GERİLLA…
İşte tam da bu noktada devreye girecek olan nedir? Parti uzun süre buna yüklendi ve bunu propaganda ile dile getirmeye çalıştı. Şimdi yüzyılların o köhne oluşumlarını bir tarafa bırakmış durumdayız. Gerekirse halkla birleşerek ve öncü güç olarak bunlardan bazılarını deviririz. Yerine hemen köylerden başlayarak, toplumsal en üst düzeye kadar halkın iradesinin uygun temsilini sağlayacağız. Köy temsilciliğinden tutalım şehir meclisine kadar hepsine yeni temsilciler gerekecek ve yeni temsilciler öncellikle söylediğimiz bu tarihi gerçeğin bilincinde olacaklar.
Dediğim gibi partimiz içinde neredeyse eski ağaları aratmayacak ağalar çıkıyor. Bu asırlık köle geleneklerin temsilcilerini ruhta, düşüncede ve iradede aşacak, bu temelde ulusal gerçeği ve ulusal çıkarı gören ve güç olmaya karar veren, ‘ölümüne de olsa, halkın bu çıkarlarına bağlıyım’ diyebilen kişileri temsilci olarak devreye sokmak gerekir.
Köy temsilciliği mi gerekiyor? Gerçeğe en iyi bağlı olan seçilecektir. Köylüler toplanacak, köy meclisi toplanacak ve “bizim köyün en cesuru, en fedakarı, en bilinçlisi, ulusal ve toplumsal düzeyi tam olmasa da önemli oranda temsil edebilecek birisidir bu, iyi konuşur, iyi tartışır, kararları da iyi teşkil eder. O zaman temsilcimiz olarak bunu seçiyoruz” diyecektir. İşte bunlar bir mahallenin, bir mıntıkanın meclisine kadar da gidebilirler. Köy temsilcilerinin yanı sıra, eyalet ve vilayet çapında da bir meclisin seçimine gidilebilir. Onlar da içlerinden en iyilerini bir vilayet meclisi, bölge meclisi biçiminde oluşturabilirler.
Burada önemli olan bu eski, sahte ve ihanet temelindeki reislik oluşumlarının temsilciliğini, iradesini veya düşman iradesinin uygulayıcılarını aşarak yerle bir etmek; derinden halkın dili, sözü ve eylem kararı olabilecekleri öne çıkarmaktır. Demek ki, bu aşamada halkın tabandan başlatılması gereken işi budur. Artık halkımız işlerin başına ekmek ve sudan da önce bunu alacaktır. Şafak vaktinde namazına kalkan müminden tutalım, zor koşullarda üretime giden köylü, işçi, okuluna giden öğrenci, evin her işine koşan kadın, yani herkes “bir de ulus işimiz var” diyecektir. Artık ulusal işler öne geçecektir. Ulusal düşünce nedir, ulusal çıkar nedir, ulusal durum nedir? Ulusal temsilcilerimiz var mı, yok mu? Varsa kim olacak? Bunlar ne yapıyor? Bizim kutsal çıkarlarımıza nasıl bakıyorlar? Bizi temsil ediyorlar mı? İşte bundan sonraki hayat bu sorular doğrultusunda başlarsa, o zaman bir halkın kendine gelmesinden ve kendini irade sahibi kılmasından bahsedebiliriz. Parti ve gerilla bunun için vardır.
Gerilla sadece güç ve yiğitlik gösterisi yapmak için değildir; gerilla sadece vurmak için değildir. Gerilla halka söylediğim gerçeğin ilk parçasını hatırlatmak için, “bu azgın güçten korkma, onun yüzyıllık teröründen ve ordunun kamçısından çekinme” mesajını vermek için vardır. Gerilla bu konuda eylemiyle şunu göstermiştir: Düzenin bizi susturması bir kader değildir. Biraz dilini konuşturmaya başladın mı, seni susturan bu güç öyle karşısında durulmayacak bir güçte de değildir. Gerilla der ki, biz bu gücün karşısında durabiliriz, biz de onun anladığı yöntem ve dille bir şeyler anlatabiliriz. İşte gerilla buydu, bu konuda bazı işler yaptı ve halka büyük güven verdi. Halk da baktı ve gördü, artık “Kimse beni susturacak bir güç değil” demeye başladı. Oligarşik rejimin faşist ordusunun korkutulabileceğini, hatta darbe üstüne darbe vurulabileceğini gören halk “yenebiliriz” diyebilecek noktaya geldi.
Demek ki gerilla bu halkın başındaki susturan, adını ağzına aldırtmayan ve korkuyu iliklerine kadar işleyerek “bu senin yaşamının ayrılmaz bir parçasıdır” diyen güce, “böyle yapamazsın deme” hareketidir, onu halkın başına bela olmaktan çıkarma hareketidir. Yine halkın iradesini temsil ederek, özel savaş rejiminin zoruna karşı zoru dayatarak bu büyük tecavüz olayını sona erdirme hareketidir. Gerillanın bu rolü yerindedir. Tarihin en başta gelen bir rolünü oynamıştır, daha da oynayacaktır. Halkın silahlı savaşım güçleri, halkın iradesinin güçleridir. Halkın savaşım güçleri, halkın ilk heceleri, ilk kelimeleri olarak söylemesinden tutalım, büyük bir irade gücü haline gelmesine kadar meşru savunma ve koruma güçleridir. Dolayısıyla halkın üstünde halka rağmen bir güç değil, tepeden tırnağa veya başlangıçtan sonuna kadar halk için, halkın gücünün ortaya çıkarılması, halkın savunulması ve halkın siyasi gücünün gelişimi için vardır.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER