DİRENİŞ ÜLKEMİ GÜZELLEŞTİRİR
Kürtlerde bilinen bir söz var. Derler bir kadın, bir melek ile bir münafığı aynı rahimde doğurabilir. Direniş ve ihanette böyledir. Direnişin merkezi bu kutsal topraklara, insanlığın beşiğine, Ortadoğu’nun merkezine baktığımızda aynı şeyle karşılaşırız. İnsanı çok incitiyor. Bedeni ruhunu etkiliyor. İnsanlığın beşiği bu kutsal topraklarda direniş ve ihanet hep birlikte yürümüştür. Bir yandan çok keskin bir ihanet. Bir yandan da kutsal bir direniş, fedai bir ruh, özgürlükçü bir ruh, ülkesini seven bir ruh, ülkesi için gözünü kırpmadan ölüme giden bir ruh. Tarih boyunca Kürdistan da ihanet ve direnişin nehirleri hep birlikte akmıştır. Anne rahmindeki çocuk gibi. Bir yurdunu seven çok büyük bir kahraman, diğeri insanlıktan nasibini almamış bir hain. Birkaç gün önce Besta’da yaşanan işte böylesi bir olay. Gerçekten de insan dinlerken çok inciniyor, hangi sözle, hangi cümlelerle bu durumu tarif eder bilemiyor. Akıl dışı bir durum. İnsan kabul etmekte zorlanıyor. Kürdistan2ın tarihi bu örneklerle dolu. Maalesef PKK tarihinde de böylesi durumlar yaşanmakta. Önderlik bütün yaşamını bu halka adadı. Ama maalesef bu adanmışlığa karşın münafıklar münafıklık yapmaktan vazgeçmiyorlar. Besta’da yaşanan böylesi bir durum. Birkaç gün önce Nimet Encü “Neğmetê Şeytan” olarak tanınır böylesi bir ihanete imza attı. Onu binlerce kez lanetliyorum.
Köylü olduğumuz için aynı soyadını kullanıyoruz. Fakat onlar başka (bavikê wan cuda ye) ancak aynı köydeniz. Nimetin babası ile şehit Xalıt Encü’nün babası kardeştirler. Halit Encü’nün ailesi 1960-1965 sonrası Kürdistan mücadelesinin yanında yer almışlardır. O yıllarda Barzani mücadelesinin içinde yer aldılar. Yıllarca babası ile amcası İran, Irak, Türkiye arası sürekli mültecilik yaşadılar. Xalıt Encü’nün babası Mam Hüseyin olarak tanınır. Çok iyi bir Kürt’tü. Ölene kadar da düşmanının karşısında Kürtlü’ğünden hiç taviz vermedi. Çocukları da böyleydi. Heval Agit günlüklerinde de ondan bahseder. Heval Agit, Xalıt arkadaşı 1981-82 den beri tanır. Heval Agit’e milislik yapmış ona inanmış mücadele etmiştir. 1984’te bir köyde düşmanın bir pususunda şehit düşer. Şehit düşmeden bir subayı bir teymen öldürür bir asteğmenide yaralar. Yaralı asteğmen Xalıt arkadaşı evden çıkarken arkadan vurur ağır yaralanır. Nitekim kan kaybından şehit düşer. Kardeşi Delil 1989’da şehit düşer. Yine yeğenleri özyönetim direnişlerinde şehit düşer. Heval Evin Encü de iki amcası kızıyla birlikte örgüte katılır. Bu ailede dört beş şehit vardır. Babaları onları yurtseverlik duygularıyla büyüttü. Bu ruhu aşıladı. Bu ruh hep büyüdü. Hiçbir zaman teslim olmadı. Babaları mirasını çocuklarına bıraktı.
İhanet ilacı yoktur
Diğer taraftan Nimet Encü’nün babası maddi olarak çok fakirdi. Şüphesiz fakirlik ayıp değildir. Fakat düşünsel fakirlik seni çok tehlikeli yanlış yerlere götürür. Köyde Nimet Encü’nün babasından daha fakir kimse olduğunu hatırlamam. Hem maddi hem düşüsel olarak fakirdi. Onun evi köyün girişindeydi. Ondan öte ev yoktu. Köyde ona Kör Hasan derlerdi. Yanlış hatırlamıyorsam bir gözü kördü. Gözüne beyaz perde inmişti. (Kürtce ava sipe derler) Köy halkı onu çok sevmez beğenmezdi. Maalesef Nimet Encü’de onun oğludur.
Nimet Encü olmasına rağmen halk ona “Neğmetê Keçel” derdi. Eskiden fakirlikten pintilikten dolayı insanların kafalarında hastalık oluşur saçları dökülürdü. Bu insanda böyleydi. Bu yüzden insanlar ona “Keçel Neğmet” derdi. Çocukluğumdan hatırlarım kafası yara içinde hep koktuğu için kimse ona yaklaşmaz onunla oynamak istemezdi. Oda babasıda köyün çobanlığını yapardı. Halk onlara hayrına bakardı. İşte böyle yoksullukla hastalıkla gündem olan biri bugün Türklerin temel gündemi haline geldi. Bir insan nasıl böyle bir düzeye gelir. Kürtlerde bir söz var. Derler biri düşünmüş taşınmış demiş acaba ne yapayım ki bu köyün gündemi haline geleyim. Kalkmış köy çeşmesine gidip pisliğini yapmış böylelikle köyün gündemi olmayı başarmış. İhanette aynen böyledir. İnsanlıktan nasibini almayan nasıl ki yaşamın anlamı olan çeşmeyi kirletip kendini köyün gündemi yaptıysa bu gün yaşananda böyle bir şeydir. Bu gün o ailenin soyadı o köyün çeşmesidir. O ailenin soyadını ihanetiyle lekeledi. Bu alçak ile şehit Evîn encünün babası amca çocuklarıdır. Babalarıda böyleydi. Biri yaşamı boyunca hep Kürtlü’ğün peşinden koşmuş diğeri çobanlık yaparak düşünsel fakirliğiyle ölmüş. Nasibinin insanlıktan almamış. Bir kürt olarak gerçektende insan çok üzülüyor. Bu kadarda olur mu? diyor.
Bir örnek vermek istiyorum. Birgün Heval Cuma Mam Salihin hikayesini bana anlatı. Heval Cuma maxmur halkından birkaç kişiyi yanına çağırır. Mam Salih heval Cuma’ya bir olay anlatır. Der heval Cuma “siz, Kürtlerin mirlerini, ağalarını ve beglerini rezil ettiniz. Rezillerini de Kürdistan’da ağa, mir ve beg yaptınız. İhanet Kürdistan’da eksik olmadı. Gerçekten de böyleydi.
Köyde kimsenin selam vermediği adını bile anınmadığı adam bugün ihanetiyle dünyanın gündemi oldu. Faşist devletin temsilcisi Soysuz, Türklerin bayrağını onun babasının eline veriyor. Onların taziyesine gidip baş sağlığı diliyor kendi şehitleri ilan ediyor. Devrim mücadelemiz Kürdistanda çok büyük kahramanlıklar çok görkemli direnişler yarattı. Adeta destanlar yazdı. Öte yandan kimsenin selam vermediği beğenmediği bu insanlara düşman el atıp bize karşı savaştırdı. Kardeşi kardeşe karşı savaştırdı. Hani kürtlerde derlerya “kurmê dare ji darêye”. Bunlar insanlıktan nasiplerini almamışlar. O kadar acı yoksulluk düşünsel kıtlık yaşıyorlar ki ancak Soylu gibi biri onları ayakta tutabilir. Ancak bizim düşmanımız onları yürütebilir. Çünkü beyinsizdirler. Çünkü ruhta fakirdirler. Kendi halkında ruhlarındaki fakirliğin intikamını alıyorlar. Kendi kardeşlerinden alıyorlar. Bu ve benzeri olaylar Kürtlerin tarihinde hep yaşanmıştır. İhanet böyle gelişmiştir. Kendini değersiz görmüş kimse ona değer vermemiş, kimse saygı göstermemiş düşmanda bundan faydalanıp onu kendi kardeşine karşı kendi halkına karşı kullanmış. İhanete uğramış Kürt hep bunlarla karşılaşmıştır.
Bu insan yirmi yıldan fazladır kürtlere karşı kullanılan bir hançerdir. Her yönüyle düşman onu kullanıyor. Ona en yakın insanları bile şikayet ediyor ortadan kaldırıyor. Huzur bırakmamıştır. Herkesin onuruyla oynamıştır. Bu insanlar zamanında ortadan kaldırılıp cezalandırılmadığında işte halkın örgütün başına bela oluyorlar. İşte son örnekte görüldü. İşte Besta’da altı kadın arkadaşın şehadetine sebep oluyor. Köyünde sevilmeyeni sayılmayanı değer verilmeyeni, dikkate alınmayanı bugün düşman öyle bir hale getirdi ki herkes ihanetini çok acı şekilde gördü, duydu tanıdı. İhanetle köyün çeşmesini kirletti. İhanetle kendi gerçeğini ortaya çıkardı. Bu tür insanlara taviz vermemek yerinde zamanında müdahale etmek gerekir. Düşman bu insanlara el atıp Bekolar yaratıyor.
Bir kez daha altı kadın arkadaşı Delila arkadaş şahsında saygıyla minnetle anıyor anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Başarı onların olacak, devrimin olacak. İhanetçileri namertleri insanlıktan nasibini almayanları kendi halkına düşman olanları lanetliyorum. Bu ihanetçilere karşı asla boyun eğmeyeceğiz, Kürdistan’da başarılı olmalarını engelleyeceğiz. Bu halkın ölümsüz kahramanlarının mücadelesine sahip çıkacağız. Her ne kadar yaşanan her ihanetle ruhumuz incinse de bu gerçeklikten kaçamayacağımız gibi bu ihanetlere karşı sonuna kadar da mücadele edeceğiz.
ZİLAN AGÎR (GOYİ)
pajk.org
YORUM GÖNDER