GÜNEŞ ÜLKESİNDE DİRİLİŞİ ÖNDER APO VE ŞEHİTLER GERÇEKLEŞTİRDİ
İrfan Güler ile M. Sait Üçlü, diğer arkadaşlarıyla birlikte, Önder Apo ve şehitlerin yazdığı bu hakikati kaleme dökme işini üslenmiş ve bunu da hakkıyla başarmışlardır. Şehadetleriyle de kendilerini bu hakikatin ve tarihi dirilişin ayrılmaz bir parçası haline getirmişlerdir. Güneş Ülkesinde Diriliş’ adlı tarihi roman serisinin yazar grubu içinde yer alan İrfan Güler (Adil Urfa) ile M. Sait Üçlü (Ferat Pir)’nün Rojava’da hastalık sonucu şehit düştükleri duyuruldu. Rojava’ya yeni bilgi ve belge toplamak ve çalışmayı tamamlamak üzere gitmişler. Çalışmalarını büyük ölçüde de tamamlamışlar.Kuşkusuz tüm tanıyanları gibi bizim de içimiz, söz konusu haberi duyunca adeta ‘cız’ diye yandı. Önder Apo’nun deyimiyle, kafamızdan aşağıya kaynar sular dökülür gibi oldu. Elbette tek tesellimiz, acımızı hafifleten yazdıkları çok değerli kitaplarıydı. Çünkü ruhlarını, duygularını ve düşüncelerini söz konusu kitaplara nakşetmişler ve okuyup öğrenmemiz için bizlere bırakmışlardı. Öncelikle bu iki devrimciyi, iki büyük özgürlük savaşçısını, yılmaz ve yenilmez iki büyük Apocuyu, iki gerçek devrimci edebiyatçıyı saygı ve sevgiyle anıyor, sevenlerinin acısını paylaşıyoruz. Anılarının zafer kazanan özgürlük savaşlarında ve gelişen devrimci edebiyat çalışmalarında yaşayacağını belirtiyoruz.Bilindiği gibi, Önder Apo öncülüğündeki Apocu grup 1976’dan itibaren Kuzey Kürdistan topraklarında yayılınca yüzlerce genç devrimci saflara katıldı ve hareket hızla büyüyerek partileşti.İşte İrfan ile Sait, bu dönemde Apocu Hareketle tanışan ve tereddütsüz katılan iki genç devrimciydi. Her ikisi de Urfalıydı, yani Önder Apo’nun doğup büyüdüğü kenttendiler. 1976-80 yılları arasındaki devrimci pratiğe aktif olarak katıldılar. İrfan Güler, tarihi Hilvan ve Siverek direnişlerinin en aktif militanlarından oldu. Doğduğu kent olan Siverek’te sömürgecilere ve işbirlikçi uşaklarına adeta kök söktürdü. Sonra 12 Eylül 1980 faşist-askeri darbesi, ağır zindan yaşamı ve tarihi direniş günleri geldi. İrfan ile Sait’in ikisi de cunta rejimi tarafından tutuklandılar ve yirmi yıl boyunca faşist-soykırımcı TC’nin zindanlarında her türlü işkenceye karşı direndiler. Mazlum Doğan, M. Hayri Durmuş ve Kemal Pir’in komutasında yürüyen ve savaşan devrimciler oldular. Zindanlarda 12 Eylül faşist-askeri rejimini yenen tarihi direnişin kahraman savaşçıları içinde yer aldılar. İki binlerin başında zindandan çıktıktan sonra bir süre legal zeminde devrimci çalışma yürüttüler. İrfan akademik eğitim sisteminin geliştiricileri arasında yer alırken, Sait’in emek hareketine çok büyük bir emeği geçti. AKP Yönetiminin faşist-soykırımcı baskıları artınca da yönlerini özgürlük dağlarına döndüler ve özgürlük gerillasına ulaştılar. 2014 yılında ayrı ayrı Zagros Okulunda öğrenci olup parti eğitimi aldılar. Sait eğitim gördüğü devreyi yazdı ve Zagros Okulu’nu kamuoyuna tanıttı.Kürt halkının diriliş romanını yazma fikri işte bu eğitim sonrasında ortaya çıktı ve tarihi serüven böyle başladı. Şilan Baqi Edebiyat Okulu’nda yapılan bir dizi toplantı ve tartışma ardından oluşturulan plan doğrultusunda harekete geçtiler. Ellerinde kayıt cihazı, fotoğraf makinası ve kamera ile Kuzey Kürdistan ve Türkiye’nin çok büyük bir alanını gezip bilgi ve belge topladılar.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan nereye gitmiş, kimlerle tanışıp konuşmuş, nerede yaşayıp çalışmış, Kürt özgürlüğü için nerede ne tür çalışma yapılmış; işte bu bilgileri toplamak için aylarca tek başlarına çalıştılar. Sonuçta bir edebiyat okuluna yetecek kadar bilgi ve belge toplayıp en değerli hazine niteliğinde olan çok ciddi bir arşiv oluşturmayı başardılar. Aynı şeyi dağda ve Rojava’da da yaptılar. Bu süreçte aynı zamanda roman yazımına da başladılar. Sait, söz konusu roman serisinin birinci ve beşinci kitaplarını altı cilt halinde yazarken, İrfan roman serisinin üçüncü kitabını üç cilt halinde kaleme aldı.Dolayısıyla Roman Grubunun en üretken ve en hızlı çalışan iki yazarı olmayı başardılar. Arada kalan zamanlarında da Kürt gerillasının ve halkının kahramanca direnişleri üzerine bilgi toplayıp yeni kitaplar yazma çalışmalarını sürdürdüler. Çünkü büyük bir bilgi birikimi ve gücü haline gelmişlerdi ve artık onlar için durmak diye bir şey yoktu. Şimdiye kadar ‘Güneş Ülkesinde Diriliş’ adlı tarihi roman serisinin ilk beş kitabı 13 cilt halinde yayınlandı ve okuyucuyla buluştu. Planlanan altıncı ve yedinci kitaplar da tamamlanmak üzeredir ve en yakın zamanda okuyucuya sunulacaktır.Yayınlanan kitapların çok büyük bir ilgi gördüğü ve adeta kapışılarak okunduğu herkes tarafından bilinmekte ve söylenmektedir. Bu noktada tek cümle ile şu ifade edilebilir: Güneş Ülkesinde Diriliş tarihi roman serisi Kürt toplumundaki zihniyet devriminin en temel aracı olacak ve birincil derecede rol oynayan eserler arasında yer alacaktır. Yaşayan herkes bu tarihi gerçeği çok açık ve net bir biçimde görecektir.İşte bu büyük tarihi gelişmeyi büyük bir heyecan içinde görmeye ve yeni eserlerle söz konusu gelişmeye sürekli katkı sunmaya hazırlanırlarken, 45 yıllık devrimciler İrfan ile Sait geride ağır acılar bırakarak şehit düştüler. Söz konusu gelişmeleri yaratma ve besleme görevini yoldaşlarına bıraktılar. Önder Apo ile şehitlerin gerçekleştirdiği Güneş Ülkesinde Dirilişin şehit yazarları haline geldiler. Özgürlük için direnişin diyalektiği böyleydi ve kendilerine yakışan da ancak bu olabilirdi.
Güneş Ülkesi’ denen Kürdistan’da son yarım asır içinde tarihi bir dirilişin gerçekleştiği tartışma götürmez bir gerçektir. ‘Öldü’ denerek adeta umut kesilen Kürt toplumunun Önder Apo öncülüğünde böyle bir tarihi özgürlük direnişini gerçekleştirdiği ve dirilişi yaşadığı açıktır. Bunda Önder Apo’nun öncülüğü, Kürt gençliğinin ve halkının cesareti ve fedakârlığı, Kürt kadınının özgürlük tutkusu ve direngenliği, Kürt gerillasının kahramanlığı belirleyici rol oynamıştır. Düşünceden politikaya ve örgütten eyleme kadar bir bütünlük halinde yaşanan bu tarihi gelişme, bugün tüm dünyaya yayılan ve ezilenlerin kurtuluş umudu haline gelen bir düzey kazanmıştır.Tarihin bu en anlamlı gelişmesinde birçok etken önemli rol oynasa da, kuşkusuz belirleyici rolü Önder Apo ile kahraman şehitler oynamıştır. Ölüyü diriltircesine Kürtleri diriltmeyi başaran bu güçler olmuştur. Kürdistan’ı gericilik alanı olmaktan çıkartıp özgürlük ve direniş alanı haline bu güçler getirmiştir. Tarihi dirilişin destanını hem de kahramanlık çizgisinde işte bu güçler yazmıştır. Tarihi büyük özgürlük umudunu bu güçler yeşertmiştir. Belli ki Güneş Ülkesinde Dirilişi gerçekleştiren esas gerçeklik Önder Apo ve şehitler gerçeğidir. Kürdün var olan ve özgür yaşayan hakikati budur. İrfan Güler ile M. Sait Üçlü, diğer arkadaşlarıyla birlikte, Önder Apo ve şehitlerin yazdığı bu hakikati kaleme dökme işini üslenmiş ve bunu da hakkıyla başarmışlardır. Şehadetleriyle de kendilerini bu hakikatin ve tarihi dirilişin ayrılmaz bir parçası haline getirmişlerdir.Önder Apo ve şehitlerin yaptıklarını şehadet çizgisinde yürüyen devrimciler yazmışlardır. Haki ve Halil’lerin, Mazlum, Kemal ve Hayri’lerin, Agit, Beritan ve Zilan’ların, Viyan, Nuda, Sara ve Delal’lerin izinden yürümeyi başarmışlardır.Zaten başkası türlüsü de olamazdı. Bu tarihi Önderlik ve Şehitler yürüyüşünün yaptıklarını ancak onların izinden yürüyenler yazabilirdi. Sonuç da böyle oldu. İrfan Güler ve M. Sait Üçlü, kahramanlık çizgisinde yürüyen bu şehitler ordusunun birer adsız neferi olmayı başardı.
Biz kez daha saygı, sevgi ve minnetle anıyor, amaçlarının başarılıp anılarının yaşatılacağını belirtiyoruz!
SELAHATTİN ERDEM
YORUM GÖNDER