HALKIN DOĞAL ÖNDERLERİ ÖLMEMELİDİR
“Navê min Diyar Gafûr. Ez ji Gabarê tevlê bûme û li wir mam, li ser bingehî ku ez perwerdê bibînim ez hatim vir. Me perwerdeyeke xûrt derbas kir, niha jî perwerda me bi dawî bû. Hêza me ji vê perwerdê girtiye, hîn bêtir di têkoşîna xwe de xûtbûn û wiha em ê derbasî Botanê bibin em ê jî bi vê giyanê derbasî vê herêmê bibin. Di pêvajoya vê perwerdê de di heman demê de me pêvajoyeke piratîkê jî derbas kir, ji ber opersyonên neyar jî pêşketin. Di vê alî de riheke berxwedaniyê li herêma Zapê hate nîşandan, hevalê bi navê Baran li gel me şehîd ket, em li ser vê giyanê hîn bêtir bikarin giyana wî bidin jiyandin û bi xwe re bidin jiyandin, li ser vê bingehî ez ê diçim Botanê û ji bo vê ez gelek kêfxweşim. Berê jî ez li Botanê bûm, li Gabarê mame. Tenê armanca min bi taybet ev hevalên dawiyê li Botanê şehîd ketine, em tola wan hilînin. Ev êrîşê li ser gelê me vala derxînin, bi giyana berxwedaniyê û layîqî Rêbertî û gelê xwe çi ji me bê xwestin, em soz didin em van pêk bînin ez ê li ser vê rihî diçim Botanê û ez pir kêfxweşim.”
Diyar yoldaş alanda en aktif milislik yapan biri olarak Gabar’da çalışmalara katılıyor ancak giderek bu katlımın yetersiz olduğunu hissederek gerillaya profesyonelce katılmak istiyordu. Ancak yoldaşlar bu istemine uzun süre direnmiş ve ret etmişlerdi. Nedeni ise Diyar yoldaşın bulunduğu alanda çok aktif ve faal bir çalışma içerisinde olmasıydı. Verimliydi. Birçok gerillanın yapamadığını o en iyi ve başarılı bir şekilde yapıyordu.
Ne var ki Diyar yoldaşın biraz da deşifre olma durumu yaşanıyordu. Bunun için o artık kitle çalışmalarında yer almak istemiyordu. Deşifre olmasından kaynaklı hem de artık gerilla olarak mücadelesini sürdürmeyi tercih etmesinden dolayı gerillaya katılım kararı vermişti. Kendisi açısından katılımı önemli bir adım olarakta görüyor ve bunun içinde çok fazla dayatıcı olmuştu. Tüm bunları ben 2004 yılında Gabar’a giderken öğreniyorum. Biliyorum.
Diyar yoldaş okumuş bir arkadaştı. Birkaç yıl öğretmenlik de yapmıştı. Bilinçli bir insandı, mücadeleye de bilerek katılmıştı. Ailesinde de yurtseverlik vardı. Çevresi de tümden yurtseverdi. Bu yurtseverliğin Diyar yoldaş üzerindeki etkileri bariz bir biçimde görülüyordu. Kendisinde bilinçli bir yurtseverlik oluşmuştu. Halka, ülkeye, çalışmalara yaklaşımlarında sahip olduğu yurtsever ruh kendisini dışa vuruyordu. Bu ruh onda temel karakter halini almıştı.
Milis olmadan önce PKK hakkında okumuş derinleşmiş, öyle arkadaşlara milislik yapmaya başlamıştı. Milislik yaptığı dönemlerde de arkadaşların birçok işini yapmış ve arkadaşları birçok zahmetten kurtarmıştı. Bazen arkadaşların söylemediği ama gerekli olan işleri kendi inisiyatifiyle yapıp, arkadaşlara daha sonra yaptığını söylüyormuş. Yani henüz milis olduğu zamanlarda bile militanlık özelliklerine sahip bir arkadaşmış. Dönemin görevlerini kavrayan ve yapan, PKK kişilik özelliklerine sahipmiş. Görevinin ne olduğunu biliyor, ne yapması gerektiğinin farkındadır. Dağdaki gerillanın neye ihtiyacı olduğunu önceden kestirebilen ve yerine getiren bir arkadaştır.
Daha sonra arkadaşlar katılması yönünde karar verdiler. Güneye gelmeden önce bir süre daha kuzeyde arkadaşlarla birlikte çalışma yürüttü. Diyar yoldaş, Gafur arkadaşın yanında kalıyordu. Zaten Gafur arkadaşın milisliğini yapıyordu ve Gafur arkadaştan da çok etkilenmişti. Gafur arkadaşın bazı özelliklerini onda görmek mümkündü. Gafur arkadaş şehit düştükten sonra Diyar arkadaş onun amaçlarını sahiplendi. Gerillaya katılarak Gafur arkadaşın yaptıklarını daha da ileriye götürmeyi istedi. Aynı bölgede Diyar arkadaş bunları yaptı. Şehitlerin kendisinden ne istediklerini iyi biliyordu. O ruhla şehitlere ve onlardan geriye kalan değerlere yaklaşıyordu. Gafur arkadaş halk içinde çalışma yapıyordu. Diyar arkadaş da o zaman orada milislik yapıyordu. Gafur arkadaş şehit düştükten sonra Diyar arkadaş yine aynı yerde bu kez gerilla olarak halk çalışmalarını yapmaya başladı. Özellikle milis çalışmalarının üzerinde çok durdu. Öz savunmayı örgütlemeye çalıştı. Öz savunmayı örgütlemek, onları eğitmek, halkı bilinçlendirmek ve halkı mücadeleye katma çerçevesinde çalışma yürütüyordu. Yaptığı çalışmalar da sonucunu veriyordu. Gerekli olduğunda eylem de yapabiliyorlardı.
1 Haziran sonrası Hezex de birçok eylem yapıldı. Bu eylemlerin çoğu Diyar arkadaşın örgütlemeleri sonucunda yapılabilmişti. 2004’de Amed de şehit düşen arkadaşlar için yapılan misilleme eyleminin keşfini Diyar arkadaş yapmıştı ve içinde de bizzat yer almıştı. Daha sonra gerçekleştirilen tüm eylemlerde en aktif katılan biriydi.
Diyar arkadaş insan hazırlıyordu, temeli hazırlıyordu. Geleceğin hesabını yapıyordu. Tedbirli iş yapıyordu. Bir iş yaptığında o işi iyi bir şekilde yapacağı ve başaracağı konusunda güven verirdi insana. Onunla iş yapanlar ona güvenerek iş yaparlardı. Halk onun tarzına, yol ve yöntemlerine inandığı için onunla iş yaparlardı. Herkes onunla iş yapardı. Herkesin de o işi sahiplenmesini isterdi. Yurtseverler kendilerini yapılan işin sahibi olarak görürlerdi. Diyar arkadaş, mücadelenin yürütülmesini bu halkın kendisinin de sahiplenmesini isterdi. Bunları sahiplenmesini ve yapmasını isterdi. İnsanlar da buna inanır ve yaparlardı. Diyar arkadaşın örgütleme çalışmalarının kendine özgü yanı buydu. Diğer yandan gizliliği esas alıyordu. Buna da çok dikkat ediyordu. Yanlışlık yaptığı zamanlar da, yanlışlılığının farkına vardığında bunun üzerine çok düşünür yoğunlaşır, bir daha yaşanmaması için sonuç çıkarırdı.
Diyar arkadaş eğitim görmek, yapacağı çalışmaların daha iyi yürütebilmesi için bir dönem arkadaşlar tarafından güneye gönderilmişti. 2007 yılıydı. Eğitimini gördükten sonra hem kendisinin istemi hemde bu alandaki arkadaşların kendisine ihtiyaç duymalarından dolayı yine alana yani Gabar’a geri dönmüştü. Çalışma yaptığı alana geçti ama bu sefer daha kapsamlı bir çalışmayı önüne koymuştu. Hem gerillacılığı orada oturtacaktı hem de özsavunma çalışmalarını örgütleyecekti. O dönem çalışmalara bu temelde katıldı. Gerillacılığın oturtulması ve öz savunmanın örgütlenmesi için birçok adım attı. Diyar arkadaşın temelini attığı çalışmalar halen de arkadaşlara büyük katkılar sunuyor.
Diyar arkadaşta düşman karşı intikam duyguları canlıydı. Bir arkadaş şehit düştüğünde ya da halka yönelik bir saldırı olduğunda bu yapılanların mutlaka intikamını almak isterdi. Bunu yapardı da. Bu örgütlenmesi ve hazırlığı vardı. Mesela Mazlum arkadaş şehit düştüğü gün eylem yaparak, düşmanı vurmuş, silah kaldırmış, Mazlum arkadaşın intikamını böylelikle almıştı. 2004 yılında Amed’de şehit düşen arkadaşlar için de yine aynı gün intikam eylemi yapmıştı. Çevresindeki arkadaşları bu intikam ruhuyla eğitirdi.
Şehit düştüğü zaman da yine bir intikam eylemine gitmişti. Halen tümden detayları aydınlatılamayan bir komployla şehitler kervanına katılmıştı. Cizre'nin içinde kendisine komplo yapılarak, suikast yapılmış ve şehit düşürülmüştü. İnandığı, güvendiği insan kendisine ihanet etmiş, komplo yapmıştı. Güvenini kötüye kullanmıştı. Diyar yoldaşla birlikte kalan, onun yoldaşlığa nasıl bağlı yaşadığını bilen yoldaşları ise onun intikamını aldılar. Ancak bir kere alana en ileri düzeyde mührünü vuran Diyar yoldaşımız artık yoktu. Artık aramızdan sonsuzluklara yolculuğa çıkmıştı…
Diyar yoldaşın şahadeti halkı çok etkilemişti. Bu halkı kendisi eğitmişti çünkü. Halkta kendilerini eğiten, örgütleyen, bilinçlendireni sahiplenmişti. Diyar arkadaşın cenazesine binlerce insan katılmıştı. Düşman engel olmaya çalışmışsa da, halk bunu kabul etmemiş ve düşmanla çatışmıştı. Çatışmalar iki gün boyunca sürmüştü. Diyar arkadaşı Kürt halkı böyle yüreğine koyarak sahiplenmişlerdi.
Mücadele arkadaşları da aynı şekilde ona bağlı kalarak onun intikamını almışlardı. O alanda birçok ana yeni doğan bebelere “Diyar” ismini verdiler. Yine mücadeleye katılan birçok genç ismini Diyar yapmıştı.
Bir Diyar gitse de arkasından onlarca Diyar bırakarak gitmişti. Ama yine de Diyar gibi halk çalışmalarını en ileri düzeyde başarıyla yürüten bir yoldaşın içimizden öyle kolay ayrılması olmamalıdır. İnsan yüreğine su serpen nezaketiyle, yaşamdaki mütevazi ve büyük alçak gönüllüğüyle, emekçiliğiyle, bilinç seviyesiyle ve tabii ki yoldaşlığa ve halka olan büyük bağlılığıyla böyle yoldaşların erkenden gitmesi olmamalıydı.
Evet, erkenden hem de arkadan kalleşçe bir kurşunla böylesine halkın doğal önderleri ölmemeliydi. Vurulmamalıydı. Şehitler kervanına erkenden katılmamalıydı.
Yolun yolumuz, ruhun ruhumuz olarak ebediyen yaşayacaktır...
Kod Adı: Diyar Gafur
Adı ve soyadı: Abdullah Hezer
Doğum yılı ve yeri: 1982 / Şırnak
Katılım yılı ve yeri: 2004 Şırnak
Ana ve baba adı: Ayşe / Mehmet
Şahadet tarihi ve yeri: 2 Temmuz 2010 / Cizre, Şırnak
MÜCADELE ARKADAŞI
YORUM GÖNDER