ÖZELLEŞTİRİLEN BÖLGESEL İÇ SAVAŞLARA DOĞRU
Ortadoğu'da startı verilen iç savaşlar Kürt halkı başta olmak üzere diğer kadim halklara da zorla yeni asimilasyon kimlikleri giydirmeye çalışıyor. Kürt kimliği üstünde oynanan yeni oyunlar Alevilik, Sünnilik, Ezidilik temelinde piyasaya sürülüyor. Şengal kuşatması kültürel bir soykırım amacı taşıdığı gibi inançsal bir soykırımı da hedefliyor. Şengal holokostundan (soykırım) sonra insanlık öldü. Vicdan utançla boğuldu, Ezidi halkına yapılanlardan sonra Ortadoğu‘daki köktenci inanç mabetleri zülüm mezbahaneleri adını aldı. Ezidi Kürt kadınlarına yapılanlara cevap verecek bir Tanrı inancının var olabileceği inancı da biz tanıklarda büyük ölçüde öldü.
Bölgesel bir Kürt-Arap savaşının fitili ateşlenmek isteniyor. Bu da Kürt iç savaşının tetikleyecisi kimi Kürt unsurlar üzerinden Şengal‘de, Rojava‘da, Irak-Türkiye sınırında tertiplenmek isteniyor. PKK'nin Ortadoğu denkleminden tamamen izole edilmesi amaçlanıyor.
İşgal kemeri Kerkük-Maxmur-Şengal- hattından başlayarak Efrin-Kobane-Serekaniye hattıyla birleştirilmek isteniyor. Bu konsepte derinden müdahil küresel aktörler TC ve yerel işbirlikçi eşgüdümle yeni maceralar peşinde. TC’nin abartılı siyasi söylemi ve saldırganlığı gördüğü bu destekten kaynaklanıyor. Köktenci terörizmin insanlığı tehdit edeceği tehlikeli bir kalkışma izliyoruz. Yine alttan alta ısıtılan ABD-İsrail ve İran arasındaki olası bir nükleer savaş alanında Kürdistan olmasına yol açacak hatalar zinciri telafisi olmayacak bir intihar biçimi olacak. PKK’nin zayıflatılmak istenmesinin bir nedeni de bu savaşa yol açan eylemlere halklar lehine müdahil olmasıdır.
PKK’nin artan devrimci gücünden ve devrim ihracından korkuluyor. Küresel sömürgecilik PKK devrimci romantizmini ve güçlü paradigmasını aşındırıp tabanında sahte milliyetçilik eğilimleri geliştirerek yeni milliyetçi tarikatlara zemin yaratmaya çalışıyor. Pankürdizm projesi ulusların kendi kaderini seçme hakkından bile yoksun bir tuzak olarak sunuluyor. Özgür Kürde siyasi baskının bir aracı olarak kurgulanmaya çalışılan Pankürdizm Turancı emellerin felaket tellalı Ittihat ve Terakki zihniyetini meşrulaştırmayı amaçlayan bir felaket senaryosudur. Pankürdist hayallerin servis ettiği yapay devletçikler hülyalarını satmanın varacağı yer uçurumdur. Küresel güçlerin Ortadoğu‘daki politikalarının tutarsızlığı ve pragmatik hesapçılığı halklar açısından büyük handikaptır. Sistemsel krizlerin yarattığı sonuçların öngörülemezlik muamması da cabası.
Kürt özgürlük devriminin yarattığı demokratik kimlik karşısına ısrarla muhafazakar kimlik çıkartılıyor. Çatıştırıcı bir kutuplaştırma siyaseti devreye konularak kontra yapılara alan açma amaçlanıyor. Dar bölgesel milliyetçilik, dil ve lehçe üzerinden ayrıştırma, Alevi, Zaza Kürtçülüğü üzerinden geliştirilmeye çalışılan muhafazakar tuzakların bini bir para. Kürt özgürlük tabanının çeşitlilik ve zenginlik arz eden birliğini dağıtmaya dönük nifak tohumları serpiştirilmek isteniyor. Alevi Kürtlük, Sünni Kürtlük, Ezidi Kürtlük ayrımı yaratılarak ve kategorize ederek çoklu bir parçalama amaçlanıyor. Kontra Kürtlüğe meşruiyet kazandırılmak isteniyor. PKK’ye karşı etkin olduğu nüfuz alanlarının tümünü kuşatan bir çember teorisi hayata geçirilmek isteniyor. Bu çembere alma konseptinin bir çok ayağı var. Anlaşılan bu badireler atlatıldıktan sonra bu habis ihanet damarını kesip atmak kaçınılmaz bir gereklilik olarak kendisini dayatacaktır.
Tüm bu meşakkatlere rağmen PKK demokratik ulus paradigmasını TC başta olmak üzere bölgesel statükoda ısrar eden güçlere kabul ettirmek için varını yoğunu ortaya koyuyor. Kürt demokratik ulusunun millet olarak tüm haklarıyla tanınması mücadelesini veriyor ve bunun için her gün büyük bedeller ödüyor. Kürt halk siyasetinin meşruiyet kaynağı işte bu PKK direnişidir asla tekçi TC Anayasası değildir.
Peki ya diğer Kürt unsurlar Kürt halkı için somut olarak nasıl bir strateji izliyor ve bu aktif Kürt soykırım konseptine karşı sabote dışında ne yapıyorlar? Sürmekte olan uluslararası komplo ile İmralı tecridindeki somut rolleri nelerdir?Bir sosyal medya yorumcusunun şu çarpıcı tespiti özellikle Ortadoğu halkları için ciddi bir uyarı niteliğindedir: Filozof S.Zizek:” Gerçekle kurulan esnek ilişki egemeni tehlikeli yapar.” Kast edilen durum ezilenleri teslimiyetçi, aydını da oportünist yapar. Buradaki “Esnek ilişki” sahibi olanlar güncelde %95 den aşağı değildir.” PKK düşmanlığı yapanların ve ona mesnetsiz iftira atanların bin defa daha iyi düşünmeleri lazım. Kaçkınların ideologu zatı "zero" dahil.
Kürt özgürlük devrimi Kürt entelektüellerine ve devrimci demokrat düşün insanlarına kendilerini siyasi platformlarda ispatlayacakları büyük fırsatlar tanıdı. Hiç kimse bu büyük fedakarlığı sergileyen Kürt halkının bu kadirşinazlığını unutmamalıdır. İşte şimdi siyasi temsili asıl sahibine, halka bırakmak gerekiyor. Özgürlük mücadelesi ve tabanı arasında ara bürokratik katmanların oluşumuna asla izin verilmemelidir. Direk temasa dayalı radikal siyaseti halklaştırma zamanı.
Yakın tarihte de gördük; halklar işgalcilerden ülkesini kurtarmışsa bile BM ve arkasındaki güçlerden bağımsızlıklarını veya statülerini netleştiren kalıcı kazanımları garanti altına alacak yasal güvenceleri almakta zorlanmışlardır. Zira Filistin-İsrail savaşları dahil Lübnan kaotik yapısı gibi tüm Ortadoğu itilafları bilinçli bir şekilde çözülmez, krizler ertelenir bir süre ama tekrar ihtiyaç duyulduğunda ısıtılır. Kaoslar mucidi İngiliz politikalarının şu kısacık kronolojisi bile işin vahametini gözler önüne sermesi açısından önemlidir: İngiltere'nin tarihte bir şekilde müdahil olduğu Filistin, Hindistan, İsrail, Pakistan, Kıbrıs, Irak, Suriye gibi birçok anlaşmazlıklar neden çözümsüz bir çatışmalar girdabı yaratıyor acaba? İngiltere Kürt özgürlük mücadelesi karşısında finansal partneri Katar ile beraber TC’nin aktif savaş finansörüdür. Güney Kürdistan üzerinde en etkin yönlendirici güçlerin de başında geliyor. Kısacası yine değişken faktörlerin yol açtığı ve yol açacağı sonuçlar Ortadoğu'yu bilinmez bir denkleme sürüklüyor. Yeni Küresel emperyal paylaştım savaşında statüsüz halkların üstünde yaşadığı topraklar mikro savaşlarla parça parça ellerinden alınacağı bir zaman aralığındayız!
Rusya’nın nüfus bakımından küçük lakin toprak açısından büyük Ukrayna’yı yutma saldırganlığı da bu yeni sürecin statüsüz halklarla sınırlı kalmayacağını bize gösteriyor. Küresel haydutluk düzeninde her yol mübah. Gücü gücüne yetene!
Ortadoğu'da din, milliyetçilik, halklara ait ekonomik kaynakların sömürüsü ve etnisite eksenli çelişki ve çatışmaların tarihsel kökleri derindir. Çözüm odaklı yaklaşımlar kangren olmuş dogma zihniyetlerin sert duvarına çarpar. Denizler bile mültecileştirilen savaş mağdurlarının toplum mezarlarına dönüştürüldü. Göçmenler trajedisi denizlerde inşa edilen Hitler‘in ölüm kamplarının günümüz toplu suç ortaklığını bizlere haykırıyor. Mağduriyet ve güvensizlik ikileminin hüküm sürdüğü Ortadoğu'da PKK sahip olduğu güçlü ve çağcıl paradigması sayesinde tüm bu sorunları demokratik bir zihniyetle çözmeye aday tek harekettir. Yine Ortadoğu halkları arasında demokratik dönüşümler ve siyasi konsensüse dayalı ortaklaşma ruhunu yaratabilecek tek yerel aktördür. Bunun kıymetini bilelim ve PKK şemsiyesi altında toplanalım zira Ortadoğu zebaniler sofrasında PKK dışında halklarımızın bir güvencesi yoktur.
“...Bir halkın meşru bir ulus olması için kendi kurtuluşunu arzulamasının ve kendi özgürlüğü için mücadele etmesinin zorunluluğu vardır.” J. Stuart Mill
KEREM ÇİFTÇİ
YORUM GÖNDER