TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (10.BÖLÜM)
TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (10.BÖLÜM)
0 Yorum
828
16-09-2021

I-ÖZ SAVUNMADA AFRİKALI KADIN BİLGELİĞİ:

Afrika çok daha özel bir gerçekliğe sahip acılı bir coğrafya olmaktadır. Son beş yüzyıllık Afrika’yı kapitalist sömürgeleştirme süreci insanlığın en trajik tarihlerinden biri olmaktadır. Bu tarihi iyi bilmeden, ırkçılığın kapitalistleştirme yöntemlerini hatırlamadan günümüzü anlamak zor olacaktır. Batı kapitalizmi Afrika halklarının köleleştirilmesi ve topraklarının işgali olmasaydı bu düzeyde gelişemez ve sermaye birikimine ulaşamazdı. Kadın emeği ve üretim bilgilerini batıya taşırmak için, köleler ordusunun ilk grupları kadın köle kafileleri olur. Zincirlenmiş kadın bedenleri, tecavüze maruz bırakılan siyah kıtanın kadınları ve ruhları aşağılanmış bu kadınların emeği ve bilgeliği sayesinde zenginleşen Avrupa, tarihin en karanlık suçlarını işlemiştir. Değerli madenlerin, hammaddelerin, insanlarının ve bilgeliğin bir kıtadan bir kıtaya topyekûn taşındığı bu sömürgecilik tarzı baştan sona şiddet ile gerçekleştirilmiştir. Yanı sıra kabile şefleri ve dini ataerkil yapılarla geliştirilen sınıfsal işbirliğiyle yerel iktidar güçleri örgütlendirilmiş, sömürgeciliğe bağlı yerel devlet inşaları gerçekleştirilmiştir. Bu temelde gelişen kabile devletçikleri Afrika kıtasının kabile savaşlarının arenasına çevrilmesine yol açmıştır.

Afrikalı kadın hem batının köleleştirme hem yerel ataerkil kabile şeflerinin köleleştirme saldırılarıyla karşı karşıya kalarak, tarihte anlatılması zor bir şiddete maruz kalmıştır. Ama bu durum içinde Afrikalı kadının bilgeliği bir öz savunma direnişini açığa çıkarmıştır. Bu sömürgeleştirme sürecinde açığa çıkan isyanların ve devrimlerin adeta ruhu diyebileceğimiz kadın direnişçiler Afrika kıtasının asi damarını oluşturmuştur. Batıya köleler ordusu halinde taşınan bir sömürgeleştirilme tarihine sahip Afrika, son yüz yılda özel bir yöntemle sömürülmektedir. Sürekli kabileler arası savaş ile zenginliklerine el koyma yöntemi devrede tutulmaktadır. Kabile savaşlarına dayalı talan ekonomisiyle değerli madenlere ulaşılmakta, topraklara el konulmakta ve ulusal pazar engellerine takılmadan savaş ortamıyla ucuz ticaretin olanakları sağlanmaktadır. Afrika kıtasının sürekli darbelerin, kabile savaşlarının coğrafyası olmasının nedeni, yerel iktidar güçlerinin ülkelerinin zenginliklerine talancı biçimde sahip olmaları ve bu zenginliği ucuz ticaret aracılığıyla artırmalarıdır. Kapitalizmin Afrika kıtasını sömürme tarzı bu kaçak ticaret yöntemidir. Açlığın, şiddetin ve kadın katliamının en can yakıcı biçimde kendini gösterdiği yer olmasının nedeni, savaş ekonomisiyle birikiminin talan edilmesi ve çok ucuz maliyetlerle dışarıya transfer edilmesidir. Bu savaş kültürü erkekliği üretmekte, tecavüz, kadını köleleştirme ve katletme gündelik yaşam olayları haline gelmektedir. Boko Haram, El Beşir, Taylor vb. tüm örgüt ve diktatörlükler esasında savaş tüccarlarıdırlar ve savaş ile sermayeye, iktidara ulaşmaktadırlar. Afrika kadın kültürünün ve komünal toplumsallığın köklü olduğu ve halen bu kültürün yaşam bulduğu bir alandır. Bu kültür tekçi ulus, devlet ve sınıf yapılanmalarına karşı bir direngenliği temsil etmektedir. Bu nedenle çok acımasız talan ve vahşetle bu toplumsallığı dağıtma, topraklarını ele geçirme uygulamalarına maruz kalmaktadır. Bu gerçeklik içinde Afrika kadınlarının durumu kaçırılma, sünnet, tecavüz, şiddet ve katliam sorunlarıyla özetlenmektedir. Bu nedenle Afrika kadın mücadelesi kendine has bir gelişim, etkinlik ve yönteme dayalı gelişmektedir. Kabile savaşlarının yol açtığı iç savaşlara karşı barış ve müzakere stratejisine dayalı bir kadın mücadelesi yürütülmektedir. Kabile savaşlarına dayalı iç savaş şartlarında Afrikalı kadınların kendini savunmak ve toplumsal sorunlarını çözüme kavuşturmak için toplumsal barış hareketini geliştirmesi kendi gerçekliğinin en doğru tespiti olmaktadır. Sömürgeciliğin Afrika kıtasının talanı için geliştirdiği kabileleri silahlandırıp, birbiriyle çatıştırıp ve bir savaş ekonomisini hayata geçirme politikasına karşı, militarizme, savaş tüccarlığına ve savaş karşıtlığına dayalı kadın sorununu gündemleştirme tarzı Afrikalı kadınların politik bilgelik karakterinin çok güçlü yansımasıdır.

İ-KRALİÇE POKOU;

Afrika Akan halkının Ashanti kabilesinde yönetim anneden kıza geçerdi. Eğer kız çocuğu küçükse yerine büyünceye kadar amca, dayı vb vekâlet ederdi. 17. Yüzyılda Ashanti halkının gelecekteki kraliçesi Abla Pokou abisinin komplosu sonucu 20 yıl tahta geçemez. Pokou’un kral kardeşi uzaklardayken, ülkeleri düşmanları tarafından işgal edilir. Başkent Kumasi’ ye ilerleyen işgal ordusuna karşı öz savunma savaşını örgütler. Kentin dışına savunmasız insanları çıkarır ve kent içinde yürütülen direnişi yönetir. Sonuna kadar direnirler ama işgalciler tarafından çoğunluğu katledilir. Pokou yaralı esir düşer. Kardeşi döndüğünde onu kurtarır ama bu süre içinde kabileler arasında erkeklerin iktidar kavgaları nedeniyle cinayetler işlenmektedir. Pokou halkını bu çatışmalardan ve bölünmelerden korumak için yeni bir yer aramaya başlar. Bir cinayet ile kral olan Kwissi, kalması için ikna edemediği Pokou ve halkının ardına bir ordu gönderir. Pokou üstün zekâsı ve bilgeliğiyle güçlerini ikiye bölerek ormanlık araziye dağılır ve orduyu şaşırtarak geride bırakır. En son geçmeleri gereken nehrin onlardan çocuk kurban istediği söylenir. Bir kadın ve çocuk kurban edilmek için hazırlanır ama Pokou acır ve kurban edilmelerini kabullenemez. Tek çocuğu olan oğlunu Komoe nehrine atar. Halkının moral gücünü toparlayarak nehri geçerler ve kendilerine yetişen orduyu arkalarında bırakırlar. O günden beri Pokou’ nun halkına çocuğunun anısına Baule denmektedir.

J-CEZAYİRLİ CEMİLE BOUHİRED;

Cezayirli kadın direnişçi ve halk kahramanı olan Cemile, Fransız işgali altındaki ülkesinde, Fransızların halkına karşı Setif katliamı diye bilinen büyük bir katliam gerçekleştirdikten sonra öğrenciyken Cezayir kurtuluş hareketine katılır. Öğrenci hareketinin öncülüğünü ve FLN liderinin yardımcılığını yapan Cemile binlerce Cezayirli kadın devrimciden biridir. O ve üç kadın yoldaşı en ünlü kadın bombacılar olarak tanınırlar. Radikal birçok eylem ve ayaklanmanın liderliğini yapmış ve bu eylemlerin birinde tutuklanmıştır. Giyotinle idam edilme kararı alınır ve yüzlerce arkadaşı giyotinle idam edilir. Cemile için yürütülen uluslararası kampanya sonucu onun ve arkadaşlarının infaz kararı durdurulur ve beş yıl sonra serbest bırakılırlar. Cezaevinde çıktığında o artık halkının kahramanıydı. Cemile Afrika direnişinin sembol ismidir.

K-NİJERYALI NWANYERUWA;

İgbo kabilesine mensup, Nijeryalı Nwanyeruwa, sömürgecilik döneminde Batı Afrika’daki İngiliz hâkimiyetine karşı ilk kayda değer mücadele olarak anılan kısa süreli savaşı başlatan kadındır. 18 Kasım 1929 tarihinde Nwanyeruwa, nüfus sayım memuru Mark Emereuwa kendisine “keçilerini, koyunlarını ve insanlarını sayacaksın” dediğinde buna karşı çıkar. Bu, devletin kendisinden vergi alacağı anlamına geliyordu ve geleneğe göre kadınlardan vergi alınmazdı. Nwanyeruwa meseleyi diğer kadınlarla tartıştı ve izleyen iki ay boyunca sürecek olan, Kadınların Savaşı olarak adlandırılan protestolar patlak verdi. Bölgenin her yerinde yirmi beş bin kadın bu eylemlere katıldı ve yeni çıkarılan vergiler ve İngilizler tarafından atanan yöneticilerin sınırsız yetkileri protesto edildi. Bunun sonucunda, kadınların durumu iyileştirilir, İngilizler vergi planlarını geri çeker ve birçok yönetici istifa ettirilir.

L-MARWOPNET;

Savaş sırasında sivil nüfusunun yüzde altmışının öldüğü ve nüfusun yarısından fazlasının göç etmek zorunda kaldığı Afrika’da kadına yönelik tecavüz ve kaçırmalar had safhadadır. ‘Aç bir ülkede kim silahlara sahipse önce o karnını doyurur’ anlayışına dayalı ve elmas kaçakçılığı trafiğini yönetme amaçlı devleti ele geçirmek isteyen güçlerin savaşları soykırım düzeyindedir. Afrikalı kadın örgütler yaklaşık otuz yıldır hafif silahları toplama, çatışma bölgelerinde ülkenin her yanından gelerek eylemler düzenleme, gece köylerinin etrafında nöbetler tutarak silah kaçakçılarını engelleme, kent merkezlerinde büyük gösteriler düzenleyerek çatışmasızlığı sağlama ve çok yönlü diplomasi çalışmasıyla siyasi yöneticilerin savaş kararlarını dondurma gibi etkinlikler düzenlemektedirler. Savaş çıkmadan onu önleme yeteneklerini kırsal kadınların ‘barış evde başlar, uzlaşmayı bizler sağlayabiliriz çünkü savaşa giden bizim gençlerimiz’ bilinci belirlemiştir. Afrika kıtasında uluslararası sınır anlaşmazlıklarına dayanarak çıkarılan savaşları önlemede etkin olan kadın diplomasi çalışması için şu örnek verilebilir. Gine, Sierra Leone ‘ yi işgal edince, kadın sivil toplum kuruluşlarının ortak örgütü olan Marwopnet devlet ve asilerin tüm taraflarıyla görüşmeler yapar. Birbirine düşmanlık duyan Gine ve Sierra Leone devlet başkanlarıyla görüşme yaparlar ve belirledikleri anlaşma taslağında uzlaşmaya yanaşmayan Gine başkanı Conté’ ye heyetten bir kadın ‘Siz ve başkan Taylor, erkekler olarak ve farklılıklarınızı bir kenara bırakarak buluşmak zorundasınız ve biz kadınlar orada bulunmak isteriz. Sizi aklınız başınıza gelinceye kadar bu odaya kilitleyeceğiz ve bende bu anahtarın üzerine oturacağım’ der. Conté ‘bana bunu hangi erkek söyleyebilirdi. Yalnızca bir kadın söyleyebilir ve kurtulabilirdi’ diyerek uzlaşmaya yanaşır. Aynı biçimde yerel kadın barış ve müzakereci kadın örgütleri ve eylemleriyle savaşı önleme veya sonlandırma çalışmalarını yürüten Afrika’ lı kadınlar, kapitalizmin coğrafyalarını savaşlar yoluyla sömürme politikasını işlevsizleştirme ve savaşlara neden olan toplumsal cinsiyetçiliğe karşı mücadele etmektedirler. Çünkü bu çalışmalarını devlet, sınıf, ataerkiliğin ittifakından doğan bir sömürge düzene karşıtlık bilinci üzerine kurmuşlardır.,

M- SES EYLEMDİR;

Sömürge Afrika’sında kadınlar, hükümet yetkilileri topraklarını sattığında isyan ederlerdi. Kadınların 1958'de Kuzeybatı Kamerun’da sömürgeci otoritelere karşı isyanları buna örnektir. Hükümetin, toprakları satışa çıkaracağını duyan yedi bin kadın eyalet başkenti Bamenda'ya yürür. İngiliz sömürge yönetiminin binalarının etrafını saran kadınlar yüksek sesli protestolarını sonuç alıncaya kadar sürdürür. Aynı bölgede, kadınlar geçimlerini sağladıkları çiftlikler, sömürgeci yönetim tarafından vergi toplamak için seçkinlere tanıdıkları otlama hakkından dolayı talana uğrayınca isyan başlatırlar. Meraları korumaya alma, sesli eylemler ile ifade edilen isyan, yetkililerin meracıları cezalandırmasıyla sonuçlanır.

N-ŞOŞO SAVUNMASI;

‘Kenya’nın başkenti Nairobi’de Korogocho isimli 150 bin kişinin yaşadığı yoksul mahallede her dört kadından biri tecavüz saldırısına maruz kalıyor. Erkeklerin “yaşlı kadınlara tecavüz etmek günahları affettirir” ya da “yaşlı kadınla beraber olursan AIDS olamazsın” şeklinde akıl dışı inanışları olduğu belirtilirken, bu şekilde saldırılarını meşrulaştıran erkekler mahalledeki yaşlı kadınlara cinsel istismarda bulunuyor.’ Her gün tecavüze uğrayan ve boğularak katledilen kadınların cenaze görüntüleri adeta normalleştirilmektedir. Bu akıl dışı durum ve vahşete karşı öz savunma eğitmeni olan Sheila Kariuki çözüm arayışına girer. Öz savunma okulu açarak, erkeklerin saldırılarına karşı kendini korumaya almak isteyen kadınlara öz savunma eğitimleri vermektedir. Şimdiye kadar 200 kadının eğitim aldığı bu okul öz savunma programlarını uygulamaktadır. 2012 yılından beri “şoşo” olarak çağrılan kadınlar, öz savunma eğitmenlerinden hem fiziksel hem psikolojik yöntemlerle kendilerini savunmaya öğreniyor.

O-AĞAÇ KADIN;

Wangari Muta Maathai, 2004 yılında sürdürülebilir kalkınma, demokrasi ve barışa olan katkılarından dolayı Nobel Barış Ödülü alan ilk Afrikalı kadındır. Maathai 1977'de çevreci bir örgüt (NGO) olan Yeşil Kuşak Hareketi'ni kurar. Bu hareket kapitalist sanayi, tarım politikaları ve madenlerinin yol açtığı çölleşmeyi ve toprak erozyonunu önlemek için Kenya'da 30 milyon ağaç dikmiştir. Bu nedenle Maathai 'Ağaç Kadını' diye adlandırılmaktadır. Ancak siyasi özgürlük ve kadın hakları mücadelesi nedeniyle, diktatör Daniel Arap Moi'nin rejimi zamanında, çok partili seçim yapılmasını, siyasi yozlaşmaya ve kabile politikalarına son verilmesini istediği için defalarca hapse girmiş ve saldırıya uğramıştır. 1989 da Moi'nin, Nairobi Uhuru parkına yapmayı düşündüğü Kenya Times Medya binasının kompleks inşaatını durdurarak, neredeyse tek başına Nairobi'deki Uhuru Parkı'nı kurtarmıştır. 1997' de başkanlık için aday olduğu seçim, rejim güçleri tarafından etnik şiddetle gölgelenir ve partisi adaylığını geri çeker. Ancak 2002’de kurduğu ‘Ulusal Gökkuşağı Koalisyonu’ partisini kurar ve parlamentoya girer. Aynı yıl Kenya Mazingira Yeşiller Partisi'ni kurmuş ve ulusal, uluslararası konferans, eylemlerle ekolojik mücadelenin öncülüğünü yapmıştır. Ağaç kadın Maathai, militan bir doğa savunucusudur ve kadınların siyasi haklar kazanmasında önemli etkide bulunmuştur. Eylemleri ve örgütlemeleriyle doğanın ve kent yaşamının yağmalanmasını, tahrip edilmesini engelleyerek doğanın ve toplumun ekolojik savunmasında bir örnektir. Kapitalizmin yağma ekonomisine karşı Maathai’nin verdiği ekolojik mücadelenin özü toplumunun kültürel tarihinin ve inanç değerlerinin derinlikleriyle ilgisi vardır. Afrika toplumları ağırlıkta animist inanca dayalı yaşarlar ve hem Hristiyanlık hem islamiyet zorla dayatılmalarına rağmen bu animist uygulamaları ortadan kaldıramamıştır. Günümüzde her iki tek tanrılı din animizme karşı hala mücadele vermektedir. Ağaç totem kültünün yaygın olduğu Nijerya’da bir islamcı şeyh köylülerin İslamı kabul etmemelerinin nedeninin ağaç ruhuna olan inancın ve bu ruhu aşacak bir tanrının olmadığına çok güçlü inanç duymaları olduğunu farkeder. Köylüler her hangi bir metal ile ağaca vurduğu takdirde öleceğini kendisine söyleyince Şeyh bir balta eline alır ve ağacın gövdesini ikiye böler ve üç gün boyunca o köyde kalır. Köylüler ona bir şey olmadığını anladıklarında İslama geçerler ve dinsel ayin gereçlerinin tamamını şeyhin sorumluluğu altında yakarlar. Sömürgecilik böyle bir şeydir; doğaya, topluma ve insana dair anlamlı değerleri yakıp geçer. Doğal toplumların ağaçlar yok edildiğinde insan hayatının da yok olacağı bilgisini ve inancını günümüzde yaşatan Maathai bu anlamda bir kültürel tarih direnişinin de uygulayıcısı olmaktadır.

DERLEME 10.BÖLÜM

 

YORUM GÖNDER

ZİYARETÇİ YORUMLARI

BENZER KONULAR

KADIN ETRAFINDA GELİŞTİRİLECEK BİLİM, DOĞRU SOSYOLOJİYE ATILMIŞ İLK ADIM  OLACAKTIR

KADIN ETRAFINDA GELİŞTİRİLECEK BİLİM, DOĞRU SOSYOLOJİYE ATILMIŞ İLK ADIM  OLACAKTIR

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (1. BÖLÜM)

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (2.BÖLÜM)

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (3. BÖLÜM)

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (4. BÖLÜM)

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (5.BÖLÜM)

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (6. BÖLÜM)

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (7.BÖLÜM)

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (8.BÖLÜM)

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (9.BÖLÜM)

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (10. BÖLÜM)

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (11. BÖLÜM)

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (12. BÖLÜM)

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (13. BÖLÜM)

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (14. BÖLÜM)

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (15. BÖLÜM)

DÜNYA KADIN TARİHİ ÜZERİNE DERSLER (16. BÖLÜM)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (GİRİŞ)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (1.BÖLÜM)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (2.BÖLÜM)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (3.BÖLÜM)

KÖLELİĞE VE ÖZGÜRLÜĞE AÇILAN KAPILARIMIZ (1.BÖLÜM)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (4.BÖLÜM)

KÖLELİĞE VE ÖZGÜRLÜĞE AÇILAN KAPILARIMIZ (2.BÖLÜM)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (5.BÖLÜM)

JİNEOLOJİ ÜZERİNE (1.BÖLÜM)

JİNEOLOJİ ÜZERİNE (2.BÖLÜM)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (6.BÖLÜM)

TOPLUMSAL CİNSİYET (1.BÖLÜM)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (7.BÖLÜM)

JİNEOLOJİ ÜZERİNE (3. BÖLÜM)

JİNEOLOJİ ÜZERİNE (4.BÖLÜM)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (8.BÖLÜM)

TOPLUMSAL CİNSİYET 2.BÖLÜM

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (9.BÖLÜM)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (10.BÖLÜM)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (11.BÖLÜM)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (12.BÖLÜM)

JİNEOLOJİYE DOĞRU SOSYOLOJİYE ADIM ATMAK

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI 14.BÖLÜM

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI 15.BÖLÜM

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI 16.BÖLÜM

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (17. BÖLÜM)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI 18.BÖLÜM

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (19.BÖLÜM)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (20.BÖLÜM)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI (21.BÖLÜM)

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI 22.BÖLÜM

TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADININ ÖZ SAVUNMASI 23.BÖLÜM (SON)

KADINLA FELSEFİ İLİŞKİLENMEYİ ERKEK NASIL ELE ALMALIDIR?

JİNEOLOJİ (1.BÖLÜM)

JİNEOLOJİ (2.BÖLÜM)

JİNEOLOJİ (3.BÖLÜM)

JİNEOLOJİ (4.BÖLÜM)

JİNEOLOJİ ZİHNİYET KODLARINI YIKIYOR

JİNEOLOJİ YAŞAM ALGISIDIR

JİNEOLOJİYE GİRİŞ (1.BÖLÜM)

JİNEOLOJİYE GİRİŞ (2.BÖLÜM)

JİNEOLOJİYE GİRİŞ (3.BÖLÜM)

JİNEOLOJİYE GİRİŞ (4.BÖLÜM)

JİNEOLOJİYE GİRİŞ (5.BÖLÜM)

JİNEOLOJİYE GİRİŞ (6.BÖLÜM)

JİNEOLOJİYE GİRİŞ (7.BÖLÜM)

JİNEOLOJİYE GİRİŞ (8.BÖLÜM)

JİNEOLOJİYE GİRİŞ (9.BÖLÜM)

JİNEOLOJÎ ALTERNATİF SUNUYOR

KADIN VE ÖZ SAVUNMA (1.BÖLÜM)

KADIN VE ÖZ SAVUNMA (2.BÖLÜM)

KADIN VE ÖZ SAVUNMA (3.BÖLÜM)

KADIN VE ÖZ SAVUNMA (4.BÖLÜM)

KADIN VE ÖZ SAVUNMA (5.BÖLÜM)

KADIN VE ÖZ SAVUNMA (6.BÖLÜM)

KADIN ENERJİSİNİN ÖZGÜRLÜKLE BAĞI

ÖZ SAVUNMA İLE KADINCA YAŞAMAK

JİNEOLOJÎ KAMPLARI: KOLEKTİF BİLMELERİN DÖNÜŞTÜRÜCÜ GÜCÜ

DEMOKRATİK MODERNİTENİN BİLİMİ JİNEOLOJİ