KÜRDİSTAN’IN GÜZELLİKLERİ
Şehitler ülkesi, cennet bahçesi, arslanlar diyarı ülkemiz Kürdistan’ın bir parçası olan ve her geçen gün daha da güzelleşen özgürlük vadisinde görevlere gidip gelirken etrafımda diz boyu büyüyen yeşilliklere, rengarenk çiçeklere, derelerden taşan sulara, öten bülbüllere daha da aşık oluyorum. İnsan bu güzelliklere vuruluyor.
Mayıs yağmurları, bu güzelliklere can katıyor, daha da güzelleştiriyor. Bir de göreve giderken yağmura tutuldun mu iliklerine kadar ıslansan da, sırtındaki yük ne kadar ağır olsa da, ne ıslandığın umurunda, ne yolun uzaklığı, ne de yükün ağırlığı. Noktaya nasıl vardığının farkında bile olmuyorsun. Yağmur altında yürümek, yürürken yağan yağmurla daha da güzelleşen doğayı izlemek, yağmur damlaları yeşilliklere değdikçe fabrikalarda yapılan o sahte kokulardan bin kat güzel otların, çiçeklerin kokusu seni harekete geçiriyor. Bu koku bize doping oluyor, tüm yorgunluğumuzu üzerimizden atmamızı sağlıyordu. Kürdistan doğası hayattır. Yeni yaşamlar için en ideal doğadır. Bu doğanın sembolü, güzelliğine güzellik katan, onu düşmandan korumak isteyen bizim yoldaşlarımızdır. Doğamızda çıkan her türlü otu toplayıp yiyoruz. Bu nimetlerden günlerce, haftalarca, hatta aylarca hiçbir şey olmaksızın yaşayabiliriz. Erzaklarımız bol olmasına rağmen, doğadan topladığımız otlardan besleniyoruz. Her yemek yiyişimizde kesinlikle bu otlardan biri veya birkaçı soframızı süslüyor. Bu ayda gerillanın çay, şeker, un ve yağı oldu mu, her yerde en güzel yemekleri yapar ve yer. Başka erzağa ihtiyaç duymaz. Var olan otlarla çok uzun bir süre yaşamına devam edebilir.
Düşmanın bu kış özgürlük vadisine yönelmemesi, bombalarını buraya yağdırmaması, bu doğanın böyle güzelleşmesine neden olmuştu. Bu güzellikler insanın özgürlük tutkusunu daha da artırıyor. Canlıların gittikçe çoğalması, ağaçtan ağaca kaçan sincapların, sabah erkenden cıvıl cıvıl öten kuşların çoğalması, insanın yaşama duygularını artırıyor, yaşamı çekici kılıyor. Bu güzelim doğada halkımızın özgürce yaşaması için bir an önce düşmana yönelmek, onun sonunu getirmek gerekiyor.
Biz halkımızın kurtuluşu, ülkemizin özgürlüğü için bu kahpe düşmanla savaşırken, diğer taraftan da Kürdistan’ın güzellikleriyle bir an önce halkımızın özgürce kucaklaşması için düşmana daha amansız bir şekilde yöneleceğiz. Bu temelde kendimizi hazırlamalıyız.
Bütün bu güzellikler içinde arkadaşlarla gür ateşin etrafında savaş sorunlarımız hakkında tartışmak daha da bir anlam yüklüyor yaşamımıza. Yapılan sohbetler, iç açıcı ve moral verici oluyor. Zaman zaman arkadaşlarla tüm Kürdistan’ın doğası hakkında konuşuyor, her birimiz bildiğimiz güzellikleri anlatıyoruz. Boş sohbetlerden kaçınıyoruz. Yaşamımız ne kadar güzel, ne kadar mutluyum, anlatamam. Gün gelir bu duygularımı en iyi şekilde anlatacağım, en iyi şekilde ifade edeceğim. Bu güzellikleri şiire dökmek istiyorum. Ama şiir yazamıyorum. Duygularımı şiirlere dökebilseydim belki çok daha mutlu olurdum.
MORDEM’İN GÜNCESİ
YORUM GÖNDER