MANKURTLAŞAN TÜRK SİYASETİNİN ÇÖKÜŞÜ
Türk tipi siyasetin kangrenleşmiş toplumsal sorunlara çare üretmeyen popüler demagoglar tiyatrosuna dönüşmesi ona olan inançsızlığı ve mesafeli duruşu doruğa çıkarmıştır. Militarist yapıların resmi siyasi söylemlerini papağan gibi tekrarlayan toplum karşıtı bir elit siyasi sınıfın varlığına tanıklık ediyoruz. Muhalif siyaset yapma biçimi de bu zehirden payını almış durumda. Rejim tarafından ideolojik yozlaşma eşliğinde sistematize bir kişiliksizleştirme furyası yaşanıyor.
Türk siyasetinde egemen olan spekülasyon ve komplo teorileri toplumcu siyaset yapma şansını oldukça daraltıyor. Toplumdan yükselen sahici çığlıkları bu ısmarlanmış suni gündemler duyulmaz hale getiriyor. Her tarafta siyasi yengi, yergi ve yenilgi naraları atılıyor.Türkiye de sağ partiler çöplüğüne son süreçte yenileri de eklenecek bu kaçınılmaz. Halkın sesine sağır ve yüksek ego cahiliye şımarıklığının AKP ve türevlerine son seçimler de faturası ağır oldu. Özgün ve sol karakterli yerel halk demokrasilerinin yükselişe geçeceği bir süreç yaşansa da bunun önünü almaya dönük sağ cenahın stepneleri hazır kıta bekliyor. Gül-Davutoğlu-Babacan yeniden vitrine çıkarılarak yeni bir alternatifmiş gibi topluma pazarlanıyor. İktidarın devir teslim töreni sadece erken seçime bakıyor!
Yenileceğini bile bile tıpkı Zap operasyonu gibi Bradost çözümsüzlük operasyonuna bel bağlayanların Ortadoğu denklemini hiç anlamadıkları çok net olarak anlaşılıyor. Bradost işgal girişimi tıpkı Viyana gerileme ve çöküş sürecinin tekerrürü olacak. Doğu Akdeniz de yaşanan büyük gerilim ve Libya-Mısır açmazları Rojava da ki Kürt jeo politik ve jeo stratejik can alıcı hamleleri birlikte okunduğunda çanlar Türk işgalci emelleri için çalıyor. “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak.” deyişi Türkiye güncelinde yeniden doğrulanıyor.Bu süreçte Kürt özgürlük hareketinin ideolojik merkezine dönük planlı bir şekilde yönelmiş olan “canice suikastlerle” hedeflenmek istenen amaçlar sahiplerine bir bumerang gibi geri dönme olasılığı oldukça yüksektir. Ortadoğu’nun kök hücresi ve kozmik beyninin temsilcileri karşısında hem içte hemde dışta yaşadıkları daralma ve dağılma panik haliyle çıldırmış durumdalar. Bradost da zafer hayal edenler Ankara'da iktidarlarını yitiriyorlar. “Game of Thrones-Taht oyunları.” Türkiye versiyonu gösterimde!
Bir umut halk bağrından genç ve dinamik siyaset üretebilen doğal temsilcilerini çıkarmaya başladı. Halkın yasaklanmış siyaset sahasını kendisine öz gücüyle açması bunda ki en büyük etkendir. Popülarist siyaset ve siyasetçiler geleneği artık iflas etti. Çözümsüzlüğün gereği yerine getirmekten uzak umut satıcılığı halklarımızı egemen siyasetin yedeğine düşürerek felakete sürüklediler. Bıkkınlık ve hoşnutsuzluk kendisini sandıklara bile yansıtmaya başladı.Hafızasını yitirmiş Türk toplumu bu hayati süreçte yeniden kendisiyle bir yüzleşmeye gidebilmelidir. Zira mağdur ve zalimi çok ciddi bir şekilde karıştırıyorlar. Türk siyasetinin yarattığı uluslaştırmanın kendisi sorunludur. Kamusal bellekten yoksundur ve sahte bir imparatorluk yası hala revaçtadır. Teolojiye dayalı yığınsal hipnotizma etkisinde her şeye kayıtsız bir ötekiye yönlendirilmiş kindarlık furyası Türk toplumunu orta çağ karanlığına gömüyor. Madımak-Roboski-Sur-Cizre-Şengal vb. gibi mezalim pratikleri er ya da geç karşılarına çıkarak hesap soracaktır!
Türkiye de faşizmden tümden arındırılmış yeni bir bilinç, vicdan ve bellek hareketi mankurtlaşan burjuva sağ partilerinin tahakkümüne son verecek ve kırılmış halk iradesini görünür kılacak güce sahiptir. İnisiyatif alan halkın radikal taban örgütlülüğü demokratik bir sivil toplumculuğu da canlandıracak. Zaman geçirmeksizin kararlı bir toplumsal anti faşist arınma seferberliği gerekiyor.
Aşırı siyasallaştırılmış ve teorize edilmiş toplumsal yaşam ile apolitize edilmiş bireylerin çarpık ilişkisi pek uzun ömürlü olacağına benzemiyor. Ufku daralan bir ülkenin karanlığa gömülmesinden başka bir fotoğraf çıkmıyor karşımıza! Suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışan siyasi rehinelere gelince hukukun tümden butlan olduğu bir ülkede yakınmak ne çare! Çözüm kesintisiz direniş ve demokratik inşa da gerisi kendisini bilerek aldatmaktır! Çağın ruhuna denk bir demokratik özgürlük hissinin beslediği ufuktaki bu asil başkaldırı şafağında milyonların buluştuğu yaratıcı bir öfke umudunda saklı insanlığın aydınlık geleceği.
“…Bu haysiyetli öfke, umudun özü, ütopyanın çekirdeğidir.” john Holloway
KEREM ÇİFTÇİ
YORUM GÖNDER