HAKİKAT, PKK’NİN ADALETİDİR!
En berbat kişilik ve psikoloji, sömürge kişiliği ve sömürge psikolojisidir. Bu kişilik, kendi düşmanına biat etmeden tutun o'nu örnek almaya kadar uzanan çirkef bir yaşamı ifade eder. Sömürge kişilik; ruhu, kişiliği, duyguları, benliği iğfal edilmiş bir kadavradır! Kürt toplumunda bu kişiliğe çokça rastlanılmaktadır. Nereye giderse gitsin iflah olmaz bir kişiliktir. Özden kopuşun, duygu yitiminin, ruhsal teslimiyetin esir aldığı tehlikeli bir kişiliktir. O her an her türlü çirkefliği yapacak potansiyele sahiptir. Bu kişilik pratiği ile düşman bilincini yerle bir edendir. Toplumun bir parçası olmasından dolayı toplumu da açıktan etkilemektedir…
Kuşkusuz düşman bilinci gelişmemiş toplum ölü toplumdur. Kürdistan'da özellikle son 100 yıldır sömürgeciliğin eseri bir sömürge kişilik ve toplum gerçekliği vardır. Kişi, kendini bir bütün olarak düşmana teslim ettiği için, özgürlük ve kurtuluş mücadelesine karşı da düşmandır. Kişi olarak ele alsak da son kertede toplumsal bir gerçekliğe dönüşüyor her şey. Burada bireyden tüme, tümden bireye dolaşım-etkileşim döngüsü geçerlidir…
Düşünün, binlerce yıldır bu kadim toprakların özü olan Kürt toplumu, geçmişi 100 yıla dayanan ne idüğü belirsiz devşirme topluma kölelik yapıyor. O'na hizmet ediyor. Kendi celladına kesmesi için boynunu uzatıyor. O'na onurunu teslim ediyor, benliğini peşkeş çekiyor, haysiyetini pazarlıyor. Üstelik son 50 yıldır, dünyada hiçbir halkın sahip olmadığı bir Önderlik gerçeği, özgürlük ve kurtuluş devrimi mücadelesi varken. Üzerine ölü toprağı serperek bu hakikati örteceğini sanıyor. Sözümüz meclisten dışarıdır ama meclise de mesajdır. Bu iş böyle gitmez, gidemez! Duyuyoruz, okuyoruz, görüyoruz…
Sömürgeci soykırımcı Türk devletinin özel savaş politikası sömürge kişilikte ve toplumda maalesef karşılık buluyor. Fuhuştan tutun da çeteleşmeye kadar, uyuşturucudan tutun ajanlığa kadar en onursuz yaşam tercih ediliyor. Halbuki Kürdistan'da Kürdistan Özgürlük Hareketi öncülüğünde insanlığın komünal değerlerinin yeniden inşasının savaşı veriliyor. Kadın özgürlükçü, evrensel normları önceleyen ve ekolojik, demokratik, komünal toplum hedefi olan Kürdistan Özgürlük Devrimi mücadelesi veriliyor…
Can ve kanla örülen değerler bütünü; onuru, namusu, şerefi, haysiyeti ve benliği düşman tarafından öğütülmüş Kürdün marifeti ile yok edilmeye çalışılıyor. İşbirlikçilik ve ihanet gafleti adım adım Kürdün, Kürdistan'ın idam fermanını yazıyor. Tarih Kürdün makûs talihini 1973 baharında yenmişti. 1978 sonbaharında ise Kürdün özgürlük ve kurtuluş kalesini inşa etmişti. Bugünde zaferini müjdeliyor. Peki Kürt ne yapıyor?...
Kürt düşmanına hizmet etmeye devam ediyor. Barzani/KDP pratiğinde olduğu gibi şerefini, namusunu, haysiyetini, onurunu sömürgeci soykırımcı Türk devletine satıyor. Bunlar ile hareket eden kimi anlayışlar ve kişilikler ise günün 18 saati Kürt Özgürlük Devrimi mücadelesine saldırarak alçaklık yapıyor. Bunlar finanse edilen çeteci bir yapı ve anlayıştır. Korucu, işbirlikçi, ihbarcı olup Kürdistan'a en aşağılık şekilde ihanet ediyor. Kürdistan Özgürlük Gerillasının kanını akıtıyor bu haysiyetsiz tayfa…
Sonrada çıkıp sahte Kürtçülük yaparak algı oluşturuyorlar. Milliyetçilik ve bağımsızcılık sosu ile koca bir halkı, mücadeleyi ve bedelleri itibarsızlaştırıp, görevlerini yerine getiriyorlar. Birçok Kürt ise bu tuzağa rahatlıkla düşüyor. Sormuyor ki, ey namussuz sen Kürdistan için düşmana bir taş atmış mısın? Kürt halkının özgürlüğü ve Kürdistan'ın kurtuluşu için bir emek vermiş misin? Nasıl oluyor da sen Kürt halkı ve Kürdistan'ın kurtuluşu için kanını döken canını veren yiğitlere laf edebiliyorsun…
Bu aşağılık kesim özelliklede sömürgeciliği diline pelesenk eder. Tahliller yapar, analizler yapar hatta kitaplar yazar. Halbuki en alçak sömürge kişiliktir kendileri. Onların tek dertleri var Önder Öcalan ve Kürdistan Özgürlük Hareketi ile Kürdistan Özgürlük Devrimi mücadelesidir. Çünkü asli görevleri budur! Peki bunu tölere eden, sessiz kalarak onaylayan sözüm ona Yurtsever Kürde ne demeli? Bu kesimde en az bu alçaklar kadar alçak ve düşman pratiği içindedir. Ret kabul ölçülerini aşındıran ve ilkesiz davranan bu kesimde bunlar kadar suçludur. Sonra günah çıkarma seansları yapılsa da güven vermez artık bu kesim…
Bilinir, 50 yıllık Kürdistan Özgürlük ve Kurtuluş Devrimi mücadelesi en ağır bedelleri vererek bugüne gelmiştir. Sayısız düşman pratiği, tasfiye ve karşı-devrimci pratik gelişmiştir. Fakat hiçbiri muradına eremeden tarihin lanetliler çöplüğünde yerini almıştır. Güncelde var olan bu anlayışın sonu da aynıdır. Fedailer ocağı, aslanlar yatağı PKK, her türlü karşı devrimci pratiği bertaraf edecek kudrettedir. PKK’nin tarihi bertaraf olmuş sayısız anlayış ve kişi ile doludur. Zira düşmana hizmet eden işbirlikçi anlayış olmasa, düşman PKK'nin önünde diz çökecek kadar batmıştır…
Son kertede iki çağrı yapmak gerekir. İlki, özüne ve devrim mücadelesine ölümüne bağlı Kürtlerin artık ayağa kalkarak, tüm cesaretleri ile düşmana ve işbirlikçiliğe, ihanete karşı devrimci duruşu sergilemeleridir. Bu duruş direnişin ruhu zaferinde anahtarıdır. İkincisi ise, düşman pratiği içinde olanlar ile karşı-devrimci anlayışadır. Yol yakınken PKK'nin yüce adaletine teslim olun! Her gün onursuzca, haysiyetsizce yaşayacağınıza, PKK’nin adaletine sığının, bir tek gün bile olsa onurlu yaşayın!
RÊBER CÛDÎ
YORUM GÖNDER