PKK HAREKETİ TARİHİ OLARAK BİR YARGILAMA HAREKETİDİR(1.BÖLÜM)
PKK HAREKETİ TARİHİ OLARAK BİR YARGILAMA HAREKETİDİR(1.BÖLÜM)
0 Yorum
744
12-11-2021

Hiç kimse PKK hareketinin güçlü bir ideolojik temeli olmadığını sanmasın. Tersine, hem de en gelişkin düzeyde bir ideolojik temele sahiptir. Görüldüğü gibi de ne reel sosyalizme ne de şu veya bu ideolojilere benziyor. Bizde dinamik gelişmesini sürdüren bir ideolojik yaklaşım söz konusudur. Ancak ideolojik gelişme deyip geçmemek gerekir. Açıkça bilmek gerekir ki, ideolojiyle bağlantınızı koparırsanız hayvanlaşırsınız. Zaten sizin hali hazırda kendinizi kontrol edememenizin en temel nedeni, ciddi bir ideolojik zemininizin olmayışıdır. İnsan sizden ürküyor çünkü, ideolojisizsiniz. Eskiden “dinsizsiniz, ahlaksızsınız” denilirdi. Ahlaksız insan felaket bir durumu, yine dinsiz bir insan çok tehlikeli bir durumu ifade eder ve hepsini de toplum lanetleyerek en ağır cezayı verirdi. Şimdi ideoloji bütün bu kavramların yerini tutuyor. Özellikle bizde ideoloji artık olmazsa olmaz bir koşuldur. Ben kaba materyalist ideolojiden, reel sosyalizmin şu veya bu gerçekleşme düzeyinden bahsetmiyorum; çok temel bir ihtiyaçtan, ideolojik ihtiyaçtan bahsediyorum. Üstelik bu yalnız şimdi veya PKK’li olduğunuz için gerekli değil, evvel-ahir gereklidir. İlk insana da gereklidir, son insana da gerekli olacaktır ama çağlar boyu değişiklik gösterir. Eğer bugün halk olarak biz, herkesin çokça lanetlediği, nefret ettiği bir düzeydeysek bu, ideolojiden yani kendi maddi gerçekliği konusunda düşünce, moral değerlerden yoksun olmaktan kaynaklanıyor. Düşünsel ve moral gücünü kendi maddi gerçekliğiyle bağlantılı ele alabilen bir halk olsaydı, kesinlikle mevcut düzeyi söz konusu olmazdı. Bu durum “sömürgecilik tarihi boyunca halkımızı şu veya bu biçimde ideolojik moralden koparmıştır” diye de anlatımda bulunabilir. Ama mühim olan bu durumun gerçekleşmesidir. Herkesin çokça söylediği, “halkımız cahildir, düşüncesizdir” sözü yerine, en genelde şöyle diyeceğiz: Halkımız ideolojisizdir, moralsizdir ve bu temel kavramlardan koparıldığı için de hayvanlık düzeyine getirilmiştir. Ve istenildiği kadar sömürülür, istenildiği kadar binilir, istenildiği kadar öldürülür ve buna karşı sesi de hiç çıkmaz. Çıksa da hiç kimse ciddiye almaz. Benim kendimi gerçekleştirme durumumu düşünün. Eğer ben büyük bir ses olabildiysem, bunun en temel nedeni kendimi ideolojik olarak geliştirmemdir. Dikkat edilirse aslında ben kaba silahla iş yapmadım. Yine parayla da iş yapmadım. Benim iş yapma tarzım ideolojiyledir. Benim büyük ve oldukça maddi gerçekliğimize uygun düşünce gücü olmam, düşünce üretmem ve onu uygulama gücüne kendimi vardırmam beni büyük bir patlamaya dönüştürdü.

İdeolojik-moral sorununu çözemeyen toplum düşer;
Ben neden bu kadar etkili olabiliyorum? Toplumdaki, Kürt gerçeğindeki ideolojisizlik, moralsizlik durumunu kendi şahsımda çözümlediğim ve bu çözümle kendimi gerçekleştirme düzeyim de maddi koşullarıyla oldukça uyumlu olduğu için şu anda ben mucize kabilinde değerlendiriliyorum. Zaten her tarihsel çıkışın mucizevi karakteri bu nedenledir. Bir Arap yarımadasındaki İslamiyet öncesi Arapların maddi durumunu göz önüne getirelim veya Avrupa’da Fransız Devrimi öncesindeki maddi durumu, hatta Ekim Devrimi öncesi Rusya’daki maddi durumu göz önüne getirelim (bunlar bildiğimiz bazı devrimler olduğu için söylüyorum), göreceğiz ki, gerçekten büyük bir ideolojiden uzaklık, moralsizlik var veya çok dar bir çıkar grubunun toplumun genelini hiçe sayan, onun için oldukça da cehalet, moralsizlik anlamına gelen bir hükümetleri vardır. Buna dikta da, zulüm idaresi de denilebilir. Birileri çıkar, tam da bu süreçte ideolojiden, moralden kopanların ideolojik, moral öncülüğüne soyunur ve o tek veya birkaç kişi de olsa, kısa bir sürede büyük bir toplumsal patlamaya dönüşür. İşte bunun adı da devrimdir. Genellikle insanlar yaşadıkları dönemi, son çağ olarak değerlendirirler. Kendi içinde bu her zaman böyle gözükse de aslında böyle değildir, değişkenlik esastır. Evet, değişkenlik diyalektik bir ilke gereğidir ama bunu da doğru değerlendirmek gerekir. Değişkenlik, gerçekleşeni görmemek anlamına gelmez. Bir dönemin temel gelişmişlik düzeyi, değerleri vardır; onlar görüldüğünde, değişkenliğin bir anlamı olabilir. Aksi halde “her şey değişiyor” dersen, bir palavracı olursun. Sanıyorum bizde de değişkenlik biraz palavracılık biçiminde anlaşılıyor. Değişkenliği anlayabilmek için kalıcı olanı görmek gerekir. İnsanlık tarihi kadar kalıcı olan, hiç değişmeyecek değerler vardır. Ama bir de değişmesi gereken değerler vardır. Böyle bir değişkenlik veya felsefi anlayışın sahibi olmalıyız. Kısaca, görülmesi gereken hususlar şunlardır: İnsansal gelişmede düşünce ve ideolojiler ister sihir, büyü ve dinsel, ister felsefi ve bilimsel düzeyde ifade edilsin, kesinlikle yaşamla iç içe olur. Yaşam bu disiplinler olmadan yürümez. Bu anlamda insan tasarladığı, kendini felsefik kıldığı, bilimsel kıldığı oranda insandır. Ama nereden neresine ağırlık verir, nereden neresini esas alır, nerede değişiklik geçirir, nerede ne kadar hangi ideolojik biçime ihtiyaç var, nerede ne kadar onun gerçekleşme disiplinine, moraline, ahlakına ihtiyacı var? Bunlar doğru tespit edilirse, o toplum sağlıklıdır, o toplum özgürdür, o toplum kendini yaşatır. Ama beceremez ve ideolojik sorununu, moral sorununu halledemezse, o toplum düşer. Hükümdeyken düşer, düşerken de dağılır ve eriyip gider. Şimdi bizim Kürt toplumu da biraz düşen bir toplumu ifade ediyor. Kürt toplumu düşen ve daha da kötüsü dağılmayla yüz yüze olan bir toplumdur. Çünkü; ideolojik, moral düzeyi yıkılmış bir toplumsal gerçekliktir.

Her şey devlet olmakla halledilebilir mi? 
Tam da bu noktada PKK nedir? PKK, ideolojisi ve morali yıkılan halk gerçekliğinin öncelikle ideolojiyi ve morali bulma hareketidir. Bunu çok iyi anlamanız gerekir çünkü, bu kilit bir anlama sahiptir. Ama ben sizin toplumsallıkla bağınıza bakıyorum veya değişimden ne kastettiğinizi anlamaya çalışıyorum. Halinizi eski köylülerin sopa kaldırıp değişiklik istemesine benzetiyorum. Sopa yerine elinize bir silahın geçmesi, teknik bir farklılık yaratıyor, yoksa anlayışta hiçbir fark yok. Köylü de sopayı kaldırır ve sallayarak “ulan ben üzerine gelirim, yıkıl karşımdan” der ama daha sonra Don Kişot’un yel değirmenine saldırısı gibi boşa çıkmaktan kurtulamaz. Unutmayın ki; birçoğunun silahı sallaması buna benziyor, hatta daha da tehlikelidir. Çünkü; silahla Don Kişot’luk yaptın mı, yanarsın. Zaten bunu dehşetle karşılıyor ve önlemek istiyoruz. Sizleri silahlı Don Kişotlar olmaktan çıkarmak şu anda en temel görevlerimizden sayılır. Peki bunu nasıl önleyeceğiz? İşte söylediğim gibi, öncelikle toplumsal düşüşümüzü, dağılmamızı önleyecek düşünce gücünü, ideolojiyi ve bunları üstün bir iradeyle sergileyecek morali yaşama bağlılıkla göstermek ve yaşamsal kılmakla önleyeceğiz. Buna ihtiyacınız da vardır. Ayrıca ben başka çözüm de göremiyorum. Kapitalizm çağında ortaya çıkan, geneldeki bilimsel ideolojiyle bağlantılı olarak bir de sosyalizmin bilimselliği var. Diğer sosyalizmlerden ayırmak için gelişen sosyalizme, bilimsel sosyalizm deniliyor. Neden bilimsel? 19. yüzyıl zaten bir bilim yüzyılıdır ve bilimin kendisini hissettirmediği hiçbir alan yoktur. Bu gelişim sosyal bilimlere de etkide bulunuyor. Dolayısıyla sosyal bilimlerin en özlü ifadesi olarak sosyalizm ortaya çıkıyor. İşte bilimsel sosyalizm veya sosyalizme bilimsellik adı bu yüzden takılıyor. 

Sosyalizm kavram düzeyinde insanın toplum ilişkilerini en özgür belirleme yöntemi olarak da tanımlanabilir. Toplumsal gerçeklikten kopan, onun üstünde yer alan, bastıran, sömüren ne varsa ona karşıdır. Ama böyle olayım derken de, “toplumda her şey bir tarağın dişleri gibi birbirine benzemek zorundadır” demek de doğal gelişmeyi inkardır. Çünkü; hiçbir doğa gelişmesi böyle değildir. Bu nedenle özgür katılım en doğrusudur. Toplumsal katılım yeteneklere ve çabaya göre olmalıdır. Zaten sosyalizm de böyle tanımlanıyor. Bunun yerine bürokratik katılım, emre göre katılım, öncesinden “iki kere iki dört eder” gibi bir katılım insanın doğasıyla bağdaşmıyor. Nitekim bağdaşmadığı da reel sosyalizmin dağılmasında görülüyor. Köleci, feodal dönemde bir birey kendini toplumun çok üstünde bir yere, tanrı yerine koyuyordu, şimdi de patron yerine koyuyor. Böyle tanrılar nasıl aşıldıysa, patron da aşılıyor. Ama sosyalizmde insanı mekanikleştirmek, olsa olsa bir saptırmadır; bir özgürlük düzeyi değildir. Günümüzde ortaya çıkan yeni bir durum tartışılıyor. Her ne kadar buna kapitalizmin zaferi deniliyorsa da, bu pek de yüzyılın başındaki kapitalizm değildir. Çok farklı bir durumdur ve zaten anlaşılmaya çalışılıyor. Sosyalizmin politik bir güce dönüşme sorunlarını biraz görmek gerekiyor. Zaten bu sorunlar çözümlenmeden yeniden kuruluş mümkün değildir. Her ideolojide olduğu gibi sosyalizm de, elbette ki iktidar sorununa doğru yaklaşacaktır. İdeolojiler devletleşmek, iktidarlaşmak ve toplumlarda yer edinmek isterler. Bu onların doğası gereğidir. Ama sorun bunun nereye kadar ve nasıl olacağıdır. Dolayısıyla sosyalizm devlet olmak istiyor diye kimse suçlayamaz. Emekçiler lehine elbette devlet olmak isteyecektir. Zaten temel ereklerinden birisi de budur. Ama her şey devlet olmakla halledilebilir mi? İşte burada sorunlar ortaya çıkıyor. Devletleşerek sosyalizm amacına ulaşamaz. Devletleşmek sosyalizmin basit bir amacı olarak anlaşılırsa daha doğrudur. Bazı sosyalist amaçlar vardır ve devlet eliyle yerine getirilir. Gericiliği bastırmak ve dış emperyalist tehlikeyi boşa çıkarmak için devlet gereklidir. Ama her şeyi devletten beklemek sosyalizmi saplantıya götürür. Nitekim bu her şeyi Allah’tan beklemek gibi bir şey olur. Dinler de başlangıçta anlamlıdır ve çok çarpıcı bir ihtiyaca cevap verirler. Bir devlet dinle de başlar ve devlet olur. Ama sonradan birisi çıkar, dini yalnız bir Allah’a indirger ve “Allah’ın gölgesi benim” der. İşte monarşik bir sultan, görülmemiş bir dikta olur. Sosyalizm de buna benzer. Devlet olması gerekir ve başta çok da demokratiktir. Sonra her şeyin üzerinde bir genel sekreter ve “enternasyonalizm”le birlikte oldu dünya çapında bir lider! Bütün her şey devletle oldu ve sonuçta Allah yerine konulan bir genel sekreter veya onun politik bürosu ortaya çıktı! İşte sapma budur.

İnsanı alabildiğine maddiyatla doyurmaya çalıştın mı, doymaz;
İnsan yalnız bir kalkınma olayı değildir. Reel sosyalizmde neredeyse kapitalizmle yarışıyor adı altında insanı sürekli yiyip-içen bir hayvana dönüştürdüler. Nitekim Sovyet çözülüşünde herkes dükkanlara koşuyordu. Hatta şurasına burasına gıda maddelerini doldurmak Sovyet insanının temel bir özelliği haline gelmişti. Evet, ekonomik gelişme gerekiyor ama insanların gözünde tümüyle “şurama burama yiyecek-içecek sıkıştırayım” gibi bir hayvanlaşmaya düşürürsen, o sosyalizm değildir. İşte sosyalizme gerekli olan bir de moral yönü vardır. Gerçi dinler de, “insan tümüyle moralle yaşar, kutsal ilkeye göre yaşar” derler. Ama bütünüyle böyle olmasa da, aslında moral şarttır. Zaten insanı alabildiğine maddiyatla doyurmaya çalıştın mı, doymaz. İşte doğanın tahribatı, toplumun kemirilmesi, insanın kanserleşmesi, bu tüketici toplum kalıpları yüzündendir. O kadar tüketici topluluklar haline gelmişlerdir ki, doğa artık dayanmıyor. Bu tüketici toplum kalıplarına artık dünya da dar geldiği gibi, daha da devam ediyor. Bunların üzerine bir de kanserleşme başlıyor. Kanserleşme gerçek anlamda kanser hastalıkları olduğu kadar, bir de genelde kanserleşme var. Buna benzer birçok ulusal hastalık oldukça gelişiyor. Bunun sonucu bağışıklık kazanan kanser veya AIDS gibi benzer hastalıklar ortaya çıkıyor. Bütün bunlar tüketimden ileri geliyor. İşte bir cinsel tüketim de AIDS’e yol açıyor. O da bir hastalık ve tüketici toplumun kalıplarından ileri geliyor. Yaratılan gerginlik, stres ve benzeri şeyler kaçınılmaz olarak buna yol açıyor. Hatta daha da yeni hastalıklar gelişiyor. Çünkü insanın, bu tüketici toplum kalıplarına karşı direnme gücü yok edilmiştir. Böyle şeyler başka tarihi dönemlerde de vardı. Veba vb hastalıkların zaman zaman yaygınlık kazandıkları görülmüştür. Bütün bunlar kesinlikle toplumsal düşürülmeyle bağlantısı olan şeylerdir. Direnme gücü yitirilince (ki bu moral gücüdür) insan çözülür. 

İşte temel sorunlar bunlardır ve bunun sosyalizmle nasıl aşılacağı gündeme geliyor. Reel sosyalizmdeki gibi aşılamayacağı açıktır. Kapitalizmdeki gibi karnını doyurmayı esas alırsan, insanları kapitalizmin yarattığı insanın daha da gerisindeki bir yaratığa dönüştürürsün. Bu gerçek reel sosyalizmde ortaya çıkmıştır. Tabii morali kırarsan, demokrasiyi geliştirmezsen kapitalizmden daha geri koşullar ortaya çıkar ve seni geride bırakır. Bunun en temel nedeni, dediğimiz gibi, reel sosyalizmin demokrasi ve morali geliştiremediğinden, kapitalist tüketim kalıplarını aşamadığından dolayıdır. Dolayısıyla ideolojiye ters düşmüştür. Sosyalist ideoloji kesinlikle kapitalizmin normlarını insanlık için esas göremez. “Kapitalizm bu kadar veriyor, ben de bu kadar vereceğim” diyemez. Sen bazılarını hiç vermeyeceksin, olmayan bazı şeyleri de vereceksin. Bunu araştırıp, bulmak gerekir ve bunu bulmak sosyalizmin sorunudur. Kapitalizm çevreyi kirletiyor, doğayı kirletiyor, toplumu kanserleştiriyor. Sen de bunu önleyecek çareler bulacaksın. Yoksa, “kapitalizmden daha çok üretiyorum” adı altında doğayı, çevreyi kirletirsen, morali, demokrasiyi boğarsan, bu sosyalizm olmadığı gibi karikatürü bile olamaz ve olmadığı da ortaya çıkmıştır. Kesinlikle sosyalizme ihtiyaç vardır. Çünkü başlangıçta, kölelik çağında ve orta çağlarda olduğu gibi günümüzde de egemen sömürücü sınıfa ve onun temsilcilerine kalsa, daha önce söylediğimiz gibi ortaya çıkacak canavarlar ilk çağlardakilerin hesaplanamaz misliyle üstünde olacaktır. Nitekim bu canavarlar şimdiden işin içindedirler ve insanlığı kemiriyorlar. Bu nedenle başlangıçta ustalar nasıl, “kapitalizme karşı çözüm sosyalizmdir” diye oldukça iddialı ve üstün moralle bir yaşam içinde olup onun savaşımını verdilerse sen de aynen öyle olacaksın. Günümüzde gelişen bu canavarlığa karşı daha etkin bir sosyalizmle cevap vereceksin. Bu nasıl bir cevaptır? Elbette ki rahatlıkla verilebilir bir cevaptır. Çünkü kapitalizmin tüketim ve tahrip kalıpları aşılamaz değildir. Ama bu mücadele, hem de moral mücadelesini gerektiriyor. Yeniden örgütlenmeler, programlar ve bunun engin tartışmaları gerekiyor. Sosyalizmin tarihinin insanlık tarihi kadar eski olduğunu söylüyoruz ve geleceği de öyle olacaktır. Ama bu böyledir diye de günümüzün kapitalizmine karşı ideolojisiz veya onun mücadelesi, onun iktidar savaşımı olmadan geçiremeyiz. Ama vereceğimiz mücadelenin nasıl ve nereye kadar olacağını temel biçimleri ve taktikleriyle bulmak zorundayız. Bunun için güncel sosyalizm tartışmaları gerekiyor. Bu tartışmalar kapitalizmin insanlığa dayattığı sorunları öncelikle ele almalıdır. Yani ezilen uluslar başta olmak üzere insanlığı, ezilen sınıfları yıkıma götüren, bütünüyle doğayı tahrip eden, hatta kapitalist toplumların kendi içinde bile böyle bir tahribatı gerçekleştiren gidişini önleyen bir tartışmaya ihtiyaç vardır. Kısaca günümüzde yapılması gereken; reel sosyalizmin çözülüşünden sonra kapsamlı bir tartışmadır. Yani bir dönem gitti, yerine başka bir dönem nasıl getirilir? Bunun tartışmalarla aydınlatılması gerekir.

Yeni bir enternasyonal kuruluşa ihtiyaç var;
Tarihte olduğu gibi sosyalizm en derli toplu bir bilimsel ifadeye kavuşturulabilir. Günümüzü değerlendirdiğimizde, daha önce var olan iki kampın aşıldığı görülecektir. Şimdi Güney, Kuzey kampı deniliyor ya da başka türlü kavramlaştırılıyor. Biraz bir sistem gibi kendini idare eden, kapitalizme karşı ondan rahatsızlık duyan ne kadar insanlık varsa (ki buna ezilen uluslar, sınıflar ve çevreciler dahildir) bunların hepsinin ortak paydasını bulmak gerekiyor. Tıpkı sosyalizm tarihinde 1’inci Enternasyonal benzeri. Bunun başarmak istediği, bir ulustan değil, bütün uluslardan işçilerin birliğini ve daha çok da ideolojik birliğini kurmaktı ve aslında bunu başardı. 2’ci Enternasyonal biraz kitleselleşen ve iktidarı yakalamak isteyen bir kuruluşa sahipti ama bunu başaramadı ve zaten bu nedenle de aşıldı. Yerine gelişen 3’üncü Enternasyonal, devletleşmiş sosyalizmin enternasyonalizmiydi. Ama o da devletleşmeyi kötü kullandı ve sosyalizmin devletle ilişkisini doğru çözemediği için aşıldı. İşte şimdi de yeni bir enternasyonal kuruluşa ihtiyaç vardır. Zaten mevcut tartışmaların düzeyi de giderek bunu gündeme getirecektir. Nasıl bir sosyalist enternasyonal olmalıdır? Kurulacak bir sosyalist enternasyonal bütünüyle evrensel çapta insanlığın durumuna, her ulusa, hatta her kıtaya, bölgeye uyarlanmış daha programatik bir sosyalizmi ve hatta her ulusa, ulusun içinde sınıfsal duruma uyarlanmış bir sosyalizmi öngörmelidir. Yani bu yeniden bir kuruluş dönemi demektir ve bu aşamalar halinde olur. Zaten sosyalizm ilkesi budur. Bir yerde bir aşama sağlanırken, diğer yerde başka bir aşama sağlanabilir. Mesela ideolojik birlik dönemi, devletleşme dönemi, birinci denemesinin sorunları nedeniyle aşılma dönemi, daha sağlıklı bir sosyalizme gitme dönemi gibi dönemler sayılabilir. Bunları yadırgamamak gerekir, bunlar sürüp giderler. Önemli olan sosyalizmin sorunlarını güncelliği içinde doğru yakalamaktır. Bunları ana hatlarıyla; sosyalizm ve devlet, sosyalizm ve kalkınma, sosyalizm ve moral, sosyalizm ve ulusal sorun, sosyalizm ve kültür, sosyalizm ve ekonomi, sosyalizm ve reel sosyalizm, sosyalizm ve ütopya, sosyalizm ve bilim, sosyalizm ve din, sosyalizm ve aile, sosyalizm ve kadın, sosyalizm ve ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı, sosyalizm ve demokrasi, sosyalizm ve parti ilişkileri diye sıralamak mümkündür. Bütün bunlar yeniden tartışılmak durumundadır. Yani sosyalist ideolojinin kendisini yeniden kavramsallaştırması, giderek bu kavramlar açıklığa kavuştuktan sonra programsallaştırması, programsallaştırdıktan sonra yeniden örgütlemesi ve eyleme geçirmesi gerekmektedir. Kaçınılmaz olarak gelişme böyle dönemlerle olacaktır. Şimdilik belki fazla iddialı gibi bir durum yok ve bazı sığ, yüzeysel tartışmalar var ama giderek tıpkı 1’inci Enternasyonal’de, 2’ncisinde, 3’üncüsünde olduğu gibi 4’üncüsü de, 5’incisi de gelişebilir.

Sosyalist bir devlet bile olabilirsin ama herkesle ilişkilerin olur. Hatta Amerika’yla da ilişkilerin olur. Bu ilişkiler teslimiyet ya da kapitalizm istemek de değildir. Bunlar ilişkidir, taktiktir ve her zaman da gereklidir. Bu ilişkide hem o seni etkiler hem sen onu etkilersin. O senin içinde bir işbirlikçi-kapitalistler grubu yaratmak ister, sen de onun içinde bir sosyalist grup yaratmak istersin. O sana bağlı olur, sen ona bağlı olursun ve bu daha sağlıklısıdır. Bu kitlesel savaşımlara, imha savaşımlarına fırsat vermez ve bir de genel bir gelişmeye yol açar. Sadece bir ulusun gelişmesine değil, bütün ulusların birlikte gelişmesine olanak sağlar. Sovyetler’de sosyalizmle gelişen daha çok Rus ulusu oldu, diğer uluslar geri kaldı, hatta Sovyetler’in dışında diğer birçok yerlerden de geri kaldı. Ama sosyalizmin özünde bir ulusu, hatta bir ulusun içinde bir sınıfı diğerinin aleyhine geliştirmek yoktur. Dengeli insani gelişim, dengeli sosyal gelişim sosyalizmde esastır. Bu bağlamda aslında güncel politik durumu değerlendirmek gerekiyor. İşte “şu kadarı kamplaşmadı” diye üzüntüye girmeye de gerek yok. Eskiden dünyanın üçte birisi sosyalizmdi! Her şeyden önce dünyanın üçte biri, dörte biri veya altıda biri sosyalisttir diye bir kavram da fazla gerçekçi değildir. Sosyalizm nicelikler sorunu değildir. Dünyanın üçte biri veya altıda biri sosyalist oldu diye kendimizi kandırmayacağımız açıktır. Gerçekte sosyalizm bir nitelik, bir insanın kendisini sosyalleştirme sorunudur. On tane insan kendisini mükemmel sosyalist yapsın, belki de dünyanın altıda birinden daha iyi bir sosyalist dünya ortaya çıkabilir. Bu nedenle sosyalizm coğrafik bir kavrama indirgenemez. Hatta “bu kadar insan sosyalizmin etkisindedir” demek de sosyalizmin başarısızlığını göstermez. Sosyalizmin başarısı gerçekleştirilen insanla gösterilebilir. Bu da niceliksel değil, niteliksel bir sorundur. Sosyalizmin çok güçlü temsilini yapan on kişilik bir merkez, on milyon aptallaşmış sosyalistten veya kapitalizmin etkisi altındaki bütün insanlardan daha güçlüdür. Her ulusun içinde böyle merkez oluşturulursa, bu dünyanın altıda birinin sosyalist olmasından daha değerlidir. Bu hem mümkündür hem de doğru olandır. Böyle kavramlara ihtiyaç da vardır. Yani sosyalist insanı ulus ayrımı yapmadan her yerde ortaya çıkarmak gereklidir. Üstün sosyalist sistemi veya bu temelde halklara hükmeden, halkların kaderini yönlendiren, nitelikli insanı dengeli olarak, gerçekten ideolojik esasları dikkate alarak geliştiren ve bunu uluslararası bağlamda da atom bombası gibi kapitalizmin insanlığa dayattığı bir sürü başka büyük tehlikelere karşı kurumlaştıran, politikleştiren partiler dayanışmalarını, enternasyonal ifadelerini de geliştirirlerse, bu daha önceki reel sosyalizm deneyiminde olduğu gibi “bu kadarını kurtardık, daha da şu kadarını katıyoruz” gibi abartmalardan daha anlamlıdır. Tabii bu sosyalizm her yerde güçlü olabilir demek değildir. Ama soyalizmin bir yerde çok güçlü, bir yerde hiç olmaması tehlikelidir ve bu bir sapmayı ifade eder, tümüyle sosyalist olamaz. Yani sosyalizm öyle bir ideolojidir ki, bir taraftan toptan soyalizm, diğer taraftan toptan faşizm gibi bir duruma yol açtın mı, onu kendi elinle boşa çıkarmış olursun. Bu bir parti için de geçerlidir. Bir bölümü çok sosyalist, bir bölümü çok köylü olursa o partiyi bitirdin demektir. Yani sosyalizmin özünde dengeli geliştirmek vardır.

Kürdistan somutunda gerçekleştirdiğimiz düzey rahatlıkla  Ortadoğu somutuna taşırılabilir;
Benim sosyalistliğime de baktığımızda, parti içinde sosyalist bir parti yaratmak için ne kadar büyük bir savaş verdiğim ve Kürdistan’da PKK öncülüğünde bir sosyalist gelişmeye yol açmak için kendimle birlikte ne kadar atbaşı götürdüğüm görülecektir. Sosyalizmin gereği böyledir. Mesela ben de bürokratik bir sosyalist olabilirim! Tümüyle bürokratik olan Türk solu gibi iki laf söyler, gerisini bırakırım veya bir klik olabilir ve gerisini sürü gibi de idare edebilirim! Ama sosyalizm anlayışım bunu kabul etmediği için bunlara kendimde asla yer vermem. Sosyalizm genel olarak bütün bir partinin sosyalist düzeyini ifade eder. Bir partinin sosyalist düzeyi, kitlenin özgürlük düzeyini yansıtmalı ve bunu uluslararası alana da böyle taşırmalıdır. Ben de kendimi böyle bir sosyalist tanımlamaya bağlı olarak ele aldığım için doğru ve yetkin bir sosyalist olabildim. Bütün bürokratik sosyalistler yıkılırken, hatta bütün devlet başları bile yıkılırken, benim kendimi nasıl güçlendirdiğimden alınacak çok fazla ders vardır. Zaten herkes “klasik sosyalizm yıkıldı, Stalinizm yıkıldı ama sen son sosyalist olarak ayakta nasıl kaldın?” diye soruyor. Halbuki bizim nasıl bir sosyalist olduğumuzu anlamıyorlar. Biz reel sosyalistleri, bürokratik sosyalistleri, feodal sosyalistleri, küçük-burjuva sosyalistleri hiç tanımıyoruz bile veya onlarla uzaktan yakından alakamız yoktur. Tam tersine PKK bünyesinde onlarla çok şiddetli bir mücadele yürütüyoruz. Sosyalist geçinen bir sürü PKK ağası, küçük-burjuvası, köylüsü var. Biz hepsine karşı amansız bir mücadele verdik. Sonuçta gerçekleşen PKK sosyalizmidir. Nitekim bu da yaşıyor. Çözümleme düzeyiyle, gerçekleşme düzeyiyle PKK’nin neredeyse uluslararası rol oynayan bir güç durumuna geldiğini herkes biliyor; bunu gerçekleştirdik. Doğru bir sosyalist anlayışla önderlik temsili, halk temsili, parti temsili, demokrasi temsili mükemmel yapıldı. İnsanın temel sorunlarına, kapitalizmin dayatmalarına doğru karşılık verildi. İşte bu da bir gelişmedir. Çözüm düzeyimiz ve onun gerçekleşme düzeyinin bir anlamda sosyalizmin zaferini teşkil ettiğini çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunu ne siz ne de düşman inkar edebilir. Çünkü; bunu nasıl gerçekleştirdiğim ortadadır, ispatlıdır. Bu anlayışlarla, bu tutum ve davranışlarla, bu mücadele tarzıyla gerçekleştirdim. Ben de bir insanım, ama nasıl bir insan? İdeolojik bağlantısı, pratik politikayla bağlantısı, kapitalizmle mücadele bağlantısı, ezilen insanları yüceltmeyle bağlantısı, yani düşünebileceğiniz kadar düşünün, birçok bağlantısı olan insan. Sonuçta gerçekleşen sosyalizmi çözümleme PKK somutunda, Kürt halk gerçekliği içinde, giderek bölgede de etkili olabilen, uluslararası alanda da yankısı olan bir gelişmedir. Kısaca uluslararası politik durum ve PKK’de çözümlenme ve gerçekleşme düzeyine ilişkin de bunlar söylenebilir.

Biz ne eskisi kadar kurulan sosyalizmden sarhoştuk ne de çözüldüğünde moralimiz düştü. Tam tersine kendi yolumuza daha iyi ve anlamlı yüklendik. Çözümlemelerimizin değerinin yüksek olduğuna, bunun daha da gerçekleşmesi gereken bir sosyalizm olduğuna hem inandık hem bildik ve hem de ısrar ettik. Sonuçta; sahte veya bürokratik solculuk da, reel solculuk da aşıldı ve bir daha kendini toparlayamadı. Ama biz her gün gelişme üzerine gelişme kaydettik. Bu hızla gidersek, gerçekten beş-on güçlü sosyalist bizim önderlik tarzını esas alırsa ne Türk faşizmi kalır, ne Ortadoğu gericiliği kalır. Hatta daha da iddialı sosyalistler çıkarsa, aynı tarzı ve tempoyu onlar da döneme ve yere göre uygulayıp, uygun mücadele tarzlarıyla yürütürlerse, bu da kocaman bir enternasyonal olur. Biz son derece alçakgönüllü olma gereğini duyuyoruz ama bazıları bu gerçekleşen biçime bile bağlı olmayı bilirlerse, bir enternasyonal değer ifade etmemesi düşünülemez. Bizim Kürdistan somutunda gerçekleştirdiğimiz düzey rahatlıkla bir Ortadoğu somutuna taşırılabilir. Zaten Türkiye’ye hemen taşırılabilir. Sonuçta bu da uluslararası alanın sarsılması demektir. Bir Bolşevik deneyiminden daha fazla tarihte yerini bulabilir. Ama şimdi biz bir ulusal düzeyle, hatta partimizin içiyle uğraşıyoruz. Bırak diğer ulusların bünyesini, hatta Kürdistan’ın diğer çeşitli politik düzeylerini, biz kendi iç düzeyimizi geliştirmekle uğraşıyoruz ve doğrusu da budur. Hatta PKK içinde ben bir kişiyle uğraştım, kendimle uğraştım, militanla uğraştım. Nitekim bu en doğrusu ve en sonuç alıcısı oldu. Çözümlemeler son derece bireye indirgenmiştir; neredeyse bireyin en ince detaylarına kadar inilmiştir. Bunun doğru bir tarz olduğu ortaya çıkmıştır. Zaten sosyalizm en çok insanla ilgilenen, dogmalardan uzak ve insanı bütün yönleriyle görülmesine olanak sağlayan bir ideolojidir. Biz de buna böyle anlam verdik ve uyguladık. Sonuçta, kördüğüm olan, hayvanlaşmanın eşiğine getirilen bir insandan, giderek yücelen, çözüm kabiliyeti haline gelen bir insana PKK içinde ulaşılmıştır. PKK içinde bu insana ulaştıkça ulusal düzeye ulaşma, eyleme ulaşma, en gaddar faşist özel savaşı aşma gerçekleşmiştir. Bu büyük bir gelişmedir. Bunun ispatı yapılmıştır. Uluslararası büyük değeri de buradan ileri geliyor. Çünkü; dayatılan Türk özel savaşının arkasında Avrupa, Amerika, Ortadoğu gericiliği var ve bunlar saat be saat bu kirli savaşın başarısını beklediler. Dolayısıyla bizim PKK içinde yürüttüğümüz savaş büyük bir enternasyonal savaştır. Hem ulusal hem enternasyonal yönü vardır. Ulusal yönü sömürgeciliğin ulusal imha yönüne, enternasyonal yönü de faşist özel savaşı besleyen bütün güçlere yöneliktir. Tabii ki bu, büyük bir enternasyonal değerdedir. İnsan içimizde aynı zamanda üretim sağlar. Bu insanın ideolojik, politik üretimi, partinin yeniden üretimidir. Çünkü; partimizin temel aşamalarında yaratıcı yaklaşım vardır. Her dönemin gerçekçi değerlendirmesi, görevlerin belirlenmesi, ona göre insanımızı eğitip yetiştirme ve savaştırma söz konusudur. Sonuç; PKK’yi yenilmez kılan bir örgüt veya bir parti olarak gelişiminin süreklileşmesidir. İçinde doğru militan anlayışı, doğru önderlik anlayışı var; bu giderek doğru bir komutanlık anlayışına, askeri anlayışa götürür. Eğer bu yaklaşım tüm bu yönleriyle derinden sürdürülürse çok büyük bir orduya da yol açabilir. Kürdistan’da gelişecek büyük bir halk ordusu, Ortadoğu’yu sarsacak bir halk ordusudur. Bu ordu demokrasiyi, sosyalizmi ve sonuçta enternasyonalizmi getirir. Bunlar gelişiyor; önemli olan bunun bizim tarafımızdan ispatlanmasıdır. Mesela ben kendimi büyük bir ispat olarak da görüyorum. Sosyalizme bağlılığım, kendimi böyle ispatlamamdır. Sosyalist insan, kendini böyle ispatlarsa bu büyük bir cevaptır. Nitekim yalnız kendi ulusal gerçekliğimiz içinde değil, uluslararası gerçeklik içinde de herkes bizi gerçek sosyalist olarak tanımlayabiliyor. Kapitalistlerin hepsi bütün çabalarına rağmen gelişmemizi, bizzat bizim şahsımızda yürütülen mücadeleyi engellemeye güç yetiremiyorlar. Hani sistem dağılmıştı, sosyalizm gözden düşmüştü! Eğer bu doğruysa beni niye önleyemiyorlar? Çünkü ben, kendimi doğru üretiyorum, doğru yaşatıyorum, doğru mücadele ettiriyorum. Daracık bir yerdeyim ama önemli olan benim kendimi doğru yetiştirmem, kendimi ideologlaştırmam, politikleştirmem, halklaştırmam, insanlaştırmamdır. Bunun sonucu hiç kimsenin önleyemeyeceği bir gelişmedir. 

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
(Rêber Apo’nun 5. Kongre’ye sunduğu Politik Rapor’dan derlenmiştir)

 

YORUM GÖNDER

ZİYARETÇİ YORUMLARI

BENZER KONULAR

15 AĞUSTOS ATILIMI BİR KEZ DAHA DOĞRULANMIŞ VE ZAFERE OLAN İNANCI SARSILMAZ KILMIŞTIR!

ÖLÜMSÜZLÜK,BİRAZ DA KAHRAMANCA DİRENİŞTEN GEÇER

ÖNDERLİĞİN 29 HAZİRAN 1999 İDAM KARARI

ÖNDERLİK SAVUNMALARINDA KUANTUM  

AŞK ÖZGÜRLÜĞÜ ARAYIŞTIR

PKK'YE DAYATILAN TASFİYECİLİK VE TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ

HALKIMIZI TASFİYE ETME TARİHİNE PKK'DE VERDİĞİMİZ  CEVAP  

MEŞRU SAVUNMA BİLİNCİ

HALKIMIZI TASFİYE ETME TARİHİNE PKK'DE VERDİĞİMİZ CEVAP

HALKIMIZI TASFİYE ETME TARİHİNE PKK'DE VERDİĞİMİZ  CEVAP  

ÖZGÜRLÜK PROBLEMİ (1. BÖLÜM)

ÖZGÜRLÜK PROBLEMİ (2. BÖLÜM)

TOPLUMSAL ADALETİN HUKUKLA OLAN İLİŞKİSİ

EMEK VE TOPLUM (1.BÖLÜM)

EMEK VE TOPLUM (2.BÖLÜM)

ETİK-ESTETİK ÜZERİNE 1.BÖLÜM

ETİK-ESTETİK ÜZERİNE (2. BÖLÜM)

LI SER RÊBAZ Û REJÎMA HEQÎQETÊ NAVEROK (BEŞA 1 E MİN)

LI SER RÊBAZ Û REJÎMA HEQÎQETÊ NAVEROK (BEŞA 2 E MİN)

LI SER RÊBAZ Û REJÎMA HEQÎQETÊ NAVEROK (BEŞA 3 E MİN)

LI SER RÊBAZ Û REJÎMA HEQÎQETÊ NAVEROK (BEŞA 4 E MİN)

LI SER RÊBAZ Û REJÎMA HEQÎQETÊ NAVEROK (BEŞA 5 E MİN)

LI SER RÊBAZ Û REJÎMA HEQÎQETÊ NAVEROK (BEŞA 6 E MİN)

LI SER RÊBAZ Û REJÎMA HEQÎQETÊ NAVEROK (BEŞA 7 E MİN)

LI SER RÊBAZ Û REJÎMA HEQÎQETÊ NAVEROK (BEŞA 8 E MİN)

LI SER RÊBAZ Û REJÎMA HEQÎQETÊ NAVEROK (BEŞA 9 E MİN)

LI SER RÊBAZ Û REJÎMA HEQÎQETÊ NAVEROK (BEŞA 10 E MİN)

KOMPLO ORTAMININ OLUŞUMUNA DAİR-I

İMRALI ADASINDA CEZAEVİ YAŞAMIMA DAİR

KOMPLO ORTAMININ OLUŞUMUNA DAİR-II

DEVRİMCİ HALK SAVAŞINA KARŞI NATO’NUN GLADİO SAVAŞLARI

‘YA ÖZGÜR YAŞAM YA SOYKIRIM!’-1-

ÖZGÜRLÜK ÇOCUKLUKTA BAŞLAR

‘YA ÖZGÜR YAŞAM YA SOYKIRIM!’-2-

DEMOKRASİNİN ÖNCÜLÜĞÜNÜ HALKIMIZ YAPACAKTIR 

GÜZELLİĞİN İÇERİĞİNDE TOPLUMSALLIK VARDIR, KOLEKTİVİZM VARDIR

UCUZ YAŞAM YOKTUR, UCUZ YAŞAM ÖLÜMDÜR

YAŞANAN PATLAMA OLAYI TARİHLE EN ŞİDDETLİ HESAPLAŞMADIR

ZEMİNİMİZ SON DERECE DEVRİMCİDİR

NASIL YAŞAMALI?

RUHUMU SATMAMAM ÖZ SAVUNMAMDIR

DEMOKRATİK ANAYASAL ÇÖZÜM GELİŞMEZSE HALKIN DİRENME HAKKI VARDIR!

DEMOKRATİK ULUS ÇÖZÜMÜNÜN ARAYIŞÇISI OLMAK

KÜRT HALKININ ÖZGÜRLÜK İRADESİ BENİ UMUTLANDIRIYOR

PKK BİR ÖZGÜRLÜK HAREKETİDİR

KARARLIYIZ KESİN KAZANACAĞIZ

DEVRİM BÜYÜK BİR GÖNÜLLÜLÜK OLAYIDIR

ÖZGÜRLÜĞE GÖZÜNÜ DİKMEYEN ÖZGÜR OLAMAZ

PKK EVRENSEL BİR HAREKETTİR

PKK, MEZHEPLER MOZAİĞİDİR

ÖZGÜRLÜK OLMADAN ETİK VE ESTETİK OLMAZ

KADIN KURTULMADAN

DEMOKRATİK ULUS KÜLTÜRÜ

CHE GERİLLA TARZININ BÜYÜK TUTKUSUDUR

SOSYALİZM CİNSLER ARASI UÇURUMUN VE EŞİTSİZLİĞİN YIKILMASIDIR

PKK, BÜYÜK YAŞAYANLARIN PARTİSİDİR

GÖÇ, GÖÇ...

DEVRİM, KENDİ İÇİNİ NETLEŞTİRME HAREKETİDİR (1. BÖLÜM)

DEVRİM, KENDİ İÇİNİ NETLEŞTİRME HAREKETİDİR (2. BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK  (1. BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (2.BÖLÜM)

KÜRT AŞKI

TOPLUMUN ÖZGÜRLEŞMESİ

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (3.BÖLÜM)

SINIRSIZLIK VEYA MEZOPOTAMYALI OLMAK

ALEVİLİK KARDEŞLİĞİN ÖZÜDÜR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (4.BÖLÜM)

ORTADOĞU'DA DEMOKRATİK MODERNİTE ÇÖZÜMÜ

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (5.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (6.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (7.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (8.BÖLÜM)

ÖNDERLİK GERÇEĞİ VE PKK DENEYİMİ

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (9.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (10.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (11.BÖLÜM)

BİZİM ÖYKÜMÜZ BİR HALKIN DİRİLİŞ ÖYKÜSÜDÜR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (12.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (13.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (14.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (15.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (16.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (17.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (18.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (19.BÖLÜM)

KÜRT HALKININ EN BÜYÜK SİLAHI PKK’DİR

PARTİLEŞME HALK TARİHİMİZİN VE İNSANLIĞIN EN ANLAMLI İFADESİDİR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (20.BÖLÜM)

ORTADOĞU TOPLUMUNUN İKİNCİ BİR KADIN DEVRİMİNE İHTİYACI VARDIR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (21.BÖLÜM)

PARTİLEŞME; YÜCE HALK TARİHİMİZİN KUTSAL YÜRÜYÜŞÜDÜR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (22.BÖLÜM)

PARTİMİZİN ÇIKIŞ TARZINA UYGUN YETİŞMEK PARTİ ŞEHİTLERİNE SAHİP ÇIKMAKTIR

PKK EN ZORU BAŞARAN HAREKETTİR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (23.BÖLÜM)

PKK ŞEHİTLERİN ANISINI YAŞATMA HAREKETİDİR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (24.BÖLÜM)

PKK; KÜRDİSTAN HALKININ GERÇEK OKULUDUR, TOPLUMSAL BİLİNCİNİ KAZANDIĞI, SAVAŞMASINI ÖĞRENDİĞİ BİR OKULDUR

BAŞARI YOLUNA GİREN PARTİ MİLİTANLIĞI KESİN ZAFERİ KAZANIR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (25 .BÖLÜM)

PKK TARİHİ ÖNDERLİK TARİHİDİR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (26.BÖLÜM)

PKK TARİHİ YENİLMEZLİK TARİHİDİR

KÜRDİSTAN ROMANI

PKK TARİHİNİ İYİ BİLMEYENLER PKK KİŞİLİĞİNİ DOĞRU TEMSİL EDEMEZLER

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK(27.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK(28.BÖLÜM)

PKK VE KÜRT HALKI ARTIK TASFİYE EDİLEMEZ

PKK, BİR İNSANLIK SAVAŞIMININ ÖZNESİ DURUMUNDADIR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK(29.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK(30.BÖLÜM)

PKK’LİLEŞME HİÇ ŞÜPHESİZ SOSYALLEŞMEDİR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK(31.BÖLÜM)

PKK HAREKETİ TARİHİ OLARAK BİR YARGILAMA HAREKETİDİR(1.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (32.BÖLÜM)

PKK HAREKETİ TARİHİ OLARAK BİR YARGILAMA HAREKETİDİR (2.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK(33.BÖLÜM)

PKK'DE YAŞAMIN TEK ŞARTI DÜŞMANIYLA BOY ÖLÇÜŞTÜRMEDİR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (34.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (35.BÖLÜM)

PKK'LİLİK EN SOYLU DÜŞÜNCE VE DAVRANIŞ DEMEKTİR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (36.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK(37.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK(38.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK(39.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK(40.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK(41.BÖLÜM)

PKK'NİN ŞARTLARI , YAŞAMIN ŞARTLARIDIR

APOCU MİLİTAN KİŞİLK (42.BÖLÜM)

BU SAVAŞ HALK SAVAŞIDIR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (43.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (44.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (45.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (46.BÖLÜM)

PKK'LİLİK GERÇEKÇİ OLMADIR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (47.BÖLÜM)

''1990’LARDAN SONRAKİ DEVRİMCİ HALK SAVAŞI, KÜRDİSTAN POLİTİKALARINI BOŞA ÇIKARMIŞTI''

''ADIM ABDULLAH''

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (48.BÖLÜM)

ORTADOĞU'DA DEMOKRATİK MODERNİTE ÇÖZÜMÜ

SAVAŞ VE SANAT

PKK’NİN SORUNLARA GETİRDİĞİ YENİ ÇÖZÜM MODELİ

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR (1.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (49.BÖLÜM)

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR (2.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN'IN VARLIĞI VE ÖZGÜRLÜĞÜ ÖZ SAVUNMASIZ OLAMAZ

YENİ DÖNEMDE PKK’NİN KİMLİĞİ VE ANLAMI

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (50.BÖLÜM)

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR (3.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (51.BÖLÜM)

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR (4.BÖLÜM)

PKK BİR İNSANLIK SAVAŞIMININ ÖZNESİ DURUMUNDADIR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (52.BÖLÜM)

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR (5.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (53.BÖLÜM)

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR (6.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (54.BÖLÜM)

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR (7.BÖLÜM)

PKK'NİN TARİHE AĞIRLIĞINI NASIL KOYDUĞUNU VE HALKININ KURTULUŞ SEVİNCİNİ BU GÜNLERDE NASIL YÜKSEKLERE ÇIKARDIĞINI İSPATLAR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (55.BÖLÜM)

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR (8.BÖLÜM)

PKK’DEKİ DÖNÜŞÜMÜN ÖZÜ

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (56.BÖLÜM)

BİR KİŞİNİN GÜCÜNÜ BELİRLEYEN YAŞAM FELSEFESİDİR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (57.BÖLÜM)

HALKLAR TARİHİNE BÜYÜK KATKIMIZ OLDU (1.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (58.BÖLÜM)

HALKLAR TARİHİNE BÜYÜK KATKIMIZ OLDU (2.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (59.BÖLÜM)

HALKLAR TARİHİNE BÜYÜK KATKIMIZ OLDU (3.BÖLÜM)

ÖNDERLİK GERÇEĞİ, BAŞARIYA KİLİTLENMEKTİR

MEŞRU SAVUNMA PERPEKTİFLERİ (1.BÖLÜM)

SANATIN DEVRİMCİ İŞLEVİ

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (1. BÖLÜM)

MEŞRU SAVUNMA PERSPEKTİFLERİ (2.BÖLÜM)

SANAT, EDEBİYAT VE RUH

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (2. BÖLÜM)

MEŞRU SAVUNMA PERSPEKTİFLERİ (3.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (3. BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (4. BÖLÜM)

İLKEL MİLLİYETCİ VE OPORTÜNİST YAKLAŞIMLAR, BİRLİK DEĞİL ÇATIŞMA DOĞURUR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (5. BÖLÜM)

BİR HALKIN MÜSLÜMANLIĞINA SAHİP ÇIKMASI

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (6. BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (7. BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (8. BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (9. BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (10. BÖLÜM)

HALK TARİHİNE BÜYÜK KATKIMIZ OLDU (4.BÖLÜM)

14 TEMMUZ DİRENİŞİ PKK'NİN EN BÜYÜK  GEREKÇESİDİR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (11.BÖLÜM)

FELSEFE’NİN KISACA TANIMI

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (12.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (13.BÖLÜM)

HALK TARİHİNE BÜYÜK KATKIMIZ OLDU (5.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (14.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (15.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (16.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (17.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (18.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (19.BÖLÜM)

PKK'YE KARŞI GLADİO SAVAŞLARI

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (20.BÖLÜM)

TASFİYE PLANI ‘DEMOKRATİK AÇILIM’ ADI ALTINDA PİYASAYA SUNULDU

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (21.BÖLÜM)

PKK’NİN ASIL BUNDAN SONRA ROLÜNÜ BAŞARIYLA OYNAMASI GEREKİR

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (22.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (23.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (24.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (25.BÖLÜM)

TARİHİ HESAPLAŞMA GÜNLERİNDEYİZ

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (26.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (27.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (28.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (29.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (30.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (31.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (32.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (33.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (34.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (35.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (36.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (37.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (38.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN KÜLTÜRÜ ÜZERİNDE ZORAKİ ASİMİLASYON POLİTİKALARI

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (39.BÖLÜM)

KÜRTLERİN KÜLTÜREL SOYKIRIMI

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (40.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (41.BÖLÜM)

KADIN VE TOPLUMSAL DEVRİM (1.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (42.BÖLÜM)

KADIN VE TOPLUMSAL DEVRİM -2

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (43.BÖLÜM)

KÜRDİSTANİ VE EVRENSEL

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (44.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (45.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (46.BÖLÜM)

1985 YILINDA ALMANYA MERKEZLİ NATO GLADİOSU PKK'YE KARŞI HAREKETE GEÇİRİLDİ

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (47.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (48.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (49.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (50.BÖLÜM)

YAŞAMAK ÖLMEKTEN DAHA ZORDUR VE BEN ZOR OLANI TERCİH ETTİM

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (51.BÖLÜM)

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK (1.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (52.BÖLÜM)

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK (2.BÖLÜM)

YÜCELTECEK TUTUMLARA, KARARLARA ULAŞMAK

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (53.BÖLÜM)

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK (3.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (54.BÖLÜM)

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK (4.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (55.BÖLÜM)

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK (5.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (56.BÖLÜM)

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK (6.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (57.BÖLÜM)

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK (7.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (58.BÖLÜM)

BERİTAN ÇİZGİSİNİ TAKİP EDİN!

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK (8.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (59.BÖLÜM)

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK (9.BÖLÜM)

APOCU MİLİTAN KİŞİLİK CİLT II (60.BÖLÜM-SON)

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK (10.BÖLÜM)

15 ŞUBAT KOPLOSU 21. YÜZYILIN EN BÜYÜK KOPLOSUDUR

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (ÖNSÖZ-1)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (ÖNSÖZ-2)

YÜCELTECEK TUTUMLARA KARARLARA ULAŞMAK (2.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (ÖNSÖZ-3)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (ÖNSÖZ-4)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (1.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (2.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (3.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (4.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (5.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (6.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (7.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (8.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (9.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (10.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (11.BÖLÜM)

ORTADOĞU'DA TEKNOLOJİK DEVRİM VE EKOLOJİK-TOPLUM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (12.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (13.BÖLÜM)

GERÇEĞİN DİLİ OLARAK EDEBİYAT(1.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (14.BÖLÜM)

GERÇEĞİN DİLİ OLARAK EDEBİYAT(2.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (15.BÖLÜM)

GERÇEĞİN, ADALETİN VE SEVGİNİN ARAYİŞÇİLARİNA

GERÇEĞİN DİLİ OLARAK EDEBİYAT(3.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (16.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (17.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (18.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (19.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (20.BÖLÜM)

KADIN GERÇEKLİĞİ (1.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (21.BÖLÜM)

KADIN GERÇEKLİĞİ (2.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (22.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (23.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (24.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (25.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (26.BÖLÜM)

MAZLUM YOLDAŞIN ANISI YOLUMUZU AYDINLATAN SÜREKLİ BİR MEŞALEDİR!

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (27.BÖLÜM)

BAHARA YAŞAM GÜCÜ KADAR GÜÇLÜ VE CANLI KARŞILIK VERELİM!

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (28.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (29.BÖLÜM)

MAZLUM DİRENİŞCİLİĞİ PARTİNİN BÜYÜK RUHUDUR

HALKIMIZIN NEWROZ İSYANLARI ULUSAL KİMLİĞE, ÖZGÜRLÜĞE DÖNÜŞ HAMLESİNDE ZAFERİN KANITIDIR

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (30.BÖLÜM)

HER NEWROZ SÜREKLİLEŞEN BİR YENİLENMEDİR

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (31.BÖLÜM)

PKK BİR NEWROZ PARTİSİDİR (1.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (32.BÖLÜM)

PKK BİR NEWROZ PARTİSİDİR (2.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (33.BÖLÜM)

NEWROZ ZAFERİ KESİNLEŞTİRMEK! (1.BÖLÜM)

PKK BİR NEWROZ PARTİSİDİR (3.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (34.BÖLÜM)

NEWROZ ZAFERİ KESİNLEŞTİRMEK! (2.BÖLÜM)

HALKIMIZIN NEWROZ İSYANLARI (1.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (35.BÖLÜM)

DİRENİŞ ŞEHİTLERİMİZ GELİŞMENİN GERÇEK SAHİBİDİR (1.BÖLÜM)

HALKIMIZIN NEWROZ İSYANLARI (2.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (36.BÖLÜM)

DİRENİŞ ŞEHİTLERİMİZ GELİŞMENİN GERÇEK SAHİBİDİR (2.BÖLÜM)

HALKIMIZIN NEWROZ İSYANLARI (3.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (37.BÖLÜM)

DİRENİŞ ŞEHİTLERİMİZ GELİŞMENİN GERÇEK SAHİBİDİR (3.BÖLÜM)

HALKIMIZIN NEWROZ İSYANLARI (4.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (38.BÖLÜM)

DİRENİŞ ŞEHİTLERİMİZ GELİŞMENİN GERÇEK SAHİBİDİR (4.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (39.BÖLÜM)

AGİT'İ ANMAK, O'NU ANLAMAKTIR!

DİRENİŞ ŞEHİTLERİMİZ GELİŞMENİN GERÇEK SAHİBİDİR (5.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (40.BÖLÜM)

AGİT YOLDAŞ, PKK'DE ŞEKİLLENDİRİLMEK İSTENİLEN MİLİTAN KİŞİLİKTİR

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (41.BÖLÜM)

AGİT YOLDAŞI ÇÖZÜMLEMEK ARGK’Yİ ÇÖZÜMLEMEK DEMEKTİR (1.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (42.BÖLÜM)

HALK SAVAŞI ÖZGÜRLÜK SAVAŞIDIR, KAHRAMANLAR SAVAŞIDIR (1.BÖLÜM)

KAHRAMANLIK DÖNEMİ ŞEHİTLERİNE BAĞLILIK, SAVAŞAN HALK KAHRAMANLIĞI GERÇEKLİĞİNE ULAŞMAKLA MÜMKÜNDÜR

AGİT YOLDAŞI ÇÖZÜMLEMEK ARGK’Yİ ÇÖZÜMLEMEK DEMEKTİR (2.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (43.BÖLÜM)

KIZILDERE ŞEHİTLERİNE BAĞLILIĞIMIZI TÜRKİYE DEVRİMİ’NE YENİDEN SARILARAK GÖSTERELİM (1.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (44.BÖLÜM)

KIZILDERE ŞEHİTLERİNE BAĞLILIĞIMIZI TÜRKİYE DEVRİMİ’NE YENİDEN SARILARAK GÖSTERELİM (2.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (45.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (46.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (47.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (48.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (49.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (50.BÖLÜM)

İMRALI NOTLARINDAN GENÇLİĞE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (51.BÖLÜM)

SAVAŞLA YAŞAM HAKKI KAZANILMIŞTIR

HAKİKAT ALGISIYLA BÜYÜYEN YAŞAM, EN ZOR ACILARI BİLE MUTLULUĞA DÖNÜŞTÜREBİLİR(1.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (52.BÖLÜM)

HAKİKAT ALGISIYLA BÜYÜYEN YAŞAM, EN ZOR ACILARI BİLE MUTLULUĞA DÖNÜŞTÜREBİLİR(2.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (53.BÖLÜM)

HAKİKAT ALGISIYLA BÜYÜYEN YAŞAM, EN ZOR ACILARI BİLE MUTLULUĞA DÖNÜŞTÜREBİLİR(3.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (54.BÖLÜM)

HAKİKAT ALGISIYLA BÜYÜYEN YAŞAM, EN ZOR ACILARI BİLE MUTLULUĞA DÖNÜŞTÜREBİLİR(4.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (55.BÖLÜM)

HAKİKAT ALGISIYLA BÜYÜYEN YAŞAM, EN ZOR ACILARI BİLE MUTLULUĞA DÖNÜŞTÜREBİLİR(5.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (56.BÖLÜM)

HAKİKAT ALGISIYLA BÜYÜYEN YAŞAM, EN ZOR ACILARI BİLE MUTLULUĞA DÖNÜŞTÜREBİLİR(6.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (57.BÖLÜM)

HAKİKAT ALGISIYLA BÜYÜYEN YAŞAM, EN ZOR ACILARI BİLE MUTLULUĞA DÖNÜŞTÜREBİLİR(7.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT-I (58.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I.CİLT (59.BOLUM)

BEN ÖZGÜRLÜĞÜN KOMUTANIYIM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I.CİLT (60.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (61.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (62.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (63.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (64.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (65.BÖLÜM)

HEDEF ÜLKE VE ÖZGÜRLÜK SAHİBİ OLMAKTIR

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (66.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (67.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (68.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (69.BÖLÜM)

KOMPLE DEVRİMCİLİK KOMPLE KİŞİLİK İSTER

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (70.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (71.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (72.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN PKK'NİN DAMGASINI TAŞIMAKTADIR

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (73.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (74.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (75.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (76.BÖLÜM)

1 MAYIS, SOSYALİZM VE PKK’DE GELİŞEN EVRENSEL ÇÖZÜM (1.BÖLÜM)

1 MAYIS, SOSYALİZM VE PKK’DE GELİŞEN EVRENSEL ÇÖZÜM (2.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (77.BÖLÜM)

1 MAYIS, SOSYALİZM VE PKK’DE GELİŞEN EVRENSEL ÇÖZÜM (3.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (78.BÖLÜM)

SAVAŞ BİR KURAL İŞİ, BİR ÖZ İŞİ, İLKE İŞİ, BİR ÖRGÜT İŞİDİR; SAVAŞ DEVRİMCİ YAŞAM İŞİDİR

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (79.BÖLÜM)

SOSYALİZM ÖZGÜRLÜK İNANCI VE BİLİNCİDİR

DERSİM’DE KIŞLA KÜLTÜRÜ ÜZERİNE

PKK ŞEHİTLERİN ANISINI YAŞATMA HAREKETİDİR (1.BÖLÜM)

PKK ŞEHİTLERİN ANISINI YAŞATMA HAREKETİDİR (2.BÖLÜM)

HAKİ KARER YOLDAŞIN ANISINA

HAKİ KARER, HİÇBİR ÇIKAR GÖZETMEKSİZİN DOĞRULARI YÜREĞİ İLE SAVUNUYORDU

PKK BİR İNSANLIK HAREKETİDİR

BU BAŞARI TARZINI HİÇ KİMSE ÖNLEYEMEZ

ZİLAN KADININ DİRİLİŞİDİR

ZİLAN YAŞAM MANİFESTOSUDUR (1.BÖLÜM)

ZİLAN YAŞAM MANİFESTOMUZDUR (2.BÖLÜM)

ZİLAN’I ÇÖZÜMLEDİK, ZİLAN BİR AŞK…

14 TEMMUZ DİRENİŞİ PKK'NİN EN BÜYÜK GEREKÇESİDİR (1.BÖLÜM)

14 TEMMUZ DİRENİŞİ PKK'NİN EN BÜYÜK GEREKÇESİDİR (2.BÖLÜM)

14 TEMMUZ DİRENİŞİ PKK'NİN EN BÜYÜK GEREKÇESİDİR (3.BÖLÜM)

BİZ KAYALIKLARDAN KÖK SALIP YEŞEREN BİR HAREKETİZ (1.BÖLÜM)

BİZ KAYALIKLARDAN KÖK SALIP YEŞEREN BİR HAREKETİZ (2.BÖLÜM)

PKK FELSEFESİ VAR OLANLA YETİNMEMEK, HEP FAZLASINI DÜŞÜNMEK VE BAŞARMAKTIR

BİR HALK DİRENMEYE KARAR VERİRSE, HER TÜRLÜ GERİCİ EMPERYALİST HESAPLARI BOŞA ÇIKARIR

BENİM YAŞAMIM SADECE BİR ULUSUN HİKAYESİ DEĞİL, İNSANIN ÖZGÜRLEŞMESİNE DE EN GERÇEKCİ CEVAPTIR

ÖLÜMSÜZLÜK BİRAZ DA KAHRAMANCA DİRENMEKTEN GEÇER

TÜMÜYLE ŞEHİTLERE VE ZİNDAN DİRENİŞÇİLERİNE SELAMIMIZ; SAĞLAM BİR PRATİKTİR (1.BÖLÜM)

TÜMÜYLE ŞEHİTLERE VE ZİNDAN DİRENİŞÇİLERİNE SELAMIMIZ; SAĞLAM BİR PRATİKTİR (2.BÖLÜM)

İMRALİ KAYALIKLARINA ZİNCİRLENDİM!

BİLİMİN ETİKTEN YOKSUN GELİŞMESİ, ÇAĞDAŞ HASTALIKLARIN TEMELİDİR

HALKLARIN ÖZGÜRLÜK OLASILIĞI: ÖZEL SAVAŞ

HALKLARIN ÖZGÜRLÜK OLASILIĞI: ÖZEL SAVAŞ (2.BÖLÜM)

DEVRİMLER EN YAKICI SÖZ VE EYLEMDİR

YENİDEN DOĞUŞLARI SAVAŞLA GERÇEKLEŞTİRECEKSİNİZ

DEVRİM MUAZZAM ÖZGÜRLEŞME İMKANI VERİYOR

KADIN SORUNU ÇÖZÜMLENDİĞİ ORANDA DEVRİMLER GÜÇ KAZANIR

SAVAŞ BİR HALKI KENDİNE GETİREN KÖKLÜ BİR EYLEMDİR (1.BÖLÜM)

DEMOKRATİK MODERNİTENİN YENİDEN İNŞA SORUNLARI

GENÇLİĞE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER (1.BÖLÜM)

GENÇLİĞE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER (2.BÖLÜM)

GENÇLİĞE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER (3.BÖLÜM)

DEMOKRATİK ULUS ÇÖZÜMÜNÜN ARAYIŞCISI OLMAK

YEREL, BÖLGESEL SORUNLAR VE DEMOKRATİK ULUS ÇÖZÜMÜ

GENÇLİĞE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER (4.BÖLÜM)

GENÇLİĞE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER (5.BÖLÜM)

DEVRİMLER EN YAKICI SÖZ VE EYLEMDİR (2.BÖLÜM)

BİZDE ŞEHADET YAŞAYAN KAYNAKTIR, YAŞATAN KAYNAKTIR

ULUS-DEVLET KISKACINDA KÜRTLÜĞÜ SAHİPLENMEK

PARTİ HALKI KÖLELİKTEN ÖZGÜRLÜĞE TAŞIYAN KÖPRÜDÜR

BENİM DURUMUM, GERÇEKLEŞEN VE ÖZGÜR KİMLİKLİ BİR HALK OLAYIDIR (1.BÖLÜM)

BENİM DURUMUM, GERÇEKLEŞEN VE ÖZGÜR KİMLİKLİ BİR HALK OLAYIDIR (2.BÖLÜM)

15 AĞUSTOS ATILIMI’NIN ESAS ANLAMI, SİZİN BÖYLE SAVAŞMAYA CESARET EDEN BİR HALK DURUMUNA GELMENİZDİR

15 AĞUSTOS ATILIMI SİZİ SAVAŞAN BİR HALK DURUMUNA GETİRMEKLE EN BÜYÜK BAŞARISINI ORTAYA ÇIKARMIŞTIR

PARTİMİZ KENDİNİ KANITLAMIŞ BİR PARTİDİR

SAVAŞAN HALKIMIZA!

FİZİKİ VE KÜLTÜREL TASFİYE

BENİ TARTIŞMAK, BİR HALKIN KADERİNİ TARTIŞMAKTIR

BİZ HER ZAMAN DOĞRULAR İÇİN YAŞADIK

BUNDAN SONRASI KESİN ZAFERE DOĞRU YÜRÜMEDİR

SİZ YAPACAK VE SİZ BAŞARACAKSINIZ

HALKLARIN ÖZGÜRLÜK OLASILIĞI GERİLLASIZ DÜŞÜNÜLEMEZ

İMHACI SÖMÜRGECİLİĞİN YAŞAMINA“HAYIR” DEDİK

GERİLLA…

ÜLKEYE, PARTİYE VE ÖNDERLİĞE BÜYÜK SADAKATLE BAĞLILIĞIN ŞEHİDİDİR

ÖZGÜRLÜĞE GÖZÜNÜ DİKMEYEN ÖZGÜR OLAMAZ

HALKLARIN ÖZGÜRLÜK OLASILIĞI GERİLLASIZ DÜŞÜNÜLEMEZ (2.BÖLÜM)

GER QONAX BAŞ NEYÊ VEKOLANDIN KESAYET BAŞ NAYÊ DAHÛRANDIN

ULUSUN GERÇEK TEMSİLCİ GÜÇLERİ HALK MECLİSLERİDİR

İDEOLOJİK KİMLİK VAZGEÇİLMEZ BİR OLGUDUR

ÖZGÜRLÜK İDEOLOJİSİ, İNSANI MÜTHİŞ SAVAŞTIRIRSA ÖZGÜRLÜK İDEOLOJİSİDİR

PKK’DE GELİŞEN EVRENSEL ÇÖZÜM

KADIN ORDULAŞMASINA DOĞRU

YAŞANAN PATLAMA TARİHLE HESAPLAŞMADIR (1.BÖLÜM)

“HAKİ PARTİMİZİN SİYASİ VE ASKERİ RUHUYDU''

DEMOKRATİK VE EKOLOJİK TOPLUM (1.BÖLÜM)

DEMOKRATİK ULUS KÜLTÜRÜ

TARİH İLE HESAPLAŞMA

ORTADOĞU SAVAŞLARI NASIL SONUÇLANABİLİR?

ZİLAN VE SEMA TARİHİN VE KADININ DİRİLİŞİDİR

DEVRİME KALKAN HER ZAMAN GENÇTİR (1.BÖLÜM)

DEVRİME KALKAN HER ZAMAN GENÇTİR (2.BÖLÜM)

DEVRİME KALKAN HER ZAMAN GENÇTİR (3.BÖLÜM)

PKK’NİN ORTAYA ÇIKIŞI, SANATIN DİRİLİŞİDİR

BİZ DE KENDİ KENDİMİZİ YÖNETEBİLİRİZ

SANATIN YÜREĞİ DEVRİM İÇİN ATMALI (2.BÖLÜM)

SANAT, ZİHNİN VE RUHUN KANATLANMASIDIR (3.BÖLÜM)

KENDİNİ ÖRGÜTLEYEN İNSAN BİR ORDU GÜCÜNDEDİR-1.BÖLÜM

KENDİNİ ÖRGÜTLEYEN İNSAN BİR ORDU GÜCÜNDEDİR-2.BÖLÜM

KENDİNİ ÖRGÜTLEYEN İNSAN BİR ORDU GÜCÜNDEDİR-3.BÖLÜM

KENDİNİ ÖRGÜTLEYEN İNSAN BİR ORDU GÜCÜNDEDİR-4.BÖLÜM

KENDİNİ ÖRGÜTLEYEN İNSAN BİR ORDU GÜCÜNDEDİR-5.BÖLÜM

SANATIN YÜREĞİ DEVRİM İÇİN ATMALI-2.BÖLÜM

SAVAŞ ÖRGÜTÜ KADAR, SANAT ÖRGÜTÜNE İHTİYAÇ VARDIR

MÜCADELE ÖNCELİKLE ZİHNİYET ALANINDA KAZANILMALIDIR

DÎROKA MÊTINGERIYÊ Û CIVAKA ÇÎNDAR

II-CIVAKA KOLEDAR Û MÊTINGERÎ

III- CIVAKA FEODAL Û MÊTINGERÎ

IV-CIVAKA KAPÎTALÎST, MÊTINGERÎ Û SERXWEBÛNA NETEWEYÎ

MÊTINGERÎ Û PÊVAJOYA KAPÎTALÎZMÊ YA REKABETA SERBEST

EMPERYALÎZM, MÊTINGERÎ Û SERXWEBÛNA NETEWEYÎ

DI NAVBERA HER DU ŞERÊN PARVEKIRINÊ YÊN EMPERYALÎST DE REWŞA CÎHANÊ

ÖZGÜR KADIN PERSPEKTİFLERİ-1.BÖLÜM

REWŞA WELATÊN SOSYALÎST

REWŞA MÊTINGEH Û TEVGERÊN RIZGARIYA NETEWEYÎ

ÖZGÜR KADIN PERSPEKTİFLERİ-2.BÖLÜM

ÇÎNA KARKER Û KOMÎNÎST

DEMOKRATİK MODERNİTEYİ YENİDEN İNŞA GÖREVLERİ -1.BÖLÜM

DEMOKRATİK MODERNİTEYİ YENİDEN İNŞA GÖREVLERİ -2.BÖLÜM

ÖZGÜR KADIN PERSPEKTİFLERİ-3.BÖLÜM

PKK ÖNDERLİĞİ HALKÇIDIR VE BAĞIMSIZDIR

CIVAKA KURDISTANÊ

B) DI SERDEMA FEODAL DE KURD Û KURDISTAN

3-DI HEGOMONYAYA TIRK U ÎRANIYAN DE KURDISTAN

C-DI NAV SÎSTEMA EMPERYALÎST DE KURDISTAN

İMRALI ADASINDA CEZAEVİ YAŞAMIMA DAİR

İMRALİ KAYALIKLARINA ZİNCİRLENDİM!

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN 1999 KOMPLO SÜRECİNİ DEĞERLENDİRİYOR

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR -1.BÖLÜM

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR -2.BÖLÜM

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR -3.BÖLÜM

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR -4.BÖLÜM

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR -5.BÖLÜM

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR -6.BÖLÜM

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR -7.BÖLÜM

HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN İMRALI'YI ANLATIYOR -8.BÖLÜM

ÖZGÜR KADIN PERSPEKTİFLERİ-4.BÖLÜM

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK -1.BÖLÜM

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK -2.BÖLÜM

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK -3.BÖLÜM

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK -4.BÖLÜM

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK -5.BÖLÜM

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK -6.BÖLÜm

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK -7.BÖLÜM

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK -8.BÖLÜM

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK -9.BÖLÜM

KOMPLO ÇEMBERİNDEKİ BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK -10.BÖLÜM

ÖZGÜR KADIN PERSPEKTİFLERİ-5.BÖLÜM

ÖZGÜR KADIN PERSPEKTİFLERİ-6.BÖLÜM

ÖZGÜR KADIN PERSPEKTİFLERİ-7.BÖLÜM

MÊTINGEHKIRINA KURDISTANÊ JI ALIYÊ KOMARA TIRKIYÊ VE

MÊTINGEHKIRINA BAŞÛRÊ KURDISTANÊ

MÊTINGEHKIRINA ROJHILATA KURDISTANÊ

DIVÊ JI BO ZIMANÊ KURDÎ CIHÊN AZAD WERIN AFRANDIN

ÖZGÜR KADIN PERSPEKTİFLERİ-8.BÖLÜM

II- CIVAKA BAKURÊ KURDISTANÊ PÊKHATEYA EKONOMÎK

PÊKHATEYA (YAPI) CIVAKÎ

ÖZGÜR KADIN PERSPEKTİFLERİ-9.BÖLÜM

ÖZGÜR KADIN PERSPEKTİFLERİ-10.BÖLÜM

PROLETARYA

PKK BİR NEWROZ PARTİSİDİR-1.BÖLÜM

NEWROZ ZAFERİ KESİNLEŞTİRMEK!-1.BÖLÜM

NEWROZ ZAFERİ KESİNLEŞTİRMEK!-2.BÖLÜM

PKK BİR NEWROZ PARTİSİDİR-2.BÖLÜM

PKK BİR NEWROZ PARTİSİDİR-3.BÖLÜM

ŞOREŞA ME ŞOREŞA AFIRANDINA HEZKIRINÊ YE

DEVLET YERİNE DEMOKRATİK YÖNETİM

KADIN DOĞASI

SEVGİ ANLAMAYA DAYALI OLURSA ANLAMLIDIR

PERWERDE Û PÊKHATEYA ÇANDÎ

PÊKHATEYA NETEWEYÎ