BERİTAN ÇİZGİSİNİ TAKİP EDİN!
PKK tarihinde de büyük zihniyet ve ilkesel bağlılık abideleri vardır. Haki, Mazlum, Kemal, Mehmet Hayri, Ferhat, Mahsum, Taylan Özgür, Berzan Öztürk, Zilan, Beritan, Bermal ve adlarını yazamayacağımız kadar uzun listeler halinde büyük partili olmayı başarmış yoldaşlık örnekleri vardır. Bunların hepsi okunması gereken bir kitap kadar anlam ifade ederler. Buna karşılık hain, dönek, yoz, gevşek, sefil, ufuksuz, günübirlikçi birçok öğeye de rastlamak mümkündür. Yine hamalvari çalışıp büyük zihniyet ve programsal değerden yoksun olanlar da çok sayıda bulunmaktadır.
Şehit Beritan çizgisi benim için çok önemli. Beritan’ın anısı ve çizgisi diyorum. Şehit Beritan’ın yaşamını çizgileştirmeliyiz. Bana bir mektubu vardı, yanılmıyorsam tek mektubudur. Derin, entelektüel gücü olan bir arkadaştı. Teslim olmuyor, ilkel milliyetçilere teslim olmadı. Ferhat onlar teslim oluyor. Bu bir çizgidir. Kendini kayadan atıyor. Bu bir intihar değil, bir özgürlük çizgisidir. Sosyal reform çizgisi falan değil. Sosyal reformcular bunu anlamazlar. Bu kadının büyük onuru, büyük direnişidir. Bu, önemlidir. Ortadoğu’nun kördüğümünün çözülmesini, kadın özgürlüğü sağlayacaktır. Benim beş bin yıllık bir formülüm vardı. Neolitikten günümüze, tanrıça kültürünü gündemleştiriyoruz. Buna cinsiyet devrimi diyorum. Kadının büyük özgürlük hareketini yaşamsallaştırsınlar. Kadınlar sağlam dursunlar. Hiçbir endişeleri olmasın. Sonuna kadar kendilerine güvensinler. Ortadoğu’yu bu çözecek.
Bana çizgiye bağlı dürüst bir tek Kürt kızı veya Kürt erkeği de kalsa yeter. Hiç önemli değil gitmek isteyen gidebilir. Benim için Özgürlük Mücadelesi önemli. Benim mücadelem özgürlükçü ve kendi özgücüne dayanmadır, kimsenin askeri olmamadır. Öyle bir para, dolar ve karı ile satılacak bir mücadele değildir. Size bir şehidimizi hatırlatayım. Şehit Beritan. Güney savaşında şehit düşen Gülnaz Karataş (Beritan) arkadaş, özgürleşme yönünde büyük bir çabaya sahipti. Bu arkadaşın bana gönderdiği bir raporu vardı. Daha şehit olduğunu duymamıştım ve bu arkadaş hep aklımdaydı. "Önderliğin çözümlemelerinden yararlanarak bir roman denemesi yapmak istiyorum" diyordu. Bizde hiç kimse şimdiye kadar böyle bir söz söylememişti. Oldukça ilgili bir arkadaştı. Bu arkadaşı bir görüp tartışsaydım iyi olurdu diyordum. Daha sonra şahadet haberi geldi. Çok kahraman bir kızdı. Rubarok karakol eylemine takım komutanı düzeyinde katılmış ve bu eylemde yaralanmıştı. Yaralı olduğu halde, Güney savaşımı cephesinde en önde tavır almış; orada da mermileri tükeninceye Kadar mevzide kalmıştı. YNK’liler bir kayalıkta uçurumun kenarında Beritan’ın etrafını çeviriyorlar, çembere alıyorlar. Teslim ol diyorlar, öyle teslim ol derken de seni Türkiye’ye teslim edeceğiz diye değil, gel kardeşiz sana işkence etmeyeceğiz, gel sadece aramızda kal diyorlar. Ama Beritan bunun gerçekten böyle olmadığını biliyor, özgürlüğüne düşkün, bu durumu kendi onuruna yedirmiyor "Siz düşmanla işbirliği yaptınız, Güney’den Kuzey’in devrimine saldırıyorsunuz, sizler hainsiniz, size teslim olmam" Parti Önderliği'ni de slogan düzeyinde haykırarak kendini uçuruma atmıştır. Beritan sonsuz özgürlük ve Önderlik çizgisine sahipti. Benim için önemli olan Beritan çizgisinin savaşımıdır. Ben kimsenin askeri olamam, benim mücadelem özgürlük mücadelesidir. Peşmergeler işte gidelim PKK’deki bayanları alalım diye yaklaşıyorlar, yaklaşımları ortada bunlarla neyi koruyacaksın. İşte esas aldığım özgürlük çizgisi budur. Ama o Kürt gericiliğine teslim olmam diyor, özgürlüğü esas alıyor. O kızın özgürlük onurunu korumak boynumuzun borcudur.
Bu anlamlı ve çok cesur bir eylemdir. Aslında teorik olarak güçlüdür; salt yurtseverlik veya direnişçilikten kaynaklanmayan, aynı zamanda çözümlemeleri de oldukça derinliğine anlamaya çalışan birisidir; çünkü onları daha da boyutlandırmak istiyor. Bu durumu bu yoldaşımızdan iyi bir çözümleyici çıkabileceği anlamına geliyor. Anlamakta kararlı olan ve bunun için her türlü kahramanca direnişçiliği sergileyecek kişilikler de çıkıyor ve buna değer vermek gerekiyor. Bu arkadaşın anısına iyi karşılık vermek gerekecektir. Bunlar öyle basite alınacak kişilikler ve tavırlar değildir.
Beritan Bizim Jeanne D’Arc’mızdır.
Beni takip eden kadınlar var. Bu zihniyetin karısı, kızları olmaktan daha rezil bir şey olamaz. Yüzlercesinin anısına akıllı ve edepli bu kızlarımızın siyasette kendilerini güçlendirmeleri, karılaşmaya düşmemeleri, kişiliklerini korumaları gerekir. Karılaşan kadın karılaşan halktır, karılaşan kadın karılaşan ülkedir. Karılaşan kadın başkalarının kirli hanesi olur, bir değeri de yoktur. Tek başına yaşamayı göze almaları gerekir, ölümü göze almaları gerekir. Vasiyetim ve öğüdüm budur. Beritan bize vasiyettir. Ben onu mu, Osman’ı mı esas alacağım? İnsan düşerse çok kötü düşer, hayvandan da beter olur. O kızı unutabilir miyiz? O mesajdır. O bize çağrıdır. O bizim için bir Jeanne D’Arc’tır. Onun gibi yüzlercesi var. Onu esas alacağız, onurumuzdur. Onun eylemi sevdanın, onurun eylemidir. Biz onun olduğu yerdeyiz. Son ferde kadar savaşacağız. Şeref ve özgürlük için, onur için savaşacağız.
Aranızdan Özgürlük Önderleri Çıkması Çok İyi Olur.
Kızlarımızı uyaracağım. Kadınlarımız bu konuda çok uyanık olmak zorunda. Beş bin yıllık bir fırsat yakalanmış. Her birine, hepinize birer saray bile verseler yüzlerine tükürün. Kızlar kıyameti koparsın, tekrar sizleri cendereye sokmak istiyorlar. Büyük bir oyun var kadınların üzerinde. Herkes dağdan inse bile, onlar kendilerinin onurlu barışı sağlanıncaya kadar mücadele edecekler, inmeyecekler.
Aranızdan güçlü özgürlük önderleri çıkmazsa, kendinizi yaratamazsınız. Özgür kadın tipinizi yaratamazsınız. Çok ilkeli olmak kadar, yalın bir pratiğe de sahip olacaksınız. Eğer gelişemezseniz, yaşantınızın da bir anlamı olmaz. Çok ucuz bir tarzda, bir erkeğe dayalı yaşamak sizler açısından çok kötü bir durumu ifade ediyor. Özgürlüğü tutturamayan, bir sosyal ilişkiyi, bir aile ilişkisini, özgürlüğü baştan köreltmez mi? Tabii ki köreltir. Bunu bile aşamıyorsunuz. PKK Önderliği bu konuda da sandığınızdan daha fazla özgürlüğe, özgürleşecek kadına inanıyor. Pratikte gerçekleşebileceği tarzda koşullarını her düzeyde yaratmaya ve oluşturmaya çaba harcıyor. Her şeyden önce özgürleşecek kadına, kadının özgürlük önderliğinin çıkabileceğine inanmak gerekir. Fakat bunu çok yerinde ve kadınlarla birlikte kanıtlamak zor değil. Bu boynumuzun borcudur.
Size onurlu, saygılı ve yüksek değerde konum biçmek istiyoruz.
Yapmanız gereken işler az mıdır? Düzeltmeniz gereken, çaba sarf etmeniz gereken şeyler yok mudur? Yaşamınıza bakıyorum, ilişki dünyanıza bakıyorum ve kahroluyorum. Bunu yaşayanlar sizlersiniz. Bir ölüden farklı olmayan, imha olmaktan öteye gidemeyen bir yaşam nasıl kabul edilebilir? Bunlar bir alay konusudur. Sizler için de geçerlidir. O zaman özgürlük çabanız ne kadardır? Bu anlamda sarf edilen çabayı destekliyoruz, elden gelen çabayı destekliyoruz. Bunun dışında bir tutum beklenilmemeli. Zaten çözümlemelerde birçok şeye değindik. Çözümlemelerden hareketle, giderek bir takım sonuçlar çıkarmayı bilmek gerekir. Üstelik onlar boşa söylenmiş sözler değildir. Oldukça içerikli sözlerdir, anlatımlardır. Bu anlatımların iletilebileceği ve sizin alabileceğiniz çok şey var. Yaşam her gün bir savaş biçimiyle ve bunun çabasıyla yüklenecek görevlerle yüklüdür. Gözden geçirmek gerekiyor. Tutum almak ve görevlere yüklenmek vazgeçilmezdir. Bunu bileceğiz. Başınızdaki erkeklik dünyasını sarsmadan, yıkmadan yenisini yapmak mümkün değil.
Kürdistan'da kadın neden çok düşürülmüştür?
Neden kendini kaybetmiş koyun gibidir? Bazıları kendi özgürlüğünü kaybederken, adeta koyun gibiler. Çoğu sorumsuz bir durumda yaşıyor. Sizin düşkünlük dereceniz, ölçütünüz, aynı zamanda erkeklerin düşkünlük derecesi ölçütü oluyor. Bütün toplumsal temellerdeki düşkünlüğü kabul ederek, bütün ulusal özelliklerdeki aşınmayı kabul ederek, bu temelde aileye ve erkeğe evet demek; bizim için kabul edilemeyecek, hatta kenarından, kıyısından bile geçilemeyecek bir durumdur. Dolayısıyla, ulusal ve toplumsal açıdan düşkünlüğümüz en ileri düzeydedir. Ayrıca erkeğin büyük sorumsuzluğu, kadının düşkünlüğünden kaynaklanıyor. Çok kötü bir kadın olmayı, çok aşırılaşmış kadın olmayı kabul etmemenin, hiçbir özgürlük ilkesine dikkat etmeyen ilişki dünyasını kabul etmemenin, erkeğin çok yaramaz olmasını, sorumsuz olmasını kabul etmemenin gereği açıktır.
Erkek, bir kadın için her şeyi yapar, ama temel değerler için hiçbir şey yapmaz. Bu Kürdistan ailesinin doğasında vardır. Bir erkeğe dayanılarak asla yaşanılamaz. Bu nedenle diyorum ki, günlük ilişkilerinize dikkat edin. Ne var ki, ilişkilerinize dikkat etmiyorsunuz. Büyük çabalarımıza layıkıyla cevap verme yerine, onu istismar ederek vakit geçiriyorsunuz. Yeniden yapılandırma nerede? Özürlük önderlerini yaratma çabalarınız nerede? Bakıyorum, fazla çabanız yok. Toplumda başa bela ettiğiniz ilişki tarzınızı, parti içine taşıyarak başımıza bela oluyorsunuz.
Mücadeleye kadınların katılması gerekiyor ki, bu oldukça saygıdeğer bir çabayla sonuç alınması gereken bir durumdur. Bu olanağı çok ucuz kullanıyor olmanız, sonuçsuz bırakmanız tek taraflı oluyor.
Özgürlük savaşçısı olmak kolay değil.
Bu konuda sürekli bir mücadele içinde olmamak, bana göre özgürlük ilkesinin gereklerine göre yaşamamaktır. Kısacası toplumun ucuzca ortaya koyduğu ilişkiler ve onun bir parçası olarak bunalımların kabul edilemez olduğu kesindir. Bu gerçeği değiştirmemek görevlerine sahip çıkmamak demektir. Sonuçta kaybeden daha çok siz olursunuz. Çözümlemeler bunu açıkça ortaya koydu. Önderlik, partiyi özümsetmeye çalışmıştır. Bunu hayata geçirmek esas itibarıyla öz görevinizdir. Bu konuda yanlış katılmanız, ağır sorunlar yaşamanız PKK'ye mâl edilemez. Böylesi bir tavır içinde olmak, olsa olsa partiye ad yakıştırmak olur. Bu ad yakıştırma durumu büyük bir yanılgıdır. Oysa PKK en disiplinli, özgürlüğe en çok değer veren hareketin adıdır. Ve siz, kendinizi bu tutumlara göre yeniden yaptığınız anda yürüyebileceğiniz bir harekettir. Başka alanlara görevli olarak sizleri gönderdiğimizde, parti bu temelde rol oynayacaktır. Fakat partiye katılımı doğru yapmak gerekir.
Devrim, savaş, askeri, siyasi örgütlenme gibi, birçok görev yürütülürken, özgün bir görevin olduğunu asla, hiçbir zaman unutmamakla, sürekli göz önüne getirmeyle özgür kalabilirsiniz.
Sizlere ilişkin yapmaya çalıştığımız bu çözümlemeleri daha da geliştirmek gerekiyor mu? Bu biraz da iç dünyanızın durumuna bağlı. Kendinizdeki gelişmeler hangi düzeydedir? Ben gerçekçi bir adamım. Bu konularda çok gördüğünüz, bildiğiniz kişiliklere benzemem. Benim ölçülerim çok farklı! Kadın konusunda da öyleyim. Belki de bildiğinizin, sandığınızın çok ötesinde ve üstündedir. Böyle normal, sıradan bir düzen adamı olmak, kendi güdülerine göre, ihtiyaçlarına göre yönünü çevirmek gibi bir sıradanlık bende fırsat bulamaz. Kendi kendini yürütme durumunda olan bir kişilik. Umarım yanlış anlamıyorsunuz. Belki de oldukça değerlendirmeye çalışıyorsunuz. Veya yalnız içinizden geldiği kadarıyla değerlendiriyorsunuz. Ben, kadın dünyasının her zaman sömürgeciliğin etkisi altında olduğuna ve kadının çalınmışlığına inanıyorum. Yaklaşımlarımın bu bakış tarzıyla yakından ilgisi ve bağlantısı vardır.
Sizin dünyanız, çalınmış ve kandırılmış kişiliklerin dünyasıdır.
Dünyanıza böyle bakıyorum. Dolayısıyla sizlerin çalınmışlıktan, kandırılmışlıktan kurtulmanız gerekir. Benim davranışlarıma egemen olan bakış açısı, kadına ve dünyanıza bakış açım budur. Belki siz kendinizi böyle sanmıyorsunuz, ama bana hakim olan anlayış budur.
Özgür kadın çözümlemesi, özgür kadının ortaya çıkış olanağını burada bulmamız, en çok kıvanç duyduğum ve buna "başardık" diyebileceğim çalışmalardandır. Belki siz ulaşmayabilirsiniz, belki henüz bunu görme gücünüz bile olmayabilir, ama yaptığım çalışmanın bilincindeyim. Kadın özgürlüğü altın harflerle değerlendirilebilecek tarihi bir çalışmadır. Sonuçları, yaşam üzerinde mutlaka etkili olacaktır. Özgürlük dünyasına büyük bir temel teşkil etmekte, ekmek-sudan daha önemli bir çalışmadır. Yaşanılacak her şey burada doğaldır.
Kadın-erkek ilişkilerine burada çok zengin bir içerik katarak, eşitliğe ve özgürlüğe saygıdeğer bir yaşama giden yolun temeli, burada oldukça çözümlendi, açıklandı ve kararlaştırıldı. Eğer biraz ısrarlı takipçisi olursanız, göreceksiniz en anlamlı yaşam kurulacaktır. Ama bu mücadele isteyecektir. Unutmayın ki, tüm önemli özgürlük adımları mücadele ile kazanılır. Bir özgürlük ne kadar değerliyse, uğruna o kadar çaba, mücadele, hatta savaş verilir. Kolay kazanımlar bilin ki fazla değerli değildir. Zor kazanılanlar, en değerli olanlardır.
Burada yeniden yaratıldınız, yeniden yaşamın özgür ve kabul edilebilir sınırına getirildiniz. Bundan sonraki adımları atmak tamamen size bağlıdır. Tam olarak istediğimiz gibi olmasa da, sizlerle daha iyi yaşanabilecek... Toplum sizinle daha bir zenginleşir, yoldaşlar sizinle daha başarılı yürüyüşler yapabilirler. Gücünüzü, kadınlığınızı böyle kullanacaksınız. Büyük bir güçtür. Bu kıvanç verici bir yaşam süreci olacaktır. Horlanmış, ciddiye alınmayan, hep arkalarda idare edilen yaşam mahkumu kadın yerine; saygı kazanmış, eşitliğe yakın, bir yük değil yaşamın güçlü bir ortağı olmayı bilen adımlara sahip kadın kazanılması ve uğruna her şeyin verilmesi gereken özgür kadın olacaktır. Bundan sonra da bu temelde yaklaşacağız ve başaracağımıza da inanıyoruz.
Kısaca iyi bir çalışma dedik. Birlikte yürüdük. Sizleri sert eleştirdik. Zaman zaman zorladık da. Olabilir, fakat hedef özgürlük ve kazanmak olduğuna göre makbulümüzdür diyeceğiz. Son tahlilde bütün bu zorlukların sonucu kazanmak ve özgürlük ise, bütün bu kahramanca direnişler yerindedir.
PKK çizgisinde teslim olmayan kadın tipi yaratılmıştır.
Hala kadın özgürlüğünü anlamamışlar. Beritan çizgisini boşuna söylemedim. Beritan direnişi bizde bir tarzdır. Bu arkadaş teslim olmadı, kendini uçurumdan attı. Dokuz tane kız vardı, bir govend bağlayıp bombayı kendilerinde patlatarak şehit oldular. Sırf ele geçmemek için bunları yaptılar. Bunların hepsi bizim için kahramanlardır. Bizim çok soylu direnişçi kadınlarımız var. Kendini yakanları da burada ayrıca anıyorum. Çağdaş olmak isteyenler gitsin çağdaş olsunlar. Avrupa’ya, bilmem nereye gidiyorlarsa gitsinler. Bu tanrıça şeyini bir kültür olarak söylüyorum. Magazin diliyle söylemiyorum. Bu kültür canlandırılacak. Erkek anlamak bile istemiyor. Başka türlü özgür yaşam olmaz.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER