DEVRİMCİ KÜLTÜR ve AHLAK 3.BÖLÜM
DEVRİMCİ KÜLTÜR ve AHLAK 3.BÖLÜM
0 Yorum
967
19-09-2021

Kültürel Farklılıklar İnsanın Doğayla Kurduğu İlişki Biçiminden Doğar;

Ana başlıklar biçiminde kültür derken neyi kastetmeye çalıştığımız, kültürden neyin anlaşılması gerektiği konusunda dile getirebileceğimiz noktalar bunlardır. Somut olarak kültürleşmede bu noktalar çok önemlidir. Şimdi bunlar genel tanımlamalarımız oluyor. Bütün toplumlar için herkesin bir şekilde yaptığı şeylerdir bunlar. Bu çok genel bir çerçevedir, fakat biz biraz daha özgünleşmiş noktalara eğilelim. Bunu yapmamız için kültürel farklılıklardan bahsetmemiz gerekiyor. İnsanlar biyolojik olarak birbirine benzerler. Yani insanlar arasında herhangi bir fark yoktur. Temel güdülerin karşılanması noktasında bütün insanların başvurduğu yöntemler üç aşağı beş yukarı birbirine benzerken, farklılıklar görülmeyecek kadar azdır. Bütün insanlar düşünür ve konuşurlar. Bütün insanlar yaşamlarını bir şekilde idame ettirmek için toplumsallaşmışlar ve bu biçimde kendilerini var etmişlerdir. Fakat bu benzerliğe rağmen, biz günümüzden hareketle yaşam içinde bir sürü farklılığın gerçekleşmiş olduğunu biliyoruz. Örneğin bir sürü düşünce sistemi, dil, kültür ve kimlik vardır. Bir iş çok çeşitli biçimlerde ve tarzda yapılıyor. Bunlar nasıl gelişiyor? Genel bir insanlıktan bahsediyorsak, insanlar arasında da bu kadar köklü bir benzerlikten bahsediyorsak, bu farklılık ya da değişiklik nasıl ortaya çıkıyor? Bu, kültür açısından özgün bir durumdur. Kültürel farklılığın neden kaynaklandığını da anlamak gerekir. İnsanlar neden kültürel bir farklılık yaratma gereği duymuşlardır?

Madem hepimiz düşünüyoruz, düşünce de aklın bir ürünüdür diyoruz, her insanın duygu ve düşünceleri var diyoruz. O zaman neden tüm insanlar birbirine benzer düşünmüyorlar? Bütün insanlar açısından söylüyoruz: Neden tek bir düşünce yok, neden tek bir biçimde köy kurma yok, neden tek bir biçimde ziraat yapma yoktur? Neden bütün insanlar aynı dilde konuşmuyorlar, yani neden bu kadar farklılık oluşmak zorunda kalmıştır? Bu biraz özgün bir konudur. Bilindiği gibi, burada şöyle bir durum söz konusudur: Bir kültür nerede, hangi koşullarda, hangi temeller üzerinde şekillenmişse, onun üzerinden bir gelişimi yaşar. Burada bizim dikkat çekeceğimiz ya da göz önünde bulundurmamız gereken nokta, insanın coğrafyayla olan ilişkisidir. İnsan elde ettiği ürünlerin tümünü doğadan devşiriyor. O zaman insanların üzerinde yaşadıkları coğrafya parçasında kendileriyle doğa arasında kurdukları ilişkiler çok önemli oluyor. Coğrafyanın insana sunduğu imkânlar ve o coğrafyanın biçimi, çok somut bir şekilde düşünce ve dil üzerinde etkide bulunuyor. Bu da insanların farklılaşmasında köklü bir rol oynuyor. Bunu biraz daha somutlaştırırsak, Kürdistan’daki köy yaşamı, evlerin biçimi ve ev sayısının çokluğu veya azlığı, köydeki tarım biçimi, ürün zenginliği, ürünlerin ortaya çıkarılması için başvurulan yöntemler ve bu yöntemlerin pratikleşmesi için Kürt köyünün ilk süreçlerden beri kullandığı araçlar Hindistan’daki köy kültüründen ya da Nil vadisindeki bir köyünkinden farklıdır. Çünkü kültür konusunda doğayla ilişki ve çelişki dedik, insanların ihtiyaçlarından bahsettik. İhtiyaçların giderilmesi için, önce doğanın insana sundukları var, insanın bunları tanıması gerekir. Ya da ihtiyaçların doğanın özelliklerine dayanarak giderilmesi gerekir. Doğada bir canlı olarak ölmeden yaşamak isteyecekse, bunun için insanın doğanın dayattığı zorluklara çare bulması ilk adımdır dedik.

Coğrafi farklılık, her alanda iklimsel koşullara bağlı olan insanlara imkân sunuyor ya da zorluk çıkartıyor. Örneğin Hindistan’da bir köyün çamurdan yapılması fazla mantıklı olmaz. Yani Hindistan’da ev yapılırken, köy inşa edilirken çamurdan kerpiçle yapılmaz. Çünkü Hindistan’ın iklimi tropikal bir iklimdir ve sürekli yağmurlu bir hava vardır. O zaman bu yağmur karşısında kendisini korumaya alacaksa, bir insanın önce yağmurdan etkilenmeyecek bir madde bulması gerekir. Mezopotamya coğrafyası sıcak, aynı zamanda soğuk bir coğrafyadır. O zaman buradaki insanların kendilerini soğuğa ve sıcağa karşı koruyabileceği bir ürünü, doğada bu ürünün yapılmasına imkân sunan maddeyi tanımaları gerekecektir. Her iki insan da aynı ihtiyaca cevap veriyor. Ama doğanın dayattığı sorun farklıdır: Bir yerde yağmur, bir yerde de sıcak ve soğuk vardır. Onun için Mezopotamya’da insanların bulduğu yöntem çamurdan ev yapmak olmuştur. Bunun için kerpiç icat edilmiştir. Hindistan’dakiler de kamıştan ve yapraktan ev yapmışlardır. Hindistan’ın coğrafi koşullarında yerleşik yaşamın gelişmesi için insanların kesinlikle ağaçlardan, yapraklardan ve kamışlardan ev yapmaları gerekecektir. Çünkü çamurdan barınak yağmura dayanmaz. Bu, doğa ile insan arasında kurulmuş harika bir ilişki biçimidir. İlk insanlık dönemlerini düşündüğümüzde, bunun basit bir yaratım olmadığını anlarız. Bugün nanoteknoloji dedikleri şey günümüz insanı için neyse, doğanın dilinden anlayarak yaşamayı başarmak da aslında aynı şeydir; hatta toplumsal yaşamın ilk dönemleri açısından ikincisi bundan daha büyük bir yaratımdır. Nanoteknolojiyi üst üste birikmiş tecrübelere dayanarak yapıyorlar. O dönemlerde yapılan her şey ilktir. Bunun için insanın toplumsal karakteri ve düşüncenin gelişim seyri düşünüldüğünde, Mezopotamya topraklarında yapılmış kerpiçten bir kulübe bugünün gökdelenlerinden kültürel olarak daha anlamlıdır, daha değerlidir.

Kültürel farklılıkların oluşması, insanın doğayla kurduğu ilişki biçiminden doğar. Yani farklı toplumlar, bu toplumların farklı kültürel değerlere sahip olması birilerinin canı istediği için değil, doğa ana emrettiği için öyle oluşmuştur. İşte tam da bu noktada egemenlerin toplumsal farklılıklara yaklaşımlarını, bu farklılıkları ele alış biçimlerini hatırlayalım. Örneğin dinler “Tanrı böyle istedi” diyorlar, kapitalistler “Ulusu ve ulus değerlerini biz geliştirdik” diyorlar. Ne kadar büyük bir yalan, değil mi? Biraz önce verdiğimiz örneğimizi biraz daha irdeleyelim. Çamurdan ev yapmak için bir sürü aşama gerekiyor. Ağaçtan, yapraktan ya da kamıştan ev yapabilmek için de farklı bir süreç ve aşamalar gerekiyor. Çamurdan kerpiç, kerpiçten ev yapmanız için farklı araçlara ihtiyacınız vardır. Kamıştan, yapraktan, ağaçtan ev yapmanız için farklı araçlara ihtiyacınız vardır. Bu basit bir örnek gibi gelebilir, ama bunu yaşamın her alanına yayalım. Bu sadece barınak açısından dile getirdiğimiz basit bir örneklendirmedir. İnsanların bunları yaparken, kendi aralarında kurdukları ilişkileri, bu emek sürecinde gereksinim duydukları araçları yaparken başvuracağı farklı yöntemler gibi. Bütün bunlar kökleştikçe, insan düşüncesinin diyalektiğine bağlı çok değişik anlamlar ortaya çıkmış oluyor. Pratik insanları düşündürür. Düşünce pratiğe neden olur. Bir de böyle zincirleme bir diyalektik vardır. İnsanın gelişimi açısından bir kere bu diyalektik işlemeye başladıktan sonra bunun önü alınamaz. Bu derinleştikçe coğrafyayla olan ilişki, köklü bağlanma, coğrafyayla insan arasındaki bu diyalektik birliktelik her coğrafyanın kendi koşulları içinde farklı bir kültürel yapılanmanın ortaya çıkmasına neden olur. Duyguda bunun yansıması yurtseverliktir.

Yurtseverlik, toplumların yaşadıkları topraklarda doğanın kendilerine sundukları imkânlara minnet borçlarıdır ve oldukça insani olan bir kültürdür. Mezopotamya ve Hindistan coğrafyaları karşılaştırması temelinde verdiğimiz örnekle devam edelim. Hindistan için testere ya da benzer kesici bir alet çok önemli bir araçtır. Kürtler ya da Mezopotamya hakları için de kürek çok önemli bir araca dönüşmüş oluyor. Kürek bir Mezopotamya köylüsü için vazgeçilmez bir araçtır. Testere de Hindistan’daki bir köylü için vazgeçilmez bir yaşam aracıdır. Bunu biraz daha derinleştirelim. Bir Mezopotamya köylüsü için testereyi kırmak çok fazla önemli değildir. Çünkü bu alete çok fazla ihtiyacı yoktur. Ama bir küreği kırarsanız, bu durum çok farklı bir duyguya neden olur. Çünkü burada ev onunla yapılıyor. Bir de koruma güdüsü temelinde olaya bakalım. Hindistan’da yılanlar ve maymunlar çoktur; Mezopotamya topraklarında ise kurt ve ayı gibi vahşi hayvanlar daha çoktur. Her hayvanın insan karşısında bir refleksi vardır. Her hayvan insanla karşılaşınca bir pozisyona girer. Her hayvanın saldırganlığının yol açtığı bir çatışma biçimi vardır. Mezopotamya topraklarında yaşayan bir insan için kobra yılanı çok fazla bir şey ifade etmez. Çünkü kobrayı bilmiyordur. Ama kurt ve ayı için aynı şey geçerli değildir. Bunlara karşı kendisini korumasını öğrenir. Bunlardan korkar. Bir Mezopotamya köylüsünün kobrayı gördüğünde korku duygusu başka olur, kurt ve ayı karşısında başka olur. Bütün bunları yaşamın her alanına uyguladığımız zaman ne olur? Kültürel yaşamın çeşitliliği, zenginliği ortaya çıkar. Bu da dile yansır, türküler ve masallara yansır, halk danslarına yansır, atasözlerine yansır. Kültürel farklılık toplumsal yaşam geliştikçe, ihtiyaçlar karşılandıkça, bu ihtiyaçların karşılanması amacıyla insanlar araç yaptıkça kökleşiyor.

Mezopotamya köylüsü ilk etapta testereyi bilmez, bu yüzden ona isim koyma gereği de duymaz. Hindistan köylüsü de belki küreği bilmez, küreğe isim koyma ihtiyacı duymaz. O zaman Mezopotamya dillerinde küreğin bir ismi olur. Hindistan dillerinde ise testerenin bir ismi olur. Bu diyalektik dilde kendisini yansıtır. Hindistan’daki bir insan, bir topluluk kobra yılanıyla ilişkisini anlatırken bir davranış, bir dans, bir figür ortaya çıkarır. Mezopotamya köylüsü de kurda ve ayıya karşı benzer bir pratik sergiler. Onun masallarında kobra geçer, bunun masallarında kurtla ayı geçer. Bunun türkülerinde kurtla ayı geçer, onun türkülerinde kobra yılanı geçer. Yani bunlar çok iyi bildiğimiz örnekler olduğu için veriyoruz. Bizim burada anlatmaya çalıştığımız şey yaşam, toplum, ihtiyaç, değişim, dönüşüm, kısaca zenginliğimizde coğrafyanın etkisidir. İnsanların kökleri üzerinden nasıl bir yaşam yarattıkları iyi anlaşılmalıdır. Toplumlar arasında köklü ayrışmaların nasıl olduğu konusudur önemli olan. Bu diyalektikten ötürü toplumlar giderek birbirinden farklılaşıyor, ama özde aynı şeyi yapıyorlar. Birileri yağmurdan kendisini koruyor. Birileri soğuktan ve sıcaktan kendisini koruyor. Yapılan, özünde yaşamak için kendini korumaya almaktır, biyolojik ölümü engellemektir. Fakat bunun için kullanılan yöntemlerin çok değişik olduğunu gördük. Ama bu yöntemleri de kendisinden yaratmıyor, doğa ile ilişkisinden bunları çıkartıyor. Bu zenginliğin toplumsal yaşam içindeki iş bölümlerine dile düşünceye ve davranışlara yansımasıyla ve bu yansımaların anlama kavuşturulmasıyla her toplumun kendi kimliğini oluşturması gerçekleşiyor. Doğa ile ilişkilerin gücü toplumsal zenginliğin de kaynağıdır. Doğadan kopmak bu zenginliğin öldürülmesi demektir. Bu konuda hemen şunu söylemek gerekir: Günümüzde yaşanan sorunların bir nedeni de doğa ile toplumsal yaratım arasında yaşanan kopukluktur. Demek ki kültürel yaratım derken, öyle gelişigüzel şeylerden bahsetmiyoruz. “Benim gönlüm böyle istiyor, ben bunu yapacağım, bu da kültürdür” denilemez. İnsan yaratımlarının özünde böyle bir şey yoktur. Böyle olsaydı, insan o zaman insan olmazdı. Böyle olsaydı, zaten insan yaşamayı başaramazdı. İhtiyaç neyse, doğa hangi dayatmada bulunuyorsa, doğayı hangi alanda ve nasıl aşmak gerekiyorsa, toplumun ihtiyacı neyse ve bu ihtiyaçların giderilmesi için ne gerekiyorsa onlara cevap olmak kültürleşmektir; kültürel yaratıma katılmaktır. Bu, temel bir toplumsal kanundur ve her zaman da böyle olacaktır. Kültürel farklılığın oluşmasında toplum-doğa ilişkisi belirleyicidir. Bu kültürel zenginliğin oluşmasında diğer önemli faktör ise, toplumsal yapının maddi ve manevi alanlarda kapsamının büyümesidir. Toplumsal yapının içinde oluşan düşünceler, gelenek ve görenekler de kültürel zenginliğin oluşmasında önemli rol oynarlar. Ancak kültürel zenginliğin temeli toplum-doğa ilişkisi ile start almıştır. Verdiğimiz örneklerimizle devam edersek, belki günümüzde insanlar açısından temel sorun kobra yılanına, kurda, ayıya karşı kendini korumak ya da kürek yapmak değildir. Ama bugünün daha değişik toplum sorunları vardır. Nasıl ki bir dönemler bu hayvanlara karşı kendini korumak ve basit bir kulübe yapmak en temel sorun olduysa, bugün de ismi, çapı ve niteliği değişmiş sorunlarımız bulunmaktadır. Geçmişte kurt insanı yerdi, yılan zehri öldürürdü. Şimdi

bunlar yoktur veya çok azalmıştır diye sorun yok mu diyeceğiz? Tabii ki hayır. Kobra yılanından daha zehirli ve kurttan daha vahşi vakalar vardır. Örneğin Irak’ta olup bitenleri dünyadaki tüm kurtlar ve kobra yılanlarını toplayıp saldırtsanız yapamazlar. Kürt halkına uygulanan asimilasyonun uygulayıcılarının yol açtığı parçalanmayı –ki, bunlar kendilerini kurt soyundan biliyorlar- hiçbir kurt sürüsü yapamaz. Şunu demek istiyoruz: Zaman ve mekân değişmiş olsa da, her mekânın ve zamanın yılanı ve kurdu vardır.

Önemli olan bunları tanımak, kendini bunlara karşı koruyacak yöntemler –kültür ürünleri- geliştirmektir. Günümüzün temel sorunu özgürlük, eşitlik ve adalet sorunudur. Çünkü insan bilinci toplumsal gelişmişlik düzeyi, tecrübesi, araçları, yani teknolojik gelişme durumu, toplumsal yaşamın esenliği için doğanın yarattığı zorlukları bir noktaya kadar sorun olmaktan çıkartmıştır. Bu sözler yanlış anlaşılmasın; özünde toplumla doğa arasında bildik anlamda sorunlar yoktur. Karşılıklı bağımlılık biçiminde bir ilişkilenmenin olduğunu belirtmek daha doğrudur. Doğa toplumsal yaşam için mutlak anlamda gerekli olan mekândır, insan doğanın düşünen aklıdır. Eldeki araçlar, bilim ve teknolojiyle insan bir şekilde yaşamaya çalışıyor. Hatta öyle bir noktaya gelinmiştir ki, neredeyse insanlar ölümü bile durdurabilecek aşamaya varmışlardır. Ama toplum sadece maddi kültüre dayalı olarak yaşayabilecek bir varlık olamadığı için, günümüzde de farklı toplumsal sorunları oluşmuş durumdadır.

Toplumsal Kültürlerin Zenginliği Doğanın Zenginliğinin Bir Sonucudur;

Dikkat edilirse, bu özellikle devletçi toplumla birlikte daha çok kendisini hissettiriyor. Araç yapmak ve doğayı aşmak sorun olmaktan çıktıktan sonra, bu defa insanlar kendi toplumsal işleyişlerini nasıl kurmalılar sorunuyla karşılaşmışlardır. Bu da kültürün bir başka boyutudur. Nasıl ki doğa-insan ilişkisi yaşamak için ihtiyaç duyulan araçlar ve yöntemleri ortaya çıkarmış ve bu da insanın doğada farklılaşmasına neden olmuşsa, aynı zamanda toplumun kendi içerisinde yarattığı maddi ve manevi sorunları aşmak da insanları farklılaştırmıştır. Bu noktada daha çok zihniyet kalıplarıyla ilişkili yaşam duruşu ortaya çıkmaktadır. Örneğin komünal toplum gerçekliğinden bahsediyoruz. Komünal toplum büyüdükçe, ürün ve değerler ortaya çıkarttıkça, zihniyet değişimi ve dönüşümü yaşandıkça, insanın bir tarafı olarak erkek insanın yaşama katılımı ilerledikçe, komünal toplumun farklılaştığını izlemekteyiz. Toplumun devletleştirilmeye doğru götürüldüğünü görüyoruz. Bu gidişat her toplumsal süreç açısından değişik şekillerde yaşanmıştır. Komünal toplumun kuruluş merkezinin, yine bu toplumun ilk aşıldığı yerin Mezopotamya olması, bu değişimde bize oldukça zengin değerlendirme imkânı sunmaktadır. Komünal toplumu kendi çıkarına uygun görmeyen zihniyet bugün kapitalistleşmiş devlete dönüşecek kadar devletleşme yoluna girerek, yeni ama ‘yalanlardan örülmüş bir kültür’ yaratmıştır. Fakat her coğrafya parçasında bu gidişat farklı bir şekilde kendisini oluşturmuştur.

Örneğin Aşağı Mezopotamya’da komünal toplum tümüyle köleci biçimde devletleştirilmiş, ama Yukarı Mezopotamya’da komünal toplum aşiretler konfederasyonu biçiminde bir yanı komünal, eşitlikçi ve iktidar ilişkilerine kapalı, bir yanı köleci egemen bir kültürle devam etmiştir. Bu gidişat Hindistan’da ve Mısır’da da ortaya çıkmıştır. Bu anlamda toplumsal sorunlar aşılırken de farklı kültürel yaratımlarla cevap veriliyor. Kölecilik tek tanrılı dinler şeklinde aşılmak istenmiştir. Bunun da merkezi Mezopotamya topraklarıdır. İlk etapta Yahudilik bir kabile dini olarak ortaya çıkmış, köleciliği biraz reforme etmek istemiştir; sonrasında Hıristiyanlık ortaya çıkmış, ancak Ortadoğu’da tutunamamıştır. En sonunda İslamiyet geliyor. İslamiyet bunu aşmak istiyor. Avrupa’daki komünal toplum kabileleri, köleciliğe geçmiş toplumlar yaşadıkları sorunları Hıristiyanlık’la aşmaya çalışmışlardır. Ortadoğu toplumları da son bir hamle olarak bu köleciliği İslamiyet’le aşmaya çalışmışlardır. Her coğrafyada yaşayan toplumlar kendi sorunlarını giderebilecek ‘en mantıklı’ yolun bekleyicisidirler. Örneğin Hıristiyanlık çok esnek bir dindir. Mücadele yöntemlerinde çok keskin olamamış, değişimi gerçekleştirmek için daha çok sabretmiştir. Hıristiyanlığın devrimci bir yöntemi esas almaması, Ortadoğu’da gelişememesinin bir nedenidir. Ortadoğu toplumları kültürel yapılarından dolayı keskinliğe, radikalizme ve daha devrimci bir müdahaleye gerek duyuyorlar. Bunlar çok katı toplumlardır. Örneğin Mani dini İslamiyet öncesi hem Hıristiyanlığın hem de Müslümanlığın sonradan esas aldığı kimi değerleri kendi içerisinde barındırabilecek kadar zengin bir felsefe ve bir yaşam diniydi. Ama onun da yöntemleri Ortadoğu toplumlarının sorunlarını aşabilecek bir içeriğe sahip olamadığı için yenildi ve çok değişik, fakat basit değerler biçiminde kaldı. Buna karşılık İslamiyet böyle yapmadı. Bir anlamda Hıristiyanlıktan ve Manicilikten aldığı tecrübeleri iyi yorumladı.

Mademki Ortadoğu toplumları bu kadar dogmatiktir, bu kadar tutucudur, bu kadar aşırı merkeziyetçidir, o zaman bunun değişim yöntemlerini iyi tespit etmek gerekir demiş gibidir. Örneğin Hindistan ve Güney Asya’nın değişik yerlerinde değişik dinler vardır. Söz gelimi Budistler vardır. Bu toplumların doğayla çok köklü ilişkileri ve kendi içlerinde de kast sistemine sahip olmaları kültürlerinin temel özelliğidir. Bu yaşamı kültürel değişime uğratmak için başvurdukları reformlar olmuştur. Maddi yaşam biçimlerinde yaşanan sıkıntıları, bu sıkıntıların insan düşüncesinde yaratmış olduğu zihniyet kalıplarını yeni bir maddi yaşam ve zihniyetle aşmayı başarmışlardır. Bunlarda mücadele süreçlerinde ahlak çok öndedir. Hıristiyanlığın Ortadoğulu olmasına rağmen burada fazla gelişmemesi, yine Maniciliğin burada doğduğu halde gelişme gösterememesi, Ortadoğu’da devrim yapamaması ve Ortadoğu köleciliğini aşamaması, belirttiğimiz Ortadoğu kültürünü aşabilecek argümanları iyi seçememesinden kaynaklıdır. Toplumların yaşamlarının kendi içinde yarattığı sorunları aşmak için gerçekçi yöntemlerin gelişmesi sağlanmadan, haklı da olunsa başarı şansı az olur. Her toplumsal mücadele nihayetinde toplumsal yaşamda bir etki bırakır. Bu da kendisiyle birlikte bir farklılığa yol açar. Tam başarıya ulaşmış olmasalar da, tarihteki hiçbir mücadele yaşama bir şey katmadan da edemez. Onun için yaşam içinde birçok din ve mezhep, farklı değer yargıları yaşayabilmektedir. Demek ki toplumsal olarak yaşayan, düşünen ve konuşan varlıklar olmamıza rağmen, bu kadar çok değişik dil, din ve kültür yaratımları ortaya çıkıyorsa, bunun bir nedeni de zengin sosyal mücadelelerle olan ilişkisidir. Kültürel zenginliğin kökeninde insanın doğayla olan ilişkileri vardır. Bu bir ekoloji dersinin konusudur. Yukarıda örnekler üzerinden biraz değinmeye çalıştık. Fakat diğer zenginlik kaynağı olarak sosyal karakterli mücadelelerin etkisini de görmezden gelemeyiz.

Demek ki toplumsal kültürü insan için ayırt edici bir kimlik olarak tanımlarken sadece kendimizden bahsetmiyoruz; bir de üzerinde yaşadığımız coğrafyada bizden önce mücadele edenlerden bahsediyoruz. O zaman zenginlik, çeşitlilik ve renklilik doğadaki zengin çeşitliliğin bir sonucu olarak insanlara bu şekilde yansıyor. Burada toplumsal yaşamın çok bilinmeyen, bilinse de kıymeti fazla anlaşılmayan bir özelliği ortaya çıkıyor: Toplum ekolojik bir olgudur. İnsan doğanın bir parçasıdır. Toplumsal kültürlerin zenginliği doğanın zenginliğinin bir sonucudur. İnsan bu zenginliğe sadece cevap vermiştir. Bu zenginliğin ortaya çıkmasında birincil olan doğadır. Bu konuyla bağlantılı diğer bir husus da halkların veya toplulukların kültürel kimliğini doğal bir zenginlik olarak değil de düşmanca gören egemenlerin insanlık dışı bir kültüre sahip olmalarıdır. İnsana en büyük saygısızlık ve ahlaksızlık bu yaklaşımı göstermektir. Bu yaklaşım sahipleri hem çok anti-bilimsel, hem de vahşi olmaktadırlar. Bu yaklaşım insanın doğal gelişim seyrini anlamamak, anlasa da işine gelmediği için doğanın temel kanunlarına karşı gelmektir. Yani insanlara, toplumlara “Sizin diliniz, düşünce biçiminiz, yaşamınızı var eden tüm kültür değerleriniz böyle değil de şöyledir” demek insanlık dışıdır. Bu bir dayatmadır, baskı ve kültürel katliamdır. Kültürel çeşitliliği ve zenginliği kabul etmek insani bir şeydir. Zaten insan olunduğu için bu zenginlikler vardır. Dolayısıyla kültür değerlerine düşmanlık topluma, halka ve tek tek insanlara düşmanlıktır. Kültürel farkları inkâr etmek, insanın kendisini inkâr etmektir. Bu suçların ağırlıkta işlendiği merkez ise Avrupa’dır. 15. yüzyıldan sonra sömürgeci işgallerle, son birkaç yüzyıldır da modernist yaşamın büyük baskısıyla yapılan ‘ya modernsiniz ya ilkel’ dayatması tam olarak bir kültür katliamcılığıdır. Zaten Bush’un “Ya terörden yana, ya bizden yana olacaksınız” diyerek siyaseten de bunu ifade ettiğini iyi biliyoruz.

Coğrafyalar arasında, örneğin Ortadoğu’yla Asya arasında, Asya ile Avrupa arasında gözle görülecek kadar bir kültür farklılığı vardır. Maddi yaşamdan manevi değerlere kadar aralarında ciddi bir farklılık söz konusudur. Ama aynı şey bu coğrafyaların kendi içinde de vardır. Bir Ortadoğu gerçekliğini ele aldığımızda bunu çok rahatlıkla görebiliyoruz. Çünkü burada doğa ve toplumsal tarih o kadar zengindir ki, bu coğrafya üzerinde yaşayan insanlar bu zenginliğe paralel bir kültür ortaya çıkarmışlardır. Bir Kürdistan coğrafyası ile Arapların yaşadığı coğrafya arasında farklılıklar olduğu gibi, biraz daha doğusunda bugün İran denilen coğrafyanın da kendine has özellikleri ve farklı yanları vardır. Yani yeryüzü örtüsü itibariyle farklıdır, ürünleri itibariyle farklıdır, iklimi itibariyle farklıdır. Dolayısıyla bu farklılık birebir insanların kimliğine de yansıyacaktır. Arap coğrafyası çöl türünden bir coğrafyadır. Orada yaşayabilmek için çöl coğrafyasına ait özelliklere cevap vermek gerekir. Söz gelimi Arabistan çölünde buğday ekemezsiniz. Bu durum Kürdistan coğrafyası için böyle değildir. Yine denize kıyısı olan alanlarda ılıman iklim vardır. Buralarda da denizle ilişki içinde bir yaşam gelişir. Toplumun ekolojikleşmesi ya da toplumun bir ekolojik varlık olduğu gerçeği buradan ortaya çıkıyor. İnsanlar olarak ürün yaratırken, kesinlikle doğayı göz önünde bulundurmak zorundayız. Örneğin biz okulun damına bu ağaçları kurmasaydık, sadece bu üzerindeki kamışlarla yapsaydık, herhalde bu kış burada yaşayamazdık. Eğer bu biçimde okul yapmanın kendisi bir kültürse, bunu Kürdistan coğrafyası istediği için biz yaptık. Yoksa gönlümüz istediği için yapmadık. Yaşamın her alanında böyle örneklendirebileceğimiz, yaşamın her alanında yaşamı var eden kültür değerleri söz konusudur. Buna kültürler arasındaki farklılığın temel nedeni dedik.

Dolayısıyla her coğrafyaya has yaratımlardan bahsetmek yerindedir. Ürünlerin biçimlenmesinde ve yaratım tarzında coğrafyanın insanlar üzerinde çok ciddi etkileri söz konusudur. Kültür tartışmamamızda, doğayla olan ilişkiler gibi önemli bir konuda kadının toplumsal yaşam içindeki yeridir. Özellikle toplumsal yaşamın ilk süreçlerinde kadın emeği ve bunun kültürleşmesi belirleyicidir. Kültürü tarihten bugüne taşıdığımızda kadının rolü bellidir. Özellikle Kürt toplumunda bu daha da belirleyicidir. İnsan bunu bir çok özellikte görebiliyor; kadının rengi, duruşu, toprağa bağlılığı, emeği ve daha birçok şeyi var. Örneğin bu halk oyunlarına da yansımış. Bir halk oyunu vardı: İki erkek kavga ediyor, sonra kadın araya girip kefiyesini yere atıp barışı sağlıyordu. Kültürlerin yaratılmasında, geliştirilmesinde erkek ve kadın cinslerinin ayrı ayrı etkileri vardır.

Komünal Toplum Kültürünün Sistem Kazanması Bir Kadın Duruşudur;

Biz uygarlığın anası Ortadoğu’dur diyoruz. Buradan dağılan kültür neden Ortadoğu dışında geri yorumlanıyor? Ortadoğu ile Batı arasındaki kültür farklılıkları nelerdir? Tarihsel dönemlerin kendi içindeki ilişkileri gibi hususlar da kendi içinde derinlikli değerlendirilmesi gereken konular oluyor. Anlatım içinde çok kısa vurgular yapıldı. Kendi başına derin konular olduğu için öyle detaylı giremedik. Örneğin coğrafyalar arası farklılıktan, Ortadoğu ile Batı toplumları arasındaki farklılıklardan bahsetmek gerekir. Yine toplum içerisinde kadın olgusunun kültürel yaratım içerisindeki etkisinden detaylıca bahsetmek önemlidir. Biz ancak genel bir tanımlama yaptık ve insandan bahsettik. Bizim paradigmamıza göre, toplumsal yaşamı komünal temelde başlatan öncü güç kadın ve kadın yaratımlarıdır. Bizim kadro eğitimlerimizde tartışmalarımızda “Kadın kültür yaratmıştır” dememizin, buna sık sık vurgu yapmamız çok gerekli değildir. Çünkü komünal demokratik yaşam derken biz kadının yaratımlarından, tanrıça kültüründen bahsediyoruz. Bu bizde bilinen, biraz da anlaşılmış bir husustur. Fakat böyle bir değerlendirmede değinmek yerinde olur. Ancak bu konuya geçmeden yanlış anlaşılmaması açısından kimi noktalara bir kez daha dikkat çekmek gerekir. Tanımlama yapılırken, ‘doğaya rağmen’ diye bir deyim kullanmıştık. Onun üzerinden tanımlama geliştirdik. Daha sonraki bölümde de doğal çevrenin kültür üzerindeki etkilerini dile getirdik. Önemli olduğu için doğaya rağmenlik kavramı yerine doğaya bağımlılık, doğayla etkileşim içinde demek daha doğru olur. Önderliğin demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü toplum paradigmasında ekoloji tanımlanırken, bu rağmenlik aşılıyor. Bunun için doğaya rağmen’den kasıt yanlış anlaşılmamalıdır. Biz bundan egemen sistemlerin “Doğaya hükmet, insanlığını kanıtla; doğaya hükmet ki var olasın, zenginleşesin” mantığını kastetmiyoruz. Doğaya rağmenden kasıt insanların yaşamını idame ettirmeleri için gereken şeylerin birebir doğanın insana sunmaması, insanların belli bir bilinç, emek ve pratik sergiledikten sonra bu ihtiyaçlarını karşılaması doğrusunu ifade ediyoruz. Yine doğanın fiziki koşullarının insan üzerindeki etkisi karşısında, en azından o fiziki koşulları karşısında, ona rağmen yaşamayı sağlayabilmesi çabası olarak anlayabiliriz.

Burada da zaten özellikle kültürel çeşitliliğin, zenginliğin insanlar içerisinde nasıl derinleştiğini anlatırken, doğanın hangi derecede birebir insanın yaratımları üzerinde etkide bulunduğunu anlattık. Şu tespit edilmiştir: İnsanların doğayı hiç değiştirip dönüştürmeden, doğanın fiziki koşulları karşısında bir mücadele içine girmeden yaşamalarının mümkün değildir. Ama günümüzde yapıldığı gibi insanların doğayı aşırı zorlayan ve tahakküm altına alan yaklaşımlarıyla da doğada yaşanamaz. Eğer insanlaşmayı bir kültürel kimlik olarak ifade ediyorsak, bu da insanların ilişkisi, çelişkisi ve doğayla olan uğraşlarını ifade ediyorsa, burada mutlaka bir dengenin olması gerektiği net bir şekilde ortaya çıkıyor. Özellikle kapitalist süreçte ortaya çıktığı gibi, insan öyle istediği biçimde doğaya yaklaşamaz. Zaten ekolojik olmak biraz da budur. Bunu da doğa dayatıyor. İnsanlar doğa üzerinde yaşayan bir canlı ise, yaşam bunun üzerinden idame ettiriliyorsa, yaşamı var eden bütün yaratımlar, bütün ihtiyaçlar bu doğa üzerinden karşılanıyorsa, o zaman doğaya gelişigüzel yaklaşımın olamayacağı açıktır. Bu gerçek her zamandan daha çok da günümüzde kanıtlanmış bir doğrudur. Doğanın dili yoktur, yani biz insanlar gibi konuşmuyor. Ama insanlara sunduğu imkânlar üzerinden bunu bize hissettiriyor, bize fark ettiriyor. Ekolojik sorunlar son elli yıldır giderek artan bir biçimde kendini çok ciddi bir şekilde insanlara dayatmıştır. Günümüzde toplumsal sorunların ekonomik ve siyasi boyutları değerlendirilirken, bunlar içerisinde en fazla gündemleşen ekolojik sorunlar olmaktadır. Belki bizim coğrafyamızda, toplumumuzda çok ciddi şekilde doğayı tahrip etme yoktur. Fakat Batı toplumlarında bu çok ciddi bir sorundur. İzahını tekrardan yapmamız gereken bir konuda zorunluluk ifadesidir. Kültürel değişimde zorunluluk ile ifade ettiğimiz şeyi şu şekilde anlayalım: Eğer insanlaşma bugüne kadar gelebilmişse, bunda ilk dönemin çok doğal şekilde gelişen yaratımlarının etkisini görmeden bir değerlendirme yapmak yanlış olur. Yaşanmış, oluşmuş olan bir durum vardır. Bu gelişim diyalektiğini değerlendirirken, gerçekleşen bir realite söz konusu olduğu için böyle değerlendirdik.

Yani zorunluluk derken, ille de her şey bugün yapıldığı gibi olmalıdır anlamında kullanmıyoruz. Bugün bir insanlık vardır. Yani milyonlarca yıl göçebelik biçiminde yarı hayvanlar gibi sürüp giden, on binlerce yıldır da bilinçli bir toplumsallık biçiminde devam eden bir yaşam söz konusudur. Eğer böyle bir gerçeklik varsa, insanlar kimi zorunluluklara cevap verdikleri için böyle bir gerçekleşme yaşanmıştır, gelişmiştir. Özellikle doğal toplum aşamasını belirtirken vurgu yaptık; bu dönem insanlığı öyle tasarı kuracak, planlama yapacak, farklı yol ve yöntemler deneyecek kabiliyete henüz sahip değildir dedik. Doğallık da zaten buradan çıkıyor. Bir varlıktır, yaşamak istiyor, doğayla ilişki ve çelişki içerisindedir; yaşamak için olması gerekenler ne ise onları yapıyor. Zorunluluk biraz bu noktada ortaya çıkıyor ve çok doğaldır. Sadece yaşamak için; ne etrafını tahrip ediyor, ne kendisini tahrip ediyor, ne diğer canlılara çok ciddi tahribatlar veriyor. Bir canlıdır, yaşamak istiyor. Tıpkı bir ağaç gibi, bir orman gibi kendi özgünlüğü içinde var olmak istiyor. Değişik yöntemlerle bu gerçekleşebilir miydi? Bu farklı bir tartışmadır. Ama bugün üzerinde konuştuğumuz, tecrübelerinden ve yarattıklarından yararlandığımız bir insanlık varsa, doğal toplum ve komünal toplumun neolitik süreçteki gelişmesi bir anlamda olması gereken şeyler olduğu kanısını insanda uyandırıyor. Fakat insanda biraz düşünce geliştikten sonra, bir ihtiyacı gidermenin yol ve yöntemlerinde zenginlik ortaya çıkıyor. Bu aşamadan sonra uyguladığı yöntemler zorunlu değildir. Artık orada insanın bilinci, ihtiyaçları, coğrafyası, toplumsal değerleri, ihtiyacın kendisini dayatma şiddeti, velhasıl bir bütün olarak o anki kültürel varlığını ifade eden her şey belirleyicidir. Birçok yol, birçok yöntem vardır; bunların içinden insanlar birini seçiyorlar. Neye göre seçiyorlar? Dediğimiz gibi onları o aşamada var eden kültürel değerlerine göre bir seçime gidiyorlar. Burada bir zorunluluk yoktur.

Örneğin komünal toplum gelişmiştir; yeryüzünde varlığını somutlaştırmış, kanıtlamış insan artık vardır. Bu insan doğanın fizik kuralları karşısında bir duruş sahibidir. Zorluklar doğadan nasıl gelirse gelsin, bunların karşısında bir duruş sağlamış, diğer canlılarla belli bir uyum geliştirmiştir. Onlara karşı kendisini koruyabiliyor, ihtiyacı kadar onlardan yararlanabiliyor. Bu daha fazla nasıl derinleştirilir? Bu gelişme düzeyi kendisiyle birlikte ne tür yeni ilişkiler yaratır? Artık o biraz insanın eline geçiyor. Örneğin koyun evcilleştirilmiştir. Sadece sütünden mi, yoksa kesip etinden de mi yararlanacak? Bu, insana kalmış bir şeydir. Burada tercihler önemli oluyor tabii. Sonra da sadece sütünden yararlanmanın getireceği bilinçle onu kesmek, onu parçalayıp köpeklere vermek ya da onu kendi ortamından kovmak, insanın bilincine ve kültürel değerlerine bağlı gelişebilecek bir şeydir. Özellikle erkeğin bir insan olarak toplumsal yaşama katılımıyla birlikte, bu durum kültürleşmede toplum içerisinde değişikliğe yol açıyor. Bu, devletçi toplum olarak gelişiyor. Bu kendisiyle birlikte yeni şeylere yol açıyor; özünde insanların kendisini, toplumunu, kültürel değerlerini nasıl ele aldığıyla bağlantılı olarak giderek derinleşiyor. Tarla ekiyorsun, ürün elde ediyorsun. Bir insan olarak bir köy yaşamını idame ettirmek için mi tarlayı ekiyorsun; yoksa bu tarlayı rahiplere, ziggurata peşkeş çekmek için mi ekiyorsun? Herkes gitsin, o tarlada çalışıp ürün getirsin, sonra köyün deposunda saklasın, ihtiyacı kadarını alsın biçiminde bir üretim ve tüketim mi geliştiriliyor; yoksa herkes tarla eksin, buğday toplandıktan sonra ürünü ziggurata teslim edip rahibin denetiminde yapılan bir üretim ve tüketime tabi olsun biçiminde mi oluyor? Burada bir zorunluluk yoktur. Seçim insanların kendi elindedir. Her iki yöntemden biri ya da daha değişik bir yöntem geliştirilebilir. Ama tarla ekmek biraz zorunlu gibi geliyor. Nasıl ekileceği ve ürünün nasıl dağıtılacağı konularında belirlenmiş yöntemler zorunlu değildir. Kültürel gelişmede zorunlu gibi anlaşılan husustan kastetmeye çalıştığımız biraz böyledir.

Kadın-erkek farklılığı da bu noktada devreye giriyor. Belirttiğimiz gibi ilkel komünal toplum yaşamı ve kültürünün sistem kazanması bir kadın duruşudur. Bunun nedenleri vardır. Kadının biyolojik yapısı, bir ana olarak doğurganlığı gibi özellikleri, yine üretimde bulunurken kazandığı zihniyet ve duygu dünyasının somut ürünlere dönüşmesi komünal bir yaşamı ortaya çıkarıyor. Bu farklı bir yaşam, farklı bir kültürdür, ana-kadın kültürüdür. Erkek dışarıdan topluma fiziki gücüyle katılan, toplum içinde ana tarafından eğitilen bir üyedir. Bununla bağlantılı olarak harcadığı emek, bir baba olarak kendini fark etmeye başlamasının yarattığı duygu ve düşüncesinin ürüne dönüşmesi, bunun da giderek sistem halini alması, kuşkusuz farklı bir toplumsal gerçeklik yaratmıştır. Bunu devletçi toplumun özü, devletçi toplumun temel kimliği olarak değerlendiriyoruz. Çok somut bir ifadeyle analık, komünalliği ifade eden

toplumsal duruşun sembolüdür. Ya da ananın duygu ve düşüncesi insanlar içinde bir sisteme dönüştüğünde, bir ürüne ve paylaşıma dönüştüğünde komünal demokratik duruşu ortaya çıkarmıştır. Ama babalık ya da erkek olgusu, erkeğin duygu ve düşüncesi sisteme ve üretime dönüştüğünde, toplumun kendi iç ilişkisini ele alma biçimi devletçi topluma yol açmıştır. Ortadoğu toplumları açısından hem coğrafyanın, hem de toplumsal şekillenişin burada yarattığı gelişmeler, ilk toplumsal yapı olan komünalizmin de, bunun aşılmasından sonra oluşan devletçi toplumun da ilk burada ortaya çıktığını tarih tespit etmiştir. Toplumsallık kendi içinde değişik biçimler ya da formlar alarak gelişmiştir. Bilindiği gibi komünal toplumda temel yaşam formu klandır. Komünallik derken ifade ettiğimiz kültür, ilk olarak klan biçiminde örgütleşiyor. Daha sonra klan toplumsallığın nicelik ve nitelik kazanmasıyla birlikte kabileye dönüşüyor. Kabile dil, tarım ve inanç noktasında daha çok gelişmiştir. Kabile birliklerinin toplumun kendi içinde hiyerarşiyi yaratmasıyla birlikte aşiret oluşuyor. Aşiret örgütlenme olarak köklü işbölümlerine kavuşmuş toplumsal biçimdir. Klan ve kabileler tamamıyla, aşiret ise kendi içinde komünaldir.

Toplumun bu form ilerlemesi sonunda etnik yapı değimiz ve bugün ulus olarak tanımlanan toplumsal formun hemen hemen tüm altyapısını yaratmıştır. Bunun için toplumların etnik yapısı devletçi sistemler ortaya çıkmadan oluşmuştur diyebiliriz. Devletçi toplumlar etnik yapıların ortaya çıkardıkları kültürel zenginliği daha da zenginleştirmektense, toplumları egemenlikleri altında tutmak için kullanıyorlar. Örneğin etnik yapının aşiret konfederalizmi döneminde, aşiretlerin “Benim dinim ve dilim seninkinden daha iyidir, sen bizimkine tabi ol” tarzındaki dayatmaları çok nadirdir. Çünkü aşiret yapısı kendi içinde devletleşmeye rahat izin verecek özellikler taşımamaktadır. Devlet, aşiret yapısının bozulmasını gerektirir. Aşiret ilişkisi soy, kan ve akraba ilişkisidir. Aşirette dayanışma, birbirini koruma duygusu güçlüdür. Dış saldırılar karşısında kahramanlık kültürü de yaratılır. Bildiğimiz tüm kahramanlık destanlarının örnekleri neredeyse tümüyle aşiret kökenlidir. Bu konuda kahramanlık destanlarının ve sanatsal ifadeye kavuşmuş tüm değerlerin giderek oluşmaya başlayan devletçiliğe karşı direnişlerde ortaya çıktığını bilmeliyiz. Özellikle sanatla uğraşanların, halk sanatlarının biçim kazanması, halk oyunları, halk müziği gibi ayrışmaları yaratmasının devlet toplumuna karşı direnişlerden doğduğunu bilmeleri sanat anlayışı için önemli olmaktadır. Bu konuda da Kürt kültürü ve sanatı zengin örnekler sunmaktadır. Devletçi toplumun, köleciliğin ve dinin Ortadoğu’da şekillenmesi, kendisiyle birlikte kuşkusuz diğer alanlarda da farklı toplumsal yapılara yol açmıştır. Aşiret konfederalizmi de dahil, kavim ve millet biçimindeki toplumsal formlar da Ortadoğu kökenlidir. Kavim ve millet esas alarak daha çok tek tanrılı dinlerin zihniyet biçimini oluşturmuştur. Kavim, millet içinde aşiretin kan ve soy bağı çözülür, yerine aynı dine inanma duygu ve düşüncesi geçer. Artık aşiretlerin kendi kültürü içinde yarattıkları çok önemsenmez. Her etnik yapının kültürü tabi oldukları dinin kültürüyle ne kadar uyumluluk gösterirse o kadar esas alınır. Örneğin İslamiyet Arap kökenlidir. İslamiyet her ne kadar Arap toplumu içindeki köleci kültürü dışlayarak iktidar olmuşsa da, merkezine Arap kültürü yerleştirilmiştir. Dil, aile içi ilişki, evlilik biçimi, kılık kıyafet, yine İslam geleneği denilen yüzlerce davranış kalıbı buna örnek verilebilir. Zerdüştlük tek tanrılı dinlere kaynak olmuş doğa, tarım ve ziraat dini ve kültürüdür; Kürt kökenli olduğu için adeta silinip yok edilir. Bu mücadelede ideolojilerin gücünü bir kez daha hatırlamalıyız.

Kapitalist Sistem En Kültürsüz Sistemdir;

Devletçi kültür içinde en etkili olan kültür arabesk kültürdür. Komünal dönemin canlı, heyecanlı yaşamı daha çok şiirsel bir dil ve kültürle somutlaşıyor. Devletçi toplum insanın iradesini kırdıktan sonra, yaşamda umut ve coşku ortadan kalkıyor. Bundan sonra insana hükmeden çaresizlik, çözümü başka yerden bekleme, başkalarına tabi olma, emeğine yabancılaşma, kaderine razı olma, mücadele etmeden umut ve hayallerinin bir gün gerçekleşebileceğine inanma gibi bir ruhsallık hâkim olmaya başlar. Arabesk kültür kölecilikle ortaya çıkar. Tek tanrılı din sistemlerinin hayat damarlarında akmaya başladıkça temel biçim olur. Yani bugün anlaşıldığı gibi arabesk demek, türkülerde Arap müziği tarzını kullanmak demek değildir. Arabesk, devletin topluma enjekte ettiği ruh ve düşüncedir. Arabesk konuşma, arabesk yaşam da vardır. Örneğin kendine inançsızlık ve güvensizlik de arabesk olmaktır. Dinin alt topluma yaydığı kültürü ağırlıkta arabesk kültürdür. Yenilgili ruh hali, yalvarıp yakarma, bağışlanma isteme, af dileme gibi tutum ve davranışlarla bunları ifade edebilecek her şeyi arabesk kültür içinde değerlendirmek mümkündür. Devletçi toplum kültürünün en iyi izlendiği yer şehirdir. Köle devletleri şehir devletleridir. Devlet şehir yaşamı ve ilişkileri içinde kendisini daha güçlü sistemleştirir. Şehir yaşamı ile kırsal yaşam arasında görülen farklar sadece şehirlerin büyüklüğünden dolayı ortaya çıkmamıştır. Köleciliği yaşamayan şehirler de olmuştur. Şehir insanın soy, kan, akraba, dayanışma ve koruma ilişkilerinin bozulup yerine ekonomik ve hukuki kuralların geçtiği alandır. İlişkiler şehirde ahlaki değil siyasidir. Siyasi çıkarlar ve sistem ne ise, insanlar arasındaki ilişkiler de öyle kurulmaktadır. Devlet sınıflaşma üzerinde kurulmuştur. Dolayısıyla şehirde akraba ve aşiret ilişkisi yerine sınıf ilişkileri gelişir. Mahalleler, okullar, sinema, tiyatro, spor alanları, eğlence merkezleri, alışveriş merkezleri şehrin temel kimliğidir. Bu kurumlar sınıflara göre oluşmuştur. Örneğin üst sınıfın mekânları köle, kul ve işçilerin mekânlarından ayrıdır.

Her devletçi toplum iktidarını yürütmek için benzer kurumlar yaratmıştır. Bu kurumların biçimine uygun olarak insana da şekil vermişlerdir. Örneğin kapalı giysiler, türban, cami, kilise, dini ilahiler dinin kimliği olurken, yarı çıplaklık, gökdelenler, anlamsız, basit sözlü ve hareketli sanat da kapitalizmin kimliğidir. Kapitalizme kadar dünya biraz Ortadoğu’dur; biraz Güney Asya ve Afrika’nın doğusudur. Avrupa kıtasında Yunanistan’da, İtalya’da birikmiş insan toplulukları vardır. Diğer alanlarda da göçebe biçiminde yaşayan topluluklar söz konusudur. Avrupa ağırlıkta kapitalizmin ürünüdür. Tabii öncesinde Yunan ve Roma uygarlığı vardır. Kıta kültürü, toplumu olarak Avrupa son süreçlerde gelişiyor. Bu, Milattan Önce 800’lerde başlayan bir süreçtir. Ortadoğu toplumsal tarihi açısından bu dün kadar yakın bir dönemdir. Ortadoğu Milattan Önce 12.000’li yıllarda toplumsal yaşamı başlatmıştır. Toplumsallaşma, kültür yaratma, duygu ve düşüncede derinlik kazanma, sistem oluşturma, dil geliştirme, din yaratma Avrupa’da yoktur. Bugünkü hâkimiyetten ötürü Avrupa bu kadar ön plandadır. Ama kültür olgusunun bütün ürünlerini birlikte ele alarak tartıştığımızda, Avrupa’nın yeri kapitalizmdir. Çünkü Yunanistan da, Roma da Doğunun bir yansımasıdır. Bilindiği gibi Hıristiyanlık da bir Doğu kültürü, Doğu kimliğidir. Önderliğin tanımlamasıyla, Ortadoğu’ya göre daha dünkü çocuktur Avrupa. Tabii kapitalist gelişmeyle birlikte Avrupa’yı farklı değerlendirmek yerindedir. Kültürde köklü farklılıklar oluşmuştur. Ancak Doğu kültürü karşısında Batının durumu, 60-70 yaşındaki bir insanın hayat tecrübesiyle dünkü çocuğun hayat tecrübesi arasındaki fark kadar derindir. Avrupa toplumu Doğu karşısında zayıf bir toplumdur, zayıf bir duruştur. Bütün bu son 300-400 yıllık gelişmelere rağmen, Ortadoğu’nun bir türlü Avrupa’nın istediği noktaya gelmemesinin nedeni kültürünün gücüdür. Günümüzde bile bu kadar ciddi çelişkiler ve çatışmaların yaşandığı ‘çok geri’ dedikleri Ortadoğu’da Amerikan emperyalizmine karşı bir direniş varsa, bu direniş Doğu kültürünün gücünden ötürüdür.

Örneğin aynı direnişi biz Asya’da ve Latin Amerika’da göremiyoruz. Ama Batılıların gerici dedikleri Ortadoğu kendisine ilerici diyenleri kolay kabul etmiyor. Çünkü insanlığın binlerce yıllık birikimi buradadır. Dolayısıyla gericilik, ilericilik, kültürlülük gibi tanımlamaları kendi paradigmamıza göre yapmamız gerekiyor. Bunun için orası kültürlüdür, burası kültürsüzdür diye bir tanımlama doğru değildir. Zaten öyle bir tanımlamayı biz kabul etmiyoruz. Kültür insanın kendisini, bütün yaratımını ifade ediyorsa, insanlar da milyonlarca yıllık bir yaşam süreci sonucunda günümüze kadar gelmişlerse, toplumsal yaşam içerisinde çok önemli aşamaları kabul ediyorsak, komünal dönem, kölecilik, feodalizm ve dinler, bunların hepsi burada gerçekleşmiştir. Buna karşılık kapitalist biçim Avrupa’da vücut bulmuştur. Onun için bir kültürsüzlükten bahsedilecekse, en büyük kültürsüzlük Avrupa’dakidir. Çünkü komünal toplum da, kölecilik de, feodalizm de buradan bir yansıma olarak orada gerçekleşiyor. Bu da tespitli bir şeydir. Dolayısıyla kültürleşme, kültürlülük derken neyi kastediyoruz? Bir süreç üzerinden kültürlülük ve kültürsüzlük tanımlaması yapılamaz. Kapitalistleşmek ya da onun tanımlamasına göre modernleşmek kültürleşmek ise, o zaman onlara şu soruları soracağız: Modernleşmenin altyapısını hazırlayan zemin nereden geldi? Modernleşmenin kendisine kabul ettiği din nereden geldi? Modern toplumun inandığı peygamber nereden çıkmıştır?Modern toplumun kabul ettiği felsefenin merkezi neresidir? Modernleşmenin en çok kullandığı bilimsel düşüncenin kaynakları nerede ortaya çıktı? Bu sorular daha çok derinleştirilebilir. Nereden geldi bütün bunlar? Tüm bu değerlerin köklerinin Ortadoğu’da olduğu tartışmasızdır. Biz kültürleşmeyi salt feodalizm üzerinden de tartışamayız.

Putperestlik varmış, insanlar eskiden çamura tapıyorlarmış, Allah yokmuş, onlar geri, kâfir, putperest insanlardı, vahşiydiler, en iyisi biziz! O zaman o insana şöyle bir soru sorulur: Tanrı kavramına nereden ulaştın? Dinin köken aldığı inanç olgusu nerede ve nasıl ortaya çıktı? İbadet yeri derken kullandığın kilise, sinagog, cami neyin uyarlamasıdır? Sen insanların hangi duygu ve düşünceleri temelinde bu dini geliştirdin? Peygamberlik kültürü nasıl doğdu? Kendini ifade ederken kullandığın dili, kelimeleri ve benzetmeleri nereden getirdin? Suç ve ceza olarak kabul ettiğin efsaneleri nereden getirdin? Cehennem mitolojisi nereden geldi, cennet nereden çıkmıştır? Bu soruları kendilerine yöneltelim, bakalım ne cevap verecekler. Hiçbir şeyin yoktan var edilemeyeceğini biliyoruz. Ne kapitalizm ne de ondan önceki sistemler yoktan yaratmışlardır. Köleci döneme sorulsa, onlar da “Eskiden insanlar başıboştular, kadının denetimindeydiler, çok ilkelce yaşıyorlardı ve doğa karşısında zayıftılar. Taşlara ve ağaçlara tapıyorlardı. Biz onları getirip şehirleştirdik, şehir ortamını yarattık, öngörüleri yoktu, biz öngörü yarattık, zavallıydılar, biz onları geliştirdik” denilecektir. O zaman köle sahibine de sormak lazım: Sen tarla sürmeyi nereden öğrendin? Toprağı kazmayı, kanal açmayı, buğday ekmeyi kimden öğrendin? Hayvan evcilleştirmeyi, kerpiçten ve taştan ev yapmayı, duvar örmeyi kimden öğrendin? Önderlik Savunmasında benmerkezcilikten bahsediyor. Her sistem kendisini merkez yapmak ister; bu özelliğinden ötürü her egemen sistem her şeyi kendisinden başlatır. Bu, devletçiliğin akıl hastalığıdır. Bugün yaşadıklarımız bütün tarihimizin bir sonucudur. Bu konuda Önderliğin “Biz tarihin başlangıcında gizliyiz, tarih günümüzde gizlidir” belirlemesi temel yaklaşımımızı anlatır. Bireyde toplumu, bir toplumda da tarihi biliyoruz.

Bizim toplumların tarihine yaklaşımımız, kültürlülüğe ve toplumsal gelişmişlik düzeyine yaklaşımımız işte budur. Ama her aşamanın kültüre kattığı iyi ya da kötü şeyler vardır. Toplumsallaşma sağlandıktan sonra, zincirin halkaları gibi toplumda sürekli bir değişim ve dönüşüm yaşanmıştır. Değişim ve dönüşüm kölecilik, feodalizm ve kapitalizm olsa da olmasa da yaşanacaktı. Bu, toplumsal gelişme açısından bir zorunluluktur. Bütün insani değerlerin ne kadar komünal, eşitlikçi, adaletli, doğayla uyumlu ve özgürlükçü olup olmadığı kültürlülük için temel ayraçtır. Bu bizim terazimizdir. Buna göre bütün toplumsal gelişmeleri ele alıyor ve değerlendiriyoruz. Devlet denilirken kastedilen toplumsal yaratım süreci, insan olma gerçekliği karşısında bir sapmayı ifade ediyor. Bunun nedenleri ve sonuçları diğer derslerde tartışılacağı için oraya fazla girmeye gerek yoktur. Bizim her tanımlama açısından esas alacağımız şey, paradigmal olarak Önderliğin kendi Savunmalarında ortaya koyduklarıdır. Bir insan kapitalisttir, moderndir, onun için de iyidir mi diyeceğiz? Bir insan Avrupalıdır, onun için çok gelişkindir; bir insan da Ortadoğuludur, bu yüzden çok geridir denilebilir mi? Hayır, böyle bir tanımlamayı yanlış buluyoruz. Ortadoğulu bir insan olarak Usame Bin Ladin teröristtir, insan öldürüyor. George Bush da daha kötüsünü yapmıyor mu? Neden Bush iyi de, Ladin terörist? Bizim felsefi ve ideolojik yaklaşımımıza göre kapitalist feodalden kötüdür, feodal köleciden kötüdür. Yani egemenler arasında bir çözümleme yapacaksak, rahip bugünkü devlet adamlarından daha iyidir; köle sahibi efendi, patrondan daha iyidir. Çünkü devletçi toplum ilerledikçe kökleşiyor, derinleşiyor, sapma giderek derinleşiyor. İnsanı insan eden kültürden o kadar uzaklaşma yaşanıyor. Kölecilikte toplumsal öz daha güçlüdür. Feodalizmde bu biraz daha azalıyor, kapitalizmde ise bir bütün olarak ortadan kalkıyor.

İnsanlık, kültür, toplumsallık ve insani değerler açısından en kötü sistem kapitalizmdir. Bunun için en büyük kültürsüzler kapitalistlerdir, kapitalist sistemin kendisidir. Bu konunun daha iyi anlaşılması için kapitalist dönemde bu sistemin değer yaratmadan ziyade yaratılan insanlık değerlerine yaklaşımını ele alarak daha somut vurgular yapabiliriz. Kapitalist sistem tüketim üzerinden var olduğu için kültürü nasıl tükettiğine bakmak bu sistemi daha iyi tanımamıza olanak tanır. Kimi noktalar tekrar gibi gelse de, kapitalist sistemi izah etmek için gereklidir. Kapitalist sistemin dayandığı zihniyetin diğer toplumsal sistemlerden farklı olması, onun anlaşılması için yapılacak değerlendirmelerin de kendi içinde daha değişik bir dile ihtiyaç hissettirir. Sistemin iddiası bilimselliğe dayandığıdır. Onun bilimsellikten kast ettiği, kendisini güç yapan bilimin kullanılma tarzıdır. Bilimsellik insanlığın ilk dönemlerinden beri var olan bir

kültürdür. Toplumsal yaşamın kuruluşundan beri adım adım gelişen bilimsellik ve bilimsel düşünce hiçbir sisteme ait olamaz. Onun için toplumsal bir yasa gibi, ileriye vela geriyi doğru, her zaman değişim olur. Fakat toplumsal kültür değerlerinin kullanılması her sistemin karakterine göre değişik olur. Kapitalizmin de yaptığı, bilimsel düşünceyi ve buna bağlı olarak yaratılan teknolojiyi kendi iktidarı için kullanma başarısıdır, bununla yaşamı kontrol etmesidir.

CİHAN EREN 3.BÖLÜM

YORUM GÖNDER

ZİYARETÇİ YORUMLARI

BENZER KONULAR

EN GÜZEL YOLDAŞLARI ANARKEN

15 AĞUSTOS DESTANI VE KAHRAMAN EGÎT GERÇEKLİĞİ!

ZİLAN BİR FEDAİ GELENEĞİDİR

BİLGE ÖCALAN BİZLERİ TOPLUMSAL ÖZ SAVUNMAYA ÇAĞIRIYOR

HAKİKAT ARAYIŞI OLAN GENÇLİĞE!

YAŞANAN ŞAHADETLERİ DOĞRU ANLAMLANDIRABİLMEK

HER HAKİKAT ARAYIŞI, HAKSIZLIĞA KARŞI MÜCADELE İLE BAŞLAR

DÜNDEN BUGÜNE AÇLIK GREVLERİ

ZİMANEK

YİĞİTLİK YÜREK İŞİDİR! 

ÖZE YABANCILAŞMA VE İNSANİ DUYARLILIKLAR ÜZERİNE

KÜRT HALKINA KARŞI ULTRA FAŞİZMİN DARBE DİNAMİĞİ DEVREDEDİR

GERASİMOV DOKTRİNİ NEDİR?

OTONOM MÜCADELE-SAVAŞ DÖNEMİ

TÜRKİYE'NİN DİRİ FAŞİZM BELLEĞİ KÜRT HALKINA BİLENİYOR

PKK ÖZGÜRLEŞTİREN BİR ÖZ DİRENİŞ HAKİKATİDİR

DÜŞMAN BİLİNCİ ve DÜŞMANA ÖFKE

ULRİKE MEİNHOF: SİLAHLANMAYAN ÖLÜR, ÖLMEYENLERSE CANLI CANLI CEZAEVLERİNE GÖMÜLÜR

KLASİK SİYASAL AKIMLAR VE DEMOKRATİK TOPLUMCULUK

MAKRO TARİH OLARAK ANNALES F. BRAUDEL VE ABDULLAH ÖCALAN (1. BÖLÜM)

F. BRAUDEL  A. ÖCALAN MEKAN-ZAMAN-SÜRE KAVRAMLARI (2. BÖLÜM)

TEMSİLİ DEMOKRASİ

AFGANİSTAN: KAZANAN KİM KAYBEDEN KİM?

DERSİM'İN TESLİMİYETİ SEÇEN ÇOCUKLARI

DEĞERLER AŞINMASINI ÖZGÜR BİR RUHSAL DİRENİŞ DURDURUR

İMRALI DEMOKRATİK DİRENİŞ ÇİZGİSİ NEYİ İFADE EDİYOR

ŞEHİT CİHAN'I HATIRLAMAK

ISIS started? Turkey attacks Yezidis in Iraq

ÖZEL SAVAŞ TROLLERİNE KARŞI APOCU İDEOLOJİK REFLEKS

ATEŞKES VE ÖCALAN'I SAVUNMAK

TARİHİ TOPLUMSALLIĞIN İSYANI OLARAK HALKLAR ÖNDERİ ÖCALAN

''ADIM ABDULLAH''

AVRASYACI KLİĞİN PKK DÜŞMANLIĞINI DOĞRU KAVRAMAK

ULUS-DEVLETCİLİK VE TOPLUMCULUK

KANLI TOPRAKLARDA BARIŞI YEŞERTEN BİLGE

MİLLİYETÇİLİKTEN DEMOKRATİK ULUSÇULUĞA

DEMOKRATİK SİYASET: TARİHSEL KÖKEN -2-

DEMOKRATİK SİYASET: TARİHSEL KÖKEN -1-

PKK'NİN TASFİYESİ KONSEPTİ - ORTADOĞU

KİTLESELLEŞEN BİR ANTİFAŞİST SOKAK MÜCADELESİ SÜRECİ KARŞILAR

YEREL DEMOKRATİK YÖNETİMLER

DEVLETSİZ YAŞAMAK MÜMKÜN MÜ?

İKTİDAR VE GÜÇ

BİREY TOPLUM ÇELİŞKİSİ VE SÖMÜRGE KİŞİLİK GERÇEKLĞİ (1.BÖLÜM)

BİREY TOPLUM ÇELİŞKİSİ VE SÖMÜRGE KİŞİLİK GERÇEKLİĞİ (2.BÖLÜM)

KUANTUM FİZİĞİNİN SİYASET BİLİMİNE UYARLANMASI (GİRİŞ)

ÖZGÜR YURTTAŞ HAREKETİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

KÜRTLER VE İHANET

AFGANİSTAN ÜZERİNE

BiREY TOPLUM ÇELİŞKİSİ  VE SÖMÜRGE KİŞİ  GERÇEKLİĞİ (3.BÖLÜM)

“TC JİTEMİ KDP’NİN KÜRDİSTAN DEVRİMİNİ GASP ETME PLANI”

GERÇEK AŞK NEDİR 

KUANTUM FİZİĞİNİN SİYASET BİLİMİNE UYARLANMASI (1.BÖLÜM)

MANKURTLAŞAN TÜRK SİYASETİNİN ÇÖKÜŞÜ

KOMÜNALİTE ÜZERİNE

KUANTUM FİZİĞİNİN SİYASET BİLİMİNE UYARLANMASI 2.BÖLÜM

TÜRKİYE'DE ULUS-DEVLET VE DEMOKRATİK ULUSLAŞMA SÜRECİ -2-

KUANTUM FİZİĞİNİN SİYASET BİLİMİNE UYARLANMASI (3.BÖLÜM)

KUANTUM FİZİĞİNİN SİYASET BİLİMİNE UYARLANMASI (4.BÖLÜM)

TÜRKİYE'DE ULUS-DEVLET VE DEMOKRATİK ULUSLAŞMA SÜRECİ -3-

BAYRAK VE ÇOCUK

KUANTUM FİZİĞİNİN SİYASET BİLİMİNE UYARLANMASI (SONUÇ )

HERKESİN BİLDİĞİ 'SIR' DEĞİLDİR! 

MODERNİTENİN  BİTMEYEN PROJESİ: TALİBAN

PKK’NİN GÖRKEMLİ DEVRİM ÇAĞINDA DİRENİŞLE NEWROZLAŞMAK

DEHAKLAŞAN İLKEL MİLLİYEÇİLİK EN TEHLİKELİ İDEOLOJİDİR

ERBİL SEMALARINDA KAMİKAZE DRONE OYUNLARI

TOPLUMSAL YOZLAŞMANIN PANZEHİRİ GENÇLİK ÖNCÜLÜKLÜ DİRENİŞ ve ÖZ SAVUNMADIR! 

ÇALIŞMALARIMIZDA YANLIŞ SİYASALLAŞMALAR

MEŞRULUĞUN KAYNAĞI: AHLAKİ VE POLİTİK TOPLUM

KAPİTALİZM DÜNYANIN SONUDUR

DEMOKRATİK MODERNİTE EKSENİNDE İDEOLOJİK YERELLEŞME (1)

AHLAKİ VE POLİTİK GÖREVLER

İMRALIDA GUANTANAMO ÖZEL NATO HUKUK REJİMİ UYGULANIYOR

SANATÇI HİSSİ SAVAŞÇI HİSSİ

DEMOKRATİK MODERNİTE EKSENİNDE İDEOLOJİK YERELLEŞME (2)

IRAK SEÇİMLERİ ÜZERİNDE TÜRKİYE GÖLGESİ VE GÜNEY PARADOKSU

MUHTEŞEM YALNIZLIK VE BİZ !

AHLAKİ VE POLİTİK TOPLUM BOYUTU (DEMOKRATİK TOPLUM)

DEMOKRATİK MODERNİTE EKSENİNDE İDEOLOJİK YERELLEŞME (3)

DEVRİMCİ KÜLTÜR ve AHLAK (1. BÖLÜM)

DEVRİMCİ KÜLTÜR ve AHLAK 2.BÖLÜM

HEVAL ŞÜKRÜ'YÜ  UĞURLARKEN

''SOSYALİZMİN KÜRESEL YÜKSELİŞİNDE PKK'NİN ÖNCÜLÜK ROLÜ''

SÖMÜRGE ÜRETİM TARZINDAKİ SINIF ÇELİŞKİSİNİN ANALİZİ 1.BÖLÜM

ANLAM YÜKLÜ ZAMANLARDA 'ÖZGÜR İNSAN'LA DİYALOGLAR

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI 13.BÖLÜM

DEVRİMCİ KÜLTÜR ve AHLAK 3.BÖLÜM

SÖMÜRGE ÜRETİM TARZINDAKİ SINIF ÇELİŞKİSİNİN ANALİZİ 2.BÖLÜM

DEVRİMCİ KÜLTÜR ve AHLAK 4.BÖLÜM

GÜNEŞ ÜLKESİNDE DİRİLİŞİ ÖNDER APO VE ŞEHİTLER GERÇEKLEŞTİRDİ

PSİKOLOJİK SAVAŞ ÜZERİNE

DEVRİMCİ KÜLTÜR ve AHLAK 5.BÖLÜM

“Dijital medya tasfiyeciliğinin zehirleme virüsü”

ÖNDERLİKTE YAŞAM, BİRDEVRİMCİ MÜCADELEDİR

DEVRİMCİ KÜLTÜR ve AHLAK (6.BÖLÜM)

PARASTİNA REWA U PARASTİNA CEWHERİ

DEVRİMCİ KÜLTÜR ve AHLAK (7. BÖLÜM)

KCK'DEN ULUSLARARASI TOPLUMA 'KİMYASAL SİLAH' MEKTUBU

HDP YÜZDE 15 AMA FAŞİZM VAR KİMYASAL SİLAHLAR VAR

DEVRİMCİ KÜLTÜR ve AHLAK 8.BÖLÜM

İSYAN FAŞİZME KARŞI BİR SİVİL ANGAJMAN HAKKIDIR

DEVRİMCİ KÜLTÜR ve AHLAK (9.BÖLÜM)

DEVRİMCİ KÜLTÜR ve AHLAK (10.BÖLÜM)

AN SERKEFTİN AN SERKEFTİN PKK

DEVRİMCİ KÜLTÜR ve AHLAK 11.BÖLÜM (SON)

KATİLLERDEN HESAP SORMA ZAMANI

İLK SÖZ

3.DÜNYA SAVAŞINDAN ÇIKIŞI SAĞLATACAK TEK GÜÇ DEMOKRATİK HALK DEVRİMİDİR

FAŞİZM TOPLUMU ŞİDDETLE YÖNETMEK İSTER

DÖNEMİN GÖREVİ DEVRİMCİ HALK SAVAŞIDIR

DEVRİMCİ HALK SAVAŞI VE DEMOKRATİK SİYASET

DİRİLİŞTEN KURTULUŞA ÖZGÜRLÜK AŞKI EN TEMEL GÖREVİMİZ

“SEÇİMLERE ENDEKSLENMİŞ ÇÖZÜM BEKLENTİLERİ ÜZERİNE”

ZİHNİYET DEVRİMİ HAKİKAT DİYALOGLARINDA SAKLI

İHANETİN BEDELİ, YOK OLUŞA DOĞRU!

ÖZEL SAVAŞ; BİLİNÇLENEREK, ÖRGÜTLENEREK, DAYANIŞMA İÇERİSİNE GİREREK YENİLGİYE UĞRATILABİLİR

TÜRK DEVLETİNİN PSİKOLOJİK SAVAŞ YÖNTEMLERİ

ÜÇÜNCÜ ÖNDERLİKSEL DOĞUŞ

KÜRTLER DEMOKRATİŞLEŞMENİN ÖNCÜSÜDÜR

DEVRİMCİ EN USTA SANATKÂRDIR

9 EKİM KOMPLOSU 24’ÜNCÜ YILINA GİRERKEN

ÖZGÜRLÜKTEN KORKMAK ESARET GETİRİR

DEVRİMCİ AHLAKİ HÜMANİZMANIN SİYASİ TEMSİLİ

YURTSEVER HALKIMIZA VE DEMOKRATİK KAMUOYUNA!

YURTSEVER KÜRDİSTAN HALKINA VE TÜM KAMUOYUNA

ACIMIZ, BİLİNCE DÖNÜŞEN EYLEMDİR

ÜÇÜNCÜ YOLU ÖRGÜTLÜ VE EYLEMLİ KILMAK

ÖNDERLİĞİMİZİN ÖZGÜRLÜĞÜ YEGANE AMAÇ VE HEDEFİMİZDİR

“DEĞERSİZLİK” AYMAZLIĞI

EMEK VE YAŞAM BAĞLARI

ÖNDERLİK ÇİZGİSİNİN BAŞARISI VE HDP

ÖNDERLİK GERÇEĞİ BÜYÜK BİR EMEK YOĞUNLAŞMASIDIR (1.BÖLÜM)

XELİFAN ŞEHİTLERİ ONURUMUZDUR

MİLİTAN DİLSİZ KONUŞANDIR

ÖNDER APO, BİR HALKIN VAROLMA TARİHİ

ÖNDERLİK GERÇEĞİ BÜYÜK BİR EMEK YOĞUNLAŞMASIDIR (2.BÖLÜM-SON)

ŞİMDİ PKK ZAMANI!

PLATFORM MEVZİDİR,TERK ETMEK SUÇTUR!

ORTADOĞU'DA SUNNİ SEÇİM BLOKLARI İNŞASI

AHLAK FELSEFESİ Mİ VİCDAN FELSEFESİ Mİ?

FAŞİST SALDIRILAR KARŞISINDA NE YAPMALIYIZ?

DEVRİMCİ HALK SAVAŞINI BÜYÜTEREK ‘ÖZGÜRLÜK ZAMANI’ HAMLESİNİ ZAFERLE TAÇLANDIRACAĞIZ

“HAKİKAT AŞKTIR AŞK ÖZGÜR YAŞAMDIR”  “Önder APO”

HAKİKAT PENCERESİNDEN KADRO

SİSTEM KARŞITI HAREKETLER

BİLİM İLE İKTİDARIN BİRLEŞTİĞİ SAHA: DEMOGRAFYA (1.BÖLÜM)

KADIN’I ARAMAK VE HAKİKATİN UMUDUNA ERİŞMEK

AİLE SORUNU VE AİLENİN DEMOKRATİKLEŞMESİNİN ÖNEMİ

ANLAMIN HAKİKAT BİLGELİĞİ

BİLİM İLE İKTİDARIN BİRLEŞTİĞİ SAHA  DEMOGRAFYA (2.BÖLÜM)

HAKİKAT PENCERESİNDEN KADRO (2.BÖLÜM)

KENDİ TOPLUMSALLIĞINI BİZZAT YARATMAYA GİRİŞEN ÖNDER APO

ÖZGÜRLÜK ZAMANI HAMLEMİZİ,ÇÖKERTME PLANI'NI ÇÖKERTMİŞTİR

TÜRK DEVLETİNE KİMYASAL SİLAH KULLANMA AYRICALIĞI

PKK VE ÖNDERLİĞİNE KURULAN NATO GLADİOSU KOMPLOSUNUN ŞİFRESİ: OLOF PALME SUİKASTI

HAKİKAT PENCERESİNDEN KADRO (3.BÖLÜM)

ARTIK SAVAŞIN KARAKTERİ DEĞİŞTİ!

KÜRDÜN TARİHİ ACILARININ DERMANIDIR PKK

RADİKAL DEMOKRASİYİ KÜRTLERDEN ÖĞRENECEĞİZ

SOYKIRIMA KARŞI YENİLMEYEN STRATEJİ

ULUSLARARASI KOMPLO VE DEM DEMA AZADİYÊ HAMLESİ

40 YILLIK MÜCADELE TARİHİNİN ZİRVESİ: ROJAVA KADIN DEVRİMİ

PKK SÖMÜRGECİLERİN BÖLDÜĞÜ KÜRDİSTAN SINIRLARINI BİRLEŞTİRİYOR

KAYALARDA KÖK SALMAKTIR GERİLLACILIK (1.BÖLÜM)

KİMYASAL SİLAHLARIN YASAKLANMASI ÖRGÜTÜ NEDEN SESSİZ?

KAYALARDA KÖK SALMAKTIR GERİLLACILIK (2.BÖLÜM)

KİMYASAL SALDIRILAR İÇİN YERİNDE İNCELEME YAPILSIN

ŞEHİT MEHMET TUNÇ

ZEHİRLİ GAZLAR VE KİMYASAL SİLAHLARIN KULLANIMI VE YASAKLANMASINA DAİR DERLEME 

109 AYDINDAN BM’YE KİMYASAL SİLAH KULLANIMI İÇİN SORUŞTURMA ÇAĞRISI

1923’TEN BERİ SÜREN HAKSIZLIĞA SON VERİN!

PKK'NİN KURULUŞUNUN ANISINA (1.BÖLÜM)

KOMÜNAL KADIN EKONOMİ DERLEMELERİ – 1

İSYANSIZ YAŞAM KÖLE İNSANI YARATIR

PKK'NİN KURULUŞUNUN ANISINA( 2.BÖLÜM)

KOMÜNAL KADIN EKONOMİ DERLEMELERİ – 2

“SOSYAL BİLİMLERDE DEVRİM” YOLUNDA TARİHSEL-TOPLUM AKADEMİLERİ

TÜRK DEVLETİNİİN KİMYASAL SİLAH SALDIRILARINA KARŞI HAREKETE GEÇİLMELİ

YAŞADIĞIMIZ ÇAĞDA ÖZGÜRLÜK PROBLEMİNE BAKIŞ

‘ULUSLARARASI SESSİZLİK TÜRK DEVLETİNİN KİMYASAL SİLAH KULLANIMINAZEMİN SAĞLIYOR’

TANRIÇA STAR'DAN YJA STAR'A KADIN TOPLUMUNU SAVUNUYOR -1-

PKK'NİN KURULUŞUNUN ANISINA (3.BÖLÜM)

KİMYASAL SİLAH SALDIRILARININ ARKASINDA HEGOMONİK GÜÇLER VAR

PKK'NİN KURULUŞUNUN ANISINA (4.BÖLÜM)

TANRIÇA STAR'DAN YJA STAR'A KADIN TOPLUMUNU SAVUNUYOR -2-

TÜRK İKTİDARININ ÇIKMAZI, CHP'NİN“AÇILIMI” VE HDP

BUGÜNKÜ GERİLLA RUHU BÊRÎTAN'IN RUHUDUR

KÜRT-ARAP İTTİFAKI İÇİN GÜÇLÜ BİR TARİHSEL ZEMİN VAR

ALEVİ İNANÇ ÖNDERLERİNDEN VE 44 IRAKLI AYDINDAN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'E MEKTUP

PKK'NİN KURULUŞUNUN ANISINA (5.BÖLÜM)

TANRIÇA STAR'DAN YJA STAR'A KADIN TOPLUMUNU SAVUNUYOR -3-

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI VE KÜRT HALKINA YÖNELİK İMHA SALDIRILARI

PKK'NİN KURULUŞUNUN ANISINA (6.BÖLÜM)

TANRIÇA STAR'DAN YJA STAR'A KADIN TOPLUMUNU SAVUNUYOR -4-

ORTADOĞU'DA VE TÜRKİYE'DE ÜÇÜNCÜ YOL

KÜRDİSTAN'DA ASIRLIK KİMYASAL KATLİAM DEVAM EDİYOR

'TARİHİ DİRENİŞİN TEMELİ İDEOLOJİK DURUŞ, FEDAİ RUH VE APOCU YOLDAŞLIKTIR'

ROJAVA DEVRİMİ İÇİN SEFERBERLİK ZAMANI

AVRUPA'DAKİ KÜRDİSTANLI KURUMLARDAN OPCW'YE MEKTUP

PKK'NİN KURULUŞUNUN ANISINA (7.BÖLÜM)

TANRIÇA STAR'DAN YJA STAR'A KADIN TOPLUMUNU SAVUNUYOR -5-

LÜMPEN KİŞİLİK NEDİR?

ROJEV

ZAFER PERSPEKTİFLERİ (DERLEME)

KİMYASAL TAYİP'TEN HESAP SORMAK

İŞTE TÜRK DEVLETİNİN KİMYASAL SİLAH KULLANDIĞININ BELGELERİ

TANRIÇA STAR'DAN YJA STAR'A KADIN TOPLUMUNU SAVUNUYOR -6-

PKK'NİN KURULUŞUNUN ANISINA (8.BÖLÜM)

ORDULAŞAN DİRENİŞ ABİDELERİ

ÖZGÜRLÜKÇÜ KÜRT İLE İŞBİRLİKÇİ KÜRT ARASINDAKİ FARK

SOYKIRIMCI TC’NİN KİMYASAL SALDIRILARI

PKK'NİN KURULUŞUNUN ANISINA (9.BÖLÜM)

ÖZGÜR BAHARLARIN BARIŞ BİLGESİ

KÜRT VE KÜRDİSTAN VARLIĞI ÖZ SAVUNMASIZ OLMAZ

KDP’NİN-BARZANİLERİN TARİHİ İHANETLER TARİHİDİR

PKK'NİN KURULUŞUNUN ANISINA (10.BÖLÜM)

ZAFER PERSPEKTİLERİ (2.BÖLÜM)

ÖZGÜR KÜRDİSTAN DEMOKRATİK ORTADOĞU'DUR

PKK'NİN KURULUŞUNUN ANISINA (11.BÖLÜM)

ROJAVA DEVRİMİ TÜM KADINLAR İÇİN ÖZGÜRCE VAROLUŞ DEVRİMİDİR

ASENA MERAL'İN YÜZÜNDEKİ YENİLGİ HARİTASI

KOBANE DİRENİŞİNDE BİR CUDİ SÖYLENCESİ: GELHAT GABAR

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ (GİRİŞ)

PKK'NİN KURULUŞUNUN ANISINA (12.BÖLÜM-SON)

ROJAVA DEVRİMİ KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ PARADİGMAYLA GELİŞİYOR

KÜLTÜREL SOYKIRIMA KARŞI SON İSYAN: APOCU DİRİLİŞ VE PKK

WERXELÊ ABİDELERİNİN KOMUTANI CUMALİ ÇORUM

YOLUN SONUNA DOĞRU

DÜNYA SAVAŞI VE ÇAĞDAŞ KAHRAMANLIK ZAMANI

KÜRT JEOPOLİTİĞİ OLUŞURKEN KARŞI HAMLELER

ÖZÜ ARAYIP İRADELEŞEN VE SAVAŞAN KADININ ADRESİ

KCK'DEN KİMYASAL İÇİN SAHAYA DAVET

PKK AB'NİN TERÖR LİSTESİNDEN ÇIKARILSIN!

EDEP YOLUN IŞIĞIDIR

ERDOĞAN VE MERKEL'İN TRUVA ATI DENİZ YÜCEL

HAKİKAT SOSYOLOJİSİNİN ÖZGÜR BİLGESİ

KENDİ OMUZLARI ÜZERİNDE BAŞKALARININ KAFASINI TAŞIMAK

İMRALI'DAKİ TECRİT VE İŞKENCE SİSTEMİNE KARŞI MÜCADELE DAHA DA BÜYÜTÜLMELİİ

ÇİRKİN İNSAN EN KORKAK İNSANDIR

PKK, GENÇLİK VE ZİHNİYET

BURASI KÜRDİSTAN, BEN DE KÜRT'ÜM

XELÎFAN'IN ORTAYA ÇIKARDIĞI GERÇEKLER

DİJİTAL DÜNYA SANAL KİŞİLİK

GENÇLİK VE DÖNEM GÖREVLERİ

PÊŞWAZİYA XERAB

WERİN CENGA AZADÎYÊ !

KÜRESEL GÜÇLERİN HAMLELERİNİ DOĞRU OKUMAK

HAMLASEL MÜCADELEYİ HER ALANDA ÇOK DAHA GÜÇLÜ GELİŞTİRELİM!

KİM, PKK’Yİ NASIL GÖRÜYOR? (DOSYA-ANALİZ)

ANLAMLI YAŞAM ÖNDERLİĞİN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAĞLAMAKLA MÜMKÜNDÜR

KÜRT VAR DA KÜRDİSTAN YOK MU?

“KÜRDİSTAN DEVRİMİNİN GÜVENCESİ TOPLUMSAL ÖZ SAVUNMADIR(1.BÖLÜM)

KURULAN BİR PARTİ DEĞİL YAŞAM TARZIDIR

ANLAMA DAİR

BİLMEYE DAİR

SÖZ VE ANLAM ÜZERİNE (1.BÖLÜM)

FAŞİZMİ ZAGROS'A GÖMMEK

“KÜRDİSTAN DEVRİMİNİN GÜVENCESİ TOPLUMSAL ÖZ SAVUNMADIR”(2.BÖLÜM)

PKK 'TERÖR LİSTESİ'NDEN ÇIKARILMALI ÇAĞRILARI

PKK İLE KÖLELİKLER YIKILMIŞ ÖZGÜRLÜKLER KAZANILMIŞTIR

TEK DEĞİL, MİLYONLARIZ

SÖZ VE ANLAM ÜZERİNE(2.BÖLÜM)

ÖZ SAVUNMAYLA ÖZGÜR YAŞAMI AŞKLA ÖRELİM

PKK ÖZGÜRLEŞEN GENÇLİK VE KADINA BİR ÇAĞRIDIR!

ŞİMDİ PKK ZAMANI!

DERSİM SOYKIRIMININ YIL DÖNÜMÜNDE MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM

KÜRT YURTSEVERLİĞİ

PKK’NİN ORTAYA ÇIKARDIĞI KÜRT GERÇEKLİĞİ (1.BÖLÜM)

SÖZ VE ANLAM ÜZERİNE (3.BÖLÜM)

PKK’NİN İNSANLIK SAVAŞINA DOĞRU KATILMAK

ÖNDERLİKSEL DOĞUŞ ŞARTLARI (2.BÖLÜM)

SÖZ VE ANLAM ÜZERİNE (4.BÖLÜM)

SÖZ VE ANLAM ÜZERİNE (5.BÖLÜM)

PKK'NİN KIRK DÖRDÜNCÜ YILINDA DAHA FAZLA PARTİLEŞEREK ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLAMAK

PKK NEDEN ANKARA’DA ÇIKIŞ YAPTI (3.BÖLÜM)

GERİLLA BİR İDEOLOJİK KİMLİKTİR (1.BÖLÜM)

HUKUKUN HİÇ OLMADIĞI İKİ YER

SÖZ VE ANLAM ÜZERİNE(6.BÖLÜM)

GERİLLA, FELSEFİ BİR KİMLİKTİR(2.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN SÖMÜRGEDİR” (4.BÖLÜM

PKK YASAĞINA KARŞI BERLİN'DE BULUŞMAYA ÇAĞIRDI

GERİLLA KOMÜNAL KİMLİKTİR(3.BÖLÜM)

APOCU HAREKETİN GELİŞİM TARİHİ İÇERİSİNDE PKK'LİLEŞME HAMLELERİ (1.BÖLÜM)

BAĞIMSIZLIK VE BAĞIMSIZLIKÇI DURUŞ (5.BÖLÜM)

PKK GEL E, GEL NAYÊ DARIZANDIN!

PKK HALKTIR HALK YAGILANAMAZ !

MESRUR BARZANİ TÜRK DEVLET AĞZIYLA KONUŞUYOR

APOCU HAREKETİN GELİŞİM TARİHİ İÇERİSİNDE PKK'LİLEŞME HAMLELERİ (2.BÖLÜM)

GERİLLA KÜLTÜREL KİMLİKTİR(4.BÖLÜM)

PKK NEDEN AYRI ÖRGÜTLENMEYE GİTTİ (6.BÖLÜM)

APOCU HAREKETİN GELİŞİM TARİHİ İÇERİSİNDE PKK'LİLEŞME HAMLELERİ (3.BÖLÜM)

GERİLLA CİNS ÖZGÜRLÜKCÜ KİMLİKTİR(5.BÖLÜM)

KADIN, DEVRİM VE ÖZGÜRLÜK ZAMANIDIR!

KUMPASLAR ÜLKESİNDE SON TANGO

PKK’LİLİK DÜZENDEN KOPUŞTUR (7.BÖLÜM)

PKK HALKTIR, HALK YASAKLANAMAZ

PKK HALKTIR HALK YASAKLANAMAZ

PKK HALKTIR HALK YASAKLAMAZ

“PKK'NİN YARATTIĞI İDEOLOJİK BİLİNÇLE NETLEŞMEK”

PKK HALKTIR, HALK YASAKLANAMAZ!

PKK HALKTIR HALK YASAKLANAMAZ

PKK GEL E, GEL NAYÊ QADEXEKİRİN!

GERİLLA HOŞGÖRÜLÜ KİMLİKTİR(6.BÖLÜM)

BİR DİRİLİŞ VE KAHRAMANLIK DESTANI

PKK İLE DİĞER ÖRGÜTLER ARASINDAKİ TEMEL FARKLAR (8.BÖLÜM)

APOCULAR DÜŞÜNDÜ, İNANDI VE YAPTI (1.BÖLÜM)

PKK HALKTIR, HALK YASAKLANAMAZ

GERİLLA ÖZGÜR KÜRDÜN YARATILDIĞI BİR DİRENİŞ DERGAHIDIR

ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLAMA ZAMANI ! (1.BÖLÜM)

PKK’NİN KURULUŞU ŞOVENİZMDEN KOPUŞTUR (9.BÖLÜM)

BELÇİKA ADALETİNDEN TARİHİ PKK KARARI

BARZANİ’NİN YARATTIĞI BELARUS TRAJEDİSİ HERYERDE

PKK’DE ŞEHADETLER, BİR EMİR MAKAMIDIR (2.BÖLÜM)

ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLAMA ZAMANI ! (2.BÖLÜM)

PKK DEMOKRATİK ULUS ÇİZGİSİYLE DAHA DA BÜYÜDÜ

SIFIRDAN İLK SERHİLDANA (10.BÖLÜM)

GERİLLA TÜRK ORDUSUNU DURDURDU (3.BÖLÜM) 

PKK’NİN 43 YILLIK TARİHİ BİR DESTANDIR; BU TARİH KANLA SÜSLENMİŞTİR

EGEMEN ERKEKLİK ÖZÜNDE FAŞİSTTİR

ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLAMA ZAMANI ! (3.BÖLÜM)

SERHİLDANLA YARATILAN EĞİTİM ORTAMI (11.BÖLÜM)

ÖNDER APO SABIRLI, CESUR, YİĞİT KENDİNE VE ÖZGÜRLÜĞE İNANAN KADINI YARATTI

PKK ADINA YAPILAN İLK BESTE (VAYE PKK RABÛ)

''İSTENİRSE BU İKTİDAR BİR HAFTA DURAMAZ'' (4.BÖLÜM)

PKK'NİN 43.KURULUŞ YIL DÖNÜMÜ KUTLAMALARI

PKK YENİ İNSANLIĞIN DEVRİMCİ TARİH YAZIMIDIR (1.BÖLÜM)

HAKİ KARER YOLDAŞIN ŞAHADETİ VE HAKİ KARER KİŞİLİĞİ (12.BÖLÜM)

ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLAMA ZAMANI ! (4.BÖLÜM)

PKK’NİN 43. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ KUTLAMALARI (2.BÖLÜM)

ONUR DİRENİŞİNDE YER ALIN!

ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLAMA ZAMANI ! (5.BÖLÜM)

PKK YENİ İNSANLIĞIN DEVRİMCİ TARİH YAZIMIDIR (2.BÖLÜM)

26-27 KASIM 1978: I. KURULUŞ KONGRESİ (13.BÖLÜM)

PKK ÖLÜM DÖŞEĞİNDE OLAN BİR HALKI DÜNYANIN UMUDU YAPTI

BİZ BU TOPRAKLARIN ÇOCUĞUYUZ, ONLARIN ANLAYACAĞI DİLDEN ONLARLA KONUŞMALIYIZ! 

1980: 12 EYLÜL ASKERİ DARBESİ VE KENAN EVREN (14.BÖLÜM)

GERİLLADA EĞİTİM, YAŞAMIN KENDİSİDİR(1.BÖLÜM)

İKTİDARIN KORTUĞUNU BAŞINA GETİRECEĞİZ 

“PKK, KÜRT HALKINI DİRİLTEN ÖZGÜRLÜK RUHUDUR”

PKK HALKTIR, HALK YASAKLANAMAZ!

FAŞİZMİ YIKMAK İÇİN DAHA ÇOK CESARET LAZIM

GERİLLADA EĞİTİM, YAŞAMIN KENDİSİDİR(2.BÖLÜM)

“T C FAŞİZMİNİN KAOS PLANI İMRALI'DA DEVREDE”

GERİLLADA EĞİTİM, YAŞAMIN KENDİSİDİR(3.BÖLÜM)

PKK KAYBETTİRİLEN KADIN KÜLTÜRÜNÜN PARTİSİDİR  

PKK İLE REEL SOSYALİSTLER ARASINDAKİ TEMEL FARK (15.BÖLÜM)

SİSTEM ÇALIŞMAMIZ TARİHTE İLKTİR

GERİLLADA EĞİTİM, YAŞAMIN KENDİSİDİR(4.BÖLÜM)

TARİH SAHNESİNDE VAMPİRLER

SALİH KANDAL VE SİVEREK DİRENİŞİ (16.BÖLÜM)

HALKLAR ÖNDERİ SAYIN ABDULLAH ÖCALAN'A UYGULANAN TECRİT İLE İLGİLİ SON GELİŞMELER

İNGİLİZ POLİTİKALARI KÜRTLERİN SIRTINDAKİ HANÇERDİR

LÜBNAN-FİLİSTİN SAHASINA ÇIKIŞ SÜRECİ (17.BÖLÜM)

PKK'NİN 'TERÖR LİSTESİ'NDEN ÇIKARILMASI İÇİN YAPILAN ÇAĞRILAR (1.BÖLÜM)

AKP, HOBBES VE SAVAŞ DURUMU

MAZLUM DOĞAN ARKADAŞIN DİRENİŞ GERÇEĞİ (18.BÖLÜM)

ŞEHİTLER PKK'LİDİR

KDP 21. YÜZYILDA UTANÇLA KÜRT İHANET TARİHİNİ YENİDEN YAZIYOR (1.BÖLÜM)

RÊBER APO'NUN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAĞLAMA MÜCADELESİ BOYUTLANDIRILMALI

HALKLAR ÖNDERİ SAYIN ABDULLAH ÖCALAN'A UYGULANAN TECRİT İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR

KDP 21. YÜZYILDA UTANÇLA KÜRT İHANET TARİHİNİ YENİDEN YAZIYOR (2.BÖLÜM)

PKK SANAT İNCELİĞİNDE ÖRÜLEN BİR HAREKETTİR

AKP-MHP FAŞİZMİ UZATMALARI OYNUYOR

PKK'NİN DÜNYA SİYASET SAHASINDAKİ AVANTAJLARI VE AVANTAJLARINI GÜÇLENDİRME YOLU: ÖZ SAVUNMA

DEVRİM ÖZGÜRLÜĞE AŞIK OLANLARIN YOLUDUR

KCDK-E'DEN GÜNDEME İLİŞKİN AÇIKLAMALAR

KATILANLARIN ANLATIMIYLA 27 KASIM 1978 FİS KÖYÜ

KÜRDİSTAN'DA GERİLLA ZAMANI

PKK DEĞİŞİMİN VE DÖNÜŞÜMÜN GÜCÜ OLDU

KDP’NİN DERİN DENKLEMİNDE 140'INCI MADDE

KCK VE KONGRA-GEL'İN ŞENGAL AÇIKLAMALARI

FAŞİST DİKTATÖRLÜK YIKILMAYA MAHKUMDUR

GENÇLİKTE ZİHNİYET DEVRİMİNDE FEDAİLİĞİ YAKALAMAK ÖZGÜR TOPLUMUN SARSILMAZ İNŞASIDIR

ÖNDER APO, BİR HALKIN VAROLMA TARİHİ

REJİM YIKILMADAN HİÇBİR KÜRT RAHAT YAŞAYAMAZ

21. YÜZYILDA SOYKIRIM VE TOPLUMSAL DİRENİŞTE GENÇLİĞİN ROLÜ

DEVRİMCİ HALK SAVAŞI RADİKAL BİR CİNS MÜCADELESİYLE KAZANILABİLİNİR

DÜNYA HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK GÜNÜ ÇAĞRILARI

KAPRİSLİ VE PASİF SANAL RADİKALİZM

ANTER YOLDAŞ VE ZİNDAN DİRENİŞLERİ

ÖZEL SAVAŞA KARŞI ZİHNİYET VE YAŞAM MÜCADELESİ (1.BÖLÜM)

“APOCU DEVRİMCİ HAMLE TC FAŞİZMİNİ ÇÖKERTİYOR”

“ÇİN MODELİ” TOPLUMA SAVAŞ İLANIDIR...

ÖZEL SAVAŞA KARŞI ZİHNİYET VE YAŞAM MÜCADELESİ (2.BÖLÜM)

TOPLUMSAL SORUNLARIN AŞILMASINDA ÇIKIŞ ÖZGÜRLÜK HAREKETİDİR

1000 İSİMDEN ÇAĞRI: PKK 'TERÖR ÖRGÜTLERİ LİSTESİ'NDEN ÇIKARILSIN

İMRALI KAYALIKLARINA ÇİVİLENEN HAKİKAT (1.BÖLÜM)

KİTLESELLEŞEN BİR ANTİFAŞİST SOKAK MÜCADELESİ SÜRECİ KARŞILAR

İMRALI KAYALIKLARINA ÇİVİLENEN HAKİKAT (2.BÖLÜM)

SOYKIRIM KISKACINDA VARLIK SAVAŞI YÜRÜTMEK

CEZAEVLERİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR VE ÇAĞRILAR

KNK TOPLANTISININ SONUÇ BİLDİRGESİ

ETKİN BİR EKONOMİK SAVAŞ STRATEJİSİ

BİR TÜRKÜNÜN MELODİSİ VE SENFONİSİDİR PKK

KÜRTLERDE DİNSELLİK VE YAŞANAN DEĞİŞİMLER

PREKARYA VE BALDIRI ÇIPLAK KÜRD

TASARLANMIŞ BİR KATLEDİLME DURUMU VAR

AP, TUTSAK VEKİLLER İÇİN KAMPANYA BAŞLATTI 

ZİNDANLARDAKİ ZULME SESSİZ KALMAK !

GARİBE GEZER KÜRT SORUNU'NUN TA KENDİSİDİR

TÜRKİYE’NİN ÇÖZÜLME İŞARETLERİ ARTIYOR

KÜRT KATLEDEREK TÜRK OLACAĞINI SANMAK

'' FAŞİZMLE HESAPLAŞMA OLMADAN HELALLEŞME OLMAZ ''

GARİBE'Yİ KATLEDENLER MUTLAKA HESABINI VERECEKLER

 19 ARALIK 2000 YILINDA ZİNDANLARDA YAPILAN KATLİAM İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR

YOL VE YOLDAŞLIK…

İDEOLİKLİK VE İDEOLOJİKSİZLİK ÜZERİNE BİR KAÇ SÖZ

BİRAZ DA AJİTASYON LAZIM

ÖNDERLİK VE ZİNDANLARDA  REHİN TUTULAN  YOLDAŞLAR  ETRAFINDA KENETLENME ZAMANI

KADININ SESİNDE SAKLIDIR ÖZGÜRLÜK DÜŞÜ

ZINDANLAR İLE İLGİLİ DUYARLILIK ÇAĞRILARI

CEZAEVLERİNDE KATLİAM VAR

TÜRKİYE'NİN AYNASI ZİNDANLAR

KIRIKLAR CEZAEVİ'NDEKİ TUTSAKLAR AÇLIK GREVİNDE

KONGRA-GEL ZİNDANLAR İÇİN 'SEFERBER' OLMAYA ÇAĞIRDI

HEVAL HALİL GÜNEŞ'İN ANISINA

“ÖNDERLİKSEL DEVRİMİN DİRENİŞ RİTMİNİ YAKALAMAK”

PKK DİRENİŞİ 2022 YILINI KÜRDÜN ULUSAL ONUR BAYRAMI YAPACAK

DÖRDÜNCÜ KELEBEK OLMAK

ÖZGÜRLÜK AŞKINA DİRENENLER

ÖZ SAVUNMA MEKANIZMASI OLARAK DUYGULARINI POLİTİKLEŞTİRMEK

ETİK İNSAN VE ETİK EYLEM (1.BÖLÜM)

ETİK İNSAN VE ETİK EYLEM (2.BÖLÜM)

TJK-E, PARİS KATLİAMI'NIN HESABINI SORMAK İÇİN ALANLARAÇAĞIRDI!

KÜLTÜR-SANATA KURULAN TUZAKLAR VE APOCU ESTETİK

SARA YOLDAŞ, ÖNDER APO’NUN YOLDAŞIYDI

NAZİ TOPLAMA KAMPINDAN KAÇAN 9 DİRENİŞÇİ KADININ HİKAYESİ

KADIN DEVRİMİNİN DİRENİŞ SEMBOLÜ

ÖNDER APO’YLA YAŞA, KÜRDİSTAN'I ÖZGÜRLEŞTİR!

GÜNEŞ PARLAKLIĞINDA GÜLÜMSEMEN HEVAL SARA (SAKİNE CANSIZ)

“TC FAŞİZMİ KARŞISINDA KÜRT SİYASETİ NE YAPMALI?”

PKK ÖLÇÜLERİNDE YAŞAMI YARATANLAR

GERÇEKLER ACITMIYOR

KÜRT DÜŞMANLIĞI AÇ VE İŞSİZ BIRAKIR

ŞADİYE MANAP'TAN MEKTUP VAR

ÇÜNKÜ SANA GÖRE O İNSAN DEĞİL

KÜRTLER ZORU BAŞARDI

SOKAK OLMADAN DEMOKRASİ OLMAZ

KÜRDÜN ÖZGÜRLÜK GÜNEŞİ EFRÎN’DEN DOĞACAK

DESTANSI EFRİN FEDAİ DİRENİŞİNE BİR İÇ BAKIŞ

YÜREĞİMİN SESİNİ DİNLEDİM (1.BÖLÜM)

75 RUHU AYAĞA KALK!

FAŞİST ŞEF AMED'E GİREMEZ

YÜREĞİMİN SESSİNİ DİNLEDİM (2.BÖLÜM)

ALLAH'IN DEĞİL, ERDOĞAN'IN KÜRTÇE İLE PROBLEMİ VAR

YÜREĞİMİN SESİNİ DİNLEDİM (3.BÖLÜM)

İSTANBUL, ADANA: DEMOKRATİK ÖZERKLİĞİN ZORUNLULUĞU

APOCU DEVRİMİN YARATTIĞI YENİLMEZLİK TARİHİ

“DOĞA” ZAMANI

ELEŞTİREL DÜŞÜNCENİN EYLEMSELLİĞİ

KADIN OLMAK SUÇ MUDUR?

GÖÇ YOLLARINDA…

KÜRDÜM “TÜRK VARLIĞINA” KURBAN OLMAYACAĞIM!

ATAKAN MAHİR’İ HATIRLAMAK

İSYAN VE İNTİKAM ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?

KARA GÜNÜN ÇOCUKLARINA!

KOBANE'DEN HESEKE'YE KÜRDÜN DİRENİŞ DESTANI

DEVLET DİNCİDİR VE EN BÜYÜK TARİKATTIR

YÜREĞİMİN SESİNİ DİNLEDİM (4.BÖLÜM)

TÜRK ORDUSUNUN PKK KARŞISINDAKİ TARİHİ YENİLGİSİ

DAĞLAR ÖZGÜRLÜK MEKÂNIDIR…

AYNI DAVANIN YOLCULARI BABA VE KIZ

“KDP KÜRDÜN KÜRDE SOYKIRIM PROJESİDİR”

“HALKIN,ADALETİ DEVRİMDE ARAYAN SOKAKTAKİ İSYANI”

AŞKIN ADI VİYAN OLMUŞTU

İKTİDARDAN UZAK DEMOKRATİK BİR DÜNYA MÜMKÜN: BİNARÊ QENDÎL

VİCDAN KÖRELMESİNE KARŞI SON BÜYÜK İNSANLIK DİRENİŞİDİR PKK

3. YILINA GİRERKEN, 'EV DER HEFTANÎN E' SLOGANININ ÖYKÜSÜ

HAKİKAT YOLDAŞLIĞI (1.BÖLÜM)

HAKİKAT YOLDAŞLIĞI (2.BÖLÜM)

HAKİKAT YOLDAŞLIĞI (3.BÖLÜM)

PKK KÜRDÜN KADİM ÖZGÜRLÜK RUHU VE ULUSAL ONUR BİLİNCİDİR

BİLGE ÖCALAN'IN EVRENSEL VİCDAN FELSEFESİYLE YÜZLEŞMEK.

HAKİKAT YOLDAŞLIĞI (4.BÖLÜM)

BAHARI KOYNUNDA MAYALAYAN GERÇEK, “ŞUBAT”

HAKİKAT YOLDAŞLIĞI (5.BÖLÜM)

HAKİKAT YOLDAŞLIĞI (6.BÖLÜM)

O PKK’NİN YAŞAYAN RUHUYDU

BAŞKALDIRI BİLİNCİ

HAKİKAT YOLDAŞLIĞI (7.BÖLÜM)

HAKİKAT YOLDAŞLIĞI (8.BÖLÜM)

'CÜRET, DAHA FAZLA CÜRET'

DAHA KARARLI OLMAK LAZIM

DAR Lİ SER KOKA XWE MEZİN DİBE

ADI BÊRÎTAN ZAMANIYDI

ÖZELLEŞTİRİLEN BÖLGESEL İÇ SAVAŞLARA DOĞRU

SEZGİLERİN GÜCÜ

ORTADOĞU'YU YENİ KÜRESEL DENKLEM ÜZERİNDEN OKUMAK

ANLAMIN SİYASİ EYLEM KARŞILIĞIDIR POLİTİKA

KÜÇÜK DERSİM’İN EN BÜYÜK ÖZLEMİYDİ BOTAN

ÖZGÜR İRADE, ÖZGÜR DÜŞÜNCE

SİYAJİN İLE ŞİYAR (1.BÖLÜM)

SİYAJİN İLE ŞİYAR (2.BÖLÜM)

SİYAJİN İLE ŞİYAR (3.BÖLÜM)

GAME OVER: OYUN BİTTİ PKK ŞAH TC FAŞİZMİ MAT!

SİYAJİN İLE ŞİYAR (4.BÖLÜM)

28 ŞUBAT’IN İKİ YÜZÜ

SİYAJİN İLE ŞİYAR (5.BÖLÜM)

TOPLUMA İLLÜZYON SATMAK

SİYAJİN İLE ŞİYAR (6.BÖLÜM)

ÖNDER APO ÖZGÜR YAŞAMDA ISRARIN ADIDIR

SİYAJİN İLE ŞİYAR (7.BÖLÜM)

BEDEL RANTÇILIĞI HALKA AİT DEVRİMİ GASP GİRİŞİMİDİR

ALİŞER VE ZARİFE'Yİ GERİLLA OLARAK ANMAK

SİYAJİN İLE ŞİYAR (8.BÖLÜM)

VAKTİNDE KENDİNİ ADAMAK

SİYAJİN İLE ŞİYAR (9.BÖLÜM)

8 MART 1857 DEN 8 MART 2022’YE

SİYAJİN İLE ŞİYAR (10.BÖLÜM)

SİYAJİN İLE ŞİYAR (11.BÖLÜM)

BOMBALARIN ARASINDAKİ“SESSİZ SAVAŞ!”

DAĞIN DUYGUSU

SİYAJİN İLE ŞİYAR (12.BÖLÜM)

HER TÜRLÜ HAKSIZLIĞA DİRENİŞTİR, NEWROZ

AMED DAĞLARININ SEVDA ÇİÇEĞİ

SİYAJIN İLE ŞİYAR (13.BÖLÜM)

NEWROZLAŞAN HALKLA TARİH KAZANILDI

ROJÎN GEVDA KÜRDİSTAN DAĞLARINA İLMEK İLMEK ÖRÜLMÜŞ ÖZGÜR RUHTUR

SİYAJIN İLE ŞİYAR(14.BÖLÜM)

ÇÖLE SU OLMAK

SİYAJIN İLE ŞİYAR(15.BÖLÜM)

YÜZ HATLARINDA GİZLİDİR KÜRDÜN BÜTÜN TARİHİ (1.BÖLÜM)

50. YIL VE ÖNDER APO'YA ÖZGÜRLÜK NEWROZU

SİYAJIN İLE ŞİYAR(16.BÖLÜM)

YÜZ HATLARINDA GİZLİDİR KÜRDÜN BÜTÜN TARİHİ (2.BÖLÜM)

PKK KÜRT İNTİKAM TARİHİNİN TOPLUMSAL BELLEK İNŞASIDIR

SİYAJIN İLE ŞİYAR(17.BÖLÜM)

YÜZ HATLARINDA GİZLİDİR KÜRDÜN BÜTÜN TARİHİ (3.BÖLÜM)

SİYAJIN İLE ŞİYAR(18.BÖLÜM-SON)

NEWROZ VE GENÇLİK MÜCADELESİ

SESSİZ ÇIĞLIĞI DUYABİLMEK

‘SEYYAR GERİLLA’ CİBİNLİ HÜSEYİN

BAHAR ÇAĞLAR, GERİLLA DAĞLAR

KÜRT HALKI PKK ÖNCÜLÜĞÜNDE NEWROZLAŞIYOR!

İNSANIN KENDİNDEN DÜŞMESİDİR SÜRGÜN

YILDIZLAŞAN SURETİNDEN ANIYORUZ SENİ

KORKU CESARETİN KAYNAĞIDIR

JEOPOLİTİK EKSEN KAYMALARININ YARATTIĞI BELİRSİZLİKLER

DİRENİŞ EMSALİ EGİD YOLDAŞ

KIZILDERE SÖZÜ

ÖZERK ZAMAN VE MOR ARAYIŞLAR

DOĞUŞ GERÇEĞİMİZ (1.BÖLÜM)

ANLAMIN HAKİKAT BİLGESİNİ YAŞAMSALLAŞTIRMAK

HERGÜN YENİDEN DOĞMAK

DOĞUŞ GERÇEĞİMİZ (2.BÖLÜM)

DOĞUŞ GERÇEĞİMİZ (3.BÖLÜM)

YAŞAM GEREKÇEME

“ARTTIRILMIŞ SANAL GERÇEKLİK ÇAĞI”

KİNİK ALDANIŞLAR ZAMANI YARALAR

HALKLARA SAVAŞ AÇANLAR BARIŞ GETİREMEZ

ANLAMIN VE HİSSİN YAŞATTIĞI İNSAN RÊBER APO

GÜLBAHAR’IN GÜLÜŞÜ

NEWROZ HALKI VE İSRAİL’İN TUTUMU

DAĞLI EMEKTAR

ÖNDERLİK ÇİZGİSİNDE ÖZGÜRCE DERVİŞÇE MİLİTANLIK

ALIŞMAK İHANETTİR

SEVDANIN GÜZELLİĞİNDE AÇTIM GÖZLERİMİ

PEOPLE OF NEWROZ AND ISRAEL'S ATTITUDE

SORGULANMAMIŞ YAŞAM YAŞANMAYA DEĞMEZ

SÜRECİ KARŞILAYAN DOĞRU BİR DEVRİMCİ ÖNCÜLÜK ZAMANI

YAŞARKEN ADI BİLİNMEZ FEDAİLERİN...

AY IŞIĞI HAYALET DAĞLARIN ARDINDAN YÜKSELMİŞ

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (1.BÖLÜM)

CEZAEVLERİNDEKİ SALDIRI SOYKIRIM SALDIRISIDIR

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (2.BÖLÜM)

KEKİK KOKULU İKİ ÜLKENİN AŞIĞI

“FAŞİZMİN ÖLÜM FERMANINA KARŞI DEVRİMCİ İNTİKAM ZAMANI”

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (3.BÖLÜM)

SANAT ELEŞTİRİSİ “ŞAKA DEĞİL!”

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (4.BÖLÜM)

ÖZLEMEK

KORKU

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (5.BÖLÜM)

ŞEHİTLERİN İZİNDEN

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (6.BÖLÜM)

PKK’NİN FEDAİ DİRENİŞ MELODİSİ İLE AŞK SEMAHINA DURULUR

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (7.BÖLÜM)

ŞEHİT TEKOŞİN

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (8.BÖLÜM)

“MESRUR BARZANİ’NİN YÜZÜNE YANSIYAN YENİLGİ KORKUSU”

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (9.BÖLÜM)

HDP KENDİ ÖNÜNE BARAJ KOYMAMALI!

ÖNDERLİK GERÇEĞİNDE HER ANI ÖZGÜR YAŞAMAK ANLAMLIDIR

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (10.BÖLÜM)

SAVAŞIN KAYBEDENİ KÜRTLER OLMAYACAK

KÜRDÜN ZAFER İDEASININ DAVUDİ SESİ KARAYILAN'DAN TARİHİ ÇAĞRI

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (11.BÖLÜM)

YAŞAMI ÖZÜYLE BULUŞTURMANIN DİLLİ (2.BÖLÜM)

YOLUMUZ UZUN YÜKÜMLÜLÜKLERİMİZ AĞIRDI

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (12.BÖLÜM)

GERİLLA'DAN BİR GÜN (1.BÖLÜM)

PKK KÜRT HALKININ JEOPOLİTİK VE JEOSTRATEJİK ÜST AKLIDIR

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (13.BÖLÜM)

BU 14 NİSAN FARKLIDIR

GERİLLA'DAN BİR GÜN (2.BÖLÜM)

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (14.BÖLÜM)

ÖZGÜRLÜĞE DAHA YAKINIZ

YİĞİT AMED’İN YİĞİT KIZI

BAŞKA DiLDE ANNE OLMAK (15.BÖLÜM)

FAŞİZMİN KARANLIK DOĞASI VE GEZİ DİRENİŞİNİ LİNÇ DAVASI

BAŞKA DiLDE ANNE OLMAK (16.BÖLÜM)

ELEKTRİKSİZ AMA BOL BOMBALI HAFTA!

SİYASAL İSLAM’IN İFLASI

1200 KERE KATİL VE İHANETÇİSİN KDP

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (17.BÖLÜM)

KORKU CESARETİN KAYNAĞIDIR: SIĞINAK

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (18.BÖLÜM)

BİR HALKIN CANLI KALKANI OLMAK

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (19.BÖLÜM)

YENİ YAŞAMI DOĞURANIN HAVARİLERİYİZ...

KÜRT DEMOKRATİK ULUSAL BİRLİĞİNE DOĞRU

ELLİNCİ YILIN ZAFERİ ZAP'TA KAZANILIYOR

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (20.BÖLÜM)

FEDAİ ÇİZGİSİNİN ÖNCÜ KOMUTANI

ŞENGAL VE FERMAN KISKACI

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (21.BÖLÜM)

YAŞAMI ÖZÜYLE BULUŞTURMA: XWEBUN

TÜM ZAMANLARIN DENKLEMİ

ESPRİSİ VE SEVECENLİĞİYLE YOLDAŞLARIN EN NARİNİ (1.BÖLÜM)

DENİZLERİ ANMAK, İTTİHATCILARI LANETLEMEK

ESPRİSİ VE SEVECENLİĞİYLE YOLDAŞLARIN EN NARİNİ (2.BÖLÜM)

CAHŞ KÜRTLÜK PROJESİ ZAP DİRENİŞİNE GÖMÜLÜYOR

DERSİM İSYANI, İHANET VE KATLİAM

TÜKÜRDÜĞÜNÜ VEYA MEKAP YALATMAK!

UNUTMAK İHANETTİR (1.BÖLÜM)

UNUTMAK İHANETTİR (2.BÖLÜM)

CESARET KÖPRÜSÜYLE DAĞLARA

UNUTMAK İHANETTİR (3.BÖLÜM)

21’İNCİ YÜZYILIN ÖZGÜRLÜK FELSEFESİ

TEK YOL YİNE DAĞLAR

ÖZGÜR YAŞAM İÇİN UMUDA UMUT KATMAK

TC FAŞİZMİNİN KÜRDİSTAN’DA UYGULADIĞI 3-F STRATEJİSİ

SAMİMİYET…

AY IŞIĞININ ALTINDA KISA BİR GEZİ

GERİLLANIN SESİ, SÖZÜ VE EYLEMİ OLMA ZAMANI

GERÇEK SENSİN EGÎD!

BİR YANILSAMANIN SONU

SESSİZ KALMAK, DÜŞMANI CESARETLENDİRİR, KILICINI KESKİNLEŞTİRİR

OKUMUŞUNUN BİLE CAHİL OLDUĞU BİR ÜLKE DÜŞÜNÜN

DEVLETLE MÜCADELEYE DEVAM

TARİHİ İMRALI VE GERİLLA DİRENİŞ YÜKÜNÜ BÖLÜŞMEK

KDP KÜRT HALKININ BAŞINA GELMİŞ EN BÜYÜK BELADIR!

KIZGIN İKLİM (1.BÖLÜM)

HEVAL AYSEL VE MİZGÎN

DOĞU’NUN DÖRTLERİNE!

KIZGIN İKLİM (2.BÖLÜM)

HAKÎ KARER SEMBOLA FEDAKARÎ Û KEDÊ YE

HAKİ KARER GİZLİ RUHUMUZ

KIZGIN İKLİM (3.BÖLÜM)

HAKİLERİ ANLAMAK

ZAP DİRENİŞİNE KÜRESEL DENKLEMDEN BAKMAK

BENİM ÖLDÜRÜLMEMLE BİNLERCE KÜRT UYANACAK

DÖNEM HAKİ’CE YAŞAMANIN VE ÇALIŞMANIN ZAMANIDIR

DEMOKRASİYİ SAVUNMAK, BARIŞI SAVUNMAKTIR

KÜRTLER VE ÖZGÜRLÜK GERİLLASI ZAFERE DOĞRU KOŞUYOR

ZAMAN İLERLİYORDU, BİZ DE İLERLİYORDUK

NATO KÜRT TASFİYE KONSEPTİ DEVREDE

BASKI VE ŞANTAJ FAŞİZMİ KURTARAMAZ

KADIN, ÖZGÜRLÜĞÜ DAĞLARDA ARAR

ÇAKAL POLİTİKASININ İFLASI

GERİLLA DA YAŞAM BİR SERÜVEN

VİCDANLARI RADİKAL DİRENİŞLE AYAKLANDIRMA ZAMANI

ŞEHİT KASIM ENGİN’İN SÖZLERİYLE KISACA HAYATI

1 HAZİRAN HAMLESİ ULUSLARARASI KOMPLOYU YENME BİLİNCİ VE İRADESİDİR

AKP’NİN TERÖR ÖRGÜTLERİ

HAKARETLERE DUR VE VUR DEME ZAMANI

KÜRT HALKI İÇİN NEYİN SEÇİMİ VE KİMLE NE İTTİFAKI (1.BÖLÜM)

1 HAZIRAN’IN YIL DÖNÜMÜNDE

BÊ XÎRETÎ BÊ NAMÛSÎYE

ÖZGÜR YAŞAMDA ISRAR

KÜRT HALKI İÇİN NEYİN SEÇİMİ VE KİMLE NE İTTİFAKI (2.BÖLÜM)

KÜRT KAPANININ EN TEHLİKELİ KOLU

DERSİM’İN ASİ KADININA

ÖZ VAZGEÇİLMEZİMİZDİR

1 HAZİRAN 2004 HAMLESİNİ NASIL OKUYALIM

HAKİKATİ DOYUMSAMAK

DİJİTAL SERMAYENİN YENİ DÜNYA TASARIMI

YASAKTA SINIR YOK

GENÇLİK; TOPLUMUN ÖZGÜRLÜK ŞAFAĞIDIR

HALKIN DİRENİŞİ KİRLİ PLANLARI BOŞA ÇIKARACAK

KOMÜNALİZM VE DEMOKRATİK ULUS OLMADAN ÖZGÜRLÜK OLMAZ

SİHİRLİ KELİME “YOLDAŞ”

ZAGROSLARIN SANATÇI RUHLU KIZI

PKK İNSANLIĞIN ÖZGÜRLÜK MELODİSİDİR

SOYKIRIMCI ZİHNİYET VE SİYASETE KARŞI

KARAR VER!

KOPUŞ TEORİSİYLE ZİNCİRLER NASIL AŞILIR

ÖZLEM DUYARAK YAŞAMAK

GERİLLA ZAMANI

ERDOĞAN DA MALİYE BAKANI DA 'DOĞRULARI' SÖYLÜYOR

ANLAM VE ÖZGÜRLÜK

YOLDAŞ ACISI SEVDA KOKAR

KÜRTLERİN BİR ULUS OLARAK KENDİ KADERLERİNİ TAYİN ETME HAKLARI VAR

KAPİTALİST MODERNİTENİN TRANSHÜMANİZM ÇAĞI

ZERDEŞT VE ZERDÜŞT ÖĞRETİSİ

ÇOK BİLMİŞLERE MÜJDE!..

BERDEEE BİNE TE ERDEEE!

APOCULUK KENDİNİ EĞİTMEKLE BAŞLAR

NE YAPARSA YAPSIN FAŞİZM İÇİN KURTULUŞ YOK

TÜM KENELERE

İŞGALCİ TÜRK DEVLETİ VE İŞBİRLİKÇİ KDP'NİN AMAÇLARI

APOCU KÜLTÜR YENİ YAŞAM DEMEKTİR

PKK’LİLİK EN YÜCE ONURDUR

AŞİKARDIR BRE TERESLER

ORTADOĞU’DA KAOSUN ROTASI YENİDEN İRAN VE IRAK

KİMYASALLARLA KAZANILMAYA ÇALIŞILAN KİRLİ SAVAŞ

GEMLİK YÜRÜYÜŞÜ ÜZERİNE…

İÇİMİZDE SOLMAYAN ŞAHMARANLAR’A

ÖLÜMDEN YAŞAMI YARATANLARIN DÜELLOSU

30 HAZİRAN ARİFESİNDE

DÜŞMANA SALDIRIRKEN BİNEVŞ EGAL’LERİN GÜLÜŞÜNÜ DÜŞÜNÜN!

ŞEHİTLERİN İZİNDEN YÜRÜMEK

HEDEF ÖZGÜR İNSAN

PKK İLE TANIŞMAK ÖZGÜRLÜK İLE TANIŞMAKTIR

PUSUYU YARMAK

BİNLERCE YILA YAYILAN İSİM; ZİLAN

ÖNDER ÖCALAN'A YİNE YALVARACAKSINIZ!

GİZEMDİR DEVRİMCİ OPERASYONLAR…

ARARAT’IN SERHILDANI

ZAP SAVAŞI VE FAŞİST ŞEFLERİN SONU

ZİLAN DERİNLEŞMİŞ BİR BELLEKTİR

CELAL BAŞKALE– MAHİR KOÇ YOLDAŞIN ANISINA

ÖZGÜRLEŞMEKTEN BAŞKA KURTULUŞ YOKTUR

PKK MİLİTANLIĞININ ÖZÜ: SORXWİN

CİHAN VE HÜSNÜ'YÜ HATIRLAMAK

ANILARA YOLCU OLMAK

UMUT ZAP'TA ZİLANCA DİRENEN APOCU FEDAİLİKTİR

IRKÇILIĞIN SIRADANLIĞI

KIZIL ZAMANLAR

AMED’İN ANDOK’U

KÜRDİSTAN’DA GENÇLİĞİN SÖMÜRGE DÜZENİYLE HESAPLAŞMASI; ZAP SAVAŞI

KÜRT HALKI ÖZGÜRLÜĞE/ ZAFERE KOŞUYOR

FEDAİLEŞEN GERİLLA VE HALK YENİLMEZDİR

BAŞKANIM!

SOSYALİZM'DE DEVLETE YER YOKTUR

ZİLANCA FEDAİLİK MİLİTANLAŞIYOR, EYLEMSELLEŞİYOR

BİR ÜLKENİN COĞRAFYASI

KÜRDİSTAN HAVA SAHASI VE TEKNOLOJİK SOYKIRIM ARAÇLARI

PKK HER TÜRLÜ SÖMÜRGECİLİĞE VE İHANETE KARŞI ASLA YENİLMEYEN TARİHİ İNTİKAM HAREKETİDİR (1.BÖLÜM)

ÖZGÜRLÜĞE GİDEN YOL ÖZGÜRLÜĞÜ YARATANDAN GEÇER

PKK HER TÜRLÜ SÖMÜRGECİLİĞE VE İHANETE KARŞI ASLA YENİLMEYEN TARİHİ İNTİKAM HAREKETİDİR (2.BÖLÜM)

ÖZLEMEK

BİR FEDAİ DESTANIDIR ŞEHİTLER

FEDAİLEŞEN KADIN GERÇEKLİĞİNDE ZAFERE DOĞRU

YİNE BİR U DÖNÜŞÜ…

ÖZ SAVUNMA BİLİNCİ TEMELİNDE DÜŞMANA KARŞI SAVAŞMAYAN MANKURTLAŞTIRILMIŞ İNSANDIR

MANEVRA YAPMAK

BİR GERİLLA VURULDUĞUNDA HER ANANIN YÜREĞİNDEN BİR PARÇA KOPAR

ONDA GÜÇLÜ BİR GENÇLİK POTANSİYELİ VARDI

KAPİTALİZMİN ÇÖKÜŞÜNÜ ABD’NİN ÜÇ NATO’SU DA ÖNLEYEMEZ

ÖZEL SAVAŞ OYUNLARI ANCAK GERİLLA ÖNCÜLÜĞÜNDE MÜCADELE EDEREK BOZULUR (1.BÖLÜM)

DAĞLAR AŞKIN ANLAM BULDUĞU MEKANLARDIR

JEOPOLİTİK DENGELER AÇISINDAN KÜRDİSTAN

SİSTEM İÇİ MUHALEFET ÖZEL SAVAŞ HÜKÜMETİNİN KOLTUK DEĞNEĞİDİR (2.BÖLÜM)

ZİLAN ÇİZGİSİNDE TANRIÇALAŞMAK

BAŞKAN APO’NUN YAŞAMI DIŞINDA YAŞAM MÜMKÜN DEĞİLDİR

GERİLLA KİMYASAL SİLAHA DİRENİYOR, YA BİZ!

FEDAKÂR BİR DEVRİMCİ: ŞEHİT HELMET

BU HDP ÇÖZER

DİRENİŞ TARİHİNİN ÖZNESİ DAİMA KADINLAR OLMUŞTUR

HEKİMLİK YEMİNİ DE BİZİMDİR İSTANBUL SÖZLEŞMESİ DE…

KÜRDİSTAN’IN GÜZELLİKLERİ

SUSMAK YOK ARTIK, HAYKIRMAK VAR

KÜRDÜN ÖZGÜRLÜK ATEŞİ İŞGALCİLERİ YAKACAK

RUHU GENÇ, İNANCI SONSUZ APOCU MİLİTAN: BARAN MAWA

MİSAFİR

TÜRKİYE’DE ZİNDANLAR SAVAŞ VE MÜCADELE ALANIDIR

YAŞASIN ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN İÇİN ÖLÜMSÜZLEŞEN ŞEHİTLERİMİZ!

ANLAM, DUYGU VE EMEK GÜCÜNÜ BİRLEŞTİRMEK

14 TEMMUZ RUHU DİRENİŞ RUHUDUR

BÜYÜK KARAR VE DİRENİŞİN KIRKINCI YILDÖNÜMÜ

BİR HALKIN YARASINA KOŞAN YEŞİL GÖZLÜ TÜRKMEN KIZINA…

ÜNİFORMALI ŞİDDET AĞINI ÇÖKERTMEK!

PANAVA NOKTASINDA MEVZİLENME

KISA BİR YOLCULUĞUN SONUNDA

SINIRLARI GEÇERKEN...

DÜN SRİ LANKA RAJAPAKSA, BUGÜN SIRA FAŞİST ŞEF ERDOĞAN'DA

GÜNEŞE ULAŞAN ÇİÇEK

KARANLIĞI ATEŞE VER DAĞLARA GEL!

TC’NİN NATO’DAKİ YENİ GÖREVİ İŞGALCİLİKTİR

UMUT ZAP’TAKİ GERİLLADA

GÜÇLÜ, KARARLI VE CESUR BİR KOMUTANDI

….VE BEN LEYLA’YIM, MECNUN’DAN ÖTE BİR LEYLA!

BİZİ HALAYA ÇAĞIRIR GOVENDÊ

ROJAVA DEVRİMİ ÇEKİM MERKEZİ OLMAYA DEVAM EDİYOR

DEVRİM’İN FIRTINALI KİŞİLİĞİ; ÇİYA AMED

GERİLLADAN ULAŞ ADALI ANISINA…

PKK ŞEHİT AMARA TOLHİLDAN'I ANDI

SRİ LANKA, TÜRKİYE: BİR MÖDELİN İFLASI

VARLIK VE YOKLUK SÜRECİNDE GENÇLİK ÖNCÜLÜK ROLÜNÜ OYNAMALIDIR

VİYAN SORAN’IN İZİNDEN GİDEN AY YÜZLÜ BERFÎN

VE AY IŞIĞI ALTINDA ÖNDERLİK SAHASINA DOĞRU…

KATLİAMLARIN NEDENİ SOYKIRIMCI ZİHNİYET VE SİYASETTİR

ÖNDER APO HAKİKATİ

ÇOK BİLMİŞLERE MÜJDE!..

BU KAÇINCI AMARA?

ÖZGÜR KÜRDİSTAN’I MÜJDELEYEN RUH

BENİ BAĞIŞLAYIN (1.BÖLÜM)

HER İHANETİN BEDELİNİN ÖDETİLECEĞİ KAÇINILMAZ BİR HAKİKATTİR

BENİ BAĞIŞLAYIN (2.BÖLÜM)

GERİLLA VE OPERASYON

BENİ BAĞIŞLAYIN (3.BÖLÜM)

BUGÜNDE YAŞAR ENZİLXALAR (1.BÖLÜM)

SANATÇI UZAKTAN İZLEYEN DEĞİL, HALKININ İÇİNDE BİREBİR YAŞAYAN OLMALIDIR (4.BÖLÜM)

BUGÜN DE YAŞAR ENZİLXALAR (2.BÖLÜM)

ALIŞMAK İHANETTİR

EN GÜZEL YOLDAŞLARI ANARKEN

DAĞLARDA YAŞAMIMIZ AYRILMALAR VE KAVUŞMALARLA VAR OLUYOR (5.BÖLÜM)

BENİ BAĞIŞLAYIN - VE ANLIYORUM Kİ BİR TEK IŞIK AYNI ANDA VE HER YERDE OLABİLİYOR (6.BÖLÜM)

BÊ XÎRETÎ BÊ NAMÛSÎYE

DEVRİMCİ EDEBİYATI AKTİF MÜCADELE İÇİNDE GELİŞTİRDİ

YOL VE YOLDAŞLIK…

AVAŞÎN’DE GERİLLA OLMAK

AKP’NİN SON ÇIRPINIŞLARI

HALKLARIN ÖZ İSYAN GÜCÜ İŞGALCİLERİ DURDURUR!

YAŞAMIYLA HALKINA BÜYÜK MİRAS BIRAKAN KOMUTAN

ASIL EMEK HESAPLANAMAYANDA, ÖLÇÜLEMEYENDE GİZLİ DEĞİLMİDİR? (7.BÖLÜM)

ÖZGÜRLÜĞE VERİLMİŞ BİR ÖMÜR

KADIN SESİNDE SAKLIDIR ÖZGÜRLÜK DÜŞÜ!

KİMİN GÜCÜ TAŞIR DÜNYA VE GÖKYÜZÜNÜ AYRI AYRI? (8.BÖLÜM)

HAKİKAT, PKK’NİN ADALETİDİR!

BİLİYORMUSUN, BEN GÜLMEYİ DAĞLARDA ÖĞRENDİM…(9.BÖLÜM)

İKİ KİŞİYİ BİR ARAYA GETİREMEYEN İKTİDAR

MEMO VE DİLLERE DESTAN CESARETİ

İLK BİNEVŞ'İ TANIDIM… (10.BÖLÜM)

TARİHİN GÖLGESİ VAR ÜSTÜMÜZDE!

YAŞAMIN ADI, İNSANIN ÖZÜ SEVGİNİN YÜREĞİDİR

YENİ BİR 15 AĞUSTOS’A DOĞRU

BİR SIZI GELİP ÇARPTI KALBİME…(11.BÖLÜM)

MOR DAĞLARIN YILDIZINA

ÖLÜMSÜZ KOMUTAN MAHSUN KORKMAZ’IN KALEMİNDEN (1.BÖLÜM)

ÖLÜMSÜZ KOMUTAN MAHSUM KORKMAZ’IN KALEMİNDEN (2.BÖLÜM)

ÖZGÜRLÜK İÇİN SAVAŞMAK

ŞİİR DOSTLUKTAN DOĞAR… (12.BÖLÜM)

İMRALI’DA NATO TASDİKLİ İMHA PLANI DEVREDE

ATAKAN MAHİR’İ HATIRLAMAK

ÇÜNKÜ BU GENÇ HEWRAMAN KALBİMDEN GEÇENİ SÖYLÜYORDU (13.BÖLÜM)

DOST BAHARI

ÖLÜMSÜZ KOMUTAN MAHSUM KORKMAZ’IN KALEMİNDEN ERUH BASKINI (3.BÖLÜM)

‘DAĞLARA KOŞMANIN ZAMANIDIR’

GERİLLA MUCİZESİ

ÖLÜMSÜZ KOMUTAN MAHSUN KORKMAZ’IN KALEMİNDEN ERUH BASKINI (4.BÖLÜM)

EN GİZEMLİ KADINLAR (14.BÖLÜM)

15 AĞUSTOS RUHU ZAMANIN BELİRLEYİCİSİ OLDU

GERÇEKLEŞTİRDİĞİM HER ŞEY SANA ULAŞMAK İÇİNDİ…(15.BÖLÜM)

ÖLÜMSÜZ KOMUTAN MAHSUM KORKMAZ’IN KALEMİNDEN (5.BÖLÜM)

15 AĞUSTOS FEDAİLERİN AGİT’LERİN GÜNÜDÜR

ÇÜNKÜ SESİN BÜTÜN BU ZAMANI DOLDURUYOR (16.BÖLÜM)

MAZLUMU DEĞİL ZALİMİ DURDURUN!

15 AĞUSTOS ATILIMI (1.BÖLÜM)

KALBİME IŞIK TUTACAK İZLER

15 AĞUSTOS ATILIMI (2.BÖLÜM)

MERHABA SANA YOLDAŞIM…

NUSAYBİN’İN İSİMSİZ KAHRAMANI "KÜÇÜK DELAL"

İNSANA DAİR SEZGİSEL YAKARIŞLAR (1.BÖLÜM)

HAKKI VERİLMİŞ BİR YAŞAM–ENGİN SİNCER

KENDİSİNİ EMEKLE VAR EDEN BİR APOCU DERVİŞ; ŞEHİT RİZGAR AMED

DEVRİMCİ TUTUM (1.BÖLÜM)

TECRİT ÖZGÜR İNSANI VE ÖZGÜRLÜĞÜ ÖLDÜRMEKTİR (1.BÖLÜM)

EN SEVDİĞİMİZ OYUN SAKLAMBAÇTI

‘ZAMANA DAİR’ ÜÇLEME

OTUZ DOKUZUNCU YIL VE GENÇLİK

KÜRT HALKINA YÖNELMİŞ JEOPOLİTİK TEHDİTLER

TECRİT ÖZGÜR İNSANI VE ÖZGÜRLÜĞÜ ÖLDÜRMEKTİR (2.BÖLÜM)

21.YÜZ YILLIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ VERENLERE

ÖZGÜRLÜK SİLAHI HEPİMİZİN ELİNDEDİR

TECRİT ÖZGÜR İNSANI VE ÖZGÜRLÜĞÜ ÖLDÜRMEKTİR (3.BÖLÜM)

İNSANA DAİR SEZGİSEL YAKARIŞLAR (2.BÖLÜM)

TECRİT ÖZGÜR İNSANI VE ÖZGÜRLÜĞÜ ÖLDÜRMEKTİR (4.BÖLÜM)

YİTİRMİŞ İNSANLIĞINI ARAYAN BİR MARATONCU…..

DENİZİNİ DAĞLARA AKITAN GÜLNAZ!

SEVDA SERÜVENİ

TÜM ZAMANLARDA ÇOĞALARAK EVREN OLDU

KÜRDİSTAN GENÇLİĞİ ÜZERİNDE BÜYÜK BİR ETKİ BIRAKAN ŞEHİT ALİ ÇİÇEK ANISINA

TECRİT ÖZGÜR İNSANI VE ÖZGÜRLÜĞÜ ÖLDÜRMEKTİR (5.BÖLÜM)

HAVRİTA: IRKÇI-TÜRKCÜ ZİHNİYETİN ANATOMİSİ

ADAR EFRÎN VE ARKADAŞLARI

WELAT’IN YÜREĞİ

ZAMANİ NİYE GÜZELDİR?

KIMILDA DA KURTAR ŞU ONURUNU

BARIŞ YOKSA DEMOKRASİDE YOK

ŞEHİRLER BANA BİR TUZAK

İNSANA DAİR SEZGİSEL YAKARIŞLAR (3.BÖLÜM)

YAŞAM OLURDU SENİN ADININ KARŞILIĞI; TOPRAK

ORTADOĞU’DAKİ KRİZLERİ KÜRT ÖZGÜRLÜĞÜ ÇÖZER

KOMUTAN İSLAM VE GEVER

SEVDA SERÜVENİ (2.BÖLÜM)

DİRENGEN REFLEKS SERDEM AMED YAZILARI (1.BÖLÜM)

HEVAL ALİ’Yİ KURTARIN!

KÜRDİSTAN DAĞLARININ GÜLER YÜZLÜ YOLDAŞI

SEYYİD NESİMİ,ZAHİDİN BİR PARMAĞINI KESSEN DÖNER HAKK'DAN KA

ÖZLEM TAŞIYICILARI…

FİLİPİNLER’DE BİR EFSANE: MAİTA GOMEZ

BARIŞ MÜCADELESİNİN ACİLLİĞİ

TÜM SINIRLARI YIKARAK KUZEY'E DOĞRU

GERİLLA FAŞİZMİN BURNUNU SÜRTÜYOR

CENG MEYDANINDA DOKTOR OLMAK

ELİN NAMLUDA VE UMUTSUN

DİRENGEN REFLEKSLER SERDEM AMED YAZILARI (2.BÖLÜM)

HALLAC-I MANSUR

BİLDİK BAKIŞLAR DEĞİLDİ 14 TEMMUZ

BİTMEYEN DARBE; BASTIRILAMAYAN DİRENİŞ: 12 EYLÜL

VURDUKÇA KAZANMA İNANCI

İNSANA DAİR SEZGİSEL YAKARIŞLAR (4.BÖLÜM)

TOPRAK DA BİLİR, GERİLLA BASTIĞINDA ÇİÇEKLER BİTER

HER YERDE EYLEM

SOYTARINIZI SEVİN

SEVDA SERÜVENİ (3.BÖLÜM)

GERİLLAYI BAHARDA GÖRMEK

ZİRA DEVRİMSEL SÜREÇLERİN OLMAZSA OLMAZI

DİRENGEN REFLEKS SERDEM AMED YAZILARI (3.BÖLÜM)

YAŞAM KENDİ İPEK TENİNDE ÖZENLE DOKUMUŞTU ONUN YÜREĞİNDE

TÜRKİYE’NİN ÖZETİ: İSTANBUL-CUDİ

DİSTOPYALARI YIKAN KADINLAR

TOPRAĞIN BEREKETİ

UMUT, DOĞU'DA VE KADINDA

İRAN İSLAM DEVRİMİNİN SON KAVŞAĞI

İKİ KAHRAMANIN YOLDAŞLIĞI

SERDEM AMED YAZDI/ İŞGALE UĞRAMIŞ ÜLKEDE İSYAN EN BÜYÜK İBADETTİR!

ÜÇ ZEYNEP’İN MİRASIYLA YÜRÜYOR

HALK BAHRINDA YEŞEREN ÇİÇEK

FEDAİ EYLEM LİBERAL GAFLETİ NETLEŞTİRMİŞTİR

KAVGAMI PAYLAŞAN YÜREĞE

İÇİNDEKİ SEVDA ATEŞTEN BİR KIVILCIMDIR

HER BİR ADIMDA FEDAİLİĞE YÜRÜRKEN

ÖNDER APO’YU ZİLANCA SAVUNMAK

GELİYE ZİLANDA DİRENİŞ TOHUMLARI

FEDAİ EYLEM PARADİGMA ÇİZGİ SAVAŞI ÇAĞRISIDIR

GÜNEŞE YOLCULUK

DAĞLAR AŞKIN ANLAM BULDUĞU MEKANLARDIR

ROZALARIN, SARALARIN İZİNDE NAGİHAN AKARSEL

HALK BAHR’INDA YEŞEREN ÇİÇEK (2.BÖLÜM)

ÖNDER ÖCALAN DEVRİM ÇAĞINI DOĞRU ANLAMAK

9 EKİM KOMPLOSUNA KARŞI MÜCADELE ÇİZGİMİZ

DEVRİMCİLİĞİN VE YURTSEVERLİĞİN TEMEL İLKESİ

ÖZGÜRLÜK ZAMANINDAYIZ

BİR YERDEN BAŞLAMALI

DAİMİ BİR BAHARDIR GERİLLA

SERDEM AMED ARKADAŞIN VEDA YAZISI

DAĞLARI GİBİ YÜREĞİ DE İNANÇ MABETİDİR

GAZETECİLİK, BASIN VE HABERCİLİK ÜZERİNE...

SONUCU KADINLAR VE HALKLAR BELİRLEYECEK

KÜRT KADINININ GÖRKEMLİ VE DESTANSI DİRENİŞİNE TANIKLIK ETMEK

KERKÜK'TE YENİ OYUNLAR

HALK BAHR’INDA YEŞEREN ÇİÇEK (3.BÖLÜM)

HER ŞEY MAVİ OLACAK…

BİR TÜRKÜDÜR BERİTAN EZGİSİ DİLDEN DİLE DOLAŞAN

UĞUR BÖCEĞİ OLMAK

UMUT YOKSA, GERİ KALAN“KADERİN” PLANIDIR…

ŞEHİTLERİMİZİN VASİYETİ…

ÖNDER APO VE GERİLLAYLA BÜTÜNLEŞME ZAMANI

GÜLÜŞÜN ASILI ÇARÇELLA ŞAFAĞINDA

DİYARBAKIR CEZAEVİ’Nİ “KAPATMAK”

GERİLLA YAŞAMINDAN KESİTLER

DEMOKRASİ“AĞAYA BELEŞ”

TC ÇETE DEVLETİ ÖRGÜTLÜ KÖTÜLÜK YUVASIDIR

BOYUN EĞMEMEK VE DİK DURUŞ ÜZERİNE

DAHA FAZLA CESARET DAHA ÇOK ÇABA

HÜZÜNLÜ BAHARIN ERKEN YOLCULARI

​​​​​​​1 KASIM İNSANLIĞA MAL OLMUŞ BİR GÜNDÜR

PRATİĞE DOĞRU ANLAYIŞ VE YARATICI TARZLA YAKLAŞARAK BAŞARMAYI MUTLAKA ESAS ALMALIYIZ! (1.BÖLÜM)

PRATİĞE DOĞRU ANLAYIŞ VE YARATICI TARZLA YAKLAŞARAK BAŞARMAYI MUTLAKA ESAS ALMALIYIZ! (2.BÖLÜM)

PRATİĞE DOĞRU ANLAYIŞ VE YARATICI TARZLA YAKLAŞARAK BAŞARMAYI MUTLAKA ESAS ALMALIYIZ! (3.BÖLÜM)

HALK BAHR’INDA YEŞEREN ÇİÇEK(4.BÖLÜM)

PRATİĞE DOĞRU ANLAYIŞ VE YARATICI TARZLA YAKLAŞARAK BAŞARMAYI MUTLAKA ESAS ALMALIYIZ! (4.BÖLÜM)

PRATİĞE DOĞRU ANLAYIŞ VE YARATICI TARZLA YAKLAŞARAK BAŞARMAYI MUTLAKA ESAS ALMALIYIZ! (5.BÖLÜM)

DEVRİMİN AKTİF RİTMİ VE PASİF RADİKALİZM FURYASI

PRATİĞE DOĞRU ANLAYIŞ VE YARATICI TARZLA YAKLAŞARAK BAŞARMAYI MUTLAKA ESAS ALMALIYIZ! (6.BÖLÜM)

ÖZGÜRLÜK FELSEFESİNİN FEDAİSİ

FEDAİ BİR RUH, BÜYÜK BİR FEDAKARLIKLA TARİHİ BİR SAVAŞ YÜRÜTÜYORUZ (1.BÖLÜM)

KADIN ORDULAŞMASININ ÖNCÜLERİNDEN

FEDAİ BİR RUH, BÜYÜK BİR FEDAKARLIKLA TARİHİ BİR SAVAŞ YÜRÜTÜYORUZ (2.BÖLÜM)

BERİTAN; İHANETE BOYUN EĞMEYEN ÇİZGİDE YÜRÜMEKTİR

KİMYASAL SİLAH KULLANAN DEVLETÇİ SİSTEM VE KÜRTLER

FEDAİ BİR RUH, BÜYÜK BİR FEDAKARLIKLA TARİHİ BİR SAVAŞ YÜRÜTÜYORUZ (3.BÖLÜM)

KÜRT SOYKIRIM SAVAŞININ FİNALİNE DOĞRU

ADANMIŞLIĞIN EN GÜZEL TİMSALİNE…

GERİLLA YAŞAMINDAN KESİTLER

HEVAL Û HIRÇ

KÜRDİSTAN DEVRİMCİ GENÇLİĞİ TOPLUMSAL DİRENİŞİN VE SAVAŞIN ÖNCÜSÜ OLACAK (1.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN DEVRİMCİ GENÇLİĞİ TOPLUMSAL DİRENİŞİN VE SAVAŞIN ÖNCÜSÜ OLACAK (2.BÖLÜM)

IŞIK HÜCRESİNDEN BİR PARÇA

BEDENLEŞEN RÊBER APO HAKİKATİ

DEVRİMİN AKTİF RİTMİ VE PASİF RADİKALİZM FURYASI

KÜRDİSTAN DEVRİMCİ GENÇLİĞİ TOPLUMSAL DİRENİŞİN VE SAVAŞIN ÖNCÜSÜ OLACAK (3.BÖLÜM)

CEJNA VEJÎNÊ Lİ ME TEVA PÎROZ BE!

KÜRDİSTAN DEVRİMCİ GENÇLİĞİ TOPLUMSAL DİRENİŞİN VE SAVAŞIN ÖNCÜSÜ OLACAK (4.BÖLÜM)

HALKIN DOĞAL ÖNDERLERİ ÖLMEMELİDİR

MAZLUM DOĞAN’IN BATMAN GÜNLERİ

AYRI BİR ZAMANDA YAŞAM

EN ANLAMLI DEĞERLERİN PARTİSİ OLAN PKK

HALKIN BAHR’INDA YEŞEREN ÇİÇEK (5.BÖLÜM)

21.YÜZYILI KADIN DEVRİM ÇAĞINA DÖNÜŞTÜRMEK İÇİN ÖNERMEMİZ

PKK KÜRDÜN İNSANLIKLA KURDUĞU VİCDAN KÖPRÜSÜDÜR

İNSANLIĞIN UMUDU PKK

GÜZELLİĞİ VE ANLAMI SAVAŞARAK YARATAN SOYLU KADINLAR

PATLAYAN BOMBA, ÇATIRDAYAN İKTİDAR

SAÇLARIMIZ İSYAN BAYRAĞIMIZDIR, AHLAKIMIZ ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDÜR

AZİZ’LİĞİNLE GÜÇ VE AYDINLIK KATTIN BİLİNCİMİZE

KURULUŞ GÜNLERİ

KADININ ZİNDAN DİRENİŞ TARİHİ

YERYÜZÜNE KONMUŞ BİR MELEK

YAŞAYAN RUHUMUZ, KAVGA İÇİN ÇARPAN YÜREĞİMİZ

SEFERBERLİK ZAMANI

DEVRİMCİLERİN FAŞİSTLERDEN KORKTUKLARI TARİHTE GÖRÜLMEMİŞTİR

DOST BAHARI (2.BÖLÜM)

ÖNDERLİĞİ YAŞA VE YAŞAT

KAMP YAŞAMI ÜZERİNE

ERDOĞAN'IN FAŞİST TOPLUM YARATMA PROJESİ

SEVGİ

CESARETLİ YÜREKLER

BOTAN’IN GÜZEL KIZI EVİN

DİRENİŞ YILINDAN DEVRİME (1.BÖLÜM)

KÜRDİSTAN’DA GERİLLA SAVAŞ TARZI İLK KEZ PKK İLE ORTAYA ÇIKTI

DİRENİŞ YILINDAN DEVRİM YILINA (2.BÖLÜM)

GÜNEŞİ YÜREĞİNE ALMAK

MARAŞ’IN İNTİKAM SAVAŞ'I

ÖNDERLİK HAKİKATİNE DOĞRU KATILMAK -1.BÖLÜM

ÖNDERLİK HAKİKATİNE DOĞRU KATILMAK-2.BÖLÜM

ÖNDERLİK HAKİKATİNE DOĞRU KATILMAK-3.BÖLÜM

ÖNDERLİK HAKİKATİNE DOĞRU KATILMAK-4.BÖLÜM

ÖNDERLİK HAKİKATİNE DOĞRU KATILMAK-5.BÖLÜM

2022’NİN KISA BİR PANORAMASI

ÖNDERLİK HAKİKATİNE DOĞRU KATILMAK-6.BÖLÜM

ÖNDERLİK HAKİKATİNE DOĞRU KATILMAK-7.BÖLÜM

ÖNDERLİK HAKİKATİNE DOĞRU KATILMAK-8.BÖLÜM

SİZİ NEREDE ARASAM

ÖNDERLİK HAKİKATİNE DOĞRU KATILMAK-9.BÖLÜM

ÖNDERLİK HAKİKATİNE DOĞRU KATILMAK-10.BÖLÜM

HAKİKATTEN KAÇAMAZSINIZ

ÖNDERLİK HAKİKATİNE DOĞRU KATILMAK-11.BÖLÜM-SON

EN YAMAN KAVGACI OLMAK

ÖNDERLİK GERÇEĞİ -1.BÖLÜM

SARA, ROJBÎN, RONAHÎ – JİN JİYAN AZADÎ

ÖNDERLİK GERÇEĞİ -2.BÖLÜM

TERSİNE GİTMEK…

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-3.BÖLÜM

ÖZGÜRLÜK ÖNCÜLERİMİZ KADIN DEVRİMİNİN SÖZÜDÜR

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-4.BÖLÜM

IŞILDAYAN GÖZLERDE SEN

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-5.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-6.BÖLÜM

PARTİMİZİN RESMİ KURULUŞUNUN 45. YILINDA DEVRİMCİ GÖREVLERİMİZİ BAŞARIYLA YERİNE GETİRELİM -1.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-7.BÖLÜM

PARTİMİZİN RESMİ KURULUŞUNUN 45. YILINDA DEVRİMCİ GÖREVLERİMİZİ BAŞARIYLA YERİNE GETİRELİM -2.BÖLÜM

FAŞİZME VE RESTORASYONA KARŞI TEK YOL DEVRİM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-8.BÖLÜM

PARTİMİZİN RESMİ KURULUŞUNUN 45. YILINDA DEVRİMCİ GÖREVLERİMİZİ BAŞARIYLA YERİNE GETİRELİM -3.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-9.BÖLÜM

PARTİMİZİN RESMİ KURULUŞUNUN 45. YILINDA DEVRİMCİ GÖREVLERİMİZİ BAŞARIYLA YERİNE GETİRELİM -4.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-10.BÖLÜM

PARTİMİZİN RESMİ KURULUŞUNUN 45. YILINDA DEVRİMCİ GÖREVLERİMİZİ BAŞARIYLA YERİNE GETİRELİM -5.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-11.BÖLÜM

PARTİMİZİN RESMİ KURULUŞUNUN 45. YILINDA DEVRİMCİ GÖREVLERİMİZİ BAŞARIYLA YERİNE GETİRELİM -6.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-12.BÖLÜM

PARTİMİZİN RESMİ KURULUŞUNUN 45. YILINDA DEVRİMCİ GÖREVLERİMİZİ BAŞARIYLA YERİNE GETİRELİM -7.BÖLÜM

GÜNEŞ'E SEMAH DÖNENLER

LİBERAL GAFLETE İNAT DEVRİMCİ RADİKALİZM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-13.BÖLÜM

PARTİMİZİN RESMİ KURULUŞUNUN 45. YILINDA DEVRİMCİ GÖREVLERİMİZİ BAŞARIYLA YERİNE GETİRELİM -8.BÖLÜM

RUHSAL BİRLİK

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-14.BÖLÜM

PARTİMİZİN RESMİ KURULUŞUNUN 45. YILINDA DEVRİMCİ GÖREVLERİMİZİ BAŞARIYLA YERİNE GETİRELİM -9.BÖLÜM

FAŞİZME VURMAK

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-15.BÖLÜM

PARTİMİZİN RESMİ KURULUŞUNUN 45. YILINDA DEVRİMCİ GÖREVLERİMİZİ BAŞARIYLA YERİNE GETİRELİM -10.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-16.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-17.BÖLÜM

14 MAYIS VE SEÇİMLER ÜZERİNE BİRKAÇ NOT

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-18.BÖLÜM

KOBANÊ'DE UMUT YEŞERDİ

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-19.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-20.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-21.BÖLÜM

SİYASET İŞLEMEZSE SAVAŞ OLUR

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-22.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-23.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-24.BÖLÜM

KARANLIK GECELERİN AYDINLIĞI BAŞKAN APO’YA

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-25.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-26.BÖLÜM

VİYAN HALKINA VE ÖNDERLİĞİNE ÂŞIK BİR MİLİTANDI

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-27.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-28.BÖLÜM

SARA’NIN DİRENİŞ RUHUYLA ÖZGÜR GÜNLERE

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-29.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-30.BÖLÜM

SELAMLARA TAKILI KALDI ÖZLEMİM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-31.BÖLÜM

SEVDALISI OLDUĞU TOPRAĞI

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-32.BÖLÜM

DEPREMDE ENKAZ ALTINDA KALAN İKTİDAR

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-33.BÖLÜM

VİYAN’IN BİZE VERDİĞİ EMİRDİR

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-34.BÖLÜM

DEPREM ENKAZI ALTINDA KALAN ÖLÜ DEVLET

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-35.BÖLÜM

İMRALI ÇARMIHINDAKİ KUTSAL ÖZGÜRLÜK

TOPLUMSAL DAYANIŞMA VE PAYLAŞIM YAŞATIR

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-36.BÖLÜM

DEMOKRATİK MODERNİTE ÖNDERLİK ÇAĞI

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-37.BÖLÜM

KURDİSTAN’DA ÖNDERLİKSEL GELİŞME VE ULUSLARARASI KOMPLO

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-38.BÖLÜM

ÖZGÜRLÜĞÜN BİLİNCİ: ÖNDERLİK

ÖNDERLİĞE DOĞRU YAKLAŞIM

BİLGE SÖZLER SAĞIR KULAKLARA DÜŞMÜŞTÜ

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-39.BÖLÜM

KOMPLO NEDEN ÖNDERLİĞE KARŞI GELİŞTİRİLDİ?

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-40.BÖLÜM

NEFES NEFESE BİR YAŞAM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-41.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-42.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-43.BÖLÜM

OTONOM ÖRGÜTLENME VE OTONOM MÜCADELE BİLİNCİ

DİRENİŞ ÜLKEMİ GÜZELLEŞTİRİR

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-44.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-45.BÖLÜM

DEPREM VE DEVLET İLİŞKİSİ: KATLİAMDAN SOYKIRIM KONSEPTİNE GEÇİŞ SÜRECİ

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-46.BÖLÜM

ÖNDER ÖCALAN'A UMUT HAKKI, İLGİLİ MEVZUAT/KARARLAR VE ÖNDERLİK ÜZERİNDEKİ CİDDİ TEHLİKE!

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-47.BÖLÜM

ARTÇI İNŞA

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-48.BÖLÜM

TOPRAK ANA VE GERİLLA

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-49.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-50.BÖLÜM

DEPREM Mİ? DİKTATÖR MÜ?

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-51.BÖLÜM

ADI GİBİ ÖZGÜRLÜĞE VE DİRENİŞE SELAM OLDU

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-52.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-53.BÖLÜM

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-54.BÖLÜM

BU KRİTİK SÜREÇTE MİT KÜRDİSTAN'DA NEYİ AMAÇLIYOR?

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-55.BÖLÜM

ENKAZA DÖNÜŞMÜŞ DEVLET VE SEÇİMLER

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-56.BÖLÜM

PAYTAXT AMED FAŞİST DEVLETİN KORKULU RÜYASIDIR

ÖNDERLİK GERÇEĞİ-57.BÖLÜM-SON

İNTİKAM ZAMANI

HAKİKAT PENCERESİNDEN KADRO-1.BÖLÜM

ÖZGÜRLÜK KELEBEĞİ-2.BÖLÜM

HAKİKAT PENCERESİNDEN KADRO-2.BÖLÜM

UMUT YILDIZI

KADINDAKİ TANRISAL GÜZELLİK

HAKİKAT PENCERESİNDEN KADRO-3.BÖLÜM

HAKİKAT PENCERESİNDEN KADRO-4.BÖLÜM

BİZE BUGÜNÜ SEVDİREN ÖNDERLİĞE BİN SELAM

HAKİKAT PENCERESİNDEN KADRO-5.BÖLÜM

HAKİKAT PENCERESİNDEN KADRO-6.BÖLÜM

HAKİKAT PENCERESİNDEN KADRO-7.BÖLÜM

HAKİKATE KOŞANLAR

HAKİKAT PENCERESİNDEN KADRO-8.BÖLÜM

CİNS MÜCADELEMİZİN KURAMLARI-2.BÖLÜM

KAOS OKYANUSUNDA GÜNDEM KARGAŞASI

ÖNDER APO’YA

JİN JİYAN AZADÎ İLE KADIN DEVRİMİNE DOĞRU

PAPATYA GÜLÜŞLÜ YOLDAŞIM

NEWROZLAŞAN HALKIN ÖYKÜSÜ-1.BÖLÜM

HİZBUL-DAİŞ KÜRT HALKINA KARŞI SAVAŞA HAZIRLANIYOR

NEWROZLAŞAN HALKIN ÖYKÜSÜ-2.BÖLÜM

HER NEWROZ BİR YENİ BAŞLANGIÇTIR

NAZLICAN’A

ÜLKEMİZE, GEÇMİŞİMİZE, SEVDİKLERİMİZE

NEWROZLAŞAN HALKIN ÖYKÜSÜ-3.BÖLÜM

PKK NEWROZUN ÖZGÜRLÜK RUHUDUR!

NEWROZLAŞAN HALKIN ÖYKÜSÜ-4.BÖLÜM

NEWROZLAŞAN HALKIN ÖYKÜSÜ-5.BÖLÜM

İNTİKAM ZAMANI-2.BÖLÜM

NEWROZLAŞAN HALKIN ÖYKÜSÜ-6.BÖLÜM

ERKEĞİN DÖNÜŞÜMÜ

NEWROZLAŞAN HALKIN ÖYKÜSÜ-7.BÖLÜM

FEDAİ RUHLU SEVECEN YOLDAŞ

ÇOK ÇALIŞAN KAZANIR

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR-1.BÖLÜM

ULUSAL DİRİLİŞ VE DEMOKRATİK KURULUŞUN KAHRAMAN KOMUTANI MEDENİ YOLDAŞ ANISINA

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR-2.BÖLÜM

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR-3.BÖLÜM

KAHRAMANLIK HAFTASI’NIN RUHUNU DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZAFERİ GETİRECEKTİR-4.BÖLÜM

İTTİHAT TERAKKİ CEMİYETİ VE ETNİSİTE MÜHENDİSLİĞİ

ŞERÊ TAYBET-BEŞA 2.