KORKU
Bu sabah yorgun bitkin ve yolculukla geçen bir ayın sonunda ilk defa kesintisiz 14 saat uyumuşum.
Sabah zinde uyandın...
Ancak zinde uyanmak ne yazık ki hiç bir şeyi değiştirmiyor bu ülkede
Açlık sefalet ve huzursuzluk korku
Biliniyor mu bilmiyorum insan bazen kendi hiyakesini anlatmaya utanıyor bu ülkede... Çocukluğumdan beri hep aklımın bir köşesinde duran şu ata sözünü diri tutmuşluğum vardır.
Ben 9 yılı aşan bir cezaevi sürecinden sonra bir kaç ay önce 10 aylık bir gecikmeyle birlikte bırakıldım.
Konu elbette benim hikayem değil. Ancak insan yaşadıklarıyla başbaşa kalmadan başka insanların neler yaşadığına empati yapamayacağı bir gerçektir.
Bu sabah Twitter'da gördüğüm ilk şey. Cezaevlerinde yaşanan baskılardı.
Daha bir kaç ay önce bizzat birlikte kaldığımız bir arkadaşım ailesi aracılığıyla haberlerde gündem olmuş.
Size şöyle bir soru yönelten biri çıkarsa "Bir çocuk neden öldürülür?" Cevabınız olur mu..!Çünkü arkadaşım dediğim 16 yaşında tutuklanıp ölünceye kadar Cezaevinde kalma cezası verilmiş.
Şimdi sorumun özüne döneyim şuan cezaevlerinde ölüme terk edilmiş yüzlerce belkide binlerce çocuk olduğunu biliyor musunuz. Hepsi ölüme terk edilmiş!
Pandemi sürecini cezaevinde geçirdim onun için dışarıda da yaşanan sınırlamaları bilmiyor ama içeriden kısa bir özet geçeyim..!
1. içeride bir bütün toplumdan doğadan ve her türlü sosyal etkinliklerden uzak olunduğu bilinen bir gerçek.
Ama pandemi gerekçesiyle her birimiz cezaevlerinde tecrid edilerek geçirdik. Şöyleki görüşler kaldırıldı. Dışaridan mesai saati dışında normal statüde yaşamını sürdüren bir personel elini kolunu sallayarak bulunduğumuz odalara girebiliyordu. Hemde günde defalarca birde hafta bir iki kez "onların değimiyle Arama","bizim değimimizle baskın" yapılıyordu.
Buna rağmen dışarıdan ailelerimiz camın arkasından bile bizimle görüştürmeye izin verilmiyordu.
2. Hastahaneye veya mahkeye gidip gelen bir tutuklu veya hükümlü 14 gün karantinaya alınıyordu. Bu durum olağandır diye itiraz etmiyorduk ancak gelgelelim işin esas boyutuna rotin bir şekilde iki defa yemek dağıtılıyordu. Ama şöyle bir hileyle yemekler aynı personel ile önce karantinaya alınmış hükümlü ve tutuklulara ardından dışarıyla teması olmayan diğer hükümlü ve tutuklulara veriliyordu. Yani denildiği gibi bu bir sağlık tedbiri değil bir bütün Virüsü yaymak üzerine planlanan bir durumdu. Ki bu konuda bulunduğumuz Cezaevinde müdürlüğüne Savcılığa Adalet bakanlığı ve bir çok toplum kuruluşlarına dilekçe vermenize rağmen hiç bir dönüş alamadık
3. Bazı statülü hükümlüler son 2,5 yılı, Bazıları ise son 1 yıl kalınca ilçe ve yarı açık cezaevi sevk edilmesi gerekiyor. Ancak hiç şekilde bizler bu haktan faydalanmadığımız gibi şu gerekçeler öne sürülüyordu Corona virüsü tetbirlerinden dolayı sevkler yapılmayacak. Ancak Bulunduğum cezaevinde Eylül 2020 yılından Eylül 2021 yılına kadar en az 600' den fazla hükümlü ve tutuklular başka cezaevlerine sürgün edildi.
4. Pandemi sürecinde "sözde" sosyal etkinlik diye tabir ettikleri El işi atölyesine çıkartılıyor. Şöyleki bulunduğumuz oda'larımızdaki arkadaşlarımızla birlikte Atölye diye tabir edilen bir odaya kapatılıyorduk. Gitmek istemediğimiz durumlarda ise cezaevi idaresine karşı gelmekten disiplin cezası veriliyordu ki tarihten gelen bir durumdur 3 defa disiplin cezası aldığında bir hükümlünün infazı yanıyor.
Dolayısıyla gitmeme gibi durum olamıyordu. Ha Atölye dedim aklınız karışmasın boş bir oda ne atölyesi birde sözde sağlık gerekçesiyle yeni boyanmıştı havalandırması yetersiz olduğundan boya kokusu tamamen içerde oraya giren herkes en az iki gün baş ağrısı çekiyordu.
Bu sıralamayı yukarıda yazdıklarım dahil olmak üzere 25 madde olarak yukarıda da belirttiğim kurumlara yolladım-yolladık ben çıkınca yolladım-yolladık ben çıkıncaya kadar ne yazık ki bu korumalardan dönüş almadım.
Çıktıktan sonrada kendim gidip cezaevlerinde ilgilenen bir kurumla görüştüm durumu anlattım.
Aldığım tepki şu "Aa biz bunları bilmiyorduk" Ama anlatmama rağmen bilmemezlikten geldiler. Bilmemezlikten geldikleri için bu gün bir ananın yüreğine yine yangın düştü.
Dedim ya bu sabah Twitter'da ilk denk geldiğim haber cezaevlerinde yaşanan baskılardı... Anlaşılan o ki bu baskılar ağırlaşarak devam ediyor.
Yaşım o kadar büyük değil ancak çocukluk yıllarından aklımda kalan bazı görüntüler var. "Hayata dönüş operasyonu"
Bu kadar da tarih tekerrür etmemeli O zamanda MHP hükümet ortağı, Ekonomi felç ülke kaos ve MHP' ortağı olduğu ve hükümet adına sorumlu partilerin ismi bile hatirlanmazken MHP yoluna devam ediyor.
Sorumluluk Hükümetin boynunda kalacak. Bu bir gerçek hükümet silinip gidecek ama failler yoluna devam edecek.
Yirmi yılı aşkın bir süre sonra ne benzerlik ama
Bırakalım benzerlikleri yine her gün Annelerin yürekleri yanıyor
30 yıllık ömrümün 10 yıla yakınını cezaevinde geçirmiş bir insan olarak ülkenin geleceğinden korkuyorum desem: Gülermisiniz Ağlarmısınız bilmiyorum.
CELADET CAF
YORUM GÖNDER