HALKLARIN ÖZ İSYAN GÜCÜ İŞGALCİLERİ DURDURUR!
"Vatan için duyulan sevgi,/ anne Toprak için duyulan ya da çiğnediğimiz çimenlere karşı/ Beslenilen gülünç sevgi değil /Onu ezenlere karşı beslenilen yenilmez nefret/ Ona saldırana karşı beslenilen ebedi hınçtır." Jose Marti
Manevi kültürü kıt liderlerin Ortadoğu'yu kronik trajediler arenasına çevirmelerin altında ki en önemli nedenlerden biri de kuşkusuz liderlerin halka dayalı simgesel güçten ve demokrasi alt yapısından yoksun olmalarıdır. Toplumun ayırt etme yetisinin körleştirmesini hedefleyen çoklu yanıltıcı üretilmiş bilgilerden medet uman ve buna saf saf kanan bir rejim tebaasıyla karşı karşıyayız. Artık bu tekçi yasalar diktatörlüğüne karşı her türlü mücadele meşru sayılacak ve bunun yolu ardına kadar açılacak! Halkların direnişçi, özünü temsil eden güçlerin iç çelişkilerini uzlaşıya dönüştürmeleri ve demokratik ilkeler üzerinden alternatif olduklarını toplumun sessiz çoğunluğuna his ettirmeleri halinde bu karanlık günler büyük devrimsel aydınlık şafaklara dönüşebilir!
İktidar için çatışan güçlerin Ortadoğu toplumları üzerinde uyguladıkları dinsel, duygusal, düşünsel, psikolojik zehirli güç basıncı Ortadoğu uzlaşı ikliminin tümünü kirletmiştir. Irak Ortadoğu da bu kaotik devlet prototipinin kök hücresidir. Burada ortaya çıkan her dinamik bölgesel düzeyde dikkate alınmak zorunda. Halkların işgalcilere ve işbirlikçilere karşı güdümlü parlamentoları basmaları önemli gelişmelere işaret ediyor. TC işgalciliğine karşı özellikle Ortadoğu'da Arap halkının nefreti zirveye çıkmış durumda. Ortadoğu yerel reel politik gelişmeleri kimi tarafgir çevrelerinin yazılan ve çizilenlerinden çok farklı bir mecrada ilerliyor.
Dünya genelinde kapitalist modernite güçleri şuan kaos ve savaşlara ihtiyaç duyuyorlar. Alttan alta geliştirdikleri ve tırmandırdıkları gerilimlerin en önemli sebebi de dipten gelen halkların bu isyancı uyanışlarıdır. Ortadoğu ekseninde halkların demokratik öz isyan gücü Kürt özgürlük mücadelesinde ifade buluyor. Büyük bir etkilenme söz konusu bundan dolayıdır Kürdistan demokratik modernite devriminin bölgesel ve küresel ihracından korkuluyor. Fakat korkunun ecele faydası yoktur Panturanizm hayalleri karşısında devasa bir blok diş bilemekte.
Ortadoğu'nun yok edilmek istenen kadim halkları öz güçlerine dayalı mücadeleleriyle tekrar diriliyorlar.
Biliniyor 3 Ağustos 2014 Êzdi halkının 74. Soykırım girişimi günüdür. Neo Osmanlıcılık desteğiyle girilişilen bu soykırım girişimi Kürt özgürlük fedaileri tarafından boşa çıkarıldı. Tarihte Êzîdî halkına uygulanan katliamlarının tümüne yakınını, iktidarcı sünni İslam zihniyetindeki Arap ve Türk egemenleri tarafından yapılmışlardır! Kürt hareketini "yok edilmesi gereken düşman" kategorisinde değerlendiren ve bunun için varını yoğunu ortaya koyan uzlaşmaz bir düşman varlığıyla yüz yüzeyiz. Bugün de özellikle faşist diktatör Erdoğan eliyle sağ milliyetçi-Siyasi İslamcı çizgi tamamı ile toplumu Nato çıkarlarına göre Kürt karşıtı olarak hazırladı politik tetikçilerin tümü bu eksenin eğitimiyle şekillendi Kürt halkının tasfiyesinde de etkin kullanıldı bir nevi Opus Dei(Tanrının mafyası)rolünü ülkede üstlendiler!
Kapitalist modernite kentleri özgürlük mücadelesi veren halkların diri direnişçi reflekslerinin törpülediği merkezlerdir. Son dönemde bu proje mesafe almışa benziyor. Kürt direniş merkezleri arasındaki vicdani bağ ve halkın görkemli bağlılığı sekteye uğratılmaya çalışılıyor. Kapitalist modernite ilişkileri kendisini dogmatik ve tıkatıcı bir tarz olarak devrimci zihniyete dayatıyor. Eklektik ve eriten savrulmalara karşı devrimci ruhun kapitalist modernite şehirlerinde kendisini tüm etkilere karşı koruması gerekiyor. Devrimden düşme pratiklerinin bini bir para her yerde. Bu yılgın tasfiyeci ruh hali devrimin diri alanlarında halk bağlılığını negatif etkiliyor. Kapitalist modernite liberal kişiliği kendisini bir cazibe ve çekim merkezi olarak sunuyor.
Oysa Önderlik tarzı: zihniyet değişimini-düşünceyi pratikte deneme ve somutlaştırmada başarılı oldu. Kolektif toplumsal benlik oluşturma amacı güden özlü toplumsallık idrakını hedefleyen Kürt özgürlük ve demokrasi hareketi toplumun direnişçi manevi birliğini yaratma mücadelesi veriyor klasik sorunlu liberal pasif düşünüş biçimlerine köklü karşı çıkışlar öneriyor!
Sykes –Picot ve Lozan antlaşmalarının pratik hükmünü yitirdiği Ortadoğu coğrafyasında halklar arasında oluşacak yeni isyan konsensüsü mutlaka geçmişte büyük acılar çekmiş yerel kültür ve kimliklerin varlığını özgürce sürdürebilmelerini sağlayacak ve yasal statülerini kalıcı güvence altına alacak mekanizmalarını da yaratacaktır! Diktatör krallar dönemi artık Ortadoğu da sonlanacaktır. Bunun yerine tıpkı Rojava da olduğu gibi halkların demokratik çözüm seçenekleri ortaya çıkacaktır!
Bu sayede değişen ve dönüşen dünya dengelerinde ilişki çelişki denklemlerinde Kürt jeopolitiği büyük fotoğrafın önemli bir aktörüne dönüşme fırsatını yakalamıştır. Dinler, mezhepler, kültürlere eşit saygı temeline dayanan toprak ve insan ilişkisini bölgenin kadim tarihinin barışçıl özüyle harmanlayan insan odaklı bu yeni bakış açısı Ortadoğu despotik bağnazlığına tek çare olarak parıldıyor. Yeni Kürt ahlaksal ülküsünün etik kültürel İslam yaklaşımı bölen-çatıştıran-karşıtlaştıran mezhepçi siyasi-radikal işbirlikçi İslam'a karşı önemli bir umut ışığıdır! İnanç-kültür-insan-mekan ve zaman diyalektiğini hoşgörü ve barışa oturtan yaklaşım Ortadoğu'da önemli uzlaşmalara ve çözüm avantajlarına sahiptir. Kürt-Arap halklarının demokratik yakınlaşması ile beraber azınlıklarla kurulacak samimi bir işbirliği Ortadoğu Rönesans”ına yol açma potansiyelini özünde barındırıyor.
Kürdistan jeopolitik ve jeostratejik konum açısından değişen dünya dengeleri ile birlikte artık aktif fay hattına dahil olmuştur. Ortadoğu başta olmak üzere Ukrayna'da, Tayvan’da ve tüm dünyada bir Avrasya-Atlantik eksen savaşı etkin hamlelerle sürüyor. Bu etkin süreçte Kürtler evrensel dünya değerleri açısından ne ifade ediyor sorusu önem kazanıyor. Tarihsel süreçlerin tümünde kurban edilen bu kadim halk artık kendi coğrafyasında onurlu bir halk olarak özgürce komşu halklarla barışçıl birliktelikler yaratıp ortak bir yaşam kurabilecekler mi? Kürt halkı emsalsiz direnişçiliğiyle Ortadoğu da sığ dincilik, mezhepçilik, ırkçılık ve cinsiyetçilik reddiyesine dayalı yeni bir bilinç dönüştürme ve yenileme hamlesine öncülük yapıyor! Dik Ruhsal ve fiziki öncü duruşun halkların kaderini belirleyeceği bir sürecin varlığı kendini her alanda yakıcı bir şekilde hissettiriyor. Halkların sokaklardaki devrim baharları duyumsanıyor. Bunun objektif ve sübjektif koşullar olgunlaşmış durumda geriye dağların sımsıcak yüreklerinden gelen diriltici kıvılcımın şehirleri tutuşturmasına kalıyor.
NOT: Her ne kadar sürecin yakıcılığından kaynaklı zaman sorunumuz olsa da biz Düşünce Komünü sitemizin değerli takipçileri için zaman zaman yazmaya devam edeceğiz.
SERDEM AMED
YORUM GÖNDER