ÖZGÜRLÜK AŞKINA DİRENENLER
Zamanın harında yakılmış sözcüklerin küllerinden canlı ruha dönüşür hiçliğimiz, ağıtlarımızda çoğalır dilsiz melodinin vatansız notaları alıp götürür kıyamet diyarlarına mağrur bedenimizi.
Dikey acı vicdanı ışık hızında deler-yaralar umudu kesintisiz kanatır bilen bilir, bitimsiz vedalarla vurur ustaca iç derinliğimizin gönül gözlerini, yüreğimizin aşk çeperini. Hislere yüklediğimiz anlamların yanılgısıdır belki de aşk gerilimli kimliklerin öfkesinden doğan. Oysa gözlerimizden akan her damla yaşın hakikatle sınanmış kolektif sahipleri vardır. Özgürlük fırtınasına yakalanmış deryalardan fısıltılar taşır besler özgür benliğimizi. Bizler kötülüğü tadarak-tanışarak bedelini tarifsiz acılarla ödedik-iz bıraktı kötülük ruhumuzun derinliklerinde ayılarak acıyla soluklandık hislerin sezgiselliğinde arınarak kendi çölümüzün vahası oluverdik.
Kul-biat kültürüne inat özgürlük isyanıyla aykırı melodiler haykırdık, sahte tanrıların fermanlarını aykırısı özgür ruhlar melodilerimizle yaktık. Yaşarken irademiz dışında mezarlara kefensiz konulduk, mezarlar ki rüyalarımızın ömür çilekeş haneleridir zoraki sığıntı sakinlerinin sessizliğinde, biz ise özgürlük düşümüzle ebediyen var oluruz, düşümüz bizi zamansız aşkın ayrıcalığında saklar ve taşır sonsuzluğa. Hiçliğe varlık bahşetmek büyük bedeller ister, kendinden vazgeçişler gerektirir, tadanlar bilir duygusal keder kadar yaralayıcı bir bıçak keskinliği yoktur. Hayat anladığını yaşaman ve deneyimlediğini zihninin hatırlaması değil midir? Aslında insanın kendisini özü ile ifade etme mücadelesidir özgürlük. Hakikatın ezeli ve ebedi ruhudur özgürlük her insan kendini bu canlı-ölümsüz zamana taşırıp bu ruhta anlamlı kılmak ister. İlkeli yaşam ve özgür fi kir tohumları zamanın ruhunda taşınır çağlara.
Özgürlük inancı ve arayışıdır bizi yaşlandırmayan, diri tutan, cazip çocuksu deli kılan. Kendi terimizden emeğin umudunu yaratıyoruz, kanımızla hakikatin abdestini alıyoruz zamanın koynunda. Aşk fedaisi olmak yaşamda anlam derinliğinde delice yüzmektir aslında, gözyaşları ile konuşmak, acılarla doymak, mazlum ölümleri bölüşerek zulmün ağırlığını yüreklerde tartmaktır fütursuzca. Bırak seni yaşam eylemin tanımlasın, değerini ortaya koysun gözler yanılgılı vicdan kırığı terazi dengesinde tartar ağırlığını hafi fl iğinde. Sen aslında gözyaşların ve yüreğin arasındaki mesafesin yinede. Sezgisel bilgeliğin ilkesidir anlam, farkıdanlığın gizemini histe arındırmaktır. Anlam olmak sevgide çoğalmaktır. Aldanma ve aldatma yoktur Dağ Ermişinin yol arkadaşlığında, arınmış anlam sessizliğinin dostluğundan do ğurur hakikati.
Kendini tanıma eyleminde hakikatle çoğalır aşka ait olan yönlerin ne de olsa eliminasyon parkuru hakikat basamaklarından oluşur, sakın temizi kirle arındırmaya kalkışma kirletirsin-kirlenirsin. Bilinçli tercihlerin dinginliği öz taşır volkanik lavlara durmaksızın, ustalar bilir aşk yarasında derman içseldir, coşkulu yıkımların artığıdır umut iradeleşerek yeniyi yaratır. Göz ucuyla aşka yan bakılmaz, iki gözüm şaşı kılar kem gözleri gözün çok ötesinden bakar aşk, sakladığın onun eseridir ne de olsa son kertede. Cehalet modası işte biz güzeli çirkinle tanıttık, tüm duyulara açamadık hakikatimizi, eksik kaldık. Kibir zibidisi perdeledi anlamlı hissimizi, kendi gölgelerimiz düşlerimizi çaldılar. Aşk ise zaman ve mekan ötesi hiçlikte varlıktır, tanımsızlığın tanımıdır, barikat zamanların düş çocuklarının gülüşleridir AŞK. “Ütopyalar ya da idealist görüşler özgürlük dönemine girdikten sonra hakikat olurlar” A.Gramsci.
KEREM ÇİFTÇİ
YORUM GÖNDER