DİRENİŞ ŞEHİTLERİMİZ GELİŞMENİN GERÇEK SAHİBİDİR (3.BÖLÜM)
PARTİLEŞME İLK ŞEHİDİN ANISINA BAĞLILIKTI
Grubumuz ilk şehidin anısına bağlılığını hareketin amaçlarına daha bir derinlik kazandırma, bunu daha ileri bir örgütlülüğe kavuşturma olarak gösterdi. Bağlılığın bir gereği olarak hep daha ileri amaçlar çizme gerçekleştirildi. Vurgulamak istediğimiz; dava arkadaşlığına bağlı olma, anıya üstün değer biçme, onu mevcut koşullar içinde nereye kadar, nasıl ilerletilebiliyorsa oraya götürmesini bilmektir. Ağlamak, sızlamak anıya ihanettir. Çünkü o çok temel bir şey için öne atıldı, onun zaferini ve başarısını istiyordu. Dolayısıyla anıya bağlı kalmak isteyen, eğer tutarlı olmak istiyorsa, şehidin bıraktığı yerden daha güçlü, daha örgütlü, bu anlamda daha kapsamlı bir amaca kavuşturarak yürümeyi bilmelidir. Bağlılığın bundan başka bir tanımı olamaz. Biz tam da bu dönemde böyle yaptık. Amaçlarımızın Parti programına dönüştürülmesi ve gevşek örgütlenme yerine, daha resmi, daha bağlayıcı olan örgütlenmeye dönüşmesinin gerektiğini söyledik. Bu anıya bağlılıktır, cesaret ve öne atılmadır. Bildiğiniz gibi kendimizi bir adım daha ilerletme böyle sağlanmıştır.
Biz anılara bağlılığa her yıl daha güçlü bir eylemlilik ve örgütlülükle karşılık verelim derken, şehitlerimizin de sayısını artırdık. Bu şüphesiz daha sağlıklı olmanın, gerekirse bunun için daha çok fedakarlığın ve cesur davranmanın gereğidir. Ve yapılan da budur. Eğer 1978-79-80'lerde her bakımdan daha yoğun bir gelişme yaşanmışsa, bu özelliğimizle yakından bağlantılıdır. Her yıl dönümünde yürütülen eylemler, hem düşmanı biraz daha geriletti, hem de fedakarlık oranımızı arttırmıştır. Ve bunlar sürekli yeniden bir başlangıç, doğuş anlamına da gelmiştir.
Haki Karer'in anısı Hilvan gerçeğine dönüşmüştür. Şehadetinin birinci yıldönümünde, Halil Çavgun, Hilvan gerçeği içinde ortaya çıkan bir şehidimizdir. Ve Hilvan gerçeği daha sonra kitleselleşen bir gerçek olmuştur. Bu da Siverek direnişine yol açmıştır. Orada da feodalizmin en güçlü bir kalesinin sarsılması, iliklerine kadar bastırılması söz konusu olmuştur. Halil Çavgun'un anısına bağlılık, faşist ve gerici bir çetenin Hilvan kitlesi üzerindeki her türlü baskı ve sömürüsünün yerle bir edilmesi olmuştur. Yöredeki güçlü feodalizmin otoritesinin önemli oranda parçalanmasına götürmüştür. Kürdistan'ın modern ulusal direnişinde dönemin en ileri çıkışına yol açmıştır. Hilvan direnişi büyük bir özgürlük atılımıdır.
Siverek direnişi Partimizin resmi ilanı, eylemle ilanı ve kitleselleşmenin temel adımı olmuştur. Demek ki anıya bağlılık, onu halkımızın gerçeğine dönüştürmesinde ifadesini buluyor. Daha kararlı bağlılık, onun özgürlükçü atılımının gerçekleştirilmesinde bizi şiddetli kararlı bir tavıra itmiştir. Bu direniş gerçeğinin altında şehide bağlılık vardır. Bu anlamda şehidin zaferi söz konusudur.
Partileşmenin bu döneminde görülüyor ki, şehitlerimiz sayıca artmıştı, kitlesel bir temele kavuşturulmuşlardı. O dönemde düşman buna devlet çapında Maraş katliamıyla cevap vererek susturmak istemişti. Biz de direnmeyle karşı koyacağımızı, resmi Parti ilanıyla gösterdik ve bu da gelişmeye yol açmıştır. Bu gelişmeleri korumak için daha fazla çaba, daha fazla kararlılık ve cesaret gösterme gereği ortaya çıkmıştı. Böylece Partiyi yaşatmanın derin endişesi ve çabası içine girilmiştir. Bu bizi Partiyi her halükarda yaşatmak için çareler bulmaya itmiştir. Halkımızın modern ulusal direnişinin kesintiye uğratılmaması için ilk defa yurt dışına uzanabilecek kadar çare aramaya, onu bu tarzda sürekli kılmaya zorlamıştır. Bu da daha fazla direnme, daha fazla sorumluluk demektir. Daha fazla sorumluluk demek ise, daha fazla çaba harcamak demektir. Bu da bütün çareleri düşünüp en uygunlarını gücümüz oranında uygulamamız anlamına gelir. Türkiye'de faşist-askeri rejim kurulduğunda böylesine duygular, çabalar, çıkış yolları içindeydik. Aslında küçümsenmeyecek adımlar da atıyorduk.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER