heval Beritan’nın sıcakkanı daha ilk tanışmamızda yüreğimi hemen orada ısıtmıştı bile. Gözleri yıldızlar kadar parlaktı. Yem yeşil gözlerinde sevgi ve umut okunuyordu. Çocuk ifadeli gülüşü, asık suratlı birini dahi güneşin ışınlarıyla açılan çiçekler gibi açmaya yeterdi. Daha çocuk yaşta olmasına rağmen gözleri Kürt halkının bir çok yaşadığı acılara tanık olmuştu. Bu ülkenin, güneşin, toprağın çocuğuydu. Bunun için ilk katıldığı andan itibaren dağlarda kendisini bulmuştu. Dağlarda heval Beritan'ı çok sevmişti, oda dağları çok sevmişti. İlk pratiğini birlikte geçirdik Çarçella da. O sarp ve asi dağlara fiziği zorlanmasına rağmen mücadele kararlılığından gelen iddiayla Çarçella'nın sert arazisi karşısında mücadele ederek, hiçbir zaman zorlanmaları karşısında pes etmedi. Çünkü Kürt halkının üzerinde gelişen bir çok baskıya inkar ve imha gerçeğine çocuk yüreği dayanamamış, halkının acılarına son verme amaçlı Kürt halkının özgürlük mücadelesini tanır tanımaz etkilenerek katılım kararı almıştı.
Çelikten iradesiyle, amaca bağlılık gücüyle, sağlam insanların bile çıkmakta zorlandığı Çarçella ve Cilo dağlarını onlarca kez çıktı. Günde en az 10-15 saat geceden sabaha kadar yürüdüğümüz, ter içinde kaldığımız o yorgunlukta, yoldaşları dinlensin diye hep ilk nöbeti kendisi tutmak isterdi. Çarçella'nın 4 mevsimi arasında güneşin doğuşunu seyretmek Beritan arkadaşın tüm yorgunluğunu unutturur, ona enerji ve moral verirdi. Çünkü gerçekten de Çarçella’dan güneşin doğuşunu seyretmek, serin rüzgarları, rengarenk çiçeklerin güzel kokusuyla yaşama, güne başlamak, hayatı gerçek tadında ve anlamında yaşamaktır. Çarçella'nın yemyeşil çimlerine, masmavi gölüne, kır çiçeklerini her zaman seyre dalıyorduk. Heval Beritan arkadaş günden güne fark edecek kadar gelişiyor ve güçleniyordu. Bu mücadele içerisinde bütün arkadaşlarının güvenlerini kazanmıştı.
Çünkü o PKK’ de kendisini yaratan, özgürleşen kadının savaştıkça özgürleşen, özgürleştikçe güzelleşen, güzelleştikçe sevilen gerçeğini çabuk öğrenmişti Rêber Apo’dan. Bu savaş ki; erkek egemenlikli gelişen ordular temelinde yıkan, talan eden, sömüren, köleleştiren, halkların birbirine düşürüldüğü tüm çirkin savaşlarına karşı kadın kimliğiyle barışın, kardeşliğin, özgürlüğün, eşitliğin sağlanması amaçlı kadın eksenli ordulaşma ve komutanlaşmaydı Beritan yoldaşı bu kadar erken geliştiren. Güçlü kadın komutan oldu. O konuşmadan gözleri konuşurdu. İnsanlarla, daha ilk yılında kendine güvenen cesur bir duruş yakalamıştı. Her şeye ilgili, meraklı ve çok istekli katıldığından, mücadele içerisinde çok çabuk gelişti ve yetiştirdi kendisini. Kadın Ordulaşmasının başladığı tarihsel bir süreçte, ilk eğitimini alması, Beritan yoldaşta adı gibi Kürt kadınının özgürlük mücadelesinin direniş çizgisinin komutanı olan büyük Beritan kişiliğini kendisine esas almıştı. Tüm görevlerde en öndeydi. Yoldaşları zorlanmasın diye en ağır yükleri alır, çok adil yaklaşırdı. Düşmanın geliştirdiği saldırılarda yoldaşlarını korumak için en öne geçiyordu. Çünkü her militan yoldaşı gibi yoldaşlarını kendisinden daha fazla seviyordu. Ve bir yoldaşının şahadet haberini duymaya asla dayanmıyordu. Önderliği her fırsatta okuyarak, okuduklarını arkadaş çevresiyle paylaşmaya, önderliği anlatmaya çalışıyordu. Bireysellikten nefret ediyordu. Çünkü heval Beritan insanlığın başına ne geldiyse bu bireysellikten geldiğini çok iyi anlamıştı. Ve o toplumsallığın insanlık değerlerinin ortaklaşmasıyla oluştuğunu hep söylerdi. PKK gerçeğini yaşamsallaştıran bir arkadaştı. En büyük okul PKK okuluydu onun için. Ve bu okulda başarıyla en büyük özgürlük insanın kendi insanlığını bulmasıdır derdi.
En kötü olaylar karşısında bile daralsa da çok çabuk sakinleşerek etrafına gülümserdi. Beritan arkadaşla zaman su gibi geçerdi. 2006 da heval Beritan’ın düzenlemesi Amed eyaletine oldu. Bunca yıldan sonra uzak bir mekana yolcuydu. Yine bahar mevsimiydi birçok baharı birlikte geçirmiştik. Bazı dönemler ara ara ayrılsakta hep bir yerlerde karşılaşırdık. Giderken gözleri yıldızlar kadar parlaktı. Geçen yıl Erzurum da şehit düşen Avareş arkadaşla aynı gruptaydı. Artık ayrılık gelip çatmıştı. Gece karanlığında gökyüzünde yıldızlar parlıyordu. Ve hilal yeni çıkmıştı. Her ayrılık yeni buluşmalara gebeydi. Tekrar buluşmanın özlemiyle ayrılmıştık. Vedalaşırken kendine ve yoldaşlarına iyi bak diyerek birbirimize sarıldık. Beritan arkadaş şehit düşmeden önceki gece rüyama misafir olmuştu. Rüyamda hep o güler yüzüyle bana bakıyordu. Evet, Beritan arkadaş özgürlüğüne ve onuruna bağlılığınla sonuna kadar halkımızın barış mücadelesinde dönemin gerçek militanlık duruşunla bütün Kürt halkının yüreğinde ölümsüzleştin. Bizde mücadele yoldaşların olarak halkımızın başına özgürlük tacını koyana kadar büyük bir kararlılıkla mücadele görevimizi üsteleneceğiz. Umutlarımızı özgürlük mücadelemizde yaşatacağız.
MELEK RUHLU YOLDAŞIM
Güne küskün aydınlık
Göğe küskün ay yıldız.
Toprağa küskün papatya
Bir tebessümün, gülüşün olmayınca
Dağlar inzivaya çekildi
Sular durgundu köpürür
Bir tebessümün, gülüşün olmayınca
Seni arar, seni sorar
Kürdistan’ın kara yüzlü
Genç kızların yüreği
Zılgıtlarla, çığlıklarla
Çalarlar türküleri
Melek yüzlü yüzünü görmeyince
Sana kalkar
Samuray, Semedar
Solar Karadağı
Çıldırır Ava Spi, Zap
Melek ruhlu yüzünü görmeyince
Yarım kaldı Cilo’nun
Renkli efsaneleri
Karın kanlı papatyaları
Yuvaya küser güvercinler
Bir tebessümün, gülüşün olmayınca
Gücü yolda kalır Güzereşin
Gönlü yaşlı anaların
Özgürlüğün çiğdemleri
Tebessümün, gülüşüne doyamayınca.
GERİLLANIN KALEMİNDEN
YORUM GÖNDER