40 YILLIK MÜCADELE TARİHİNİN ZİRVESİ: ROJAVA KADIN DEVRİMİ
Kapitalist modernite sistemine karşı tepkinin ve mücadelenin yükseldiği bir dönem yaşanıyor. Tüm dünyada erkek egemen sistemin ideolojik, siyasi, ekonomik olarak geliştirdiği saldırı politikaları ve iktidarcılık insanlığın nefes kanallarını koparmış durumda. Bu sistemi reform ve liberal mücadele yöntemleriyle aşmak mümkün değil. İçinde bulunduğumuz çağ sistem karşıtı güçler açısından devrimi şart kılmaktadır. Özellikle de toplumsal özgürlüğün kurucusu, koruyucusu ve sürdürücüsü olan kadınlar açısından devrimin kaçınılmazlığı yaygın bir görüş olarak kabul görmektedir. Önder APO, kadın özgürlük felsefesi ve örgütlediği kadın özgürlük hareketiyle 21’inci yüzyılın kadın devrimi ve uygarlığı çağı olduğunu ispatlamış, hayal edilemeyecek gelişmelerin gerçekleşmesi dünya kadın toplumunda büyük bir umut hareketine yol açmıştır. Toplumun ve tarihin doğduğu coğrafya olan Mezopotamya’nın kadim, onurlu Kürt kadınları öncülüğünde binlerce yıldır gasp edilmiş özgürlüklerini tek tek geri alarak tüm kadınlarla paylaşmaktadır. Bu dünyanın en büyük onurunu yaşayan kadınlar Önderlikleri şahsında ve mücadelenin şiddeti karşısında büyük bedeller ödeyerek kadın devrimini gerçekleştirmeye devam etmektedirler. Rojava’da Kürt kadınları öncülüğünde kapitalist modernite güçlerine ve sistemine karşı gerçekleştirilen devrim, insanlığın tarihini demokratik toplum lehine çevirecek kadar güçlü bir paradigmaya ve mücadele yöntemlerine sahiptir. Önder APO’nun 40’lı yıllarını yaşayan özgürlük hareketini bir kadın partisi ve hareketi olarak geliştirmesi rastlantısal değildir. Sadece soykırıma uğramış bir halkın ve kadınlarının reflekslerine dayanan bir mücadele olarak görülmesi egemenlikli ve oryantalist zihniyetle ilgilidir. Büyük oranda aşılmış olan bu yaklaşımı kırmak ve değiştirmek gerek sistemsel gerekse de zihni alanda büyük bir mücadeleyi gerektirdi. Önder APO ve Kürt kadın hareketinin bu açıdan verdiği mücadele ayrıca yazılmayı hak etmektedir. Rojava Kadın Devrimi Önder Apo Ve Kürdistan Dağlarında Mücadele Yürüten Kürt Kadın Hareketi Olmaksızın Gerçekleşemezdi Rojava Kadın Devrimi ideolojik-felsefik-sistemsel kaynakları, dayandığı tarih ve mücadele geleneği olmaksızın gerçekleşemezdi. Ya da emperyalist müdahale ile oluşan fırsatta refleks olarak gelişen bir hareketten de devrimsel bir gerçekleşme yaşanamazdı. Böyle bakanlar başta Rojava Devrimi’nin bir devrim olduğunu hele hele bir Kadın Devrimi olduğunu kabul etmediler, anti propagandayla yarattığı etkiyi zayıflatmaya çalıştılar. Kadınların çağın demokratik modernite paradigmasına dayanan, alternatif sistemi inşa eden bir devrimi gerçekleştireceklerine inanılmasını büyük bir tehlike olarak gördüler. Egemen sistem ve ondan kopmayan zihniyet savunma güçlerinde yer alan kadınları sadece bir asker olarak kahramanlaştırarak, dergi kapaklarına taşıyarak, saraylarda ağırlayarak biten savaşın ardından evlerine ve geleneksel kadınlık rollerine döneceklerini düşündüler ve hala bunu sağlamak için kadın devrimine saldırmaya, mümkünse sistem içine alarak yok etmeye çalışmaktadır. Oysa ki aynı güçler dünyanın gelmiş geçmiş en tehlikeli soykırım çetelerini örgütleyen, Kürtlerin, halkların ve kadınların üzerine salanlardı, bunu hiçbir zaman unutmayacağız. Kürt kadınları adı duyulduğunda dahi savaşmadan teslim olunan savaş çetesi DAİŞ’i her şeyiyle yerle bir etmeseydi bırakalım saraylarına davet etmeyi adından bile bahsetmeyeceklerdi. Bir lütuf ve onur verdiklerini düşünedursunlar, Kürt kadınları her şeyi mücadeleleri ve ödedikleri bedellerle kazandılar, bunun böyle bilinmesi için de herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Kürtleri soykırımla yok etmeye çalışan güçler neden Kürt kadınlarını kabul etsinler ki? Kürt kadınları öncülüğünde kadın özgürlük paradigmasını ve sistemini inşa eden Önder APO rehine tutulurken gerçekleştirilmeye çalışılan Rojava kadın devrimini kabul ederler mi? Rojava Önder APO’nun Kapitalist moderniteye karşı yürüttüğü tarihsel mücadelenin ana merkezi olarak tarih sayfalarında yerini almıştır. Hiçbir gelişme kendiliğinden gerçekleşmez. Bu devrim Önder APO’nun varoluşu ile başlatılmalıdır. Soykırımcı TC’nin yeni doğmuş olan PKK hareketini ve Önderliğini yok etme darbesinin (12 Eylül Darbesi) hazırlığını görerek peygamberlerin hicretine benzeyen Rojava’ya çıkışıyla yürüttüğü devrimsel mücadele Rojava’da 2011 yılında devrimsel hamleye dönüşmüştür. Efsanelere konu olacak bu mücadele süreci Rojava Kürdistanı tarihi, özelde de Rojava kadınlarının tarihi ve geleceğinde devrimsel değişimlere yol açmıştır. Kimlik bilinci kadın sisteminin ve devriminin beynini oluşturmaktadır. Varoluş kimliksiz tanımlanamaz. Kimlik halkların ya bilinci olmayan halkların ya da kadınların varlığı ise kendine ait olamaz. Rojava Kürdistanı son iki yüzyıldır egemen kültürler ve Baas Arap milliyetçiliği ile soykırım politikalarıyla yönetilmiş, kimliksizleştirilmiş ve varlığı yok sayılmıştır. Dünyada görülmemiş bir düzeyde kendi ülkelerinde egemen ulusun vatandaşı olarak dahi kabul edilmemiş, kendilerini tanımlayacak kâğıttan bir belgeye dahi izin verilmemiştir. Onlar ya ‘maktum’ ya da ‘ecnebi’ olarak tanımlanmış ve topraklarında bir yabancının haklarına dahi sahip olamamışlardır. Arap kemeri politikası son yüzyılın en tehlikeli soykırım politikası olarak uygulanmış, Kürt dili, kültürü, sanatı ve varlığı yasaklanmış, suç sayılmıştır. Bin yıllardır yerleşik oldukları ve insanlığa beşiklik eden bu toprakların kadınları ve toplumu kiracı olarak bile tanımlayamayacağımız kölelikten daha beter bir statüde tutulmuştur. Varlığı yok sayılan, yok edilen Kürtlerin siyasete, ekonomiye katılımları da engellenmiş, ancak kendini inkâr etme ve egemen ulusla iş birliği durumunda yer alabilmiştir. Bu soykırım sistemi içerisinde kadınlar ve çocuklar daha katmerli bir saldırıya maruz kalmışlardır. Dıştan soykırım politikaları ve toplumsal baskı altındaki Rojava Kürdistanı kadınları Önder APO’nun geliştirdiği mücadeleye akın akın katılmaya başlamış, ulusal bilincin gelişmesi ve gerçekleştirilmesinde rollerini oynamışlardır. Bir gerilla olarak Kürdistan dağlarında halkının varlığını savunmak ve dünyaya kabul ettirmede gerekse de dağlarda başlatılan özgün örgütlenme ve kadın ordulaşmasında yerlerini almışlardır. Önder APO Rojava’da kadınlar, gençler ve çocuklarla daha özelde ilgilenmiş, gelişim ve dönüşümlerini birebir takip etmiştir. Eğitimlerinden tutalım, toplantılara ve sohbetlere kadar yaş farkı koymaksızın tüm kadınların bilinçlenmesinde bizzat büyük emek vermiştir. Rojava kadın gerçekliğinde açığa çıkan engellerin tespit edilerek giderilmesinde ortaya koyduğu sosyolojik yaklaşım kendini tanıma ve kimlik edinmede büyük bir devrime yol açmıştır. Önderliğin bizzat eğittiği ve perspektifini kendisinden dinleyen, kendine güvenen, kimlik sahibi olan Rojavalı kadınlar toplumsal değişimin gerçekleşmesinde etkili olmuştur. Önder APO’nun perspektifi temelinde oluşturulan çocuk meclisleri çocukların kendi dil ve kültürleri ile büyümesi ve kimlik bilincini edinmesinde önemli bir rol oynamıştır. Önder APO bizzat çocuklarla ilgilenmeye, eğitimleri için gereken önemi vermeye çalışmıştır. Kadın ve çocuklarda yurtseverlik duygu ve düşüncesi gelişmiş, yurtseverlik ilkesinin ilkel milliyetçi yaklaşımlara karşı hâkim kılınmasında da belirleyici olmuşlardır. Gerillaya katılamayan kadınların çocuklarını yetiştirerek bizzat Önder APO’ya ve PKK’ye teslim etmeleri bu yurtseverlik düzeyini ve kadının özgürlük mücadelesine bağlılığını göstermektedir. Baas rejiminin tüm saldırıları ve işkencelerine, katliamlarına karşı geri adım atmayan kadınlar dağlardan başlayan özgün örgütlenme perspektifi temelinde örgütlenmeye başlamışlardır. Kadın Meclisleri biçiminde örgütlenen kadınlar genel çalışmalarda da aktif olarak yerlerini aldılar. Önder APO Rojava ve Suriye’de çalışma yürütülen tüm kentlerde sorumlu olarak kadınları görevlendirdi. Eşit temsiliyet ilkesi daha o yıllarda Rojava toplumunun pratik bir deneyim olarak tanıştıkları bir sistem olmaktadır. Toplumsal cinsiyetçiliğin aşılması ve erkek egemen sistem güçlerine karşı mücadelede Kürt kadın gerillalarının dağlarda geliştirdiği sistemi esas almışlardır. Bugün Rojava devriminin bir kadın devrimi olarak gerçekleşmesinde ve tüm kadınlar adına bir kadın devrimi olmasında esas kaynak ve kurucu öğeler Önder APO ve Kürdistan dağlarında kahramanca savaşan aynı zamanda erkek egemen sisteme karşı özgün sistemini tüm boyutlarda örgütleme mücadelesi veren kadın gerillalardır. Önder APO’nun sahasına eğitim için gelen dört parça Kürdistan ve sürgünde yaşayan Kürt kadınlarının Rojava’da yürüttükleri mücadele ve emeğin etkisini belirtmeden geçmemeliyiz. Önder APO dil ve kültür farklılıklarına rağmen ulusal duygu ve bilincin kadınlar arasında gelişmesi için kadın çalışmalarına görevlendirmiştir. Bugün her kesin kabul ettiği enternasyonallik özelliğinin daha o günlerde hâkim olduğunu da vurgulamak gerek. Avrupa ve diğer halklardan PKK’ye katılan kadınların Rojava’da kalmaları ve çalışma yürütmeleri o zamana dayanan bir Önder APO yöntemidir. ZEYNEP STAR |
YORUM GÖNDER