HDP KENDİ ÖNÜNE BARAJ KOYMAMALI!
HDP hiçbir sınır tanımamalı, kendi önüne hiçbir baraj koymamalı, ittifaklarla birlikte birinci çıkmayı hedefleyen, başa geçip ülkeyi yönetecek, iddialı ve çözümleyici bir dil kullanmalıdır.
Siyasi zafer için HDP 7 Haziran 2015 seçiminden bugüne en avantajlı dönemini yaşıyor.
AKP seçim hileleri peşine düşecek kadar kaybetme korkusunu yaşıyor ve ortağı MHP’yi kurtarmak için de barajı %7’ye indirdi ama yeni yasayla gizli barajlar oluşturdu. İkisi birlikte kendilerini kurtarmak için de yeni işgal saldırıları düzenliyorlar.
6 partili ittifak ise iktidar karşısında ciddi bir varlık gösteremiyor. Hiçbir yenilik sunmadıkları gibi ikiyüzlü davrandıkları yaptıkları iki toplantıyla ve özellikle Kürt sorununa yaklaşımlarında net ortaya çıktı. Üstelik bunlardan dördü barajı geçemeyecek durumda ve ittifak yasalarını da Erdoğan kendisine göre değiştirdiğinden paniklemişler. Çünkü tek dertleri parlamentoya girebilmek.
Baş aşağı çakılmakta olan iktidar muhalefet olarak karşısında HDP’den başka rakip görmüyor.
Yenilik sunan parti HDP ve ittifak çalışması yürüttüğü güçlerdir.
Öz güveni bir hayli artan HDP’nin artık %15 oy alacağını iddia etmesi yetersizdir. Anket şirketleri sürekli yüzde 15 diyerek adeta bir psikolojik baraj oluşturdular. Bunu aşmak gerekir.
Zafer inananların olur!
HDP’li bir ittifak ülkeyi yönetecektir. Buna inanmak için çok sebep vardır.
Genel toplamda on milyondan fazla insanın katıldığı Newroz gösterdi ki HDP’nin potansiyel oyu, şu an içinde olduğu ittifakları kesinkes yönetime taşıyacak düzeydedir.
Bu nedenle HDP hiçbir sınır tanımamalı, kendi önüne hiçbir baraj koymamalı, ittifaklarla birlikte birinci çıkmayı hedefleyen, başa geçip ülkeyi yönetecek, iddialı ve çözümleyici bir dil kullanmalıdır.
Bir yandan Demokrasi İttifakı diğer yandan Kürdistani İttifak! İkisinin buluştuğu seçimden, ittifakın zaferle kazanması hayal değildir. Bunu, %1 bile oyu olmayan bazı partilerin yaptığı temelsiz propaganda olarak görmemek gerekir. İttifak politikası daha da ilerletilirse birinci güç haline gelinebilir. Bu iddianın temeli vardır, başarılacak bir hedeftir.
Demokrasi İttifakı ve Kürdistani ittifak ileride birlikte şekil alabilir, ayrıca diğer demokrasi güçleriyle beraber akacak mecrayı oluşturabilirler. Öncelikle, tüm bu ittifaklara ivme kazandıracak olan HDP’nin kendi barajını ortadan kaldırması gerekir.
Bugünden hiç konuşulmaması gereken adaylık konusuna gelirsek: Eğer seçim olursa, kişilerin veya grupların değil demokrasinin seçimi olacak. Bu ilkede birleşilebilir. Kimin aday olacağı değil faşizme karşı mücadele esastır. Herkes demokrasinin zaferi için çalışmalıdır.
…
Savaş ve gerilla dersleri de sınır tanımamayı anlatır. Kendi önüne baraj koymak, askeri mücadele söz konusu olunca tek kelimeyle ölümcüldür. Tersi ise zafer gerillacılığını yaratmıştır. Gerilla tecrübeleri bunu kanıtlamıştır. Zaten bu yazının başlığı da adını yazmamı istemeyen bir gerilla komutanına aittir. Dikkate alan kazanır…
Vietnam savaşının komutanı Giap bir eylemde başarısız olunduğunda herkes üzülürken o eksikleri görüp dersler çıkarmalıyız der. Başarı olduğunda ise etrafındaki komutanlar sevinirken o sevinmek yerine kazandık ama birçok eksiğimiz oldu, bunlardan ders çıkarmazsak ileride kaybederiz diye cevap verir.
Newrozdan bu yana Özgürlük Hareketi adına yapılan açıklamalara dikkat edilirse hepsi Giap tarzındadır. Oysa Garê zaferinden Zendura ve Tepe Sor direnişine dek uzanan sürecin Vietnam’da bile benzeri yoktur. Buna rağmen gerilla ne dedi? Başarı var ama eksikler de vardır. Dolayısıyla eksikler giderilip bu başarı zafere vesile yapılmalıdır. Bu sayede şimdi tekrar saldırıya geçen işgalci ordu çok daha hazırlıklı karşılanmıştır.
Denilir ki “sayıları ne olursa olsun korkak askerlerin elinde yeni silahların hemen hemen hiçbir değeri kalmaz.” Halleri budur ama aynı alanlarda tekrar işgali deniyorlar.
Şimdiki savaşın bir amacı da Erdoğan ve Akar’ın iktidarlarını kurtarmaktır.
Hırsızlık, uyuşturucu, kumpas davaları, TC tarihinde görülmemiş düzeyde artan tecavüzler, kadınların-çocukların-tutsakların katledilmesi, halkın dibe vurmuş yoksulluğu, saraya kurulmuş çeteci saltanat tarafından milliyetçilik ve ülke bekası söylemiyle kamufle ediliyor. Tecrit ve işgal savaşında bu nedenle ısrar ediliyor.
O halde her iki ittifak ilk iş olarak tecride ve işgal saldırısına karşı bir araya gelebilir, birlikte hareket edebilirler…
NURETTİN DEMİRTAŞ
YORUM GÖNDER