“HALKIN,ADALETİ DEVRİMDE ARAYAN SOKAKTAKİ İSYANI”
“Türkiye’de kurnazlığı zeka, pusuyu strateji, laçkalığı üslup, yüz göz olmayı samimiyet, zulmü kudret, intikamı adalet, cahilliği haysiyet, küçük hesapçılığı siyaset ve faşizmi istikrar sanan bir gaflet iktidarda.” E.T
Kentleri oluşturan sokaklar çoğunlukla birer çoğulcu yaşam ve düşünce formudurlarda. Faşist rejimlerin korkulu rüyası burada ötekileştirilenlerin ve birbirine kırdırılmış hasım kılınanların haysiyetlerini kurtarmak için sokaklarda ve meydanlarda ortak direnişlerle birleşmeler yaratmalarıdır. TC faşizminin toplumun tümüne dayattığı kulluk ve biat rejimi olan “köleleştirme metodolojisi” Kürt özgürlük ve demokrasi mücadelesi sayesinde temelinden çatırdıyor. Bu destansı mücadele sayesinde ortak bir sosyal adalet fikri etrafında birleşme olanağı açığa çıkıyor. Faşizmi yaracak ve yutacak umut ışıkları toplumun bağrında mayalanıyor. Bir tufan depremi olarak da gün yüzüne çıkıyor. Faşizm karşısında sistem içileşen siyasetin yarım asırdır Kürdistan özgürlük devriminin bilinçlendiği onurlu bir halkın görkemli başkaldırısına öncülük etmede içine düştüğü paradoks yürek burkuyor. Kılıçdaroğlu’nun sokakları faşizmin denetimine bırakan ve hiçte cesur olmayan son çıkışları, faşizmi daha da azgınlaştırıyor. Muhalefetin ulusalcı hassasiyetleri faşizmin ömrüne ömür katıyor. Özellikle Kuzey Kürdistan kentlerinde başlayan ve daha da yaygınlaşması muhtemel son elektrik faturaları soygununa halkın kitlesel tepkisi çok şeyler anlatıyor. Türkiye genelinde “geçinemiyoruz.” feryatları toplumun her kesiminden acı acı yükseliyor. Doğru bir siyasi öncülükle bu feryatların tüm Türkiye halklarını kapsayan bir ortak direniş platformuna dönüşmesi sürpriz olmayacaktır. Kutuplaştırılan ve çatıştırılan toplumsal kesimler ortak çıkarda faşizme karşı sokakta birleşme olanağı yaratırsa bu kelebek etkisi yapar ve PKK sayesinde iyice çöküşün eşiğine gelen faşizmi çözecek güce rahatlıkla ulaşır. Devrim anı hep bir kıvılcımın ateşi harlaması ile başlar. Zira böylesi anlarda “Devrimler planlanmaz ve doğalında gelişirler” çoğunlukla!
Bakın Batman’ın Gercüş ilçesine bağlı Becirman (Kürtçede devlete vergi vermeyen- haraç vermeyen manasında) köyünde bulunan Seyit Bilal türbesini her yıl binlerce insan ziyaret eder. O devlete haraç vermeyen direnişçi ruh selamlanır ve o kadim direniş kültürü toplum vicdanında sürekli yaşar. TC faşizmi buranın ismini “Vergili” olarak değiştirse de, bu kadim Becirman Kürdi ad zulme karşı kesintisiz direniş ile özdeşleşmiş durumda. O boyun eğmez Kürdi direniş kültürü “Roma reş rejimi” dedikleri barbar talancılığı iyi tanıyor. Şimdi tarih tekrar kendisini Kürdistan’da tekerrür ediyor. Kuzey Kürdistan kentleri yeni “Becirmanlar” olmaya aday! Faşist diktatör Ebu Süfyan Erdoğan’ın zalim düzenine karşı tüm Kürdistan ulemasının da artık aktif harekete geçmesi gerekiyor. Kürt ulusal onurunu çiğnetmeme adına bu manevi bir başkaldırı seferberliğidir aynı zamanda!
Kuzey Kürdistan kentlerinde halk TC faşizminin bio iktidar politikalarının yarattığı açlıkla terbiye politikalarına baş kaldırıyor. Ağır “vergilere bağlanan halkımız” isyanda. Acil bir devrim ihtiyacı var toplumda. Bu haklı öfke selini canla başla direnen devrime kanalize edecek siyasi feraset noktasında tıkanma söz konusu. Bu onurlu ve insanca çıkışa denk cesur ve kararlı bir politik öncülük sorunu var. Siyaset kurumu halkın yakıcı gündemlerine uzak bir mesafede. Bir türlü direniş düzlemine kendini tam açma yaşanmıyor. Oysa ansızın ortaya çıkabilecek sürpriz alt üst oluşlara hazırlıklı olmak gerekiyor!
Bu kaos aralığında TC faşizmi Kürt siyasetini tali gündemlerle boğma derdinde. HDP’yi kapatma trajik mizanseni ve uyduruk hukuk safsatalarıyla karalamaların bini bir para. İçte hizip yaratmaya dönük özel savaş politikalarıyla bölüp parçalamak için her türlü faşizm yalanları devrede. Bugün özel savaş medyasına yansıyan; HDP’de ‘gerici’ tartışması: Hüda Kaya ve Ömer Faruk Gergerlioğlu’ndan Ersoy’a tepki olarak geçen tartışmanın zamanlaması da bir hayli ilginç. HDP kapatılma ile yüzyüze iken bu Apolitik siyasi cenah faşizm gündemine asla acemice hayat suyu taşımamalıdırlar. Enerjisini polemiklerle ve iç tartışmalara harcamamalıdır. Parti içi demokrasi ilkeleri içte aktif işletilmelidir fakat dışta faşizme karşı tek ses ve tek yumruk olunmalıdır!
Biliniyor TC faşizmi tüm toplum kesimleri için sınırsız sefaletler yaratan anti toplumcu bir sömürü rejimidir. Bu despot ve ceberut rejimi yaratan, topluma zihinsel hesaplaşmalar yaptırarak ve eğiterek eleştiri bir stratejisi geliştirmek gerekiyor. Kendisiyle yüzleşebilen güçlü bir demokratik ulus refleksi sokakta faşizmle mücadelede kendisini sınar. Ahlaki politik toplum inşacılığı faşizmle amansız bir hesaplaşma fırsatıdır aynı zamanda. Bir yaşam biçimi olarak devrimi sokakta örgütlemek için bu altın fırsatları iyi değerlendirmek gerekiyor!
Faşizm tüm amaçlı ve bilinçli toplumsal arayışları kırmak istiyor ve amaçsızlığı bir yönetime biçimi olarak kullanmak amacında. İnsanların faşizme karşı taleplerini duyurabilecekleri ve enerjilerini yönlendirebilecekleri yerlerdir sokaklar. Demokratik siyaset için devrim zamanını geri çeken faşizmin monoton ve hantal ritme alışmak ve güncel alışkanlıkların monoton ritmine kapılmak intiharla eşdeğerdedir. Sokaktaki halkın içinde kendisini örgütlü bir güce dönüştürmeyen alternatif siyaset peşinen faşizme boyun eğmiştir. Demokratik siyasetin reelde sokak ritmiyle uyumlu ve insana doğrudan temas eden ruhsal güncellemeler yaşaması gerekiyor!
İnsanlık düşmanı TC faşizmi ve yandaşlarına karşı özgürleştirici kinini devrimcileştiren Kürt halkı yeni küresel çağın bağrında radikal demokratik devrimleri yaşamla buluşturmanın doğum sancılarını çekiyor. Bu hesap ve hesaplaşmada dinsel kaderciliğin öteki dünyaya havale etme önerisinin aksine Apocu devrime iman etmiş halk hesap sormak için doğru bir siyasi örgütlülükle sadece devrimin kıvılcım anını bekliyor. Kürdün isyan arzusu kim bilir düşmanlarında ve iğdiş edilmiş işbirlikçilerinde hangi kalıcı travmalar yaratacaktır. Bunu görmek için çokta beklemeyeceğiz!
Kürdistan kentlerini teslim almaya gelen ve halkın iradesini hiçe sayan TC barbar faşizmine karşı Kürt halkının boyun eğmeyen onurlu çocukları daha yakın zamanda Kürdün öz savunmaya dayalı destansı tarihini Kürdistan şehirlerinde kanlarıyla yazdılar. 6 yıl önce bugün Cizîra Botan vahşet bodrumlarında, bu uğurda 177 yürek diri diri yakıldı. Kutsal şehitlerimizi bir kere daha saygıyla anarken son nefesinde” biz düşmana boyun eğmedik bizimle gurur duyun” Diyen Şehit Mehmet Tunç ve yoldaşlarına Kürdistan halkının düşmanı Kürdistan’dan sonsuza kadar defetme borcu vardır. İşte gün o onur borcunu kutsal şehitlerimize ödeme zamanıdır!
Kürdistan devriminin gündemi zindanda, sokakta, meydanda, evde kısacası her yerde amansız bir direniştir. Kürdistan demokratik devriminin Önderi Sayın Öcalan komplo içinde komploya ve ağır tecride rağmen 24 yıldır tarihi bir direniş sergiliyor. Kürdistan devriminin efsanevi fedai Gerillası tüm Kürdistan coğrafyasında büyük direniyor. Özgürlük sevdalısı Kürdistanlı siyasi rehineler TC faşizminin zindanlarında ölümüne direniyorlar. Yine Kürdistan devrimine iman etmiş halkımız tüm gücüyle sokaklara çıkma iradesini taşıyor. Gündem direniştir bunu geri çeken her yaklaşım faşizme hizmet eder. O halde her direniş kıvılcımını devasa ateşlere dönüştürelim ki Kürdistan’da özgürlük şafakları daha da kızıllaşsın!
SERDEM AMED
YORUM GÖNDER