BİZ HER ZAMAN DOĞRULAR İÇİN YAŞADIK
Siz değerli halkımız, bütün yurtseverler ve dostlar
15 Ağustos Atılımı’nın gerçeğini kavramaya çalışırken ve en önemlisi de önümüzdeki yılı ve yılları kazanmaya çalışırken, sadece mutlu olabilirsiniz demiyorum, maddi gelişmelere dayanarak gelişmeyi bizzat kendiniz yaratabilirsiniz diyorum. Hiçbir güç bu gelişmeyi elinizden alamaz, sizi geriletemez. Kazanmak için her şeyimiz vardır. İradeniz, birliğiniz gerçekleşiyor. Ulusal irade, savaş iradesi, birlik iradesi hepsi adım adım pekişiyor. Ordu kuruluşu çığ gibi büyüyor. Daha ne isteyebilirsiniz? Yaşamın kendisi bunlardır. Ulusal varlık bununla güvence altına alınır. Ulusal yaşam, toplumsal özgürlük bununla garantiye alınır. Biz az uğraşmadık. Şüphesiz kolay bırakmayacağımız gibi, temel yaşam garantimiz oluyor; silahlı güçlerimiz, cephemiz, birliğimiz gelişiyor.
Bundan sonra bu temelde yeni yıla yükleneceğimiz açıktır. Daha gelişmiş bir halk birliğiyle, ulusal cepheyle daha sağlam tutulmuş mevziler ve gerilla savaşımıyla dengeyi zorluyoruz. Ülkede denetimi alabildiğine yayıyor ve bu temelde yükleniyoruz. Parti iyi öncülük ediyor, parti oldukça güç kazanmıştır, tecrübeli ve ünlü gücüyle saptırılamayacak, içeriden provoke edilemeyecek kadar tecrübelidir. Dayandığımız ittifaklar kolay yıkılmayacak cinstendir. En başta da özgüce dayanıyoruz, öz güç olduktan sonra her şeye sonuna kadar dayanılabilir.
Değerli halkımız, bütün partililer, savaşçılar ve dostlar
Dokuz yılı geride bırakıp yeni bir hamle yılına girerken, görüyorsunuz ki yeni bir yaşam yaratılıyor, binyılın rüyası gerçekleştiriliyor, binyılların kaybettirdikleri on yılda kazanılıyor. Yüzyılın kaybettirdiklerini bir yılda kazanmak büyük bir olaydır. Bu bizi coşkuya getirir, yeteneklerimizi ayaklandırır, bizi zafere biraz daha yaklaştırır, yaşamı ölümsüz kılar. Bizde gerçekleşen de biraz budur.
Hiç şüphesiz hataların olmadığı söylenemez, eksiklikler yoktu denilemez, ama yine de hataları ve eksiklikleri gidermenin yolu savaşı tırmandırmaktır. Ne kadar savaşa yüklendiysek, o kadar hatalara da yüklendik. Kişilik çözümlemelerini yeni kişiliğin yaratılışı meselesi haline getirdik. En değme ameliyatın yapamadığını biz kişilik çözümlemesiyle yaptık. Çözemediğimiz insan özelliği kalmadı. En güçlü insan çözümlemesini biz yaptık. Ruhla siyaset arasında, sevgiyle siyaset arasında, savaşla siyaset arasında bilimsel ilişki kurduk ve çözümledik. Ekonomiyle sosyal yaşam ve siyaset arasında, aile ile düşman arasında ilişki kurduk ve çözümledik. Bunlar büyük gelişmelerdir.
Sadece ulusal kurtuluş ve toplumsal halk özgürlüğü değil, cinsler arası özgürlük, halklar arasında eşitlik, ruhun zaferi, sevginin zaferi, devrimin zaferi hep bu yıllarda gerçekleşti. Sadece bir siyasal devrim değil ruhsal devrim yapıldı, manevi devrim yapıldı; inanç, irade ve azim devrimi yapıldı. Bunların hepsi büyük devrimlerdir ve bu yıllara sığdırıldı. Özel savaş rejimi bir devrimi yıkabilir, ama diğer devrimleri nasıl yıkacak? Büyük uyanış içindeki insanın devrimini nasıl yenecek? Zaten yenemediği de ortadadır.
Görüyorsunuz ki, insanoğlu kendini bir işe, hatası sevabıyla doğru verirse başaramayacağı iş yoktur. Bu sözü biz en zor meselede, kendi yaşam meselemizde, kutsal Ulusal kurtuluş savaşımızda denedik ve başarıyla gerçekleştirdik. Bu anlamda ne mutlu size diyoruz. Hiç şüphesiz bundan sonrasını da böyle yürütmeye çalışacağız. Kendimi bu işe inandırmak için yılları harcadım. Birkaç arkadaşı, bir grubu bu işe inandırmak için yılları harcadım, savaşın gereklerini inandırmak için yılları harcadım. Siz halkımızı inandırmak için yılları harcadım. Görüyorsunuz ki başardım. İyi bir başarı, güzel bir başarı sağladım. Fakat şımarmıyorum ve bu basit bir görevdir diyorum. Bu biraz namusluyum diyenin kendini doğru vermesiyle başarması gereken bir görevdi. Onun rahatlığı içindeyim. İş başa düştü, bu işe kimse talip olmuyordu, biz talip olduk, kaçmadık ve sonuç güzel bir başarı oldu. Bunun değerini takdir etmeli ve hiçbir şeyle değiştirmemelisiniz.
Bu temelde sizleri tekrar selamlıyorum. 15 Ağustos Atılımı’nın sizin için gerçek bir bayram olmasını diliyorum. 10. yılı bu temelde mutlaka kazanacağımıza inanıyorum. Özgürlüğe ve bağımsızlığa her zamankinden daha fazla yakınız. Ülke her zamankinden daha fazla bizim olacaktır. Eskinin cennet ülkesi insanlığın yeni cennet ülkesi olacaktır. En eski halk, dünyanın en iyi, en güzel halkı, doğru halkı olacaktır, siz böyle bir halk olacaksınız. Çekilen bunca acılardan sonra size bunu bir hak olarak bahşediyorum.
Bu temelde kendimizi tanıyoruz, görevlerimize sarılıyoruz. Görevin büyüğü küçüğü demiyoruz. Köylü köyde, kentli kentte, tarlada, fabrikada, okulda, dağda ve her yerde; taşla, sopayla, sözle, ruhla, silahla, neyle mücadele ediyorsa etsin. Özel savaş rejimi her türlü yöntemle üstümüze geliyor, biz de her yöntemle üzerine gideceğiz. Bu yılı kazanmak için insanoğlunda ne yeşeriyorsa onu göstereceğiz. O vahşette sınır tanımıyor. Biz de ona hakkettiği bir biçimde karşılık vereceğiz. Bundan sonraki yaşamınıza, bundan sonraki görevinize böyle sarılın.
Ben de en iyisini yapacağım. Büyük tecrübemi, büyük yetki ve olanaklarımı bundan sonra daha mükemmel kullanacağım. Fakat bir insanın ömrü, takati ve gücü bellidir. İlahlaştırmamak ve abartmamak gerekir. Aynı zamanda hakkını vermek ve layık olmak gerekir. Eğer bütün bunları da doğru yaparsanız, belki uzun sürer, belki zorlanırız, ama mutlaka kazanırız. Kazanmaktan başka ne bir şey isteriz, ne de veririz. Biz sadece kazanmayı istemiyoruz. Her zaman söylüyoruz: Kazanmanın mahkumu olan yegane halk biziz. Her halkın başka seçeneği, başka yaşam biçimi olabilir, ama bizim için savaşı kazanmaktan başka bir yaşam seçeneği yoktur.
Siz değerli halkımız, bütün savaşanlar ve dostlar
Bundan sonra da bu temelde bu mücadeleye daha büyük bir kararlılık, azim ve çabayla yüklenecek ve mutlaka kazanacaksınız. Biz de bu temelde yükleneceğiz, kazanmaktan başka hiçbir şeye aman vermeyeceğiz. Şehitlerin anısını ve vasiyetini mükemmel temsil edeceğiz. En az düşmanla savaştığımız kadar hatalarımız ve eksikliklerimizle savaşacağız. Eksikliği ve geriliği kim dayatırsa onunla savaşacağız, ama savaşı usulüne göre yapacağız. Hiç kimse bizden başka türlü davranış beklemesin.
Biz her zaman doğrular için yaşadık. Her zaman eksiklikler ve zayıflıklarla savaştık. Bundan sonra daha fazla olacaktır. Bu yoldaşça, bu insanca, bu yurtseverce olacaktır ve hepinizin de böyle yapmasını diliyorum. Mutlaka bu temelde başarmanızı bekliyorum.
15 Ağustos Atılımı’nın 9. yıldönümünü geride bırakıp 10. yılına girerken, bir kez daha sizi bu temelde selamlıyorum. Bizi soran, bize umut bağlayan hepinize bu temelde kazanacağımıza dair sözümüzü yineliyorum, selam ve sevgilerimi sunuyorum.
17 Ağustos 1993
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER