İÇİNDEKİ SEVDA ATEŞTEN BİR KIVILCIMDIR
Bir Aleviliğin Zerdüştiliğe en yakın olması dolayısıyla, her ne kadar Kemalizm en çok orayı tahrip edip Türklüğün hizmetine sokmuşsa da, aslında Alevilik, son dönemlere kadar yaşayan geri, ilkel de olsa bir Kürtlüktür. Sünnilik etkisinin olduğu yerler biraz daha yabancılaşmış Kürtlüktür. Sünni mezhebinin bu anlamda daha gerici rol oynaması doğal bir sonuçtur.
PARTİ ÖNDERLİĞİ
Gençlik bir ateş gibidir eğer ona yaklaşmasını bilirsen seni ısıtır ve aydınlatır yok eğer bilemezsen ona yaklaşmasını seni yakar ve savurur küllerini bilinmeyen rüzgârlarla ve bilinmeyen diyarlara doğru…
Evet, Baz yoldaşımızda gençlik ruhunun en derinliklerinde hisseden ve aynı zamanda yaşayandır. Onun gözlerindeki ışıltı içinde insanın kendini aydınlık içerisinde görmemesi olası bile değildir. Baz arkadaşımız 1981 yılında Bingöl’e bağlı Kığılı ilçesinde dünyaya gelir. 1986 yılında İstanbul’a göç etmek zorunda kalırlar. Düşman baskılarından kaynaklı ya orada kalıp asimile edilerek ya da fiziki yok oluşla karşılaşacaklar ya da yaşam bulabilmek için metropollere göç etmek zorunda kalacaklardı. Baz arkadaşın ailesi de zorunlu göçü yaparak İstanbul’a yerleşirler. O süreçlerde çok da ön planda olan ve alevi kökenli olanları kendi etkisine almak isteyen sözde Kemalistlerin etkisinde kalırlar. Kemalist geçinen gruplar Baz yoldaşın ailesinin alevi oluşlarını kullanarak asimile politikasını yaşatırlar. Bingöl’de en çok düşmanın kullandığı yöntem alevi-Sünni, Kırmanç-Zazalar arasına ayrım koymaları ve parçalayarak asimile etme tarzlarını kullanmışlardır. Düşmanın tek amacı halkın özgürlük savaşçılarını karşı bir kin ve nefret duygusu aşılayarak onları bir düşman gibi göstermek istemeleridir. Ayrıca gençlerin gerilla saflarına katılmalarını engellemek için bir çabanın sahibi olurlar bu asimile politikaları ile. kendi öz benliklerinden uzaklaşmaları için her türlü yöntemleri kullanır düşman. Böyle bir ortamda kendi öz kimliğini ve bilincini korumaya çalışır Baz yoldaşımız.
Düşmanın bu kadar baskılarına rağmen Baz yoldaş kendini koruması bilir ve gençlik çalışmalarında aktif bir şekilde yer alır. Cephe çalışmalarını yürütür. 96 yılının Kürt halkı açısından çok yoğun geçtiği bir yıldır. serhildanların hat safhadadır. Düşmanın en iyi Kürt ölü Kürttür dediği ve faili meçhullerin çok yaşandığı bir süreçtir. Bu yılda çalışmalara katılmak kelle koltukta dolaşmak gibi bir durumdur. Bunlara rağmen Baz arkadaşımız gençliğin verdiği enerji ile kendi öz benliğinin farkında olarak kendini tamamıyla bu mücadele içine koyar. Onun için önemli olan bir halkın özgürlüğüne kavuşabilmesidir. Bir Kürt olarak kültürünü dilini yaşatamadıktan sonra bireysel yaşamın hiçbir anlamını olduğunun bincindedir. O süreçlerde ‘ bireyin ancak kendini toplumuyla var edeceğini söyler’ bireysek yaşamı dayatan ailesine karşı bir isyan çıkararak soluğunu özgürlük mekânlarında alır.
2002 de gerilla saflarına katılır. Eğitime katılımında algılama ve algıladıklarını yaşama yansıtma çabasındadır sürekli. Ayrıca Aleviliğin yaratmış olduğu bir özellik vardır Baz arkadaşımızda. Hümanist yönü önde olan bir arkadaştı. ve arkadaşlara yardımcı olmayı ve bunu bir militanında olması gereken bir özellikler olarak görür. Alevilikte insanlar arasında ayrım olmaz ve o da hiçbir zaman ayrım yapmazdı. Düşmanın yıllarca yaptığı böl parçala yönet anlayışını başta kendi ailesi ve Kürt halkı şahsında bunu bütün çıplaklığıyla görür. Ve kendine esas aldığı noktalardan biridir. Şunu dile getirir ‘ düşmanın bizim halkımız üzerinde yürüttüğü bu imhacı ve ayrım koyan politikalarına karşı ben bu özgürlük mekânlarında bu ayrımı yoldaşlarıma yapmayacağım’ ve bu özelliğini sürekli yaşatır.
Gelişmeye açık bir arkadaştır. Kendi önerisi ile özel kuvvetlere gider. Oradaki katılımı çok aktif ve canlıdır. Her arkadaşın gözdesi olur. Yaşam onun için yoldaşlar ortamında her anda bir şeyler yapmanın heyecanı ve istemiydi. O kadar yoldaş canlısı bir arkadaştır ki bütün arkadaşlar onun bulunduğu yerde olmak isterler.
‘PKK yeni bir doğuştur ve bu yeni doğuşta attığım adımların ne kadar değerli olduğunu düşünüyorum. Yeni doğan bir çocuğun emekleme süreci, ayağa kalkabilme çabası ve zaman zaman da düşme anıdır benim için. Yürüdüğüm patikalarda şehit arkadaşlarımızın bizleri izlediklerini düşünürüm her an. Ve anlam verme gücüm daha bir çoğalır. Moral kaynağım bir yoldaşımın gözlerinin içinin güldüğünü görmektir. Heval kelimesinin içimde yarattığı heyecanı ve kutsallığı anlatmak için onu tanımlayabilecek hiçbir cümle bulamam…
heval… Meltem rüzgârlarının yarattığı tatlı bir esinti, huzur veren Dicle suyunun akışı ve Munzur’un coşkusu gibi yüreğimde bir yer edinir.’ Harekete ve yoldaşlara karşı duygularını böyle ifade eder Baz arkadaşımız.
Gök ve yerin birleştiği
Ufuk gibidir yoldaşlık
Birbirinden kopmayan
İki parça
İkisi de sonsuz uzanır.
Denizlerin enginliği bitimsizliği gibi
Göğün maviliği gibi alabildiğine geniş.
Aynı düşün yolcuları olmak
Aynı sevdadan
Aynı kalp atışında kilitlenmek gibidir.
Soğuk ve kirli yüzüne
Bitmeyen ihanetin kancıklığına
İnen hançer gibidir yoldaşlık.
“Şehitler bir yaşamdır,
Hep sürüp giden”
PKK’nin yeniden inşa sürecini değerlendirirken içinde yaşadığı duyguları ve yarattığı heyecanı ‘ yapılanmanın ideolojik, politik, örgütsel çerçevesi Önderlik tarafından çizilmiş ve ne anlam ifade ettiği ortaya konulmuştur. Kozmostan kuantum fiziğine ve atom altı parçacıkların hareketliliğine kadar en gelişmiş bilimin yardımıyla yeni bir evren ( canlı doğa) tanımına giderek yapılanmanın zihniyet boyutu oluşturulmuştur. Ve bunun doğa toplum, tarih ile olan diyalektik bağı ortaya konulmuştur. Bu anlamda eski zihniyete dayalı yapılanmaların ( devlet, sınıf, parti vb.) tarihsel çözümleme çerçevesinde eleştiri yapılmış ve ezilenlerin yeni bakış açısı oluşturulmuştur. PKK’nin yeniden yapılanması bu çerçevede gündeme gelmiştir. Bu da eski zihniyete dayalı olarak şekillenmiş mevcut kadro duruşunun da etkisi vardır. Köleleştirilmiş Kürdün dirilişi olarak doğan PKK hareketinin yeni bir zihniyet kazanması ve yeniden yapılanma ile çağdaş özgür Kürdün yaratılması amaçlanmıştır.’ Bunları kendi raporunda yeniden yapılanmanın ne anlam ifade ettiği ve bunları yazarken de ne kadar heyecan ve mutluluk duyduğunu hissedilebiliniyor.
2007 yılı örgüt içerisinde yoğun geçen bir yıldır. Özelde de Botan sahası için bu daha belirgin kazanır. Botan gerillanın savaş karargâhı olur yıllarca. Fakat o süreçlerde içte yaşanan tasfiyecilikten kaynaklı çok daha tarihin kendisine biçtiği rolü yerine getiremez. Tasfiyeciliğin en çok kullandığı nokta ise ateşkes sürecini yanlış değerlendirerek meşru savunma çizgisinde muğlâklık yaratmak ve kendi kişiliklerini orada konuşturmak tek gayeleri. Ve yine bundan kaynaklı birçok arkadaşta yaşanan bir durumda kendilerini sanki barış havasında yaşarlar. Tabiî ki düşman bu gafletten yararlanarak operasyon üstüne operasyon yapar.
Bir sonbahar sürecinde yaşanan baskınlar arkadaşlar açısından bir zorlanma yaratır genel anlamda. Bu yüzdende noktada uyulması gereken bütün gerilla kurallarına uymaya ve uygulamaya çalışırlar. Bilirler kışın ortasında çıkmanın zorlayıcılığını.
Bir kış gecesi vahşi kurtların bile dışarıya çıkmaya korktuğu ve korku filmlerini aratmayan zifiri karanlıkta düşman amansız bir arayışa çıkar. Botan alanında ve özelde de Gabar bölgesinde bilir gerillaların oralarda yaşadıklarını. Geniş kapsamlı bir operasyon yaparlar Baz yoldaşın bulunduğu alana.
Baz yoldaş yaralı bir şahin misali gökyüzü semalarından süzülerek toprak ananın o sıcak kollarına bırakır kanayan bedenini… toprak ana der ‘ sen ne çok yiğit ve güzel yoldaşlarımızı bağrında yaşattın bana sıra geldi ve aldın beni o sıcak kollarına’ sözleri ile şehitler kervanında yer alan arkadaşlarına buluşma özlemi ile kendini bırakır o şefkatli kollara…
Baz yoldaş dendiğinde ilk aklıma gelen hümanizmdir. Özdeşleşmişti bu kavramla. Yaşadığı süreçlerde kendine hep esas alırdı.
Evet, Baz yoldaşın şahsında bütün devrim şehitleri önünde saygıyla eğiliyoruz ve onların yarım bıraktıklarını sonuna kadar götüreceğimize dair sözlerimizi yeniliyoruz.
DEVRİMCİ SELAM VE SAYGILAR
BAZ RONİ ARKADAŞIN ANISINA
YORUM GÖNDER