ZİLANCA FEDAİLİK MİLİTANLAŞIYOR, EYLEMSELLEŞİYOR
Kadın özgürlük hareketi tarihinde aynı şekilde Kürdistan özgürlük hareketi tarihinde Zilan ayıdır, Haziran. Zilan’dan tam yirmi altı yıl sonra yeni bir Haziranı gerçeğin tam anlamıyla Zilan renginde karşıladığımızı söylersek abartılı ya da eksik olmaz kanaatindeyim. Kürdistanlı kadınlar olarak tam yirmi altı yıldır Haziran ayını, Zilan ayı olarak karşılıyoruz. Öyle görülüyor ki; Haziran ancak Zilan olursa böyle anlamlı, böyle dolu, böyle gizemli ve cesur olabilir. Zamana böylesine kendini kazımak, zamanın ruhu olmak, rengi olmak, zamanın tanımı olmak ancak, Zilanca bir şey olsa gerek. Kelimenin tam anlamıyla Zilan, bir anlam zamanı olarak kadın var oluşunun kendisindir. Toprağa bağlılığın, iradeleşmenin, örgüte dönüşmenin, mücadeleciliğin ve tüm bunların güzellik kanunlarına göre pratikleştirilmesinin, özcesi özgürlüğe dönüşmenin adıdır Zilan ve Zilan’ın zamanıdır Haziran.
Özgürlüğe koşan kadının kıblesidir Zilan ve koşmanın zamanıdır Haziran. Kendisini böylesine somutlaştıran, böylesine anlamlandıran, böylesine taçlandıran Zilan’a Haziran’ın zaman olarak cevabı bu görkemli farklılığın farkındalığı değil midir? Bu farkındalık değil midir ki, dirhem dirhem yanmış Sema’yı Mart’tan Haziran’a seksen yeni gün direndiren. Eylemini Mart’ta yapmasına ve hayati düzeyde yanmasına rağmen ancak seksen yedi gün sonra Haziran on yedide tam da Zilan’la buluşarak, el ele tutuşarak ölümsüzleşen Sema’nın bu direncinin, bu maraton koşusunun dayandığı gücü kadınlar olarak, özgürlük sevdalıları olarak başka nasıl izah edebiliriz ki? Sema’nın ile de Zilan’la buluşarak hayata gözlerini kapamasının içerdiği mesaj nedir? Yanmaktan daha zor tek şeyin yanmış olarak yaşamaya devam etmek olduğu açıktır. Cayır cayır yanmaya devam ederek ta Mart’tan Haziran’a kadar direnmenin, ile de Zilan demenin Sema’ca bir mesaj olduğunu Sema’yı tanıyan, hisseden, aynı aşktan beslenen herkesin anlayacağı bir durumdur. Gerçekten de Sema bu gerçeğiyle biz kadınlara neyi işaret etmiş, bizleri nereye, kime yöneltmiştir?
Çok açıktır ki Zilan’a. Yönümüz, gözümüz, yüreğimiz Zilan’da olsun diye tam seksen yedi gün yanarak, yanmada özgürleşerek Haziran 17’de ölümsüzleşmiştir Sema. Bunu aşırı soyutlama, fazla idealistleştirme, en iyi niyetle edebileştirme olarak algılayabilir birçokları. Ancak kendi adıma inandığım, hissettiğim, bildiğimi sandığım gerçeği en yalın anlatımdan başka bir çabaya girmediğimi belirtmek isterim. Sema Yüce kadar bilinçli, derin, entelektüel, inançlı bir kadın öncünün her hareketinin ideolojik, felsefi bir karşılığının, amacının olduğuna şüphe yoktur. Kadın kurtuluş ideolojisindeki derinleşmesi, kadına partileşmesi gerektiği yönündeki vasiyeti ve kadın özgürlük mücadelesindeki bilinç-vicdan derinliği, eylemciliği, en önemlisi de tüm bunların dayandığı Önderlik algısı kesinlikle onu bu düzeyde ele almayı, tanımayı gerektiriyor. Adım kadar eminim ki imkanı olsaydı Sema tıpkı Zilan gibi gerilikte, karanlıkta, egemenlikte, sömürgecilikte yani düşmanda patlamak isterdi. Zindanın hain sınırlılığında kendini ateş topu yapmaktır tüm sınırlara meydan okumanın, parçalamanın eylem biçimi. Sema’da gerçekleşen de budur. O koşullarda tüm sınırlara inat eylemcilik, Şemdin’de somutlaşan ihanete karşı Önderliğe halka bağlılığı, Mazlum öğretisinde, Newroz direnişinde haykırmaktır. Sema’da bunu yapmıştır. Sema Yüce Şemdin şahsında Newroz kutsallığına, halkımıza dayatılan ihanetin karanlığını “düzeyi ne kadar büyük olursa olsun hiçbir ihanetin bağlılıklar kadar etkili olamayacağı” bilinciyle yırtmış, 98 Newroz’una eylemiyle yön vermiştir. Ancak hayata veda etmek, ölümsüzleşmek için yanmış bedeniyle Haziran’a kadar direnerek Zilan’la buluşmuştur. Yani aslında Sema, ihanet karşısında halka karşı militan görevini Mart’ta yapmış ancak hayalini ebedileştirme arayışını, büyük mutluluğunu Haziran’da Zilan’da gerçekleşerek ortaya koymuştur. Bu büyük gerçekleşmeye, görkemli derinliğe, muhteşem anlama akıl- yürek, bilinç- vicdan erdirmek bizim arayışımız, bizim kapasitemiz, bizim ufkumuzla ilgilidir.
Zilan cesaretin tanrıçalaşmasıdır
Zilan cesaretin tanrıçalaşmasıdır. Ve Haziran Zilan’nın zamanıdır. Kadın toplumsallığına, yurtseverliğine, anlamlı yaşam arayışına, özgürlük tutkusuna haince, kalleşçe yönelen ataerkil zihniyete, devletçi sisteme, egemenlikli iktidara bilinçle, yürekle başkaldırıdır Zilan. Cesaret bu başkaldırının gerekçelerinden alınan gücün sonucu, eyleme, sonuç alıcılığa dönüşmenin ifadesidir. Ve Zilan’da açığa çıkan, örgütlenen cesaret tanrısaldır. Zamanın da bir ruhu varsa- ki var- kesinlikle Haziran’ın ruhudur Zilan. Bu ruh özgürlük adına, eşitlik adına fedai bir ruhtur. Anlamlı yaşam arayışı adına büyük eylem ruhudur. İnsanlık sevgisi, kadın sevgisi adına tutkulu aşkın ruhudur. Özgürlük öğretisinin, kurtuluş felsefesinin, aşk işçiliğinin öncüsü Rêber APO’ ya kadınca bağlılığın ruhudur. Bu ruh kadın özgürlük hareketinin Beritan, Berivan, Zekiye, Viyan, Nucan’lardan süzülmüş militanlık ruhudur.
Zilan Haziran’ın ruhudur. Ve Haziran anlamın zamanıdır. Anlam arayışında tanrıçalaşma noktasıdır Zilan. Kadın olmak adına, insan olmak adına, Kürt olmak adına gelecekten beklentimizin, mevcut olanla kavgamızın yarattığı sonuç kadar varız. Ve bu var olmaların ideolojik, felsefi dayanakları, biçimleri kadar anlamlıyız. Hepimiz, daha gerçekçi bir tanımla birçoğumuz “ nasıl yaşamalı” sorusuna cevap arayışındayız. Bazılarımız cevabı gerçeğe dönüştürme eylemcileriyiz. Zaman ancak ona yüklenenlerle, ona sığdırılanlarla somuta dönüşebilen bir olgudur. Yeni yaşam arayışında, özgürlük mücadelesinde emek adına, bağlılık adına, cesaret adına, bilinç adına, kısaca eylem adına zamana sığdırdıklarımız, zamana yüklediklerimiz kadar var olduğumuz, bunun kadar halkımızca, kadınlarımızca, yoldaşlarımızca kabul gördüğümüz açıktır. Ve eğer böyle ise yeni yaşam adına anlam arayışınızda Zilan’ın en büyük eylemin ve en anlamlı yaşamın sahibi olarak zamanda gerçekleştiği nettir. Aynı şekilde bu gerçekleşmenin zamanı olarak Haziran’ın Zilanlaştığı ortadadır.
Zilan militan iradeleşme olarak kişi iradesinin yücelmesidir. Ve Haziran bu yücelmenin zamanıdır. Mücadele gerekçelerine ve değerlerine bilinçle, yürekle bağlılığın kişisel iradeleşmesidir fedailik. İnsanlığa, halka, özgürlük değerlerine bağlılığının gereklerini yerine getirme direktif ve talimatlarını kendinden alabilen sorumluluk anlayışı ve kişiliğidir. Bu anlamda Zilan fedailiğin kişiliğinde, şahsında en üst düzeyde örgütlülüğe dönüştüğü öncü militan duruştur. Ve Haziran fedailiğin eyleme dönüştüğü zamanın adıdır.
Fedailiği bir yaşam, mücadele, çalışma anlayışı-tarzı haline getirmenin, kadınca bağlılığın eylem örgütünü geliştirmenin, bu anlamda Zilan’ı uygulamanın, Zilan’ı örgütlemenin öncüsüdür Gulan. Ve Gulan yoldaşın haince katledilişidir Haziran. Zilanlaşan Haziran’da Zilanca yürümeyi esas almış Gulan’ı katletmede ki amaç herkesçe aşikardır.
Kadını karanlığa mahkum etmek isteyen erkeğin, iktidarcı zihniyetin kadın özgürlük hareketine büyük tuzağının çok bilinçli seçilmiş kurbanıdır Gulan. Ve bu katledilişin zamanıdır Haziran. Hiç kimse kadın özgürlük hareketine atılacak bir kırma harekatı için Hazirandan daha uygun bir zamanın olabileceğine ihtimal verebilir mi? Hiç sanmıyorum. Dokuz Haziran, on yedi Haziran’da Zilan’la buluşmuş Sema’yı, otuz Haziran’da tanrıçalaşmış Zilan’ı, fedailiğin, iradeleşmenin, cesaretleşmenin ruhu olmuş Haziran’ı tersine çevirme amacının, hedefinin ürünüdür. Rêber APO’nun tabiri ile “Zilan’da komutanlaşmış kadını ve onun emir eri olan erkeği” sindirememiş karanlık zihniyetin, iktidarcı çeteciliğin kadınlı- erkekli- oyunudur dokuz Haziran. Ve dokuz Haziran’ın kurbanıdır Gulan. Zilan’la, Sema’yla aydınlanmış, yeni yaşam arayışımızda anlam zamanı olmuş Haziranı karanlığa mahkum etmenin, korku tuzaklarına düşürmenin, güvensizlik denizlerinde boğmanın, anlamsızlık hastalığıyla öldürmenin amaç ve sonucudur Gulan yoldaşın katledilişi. Zilan’a, Zilanca mücadeleye, Zilanca iradeleşmeye ancak Gulan hedeflenerek, böyle haince katledilerek darbe vurulabilirdi. Çünkü Gulan, Zilan’da gerçekleşen fedailiği örgüte dönüştüren kadın gücünün ifadesidir. Çünkü Gulan, fedailiği bir yaşam örgütü, eylem örgütü haline getirirse kadının yaşam ölçülerinin düzeyi sosyal reforma geçit vermeyecek kadar yükseklerde, yukarılarda olacaktı. Ve çünkü fedailik kadını Zilanlaştıracak, erkeği emir eri yapacaktı. Yani militan bir örgüt ve onun militan kadrolarını yaratacaktı. Özcesi Zilan uzaklarda bir yıldız, yüreklerde bir hissediş olmanın ötesinde yaşamın dili, eylemi, kişiliği haline gelecek ve tüm kadınları verili erkek dayatmalarının, kadın gericiliklerinin dışına taşıracaktı. Yani tüm anlar, tüm zamanlar Haziranlaşacak herkes Zilanlaşacaktı. Dokuz Haziran’ın tüm bunlara atılmış bir tuzak, vurulmuş bir darbe olmadığını kim inkar edebilir ki?
Haziran baştan sona isyan ve Zilan isyanlaşmada kadınca eylemcidir. Bu yıl ki Haziran’a da Zilanca girdik. Her taraf isyan kokuyor. Yaz gelmesine rağmen rüzgarlar fırtına tadında esiyor. Siyasal nedenlerin yol açtığı sonuçlar dilimizi farklılaştırsa da yoldaşlarda fedailik militanlaşıyor, eylemselleşiyor. “Önderliksiz yaşam asla” şiarında eylemsel gerçekleşmesini yapan yoldaşlar kim ne derse desin sürece yön veriyor. Dünyanın merkezi Ortadoğu’nun ağır siyasal atmosferinde iktidar dengelerine, kurulu ittifaklara, klişeleşmiş zihinlere darbe olacak vuruş gücüne sahip eylemselliğin, nerede olunursa olsun fedaice katılımda yattığı açıktır.
Kadın özgürlük hareketi ve onun öncü partisi olarak Haziran’ı Zilanca karşılamak, Zilanca yaşamak, Zilanlaşmak zamanı. Yeni bir Zilan ayını, son yılların acı deneyimlerinden damıtarak ulaştığımız tecrübelere de dayanarak gerçekten Zilanca karşılamak zorunda olduğumuzu, başka tür özgürlükçülüğün kadınlar adına, insanlık adına kurtarıcı, geliştirici değerinin olmadığını öyle sanıyorum büyük oranda anlamış durumdayız. Sema Yüce’nin vasiyet ettiği gibi ekmek ve sudan önce kadınlar olarak kurtuluş ideolojimiz ve onun örgütlendirilmesi anlamında partileşmemizin değerini kavrayarak yaşamalı, kadın kurtuluş ideolojisi temelinde güçlü parti, etkili militan, eylemci olabilmek için yönümüzü, yüreğimizi Zilan’a döndürmeli, Zilan’da gerçekleşmeliyiz.
Tüm kadınların anlam zamanıdır Haziran. Ve bu anlamı bulacağımız kadın şahsiyetlerdir Zilan, Sema, Gulan. Üç boyutlu bir güzellik. Üç boyutlu bir gerçeklik. Kendimizi hangisinde ne kadar buluruz, ne kadar hangisi olmak isteriz ya da üçünün toplamından ortaya çıkan özgürlük hareketimizin kadın olarak neresindeyiz? Bu Haziran vesilesiyle içine gireceğimiz en anlamlı yoğunlaşmadır Zilan, Sema, Gulan. Her birinin kadın olarak, militan olarak, insan olarak gerçeğinden alacağımız çok fazla şey olduğu açık. Aynı şekilde her üçünün kadın hareketi içinde ki gerçekleşmelerinden, bulundukları süreçlerde ve mekânlarda kadınlar ve hareket olarak onları ele alışlarımızdan, onları kavrayışlarımızdan alacağımız çok fazla sonuç var.
Süreci Zilan heyecanında, Sema derinliğinde, Gulan kararlılığında karşılayalım. Karanlığa, sıradanlığa, kendiliğindenciliğe, komploculuğa meydan okuyalım. Zilan ayı Haziran’ı kadın zamanları olarak anlamlandıralım. Anlamda özgürlük, anlamda eşitlik, anlamda yeni insanı, yeni yaşamı yaratalım. Ve Zilan olsun tüm kadınlar, Haziran olsun tüm zamanlar…
KAYNAK: PAJK.ORG
YORUM GÖNDER