İŞGALCİ TÜRK DEVLETİ VE İŞBİRLİKÇİ KDP'NİN AMAÇLARI
İşgalci Türk devleti, işbirlikçi KDP ile beraber Zap'a yapılacak işgal planı üzerinde çok önceden konuşmuş ve anlaşmışlardı. Normalde işgal harekatına 15 Nisan'da başlayacaktı, ama özgürlük hareketi bu planı o dönemde deşifre edip kamuoyuna yansıttığı için işgal 2 gün sonra başladı. İşgal hareketi ABD ve NATO'nun bilgisi ve onayı dahilinde yapıldı. Ancak Türk Devleti işgale meşrutiyet kazandırmak için KDP yi ve diplomatik faaliyetler için de Mesrur Barzani'yi görevlendirdi. İngiltere, Fransa, Almanya turuna çıkan Mesrur Barzani o dönemde İngiltere'de yaşayan halkımız tarafından yumurta yağmuruna tutulmuştu..
Türk devletinin amacı 'misak-i milli' emellerine Kerkük ve Musul'u da dahil ederek gerçekleştirmekti. KDP’nin amacı ise İşgalci Türk devletinin kontrolünde bir Barzani hanedanlığını yaygınlaştırmak, kurumlaştırmak ve kalıcı hale getirmekti. Esasında Türk devletine bağlı bir valilik görevini üstlenmiştir Barzaniler. Tabi bu plan içerisinde Maxmur'u dağıtmak ve Şengal statüsünü da ortadan kaldırarak KDP'nin kontrolüne geçirmek de vardı.
Eğer bütün bunlar başarılsaydı ikinci aşamada da Rojava'ya işgale başlanacaktı. Rojava statüsünü ortadan kaldırarak KDP-ENKS-ÖSO vb. gibi kendisine bağlı çetelerin kontrolünde bir sistem oluşturulacaktı. Evet genel anlamda işgalci Türk devleti ve işbirlikçi KDP'nin genel anlamda planı budur!
Peki ABD, Avrupa ve diğer NATO ülkeleri bu planın neresindedir? ya da bunda çıkarları nedir?
1. Rusya Ukrayna savaşında İşgalci Türk devleti ikili politika uyguladı. NATO'dan da kopmak istemedi, Rusya'ya da göz kırpmaktan da geri durmadı. Bu savaş ortamından faydalandı.
2. ABD ve Avrupa için Kürdistan'da PKK'nin tasfiye edilmesi, yerine de KDP'nin hakim kılınması her zaman stratejik bir araç olmuştur.
3. Kürdistan sonunu işgalci Türk devletinin kontrolünde, işbirlikçi KDP ve uzantıları olan hareketlerle yapay bir çözüm, yapay bir piyon devletçilikle nihayetinde gündemden çıkarmaktı.
Aslında istenen bir yüzyıl değil bin yıl daha Kürt halkını statüsüz ve iradesiz bırakmaktı. Kürt halkı ilk defa Özgürlük hareketi ve Önderliğin paradigması ile özgür yaşam ve statü sahibi olma fırsatını yakalamıştır.
Apocu fedai ruhu ile bilinen özgürlük gerillası aslında bu işgalci TC ve işbirlikçi KDP'nin hayal ettiklerini büyük oranda kursaklarında bırakmıştır. Özellikle işgalci Türk devleti kendi üstün teknolojisine çok güvenerek bir iki hafta içerisinde sonuç alacaklarını düşündüler. Bunun içerisinde kimyasal silah kullanmaktan, her türlü etik, ahlak, savaş normu, insanlık namına içinde hiç bir şey barındırmayan çok ahlaksız bir savaş yürütüldü ve yürütülmeye devam ediyor. Bu kadar insanlığa karşı savaş suçunun işlendiği 21.yüzyılda dünyanın başka bir ülkesinde bunun gibi bir örneği yoktur. ABD ve NATO buna onay vermişler. Bundan dolayı göz yumuyorlar. Sayın Cemil Bayık 'biz şu anda NATO ile savaşıyoruz' demişti. Evet aslında gerçek budur. Şu anda Zap'ta, Avaşin'de Metina'da İşgalci Türk devletinin şahsında özgürlük gerillası NATO ile savaşıyor.
Rojava'yı işgal etmek için kollarını sıvayan TC; Rojava'da ki bütün çete grupları ile toplantılar yaparak işgale başlamak istedi. Ama ABD'den onay çıkmadığı için şimdilik ertelendi. Rojava'ya işgal hareketinin iptal edilmesi yada ertelenmesine en çok KDP-ENKS üzüldü. Tıpkı güneyin işgal edilme sürecinde Mesrûr Barzani'nin Avrupa turuna gönderilmesi gibi, bu süreçte de ENKS yetkilisini Avrupa sahasına göndererek, Fransa'da görüşmeler yapıp, Rojava'nın işgal edilmesinin altyapısını hazırlamak ve uluslararası meşrutiyet kazandırmak için görüşmeler yapıldı. Bütün bunlardan da sonuç alamayan KDP-ENKS yetkilisi mit elemanı İbrahim Biro ABD'ye çağrı yaparak tekrar Rojava'da ki yapı ile kendileri arasında görüşme ve yönetime ortak olmak için arabulucu olma çağrısı yaptı.
Esasında işgalci Türk devletinin Zap işgali ile eğer başarılı olmuş olsaydı, Rojava işgaline de ABD'den onay alırdı.
Zap'da her gün büyük kayıplar vererek bir adim bile ileri gidememiş, Özgürlük gerillasından her gün yaratıcı taktiklerle, ölümcül darbeler almaktan kurtulamamıştır
Ama tehlike geçmemiştir. İşgalci Türk devleti gözüne kan bürünmüş, öldürmek, katletmek, yok etmek için her türlü ahlaksız yöntemi kullanmaya devam etmektedir. Her gün onlarca çeşit kimyasal silah kullanmaktan, yüzlerce uçaklarla her tarafı bombardımana tabi tutmaya, savaşta yasak olan ne kadar kimyasal silah çeşidi varsa kullanmaya kadar gözü dönmüşçesine saldırmaktan geri kalmamaktadır.
Bütün bunlara rağmen sonuç almamış olacak ki şimdide 'hançer timi' denilen Zübeyir Babat'ın başını çektiği 22 kişilik eski JİTEM türevlerini savaş sahasına sürdü. Bu kontra elemanlarına gerilla kıyafetlerini giydirerek ve savaş tünellerine sokarak gerillaya karşı savaştırıyor.
Cemal arkadaşın dediği gibi bu savaş 'var olma yok olma savaşıdır' Özgürlük gerillası dahiyane fedaice savaşıyor, görevini eksiksiz bir şekilde yerine getiriyor. Büyük bedeller vererek, insan üstü bir irade ile savaşıyor. Aslında özgürlük gerillasının bugün işgalci Türk devletine karşı verdiği savaş bütün ezilen dünya insanlığı için bir umut, bir ışık, bir kurtuluş manifestosu olmuştur.
Kürdistan özgürlük gerillası Zap'ta, Avaşîn'de, Metina'da, işgalci Türk devleti ile ayni zamanda bir tarihsel hesaplaşma savaşı veriyor. Gerilla işgalcilere her gün ölümcül darbeler vurmaya devam ediyor. Ama işgalci TC'nin imdadına işbirlikçi, ihanet şebekesi KDP yetişiyor her defasında. Türk devletinin köyleri bombalayıp çocukları katlediyor, KDP yetkilileri :'PKK'liler bomba attılar' diyerek TC'yi temize çıkartarak. Özgürlük hareketini suçluyorlar. Çok alçakça bir rol oynuyorlar K-21 ve Rûdaw TV su anda adeta Güney'deki AA'nın Kürtçe versiyonu görevini üstlenmişlerdir. Bu alçaklar özgürlük hareketine karşı yalan, yanlış, iftira, karalama kampanyasını başlatmışlar adeta. Hayali haberlerden tutalım, sahte itirafçı, sözde PKK'li ama kendi Peşmergelerini TV'lere çıkartarak PKK aleyhinde konuşturması, iftira atması ayrıca bir ahlaksızlığa daha imza attılar. 90'larda Anadolu'dan görünüm adı altında yapılan uyduruk özel savaş programları gibi bugün de KDP ve basını kendi efendisi TC'yi taklit ederek aynı uydurma, iftira dolu programlar yapmaktadırlar!
Kürdistan'da işgalci Türk devleti gerilla karşısında yenilmeye mahkumdur. Aslında şu anda Zap'ta verilen savaş demokratik modernite gerillası ile işgalci kapitalist modernitenin savaşıdır. Özgürlük gerillası inanç, irade ve özgürlük ideali ile savaşırken, işgalci güçler ise tamamı ile teknolojiye dayalı, katliam, yok etme, ortadan kaldırma ve özgürlük adına ne varsa yok etme üzerine programlanmıştır. Bu savaşın sonucunu teknoloji değil, insan iradesi, fedai ruh, özgürlük tutkusu belirleyecektir!
Kürdistan gerillası yeni dönem gerilla taktik ve stratejisi ile Apocu inanç, felsefe, moral ve fedai ruhu ile işgalci barbar Türk devletine ağır darbeler vurarak şimdiden zaferi müjdelemiştir. İşgalci Türk devleti ile birlikte ihanetçi KDP çizgisi de Kürdistan'da yenilmeye mahkumdur. Zafer direnen Kürdistan Özgürlük gerillasının olacağına inancımız tamdır. Özgürlük kazanacak, işgalci ve ihanetçi çizgi kaybedecektir.
MUNZUR XERZAN
YORUM GÖNDER