DEĞERLER AŞINMASINI ÖZGÜR BİR RUHSAL DİRENİŞ DURDURUR
Yediği ağır darbelerle ölçüsüzce saldırgaşan psikolojik savaş yürüten güçlerin faşizan yönelimden kaynaklı kırılgan duygusallığın peşpeşe yaşanması ve sonuç alıcı umudun sürekli ötelenmesi insanı manevi olarak hırpalar ve yorar. En kötüsü de böylesi süreçlerde içe dönük karamsarlığın toplumsal bir suskunluğa dönüşmesidir. Toplum değişim dönüşüm dinamiklerine sahip yaşayan canlı bir organizmadır.Buna göre kendini döneme göre yenilemeyen siyasi tarz, yöntem, söylem ve pratik strateji rutinleşen genel tekrarlarla kendisini aşınır durur.
Muğlaklıklar komedisine yaşam dönüşürse kara mizah altın çağını yaşar. Dönemin sanal tatmin büyüsüne kapılma yanılgısı yamandır. Somut emek ve eylem bilincinden yoksun kendini aldatan lafazanlık paradoksal bir ruhsal tablo çizer. Eleştirinin eleştirisini sorgulamasına kendisini tabi tutma tedbiri en önemli güvencelerden biridir arayış peşinde olan insanlar için.
Ezilenler lehine dünyayı fikirleri doğrultusunda değiştirme ideasında bulunanlar fiziki dünyanın suni oluşturulan dengelerini kökünden sarsmakta beis görmezler yani çekince göstermezler. Duyu üstü düşünsel sezgisellik sahibi olanlar yaman öğretici olan düşman gerçekliliği karşısında asla tedbiri elden bırakmazlar ve bilinç kırılması yaşayanların şaşkın rotasızlık ikilemini ısrarla gidermeye çalışırlar. Yeni tercihlerin sunduğu çoğulcu zengin seçeneklerden doğan fırsatları kullanmak varolan tıkanıklıkları açmanın yeni yol ve yöntemlerini açığa çıkarır. Pratikte yapılması gerekenlerin bilincine varmak,engeller ne olursa olsun buna takılıp kalmamayı öğretir insana. Çağın mücadele ruhu bu kavramadan beslenir ve sönükleşen umutları tekrardan canlandırır.
Yaşam güzelliklerini yarattıkları çirkinlikler ve çirkefliklerle yok eden kötücül ırkın hafızasız çocuklarının istilası altında öz yaşam ritmi can çekişiyor. Kutsanmış ve kemikleşmiş fanatik faşizm rüzgarları değdiği her yeri insansızlaştırıyor. Her bireyin kendini devrimci amacı doğrultusunda faal örgütlülüğe kavuşturma fırsatınıda işte bu kaos iklimi sunuyor. Soğağın gücü çağın devrimci ruhuyla uyumlu bir örgütlülük bilincinde saklıdır. Toplumsal bütünleyici hafıza oluşturma kişiselllik ile toplumsallık mesajını biraraya getirir ve eylemci bir reflekse dönüştürür. Nasıl bir yeni yaşam istiyoruz arayışında ortaklaşılırsa sokak gücünün yenilmesi imkansızlaşır. Octavio Paz’ın isabetli vurgusuyla söylersek “Zamanla halklar gençleşir, gayrimeşru iktidarlar da emecek taze kan bulamayınca yıkılırlar.” Özgürlük umudunun peşine takılanların en belirgin özellikleri kararlılık ve yılgınlığa gelmemeleridir. Geçici heves peşine düşenler ilk zorlu parkurda karşıtına dönüşmekte mahirdirler kendi heveslerini hakikat sananların ruhsal gafletini tanımlayacak kavramlar biçaredir. Kendi hakikatlerini deneyimlerinde olgunlaşıranlar ve düşüncelerine bu temelde oluşturanlar her şeyi sanallaştıran kurgusal dış etkenlere karşı bağışıklık kazanırlar ve somut mücadeleye akarlar.
Kapitalist modernizmin kendisi öz yaşam bilinci olan insanı ortadan kaldıran sanal bilgi enflasyonunu sınırsızca üretir bu sanal bilgi bombardımanından yara almadan sağ çıkmak olası değildir. Öz insani değerlerin aşınması kaçınılmaz bir ha alır bu salgını kırmanın yoluda her alanda özgür bir toplumsal bilinç kazanmaktan geçer.Kör biatı ve isyancı köleliği yıkmanın yoluda budur. Kötülüğü ve esareti bilen bir neslin bilinçli bir örgütlülükle ayağa kalkışı toplumsal sorumluluktan kaçan ve halinden memnun kölelerin çoğunluğuna rağmen amacına ulaşmada esaslı bir zafer kazanacak. Güncelde seri üretilmiş eylemden yoksun ısmarlama rızaya boyun eğen ve araçsallaştırılan mantığın işlevsizliğine çağın bilgelerinin dediği gibi sezgisel bir keskinlikte ve de eleştirel bir kaynaktan beslenen “Özgürleşen ruh insanı azat eder.” Karşılaştırmalı bir bakış açısıyla hayata bakmayı öğrenen adanmışlar umut oluyor. Hayalleri çalınmış ve içi tümden meta ile boşaltılmış insanın karanlık geleceğine başkaldıran efendisiz özgür ruhlar anlamlı yaşamın kavgasını toplumsallaştırıyor. Bu çoklu anlamlar barındıran bir insanlık inşasıdır özgürlükten doğan eşitleyen demokrasinin gürünür kılınması ve ruhsal istikrarsızlığın sona erdirilmesidir. O halde akın akın özgürlük saflarına koşalım!
Doğmakta olan yeni dünyaya erişmenin şafağında dinsel, ırksal ve sınıfsal ayrımcılığa karşı özgürlük adına verilen mücadelenin final süreçlerinde insanı insan yapan öz değerler adına bedeller ödemekten kaçınmamak gerekir. Tüm manevi değerlerin sömürüye ve istismara uğradığı günümüz asosyal ruhsuzluğunu durdurmanın başkada bir yolu yoktur. Halklar için demokratik duruş ve yürüyüş öncelikle kendi kimliğine sahipleniş,özgürlüğüne bağlanış ve özyönetimine kavuşmadır.Kendi kimlik bilinci,tarihine ve toplumsal gerçekliğine dayanmaktadır.Bilinç örgütlendiğinde güce ve güç de özgürlüğe yol açmaktadır.Halklar örgütlenip güçlenmeden özgürleşemez.Özgürleştiğinde ise,kendi öz yönetimine kavuşması zorunlu bir adımdır.Özgürleşip de kendini yönetememek akla ve ahlaka aykırıdır.Demokrasıyi bu çerçevede tanımladığımızda,halk içinde daimi bir kimlik bilinci,her düzeyde örgütlülük çalışması ve bu sürece önderlik etme,bir bütün olarak demokratik eylem denilebilir. Reberti
KEREM ÇİFTÇİ
YORUM GÖNDER