PAYTAXT AMED FAŞİST DEVLETİN KORKULU RÜYASIDIR
“Her daima ve her koşulda Dağların heybetiyle direnecek Amed. Umut bizim yiğitlerde, yiğitler korkmaz itlerden.”
Ahlaki bir deprem yaşıyor yozlaşmış Türkiye faşist yığınsallığı. Bursa şehrinde bugün Amedsporu hedefleyen faşist kalkışma Kürt halkı açısından soykırım konsepti için verilmiş bir işaret fişeğidir. TC faşizmi Bursa da Kürt halkının yaralı belleğine katil Yeşil ve Beyaz Toroslar üzerinden soykırım mesajını yeniden iletmiş oldu. Bu öyle basite alınacak bir mesaj değildir. Bu çürümüş zihniyet hala katliamların sembolü beyaz toroslara, katil yeşil itine sığınıyorsa ve medet umuyorsa diyecek bir şey yok. S'S ve faşist tayfasının topluma verdiği mesajı herkes iyi okumalıdır. Kürdün vicdan depremine faşizmin tutunacağı günler hiç de uzak değil!
Oysa daha geçen hafta Fenerbahçe taraftarının "hükümet istifa" tezahüratından sonra Beşiktaş-Antalyaspor maçı öncesi Beşiktaş taraftarları; Din kitap iman Hepsi yalan dolan Çeyrek asır oldu İstifa ulan...! diyerek ayağa kalkmıştı. Bu uyanışı Kürt düşmanlığıyla perdeleme senaryosunu Mit Bursa da devreye koyarak tekrardan Kürt düşmanlığı üzerinden milli birliğini tesis yoluna gitti. Spora siyaset karıştırmayın diyenler söz konusu Kürt halkı olunca sus pus oluyorlar. Evet futbol sadece futbol değildir. Statlar ayağa kalktığında tarihte hiçbir diktatör ayakta kalmamıştır.
Kürt halkının varoluşsal sert mücadele iklimini liberalize eden kimi Kürt siyaset yapıcılarının da bugün Bursa da yaşananlardan çıkaracakları çok dersler olmalıdır. Biz bu gaflet uykusundan ne zaman uyanacağız? Ya ikirlikçi ruh komasından ne zaman ayılacağız? Seçimler de TC faşizmi açısından resmi inkar ve imha konseptinin bir parçasıdırlar. Kürtlere siyasetin kapalı olduğunu teslim olmaya dönük bir biat etme seçeneği olarak kendilerini alternatif olarak sunuyorlar. Bursa da seçim mühendisliği noktasında da bir mesaj söz konusudur. Kendilerine muhalif olan her şey susmak zorundadır’ Kayıtsız şartsız bir itaat istiyorlar. Politik kutuplaşmaları bile seçim manipülasyonlarının bir aracına dönüştürülüyor. 2023 seçimlerinin çerçevesi oluşturuluyor.
Kitleleri kendi faşizan suç ortaklığı üzerinden rant dağıtım süreçlerine dahil etme hamlesi var. Yozlaşma ve kirlenme virüsü bulaştırılan toplum bugün ağır bir ahlak ve etik erozyon yaşıyor. Alternatif demokratik çıkış yapma potansiyeline sahip toplumsal yapılarda büyük basınç altına alınarak bilinçlice yozlaştırılıyorlar. İktidar kültü yarattığı yoz gündemlere onları da boğarak kendisine benzetiyor. yani kirliye dokunan da bir ölçüde kirleniyor! TC faşizmi Kürt düşmanlık belleğini sürekli diri tutuyor ve bunu spor kitlesini de katarak güncel faşist politikalarına dönüştürüyor.
Bazı tarihi hatırlatmalara söz bırakalım. Zerdeşté Kal’ın buyurduğu gibi, Zorunlu olan her savaş haklıdır. Başka bir şeyden umut kalmayan yerde silahlar kutsaldır* şiarınının izini sürmek kalıyor bizlere. “Sessizliğin sesi duyulmaz, hissedilir; kulaklar değil, ruh ve yürek duyar onu. Çünkü sessizliğin sesi, Osmanlı kılıcı, gözlerini kan bürümüşlerin kılıç darbeleri ve mazlumların kanından müteşekkildir." Der Kürdi yaranın anlatıcısı Mehmed Uzun. Ve son söz: “Kitlesel-yığınsal olarak sapkın bir zihniyet zehirlenmesi yaşayan Türkiye. Demokratik zihniyete radikal bir değişim ile giremese ve bunu hayata acil yansıtamasa kendini sokan akrep misali titreye titreye kölece can verecek”
TOLDAREN TOLA MEZİN
YORUM GÖNDER