ZİLAN BİR FEDAİ GELENEĞİDİR
Tarihte baskı ve zulme karşı halklara öncülük eden yüzlerce kadın oldu. Kürt halkına karşı uygulanan inkar ve imha politikasına bedeniyle cevap olarak kahramanlaşan Zeynep Kınacı’nın (Zilan) şahadeti üzerinden 25 yıl geçti. Zilan’ın başlattığı direniş geleneği bugün Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşatılıyor. Büyük mücadeleci Zilan'ın şehadetinin üzerinden 25 yıl geçti. 30 Haziran 1996’da işgalci Türk ordusuna karşı gerçekleştirdiği fedai eylemle ölümsüzleşen Zilan’ın ardılları Arîn Mîrkan, Avesta Xabûr, Rîvana Kobanê, Hemîda Tahîr, Sena Mihyedelî ve yüzlerce kahraman yoldaşları özgürlük mücadelesi uğruna Zilan’ın gösterdiği yoldan yürümektedirler.
Zeynep Kınacı, 1972 yılında Kuzey Kürdistan’ın Malatya şehrinde dünyaya gözlerini açıyor.Üniversite yıllarında özgürlük hareketine sempatisi gelişir. 1994 yılında Adana’da mücadeleye başlayan Zilan, bir yıl sonra gittiği Dersim’de Kürdistan Özgürlük Hareketi saflarına katılıyor. Aynı yıl Türk devleti tarafından tutuklanan Zilan, bir mektubunda şu ifadeleri kullanıyor: “Kararlılık, moral, şeffaflık ve bilimsel açıdan daha da güçlendim''.
ÖZGÜR KADIN İRADESİNİN KORKUSUNU SALDI
Sıradan bir yaşamı kabul etmeyen Zilan, işgal altında bulunan ülkesi için arayışa girdiğinde Önderliğin yurtsever fikirlerinden etkileniyor. Özellikle kadın özgürlük mücadelesi ile ilgili olan fikirlerinden çok etkilenen Zilan, mücadele yolunda tüm kadınların gönlünde taht kuruyor. Bu esasla yetişen Zilan, Kürdistan işgalcilerine karşı fedai eylem gerçekleştirip özgür kadın iradesinin korkusunu üzerlerine salma kararı almakta zorlanmıyor. Katılımının üzerinden bir yıl geçtikten sonra 30 Haziran 1996’da Dersim’de Türk ordusuna karşı Zilan’ın fedai eylemi gerçekleşiyor. Bu eylem kadın mücadelesinin miladı oluyor. Şehit Zilan, bu eylemle Türk ordusuna büyük bir korku salıyor. Eylemde 18 asker öldü 21’i de yaralanıyor. Bu eylem Türk istihbaratının binlerce dolar harcayıp tonlarca patlayıcı ile Önderliğe suikast girişiminde bulunmasına cevap olarak gerçekleşiyor. O günden bu yana Zilan, mücadeleci kadınların sembolü haline geliyor. Tarihe not düşen Zilan, özgürlük yolunu tüm kadınlara gösteriyor.
ZİLAN’IN HALK VE ÖNDERLİK İÇİN MESAJI
Zilan, fedai eylemini gerçekleştirmeden önce Önderliğe ve dünya halklarına bir mektup bırakıyor. Yazdığı bu mektup mücadele yürüten kadınlara rehber olmaktadır. Şehit Zilan mektubunda şöyle diyordu:“Yaşam iddiam çok büyük. Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum. Başkan APO önderliğinde yürütülen ulusal kurtuluş mücadelemiz çok yakında zafere ulaşacak ve mazlum halkım dünya insanlık ailesi içerisinde hak ettiği yerini alacaktır. Bu temelde Başkan APO’ya, tüm Kürdistan şehitlerine, tüm savaş ve cephe güçlerimize, zindandaki yoldaşlarımıza, Kürdistan halkına ve insanlığa bağlılığımızı bir kez daha ifade ediyor ve onlara layık olmaya çalışacağıma dair söz veriyorum.
Bütün insanlığa sesleniyorum!
Eğer bu insanlık suçunu işlemek istemiyorsanız, Kürdistan halkına omuz verin, destek olun, Emperyalizmin dumura uğrattığı beyinlerinizin ve yüreğinizin pasını silin ve bir halkın özgürlük çığlıklarına kulak verin. Bu seste kardeşlik var, insanlık erdemleri var, dostluk var.”
Zilan yoldaşı daha iyi anlayabilmek için yazmış olduğu mektubu detaylı okumak yerinde olacaktır.
"Hareketlerimin sebebi insana ve hayata olan sevgimdir!" Zilan
"Düşman bize karşı topyekün bir savaş yürütüyor. Cevabımız özgürlüğümüz için mücadelede topyekün direniş olmalıdır." Adım Zeynep Kınacı. 1972 Malatya doğumluyum. Ailem Elmalı köyündendir. Mamureki kabilesine mensubuz. Malatya'da İnönü üniversitesinde turizm ve psikoloji okudum. Kurtuluş hareketine katılmadan önce Malatya'da devlet hastanesinde çalıştım. Evliyim: kocam Xliya köyünden geliyor. Malatya üniversitesine de gitti. 1995 kışında Adana'da çıkan bir çatışmada düşman tarafından ele geçirildi. Ailemin durumu oldukça iyi ve ben özgür bir eğitim aldım. Üniversite eğitimim sırasında sola ve Kürt hareketine olan ilgim arttı, ancak o zamanlar belirli bir harekete ilgi duymadım... PKK'ya ve kurtuluş hareketine verdiğim desteğin köklerinin, ailemin Kürt kimliklerini koruma kaygısında yattığına inanıyorum. Çok sayıda vatansever arkadaşımız vardı ama örgütlü değildik ya da onun gibi bir şey. Ayrıca, ailemi saran ekonomik sorunlar uzun süre kendi kimliğimi keşfetmemi engelledi... Ama yavaş yavaş durum değişti, böylece kurtuluş hareketine katılmak için olgun ve kendinden emin bir karar verebildim. 1994 yılında Adana'da bir yıl cephede savaşmaya başladım. 1995 yılında Dersim bölgesindeki ARGK [Gerilla] birliklerine katıldım. Bu sırada hem kişisel hem de politik olarak büyük bir gelişme kaydettim... PKK öncülüğünde yürüttüğümüz mücadele, Kürt halkını tamamen yok olmaktan kurtarmış ve kurtuluş yoluna açmıştır. Millî değerleri, ruhu, bilinci ve kimliği düşmana ait bir milleti harekete geçirmek, ayağa kalkıp savaşmak, büyük bir sorumluluk duygusu, tarih bilgisi, cesaret ve kararlılık ister... PKK ve kurucusu Apo, bir halkı ayağa kaldırdı. uykusundan. Liderliği olmayan, vatanseverlik ve akıldan yoksun, tarihi zalimleri tarafından reddedilmiş bir halk: düşmana ve emperyalizme hizmet eden ve giderek insanlıktan çıkmış bir halk, mücadeleyi üstlenmek ve bağımsızlığı için savaşmak için ilham aldı...
Büyük şair Ehmede Xani bir keresinde şöyle demiştir: "Dürüst ve onurlu bir liderimiz olsaydı, asla Türkler, Araplar ve Persler tarafından köleleştirilmezdik." Bireysel üyeleri her zaman ve sadece kendi çıkarları, aile veya kabile çıkarları için hareket eden ve her zaman sahte liderler tarafından yönetilen bir halk , uzun süredir bu lanete maruz kalmıştır... Tarih gösteriyor ki hiçbir ulusal mücadele galip gelemez hayatını halka adayan, onun acılarını ve arzularını hisseden, kurtuluş mücadelesinin pratik görevlerini özverili bir şekilde kabul eden bir lider olmadan. Tamamen yabancılaşmış, siyasi, sosyal ve kültürel değerleri istismar edilmiş bir halk, PKK liderliği için büyük bir meydan okumaydı. Partimiz son derece zor şartlar altında kurtuluş yoluna girmiştir. Dine, kimlik ve aile sorunlarına karşı tutumu benzersizdir.... Kadının silahlanması ve kadın konferansları ve kongreleri partimiz tarafından organize edilmiştir. Parti liderliğinin hayatı, cesareti, davaya bağlılığı, zekası, ileri görüşlülüğü, sıradan insanlara yakınlığı ve duyarlılığı, yöntemleri ve tecrübesi, herhangi bir hareketin standardı ile kıyaslanamaz. Olayların yorumlanması ve analizi dogmatik değildir... Parti liderliği, devrimci teori ve pratiğin doğru sentezi yoluyla ve Kürt gerçeğiyle tam bir uyum içinde Kürt devrimini geliştirdi. Bunu ne taklit ne de dogma yoluyla, ama yaratıcı bir şekilde başarmıştır... “Burjuva ve feodal fikirlerin etkisi, özel savaş ve genellikle ortaya çıkan düşmanca etkiler gibi kişisel gelişimimizi geciktirmek için sıklıkla gösterilen nedenler. kısır özeleştiri için başlangıç noktası basit ve yetersizdir. En etkili özeleştirinin tarihsel görevlerimizin pratik olarak gerçekleştirilmesi olduğuna inanıyorum. Düşman bize karşı topyekûn bir savaş yürütüyor. Cevabımız, özgürlüğümüz için mücadelede topyekün direniş olmalıdır. Direniş, PKK'nın karakteristik temel ilkesi haline geldi. Bu tarihi mirasa sahip çıkmak ve bu dönemin taleplerine göre hareket etmek zorundayız...Bu da gönüllü ölüm gibi eylemleri kaçınılmaz bir gereklilik haline getiriyor. Belli şartlar altında kendi halkımızın moralini yükselttiği kadar düşmanı da etkileyecek bir taktiktir... Düşmanın liderimize suikast girişimleriyle amacına ulaşmaya çalıştığı bir zamanda, geriye kalan tek cevap bu. . Böyle bir eylem, kendi eylemi için herhangi bir ahlaki dayanağı olmayan ve sürekli bir kafa karışıklığı ve bunalım içinde olan düşman için bir kuşatma durumu yaratır. Dosta ve düşmana, özgürlüğümüze ulaşmak için tam kararlılığımızı ve hazırlığımızı, canımız pahasına da olsa gösterecektir....
Sayın Başkan,
Kendimi gönüllü ölüme aday olarak görüyorum. Özgürlüğümüz için bitmeyen ve yorulmak bilmeyen çalışmanız açısından, canlarımızı vermenin yeterli olmadığını seve seve kabul ediyorum. Hayatımdan çok daha fazla katkıda bulunabilmeyi umuyorum. Mücadeleniz sayesinde insanlarımızı hayata döndürmeyi başardınız. Kürt ulusunun garantörü ve dünya hümanizminin koruyucususunuz. Hayatınız bize sevgi, cesaret ve inanç veriyor... Bu eylemi bir görev olarak görüyorum. Zayıf yönlerimin üstesinden gelmek ve özgürlüğümü gerçekleştirmek için bu eylemin gerçekleştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Mazlum, Kemal, Hayri, Ferhat, Bese, Beritan, Berivan ve Ronahi yoldaşlarımızın örneklerini takip etmek istiyorum... Halkımızın kurtuluş mücadelesinin topyekûn ifadesinin bir parçası olmak istiyorum. Vücuduma bir bomba patlatarak emperyalizmin kadınları köleleştiren ve öfkemi dile getiren politikalarını protesto etmek ve Kürt kadınlarının direnişinin simgesi haline gelmek istiyorum. Apo önderliğinde ulusal kurtuluş mücadelesi ve Kürt halkı, sonunda insanlık ailesinde hak ettiği yeri alacaktır. Yaşama isteğim çok güçlü. Arzum, güçlü bir eylemle dolu bir hayata sahip olmaktır.
Eylemlerimin sebebi insana ve hayata olan sevgimdir!
Zilan (Zeynep Kınacı) 1996
Yine Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlar Zilan’ın yarattığı direniş çizgisini omuzlamaktadır. Özgür ve onurlu bir yaşam için hayatlarını feda ediyorlar. Bunlardan biri olan Dilara Kinc (Arin Mirkan), Zilan’ın yolunu takip ederek 2014 yılında gerçekleştirdiği fedai eylemle DAİŞ’in sonunun başlangıcını getiriyor. Dilara Gencxemîs diğer adıyla Arîn Mîrkan, 1992 yılında, Efrîn’in Mabata ilçesine bağlı Hesê köyünde dünyaya geliyor. 2007 yılında da Kürdistan Özgürlük Hareketi saflarına katılıyor. Rojava Devrimi’nin başlamasıyla da Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) saflarında yerini alıyor. Arîn Mîrkan, fedailiğin sembolü olan ve Ortadoğu kadınlarının yolunu aydınlatan, direnişleriyle adlarını tarihe altın harflerle yazdıran Şehit Rêvana, Şehit Destîna, Serzorî ve Doli tepesi şehitlerinin yolundan ilerliyor.
DAİŞ çetelerinin, ileri teknoloji silahlarıyla düzenlediği saldırılarına karşı YPG-YPJ savaşçıları öncülüğünde gerçekleşen Kobanê Direnişi, tarihe damgasını vuruyor. Bu tarihe damga vuran direnişte, 5 Ekim 2014 günü, Miştenur tepesinde yoğun savaş yaşanmış, ağır silahlar ve tanklarla saldıran DAİŞ çeteleri ile YPG-YPJ savaşçıları arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Savaşçılar, çetelerin saldırılarına karşı günler süren kahramanca bir direniş ortaya koyuyor. Bu direnişte, tepenin çetelerin eline geçmesine izin vermek istemeyen YPJ komutanlarından Arîn Mirkan, bunun için ağır bir darbe vurulması gerektiğinin bilincindeydi. Büyük bir kararlılıkla fedai eylem için hazırlanan Arîn, eylemini gerçekleştirir ve çetelerin arasına dalarak bombasını patlatıyor ve onlarca çeteyi öldürüp şahadete ulaşıyor.
Çağın Direnişinin sürdüğü ve takvimlerin 27 Ocak 2018’i gösterdiği gün Kürt halkının tarihine olağanüstü bir direniş halkası daha ekleniyor. YPJ savaşçısı Avesta Xabur (Zelûh Hemo), işgalci Türk ordusu ve çetelerinin Efrîn’in Hemamê köyüne yönelik saldırısına karşı bedenini siper ederek fedai eylemi gerçekleştiriyor. Kobanê direnişinin sembol ismi Arîn Mîrkan’ın gibi, Avesta Xabur da eylemiyle ”çağın direnişi” olarak adlandırılan Efrîn direnişinin sembolü oluyor. Efrîn’in Bilbilê ilçesine bağlı Baliye köyünde yurtsever bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geliyor, çocukluk yıllarında Halep’te kalan Avesta Xabur, öğrendiği yurtseverlik değerleriyle büyüyor. Küçük yaşlardan itibaren artan Kürt Özgürlük Hareketi’ne yönelik sempatisi, Rojava devrimi başlayınca onun kadın savunma birlikleri YPJ saflarına katılmasına yön veriyor. İşgalcilerin Rojava ve Kuzey Suriye’ye yönelik her saldırısında halkını korumak için sürekli en önde yer alan Avesta Xabur, hamleden hamleye koşuyor. Efrîn Şehit Aileleri Meclisi 31 Ocak 2018’de Şehit Avesta Xabur’un adını Çağın Direnişinde yaşamını yitiren savaşçıların defin edildiği mezarlığa veriyor. Ancak aynı yılın 12 Temmuz’unda Türk devleti bu şehitliği tahrip ediyor intikam alırcasına.
Günümüzdede gerilla alanlarında zilan yoldaşın öğretisi ile gelişen fedai geleneğinin en büyük örneği sergilenmektedir. Mamreşo tepesindeki fedaice direnişin sonucunda düşmana esir düşmemek için bombasının pimini çekerek fedai eylem yapan kahraman gerillalar her gün düşmana korku salmaktadır.korkuya kapılan düşman serseri mayın gibi her alanda fedai kadın çizgisine saldırarak alçakca cinayetler işlemektedir.
Tarih kadınların iktidarlar karşısında direnişi ve kahramanlığına tanık oluyor. Bir çok kadın halklara öncülük ederek adını tarihe yazdırmaktadır. Hala kadın fedai geleneğinin sürdürücüsü binlerce kadın kahramanlar ve öncüler vardır.
YORUM GÖNDER