KADIN ORDULAŞMASININ ÖNCÜLERİNDEN
‘Önder Apo’yla Lawkê Xaribe Ve Nuh Gemisine Gitmek İsterim’
Çocukluk hayallerinin peşinde koştu. Dağa ve doğaya olan sevgisi onu Kürdistan dağlarında Gerillacılık yapmaya itti. Botan bir tarihti ve Botan’da gerillacılık yapmanın bir ayrıcalık olduğunun farkına vardı. Bu coğrafyaya âşıktı. Yaşadığı bu aşk ve sevgiye ancak Kürdistan’ın kalbi Botan’da ulaşabilirdi. Özgürlük hareketine katıldı. Kürdistan dağlarında bir ceylan gibi orada oraya giderek gerçekleştirmek istediği hayalini bir nevide olsa gerçekleştirmeyi başardı. Kadın Özgürlük Mücadelesi içerisinde katılımı, yaşama olan sevgisiyle hareketin en önde üyelerinden birisi haline geldi. Kürdistan dağlarında on yedi yıldır gerillacılık yapıyor ve hala da bu dağlardan bir gün bile kopamayacağını söylüyor.
Rojin 1978 yılında Hakkâri, Faraşin’de sekiz çocuklu ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya gelir. O dönem Aile Faraşin’e gelmeden önce Hakkâri merkez de kalır. Aile aşiret kökenlidir. Ertuşi konfederasyonu 12 aşiretten oluşur (Jirki, Mamxuri, Gewda, Şida, Şerefxan) Rojin Gewdan aşiretindedir. Gewd büyüklük anlamındadır.
Gewdan aşiretinde ağabey ve kardeşlere Babık denilir. Beş kabile ve klan vardır. Aynı Gewdan’dırlar ama kabile ve klandan yani babık vardır. Babık (Türkçesi yok ama ata olabilir) Bu beş kılan Mala (ev) Xasî, Mala Bahramî, mala Mistefayî, Mal melayî û Qilîçanlardan oluşur. Bu beş klan Gewda aşiretini oluşturuyor. Sayısı çok büyük bir aşirettir. Devletler genelde aşiretlere dair kötü ün salarlar. Aşiretleri eritmek için aşiretler kötüdür, geridir derler. Dolayısıyla Tüm Ortadoğu ve Kürdistan’da feodal ölçülerde aşirete bir bağlılık varsa da onu eritmek istemişlerdir. Kürdistan’da aşiret bağları zayıflatılıp eritilmek istenmektedir. Yukarı ve Aşağı Mezopotamya da aşiretler eritilmeye çalışılsalar da kendi geleneklerini kaybetmemişlerdir. Gewdanlar genelde Botan’da yaşasalar da köyleri yakıldıktan sonra Kürdistan’ın diğer alanları olan Şırnak, Hakkâri, Van, Siirt, Cizre, Adana, Tarsus (bu ismi Gulana sor) gibi yerlere dağılırlar. Osmanlı döneminde yaklaşık yüz Gewda ailesi Irak’a gidip Behdinan tarafında yaşamağa başlamışlar. Saddam’a Karşı Mustafa Mele Barzani tarafından bir direniş gösterip savaşmışlardır. Geriye kalanlarda genelde Hakkâri’de yaşarlar. Bazıları halen kendi köyleri olan Beytüşebap’da (Kürtçe Elkî) de yaşarlar.
Kendi Özlerine İhanet Etmediler
Düşman PKK’ye karşı her aşireti korucu olmaları için zorlar ve onlara silah verir. En büyük aşiretlerden Ala, Mamxurî, Jîrkîl aşiretlerine silah verilip binlerce özgürlük militanının şahadetine neden olurlar. Gewdan aşireti PKK’ye karşı silah kaldırmaz ve bu kirli politikaya hiçbir zaman dâhil olmaz. O dönem Gewdan aşiretinin arasına PKK’den önce düşman köylere bekçilerini yerleştirir. Rojin bu süreci ve Gewdan aşireti içerisinde olan ihaneti ve sonrasını şu kelimelerle ifade eder. “Gewdan aşiretinden bir adam o dönem arkadaşlara karşı silah kaldırdı ve koruculuğu kabul etti. O dönem bir arkadaşı şehit düşürdü. Gewdan aşireti 94 yılından itibaren o insanı toplumdan tecrit ettiler ve kendi ortamlarına hiçbir zaman sokmadılar. Şimdi o kişi ihanet ettiği ve toplumda kabul görülmediği için düşmanın denetiminde yaşıyor.”
Gewdan aşireti diğer aşiretlere nazaran daha farklı özellikler taşımaktadır. Orada kadın hâkimiyeti çok daha fazladır. Toplum içerisinde kadına saygı duyulur ve asla basit ele alınmaz. Kadınlar erkeklere bağımlı olarak yaşamazlar otoriter ve kendilerine güvenleri her zaman tamdır. Erkekler silik ve kendilerine güvenleri yetersizdir. Aşiretin yaşamında söz sahibi değildirler. Yakın tarihte son nesilde yarı feodal yarı küçük burjuva yaşam anlayışı kendisini aşirette oturttu ama bu gelenekleri bozmuyor. Gewdan’larda düğün, giyim gelenekleri çok güçlüdür. Kürt elbiselerini, yemeğini, halayını, türküsünü çok severler. Köylerine çok bağlıdırlar. Yine savaşı ve direnişi de çok severler. Namus olayı kısmi de olsa kendisini gösterir. Sistemin oluşturduğu eğitim sistemine her zaman şüpheyle yaklaşmışlardır. Son süreçte belki çocuklarını okula gönderiyorlar ancak önceden düşman çocuklarını bozmasın diye asla çocuklarını okula göndermezlerdi.
Topraklarına İsyan Bayraklarını Onurlarıyla Diktiler
Gewdan aşireti içerisinde yurtseverlik olgusu çok güçlüdür. Bedirxan Beg ve Ortadoğu’da olan diğer tüm isyanlara Gewdan aşireti katılmıştır. Savaşçı geleneği diğer aşiretlerde de vardır. Bir dönem KDP ve YNK aşirete el atmak istese de Gewdan aşireti buna yanaşmaz. Düşman bu aşirete özellikle Hogir döneminde çok yöneldi. 1988 yılında askeri kanun devreye girince düşman bu aşirette binlerce insanı faili meçhule kurban etti. Fakat bu güne kadar kaçışlar çok azdır ve çoğu gerillada kahramanca şehit düştüler. Çünkü onlarda orta yolculuk yoktu. Ya iyi ya da kötü olurlardı. Diğer özellikleri avcılığı pek sevmezler, zorunlu olarak çok az av yaparlar. Hayvanlara kutsallık atfederler. Bazen et yeseler de her bir hayvana yaklaşımlarında değer vardır. 93-94 süreci sonrası kızlarını başka aşiretlerine vermeye başlamışlar. Kendilerine ve topluma ölçülerine göre değilse vermezler. Mesela ihanetçi ve kötü olduklarından dolayı Alan ve Jirki aşiretine asla kızlarını vermezler. Tabi kötülük ve kendine görelikte sistemin aşıladığı bir hastalıktır. Evlilik gelenekleri de kolay kolay değişmeyen kökleşmiş geleneklerden oluşmaktadır. Kızlarını evlendirirken at üzerinde yeni evlerine gönderirler. Arabayla göndermeyi geleneklerine yedirmezler ve hala köy geleneklerini sürdürürler. Yine 73 yıllarında PKK’nin gelişmesiyle birlikte Kesk sor û zer renklerini gelinlik olarak kullanırlar ve gelinliği hiçbir zaman ölçü almazlar. Ancak bu konuda bazı değişimlerde yaşanmamış değil. Yine yaşlı kadınlara aşırı derecede saygı gösterirler. Onlar için yaşlanan kadın kutsaldır. Botan’ın doğa güzelliği, çeşme, börtü böcek, çiçek dağları çok güzeldir. Yaşayan hayvanlarıyla çok güzeldir. Pazkuvileriyle yani bütün renkleri ve komünal aşiret gelenekleri birbirlerini tamamlar.
Rojin beş yaşına kadar Botan’da yaşar ve beş yaşından sonra Rojin’in babası Faraşin’e kardeşinin yanına geçer ve yaşamlarını sürdürebilmek amacıyla orada ev yapar. Rojin’in babası insancıl ve hümanist bir karaktere sahiptir. O dönem Rojin’in ailesi dedelerinin ismi olan malmeya olarak anılır. Bu aşiret içerisinde Rojin’in babası ağalık sıfatıyla saygın ve zengin bir otoriteye sahiptir. O alanda yaşayan insanlar onu mütevazılığı ve saygınlığıyla tanır ve hatırlarlar. Babasının mütevazılığını Rojin şu kelimelerle ifade eder. “Babam ticaretle uğraşırdı İran ve Irak gibi alanlarda silah, kilim vb. malların satımını yapardı. O dönemler Koçerler Faraşin yaylalarına gelirlerdi. Babam çoğu zaman Koçerlere borç para verirdi. Zenginler ve ağalar cimridirler denilir ama benim babam hiçbir zaman cimrilik yapmazdı. Babam için insani yan ön plandaydı. Bizim köyümüz yakıldıktan sonra fakirleşerek Van’a geçtik.”
MÜCADELE ARKADAŞLARI
Devam Edecek
PAJK.ORG
YORUM GÖNDER