PKK ÖZGÜRLEŞEN GENÇLİK VE KADINA BİR ÇAĞRIDIR!
Eğer yaşıyorsanız, PKK’yi tanıyorsanız ve içinizde özgürlüğe dair bir umu...
Elinizdeki kitabı, bilgisayarı, telefonu, gazeteyi, bulaşığı, kalem ve defteri, örgüyü, çayı ve kahveyi, kucağınızdaki çocuğu bir an bile olsa bırakın ve gözlerinizi kapatın; hayal edin: sizi mutlu edecek dünyanın en güzel yerinde olduğunuzu düşünün; ve öyle bir manzara düşünün ki, güzelliğiyle sizi tarif etsin ve o güzellik tam önünüzde... şelaleler, ağaçlar, kuşlar, her türden hayvanlar, her türden bitki ve çiçekler, muazzam kokular: dokunun, o çiçeklerdeki kokuları içinize çekin, derin bir nefes alın, o muazzam kokuları göğüs kafesinize doldurun, rahatlayın, mutluluğu hissedin. Dağın zirvesinde olduğunuzu, yıldızlara dokunabileceğinizi, tanrıyı yanınızda hissedin, kendinizi hissedin, tam da bu anda eğer mutluluğu hissedemiyorsanız ya yaşamıyorsunuz, ruhunuz çoktan ölmüş, ya da çok aptalsınız, onun içinde bu yazıyı okumanıza gerek yok.
Eğer kendinizi hissettiyseniz ve içiniz huzur bulduysa gözlerinizi açın, gözleriniz kaç saniye kapalı kaldı? Kaç saniye hayal ettiniz, 5 mi, 10 mu, 20 ya da daha fazla mı? Saniyeleriniz ne kadar fazlaysa, bu güzel hayali ne kadar uzun kurduysanız günahınız da o kadar büyüktür! Sizin bu güzel hayali kurduğunuz her 5 saniyede bir çocuk açlıktan, bir kadın-çocuk kirli su ve hastalıktan ölürken kaç kadın ve çocuğun şiddet mağduru, savaş mağduru olduğu bilinmemekte. Onlar fiziken sen-siz ise ruhen ölüyorsun-uz. Siz güzellikleri hayal edip sessizleştikçe günahınız büyüyor, çocuk ve kadınlar, gençler ve insanlar ölüyor. Çünkü siz güzel hayallerinizi gerçekleştirmek için hiçbir şey yapmıyorsunuz! İşte bu onları öldürüyor.
Eğer yaşıyorsanız, PKK’yi tanıyorsanız ve içinizde özgürlüğe dair bir umut, bir heyecan kıpırdanıyorsa, içiniz mutluluk doluyorsa Önder Apo’nun hakikati içinizde yeşermeye-filizlenmeye başlamıştır. Ona sımsıkı sarılın, çünkü o sizin tek ve gerçek hakikatınızdır.Tıpkı kuyunun dibindeki insanın ölümün sınırındayken kuyuya sarkan yaşam ipine sarılışı gibi sarılın o gerçeğe. Bu sizin gerçeğiniz olacak, sizi yaşatacak tek gerçek! Çünkü bu hakikat sizi özgürleştirecek olan tek hakikat olacaktır. Sizi tarih yapacağı gibi gelecek de yapacak olandır.
Önder Apo’nun hakikatı devrim hakikatidir, devrim hakikatı sizde yaşam umudunu yaratır. Yaşam hiç umutsuz olur mu? Yaşam umudu özgürlük umududur, umudunuza sahip çıkın, umudu olmayanlar özgürleşmezler ve yaşayan ölülerden farksızdır. Umutsuzluk gizli ölümdür. Özgürlük heyecandır, görebilmektir, anlayabilmektir, uyanabilmektir. Uyuyan gerçekliğiniz hakikatınız değildir. Hakikatle buluşma zamanınız gelmiştir, bunun için de özgürlük tutkunuz büyük olmalı. Çünkü özgürlük, emreden hakikatın gerçek anlamıdır.Önder Apo “Özgürlük tutkusu güçlü ise, her yol ve yöntem bulunur.” dedi.
Ögürlük yoluna girin ve etrafınıza bakın nerede ve nasıl yaşıyorsunuz, anlamınız nedir? Varlık gerekçeniz nedir? Başınızı kaldırın ve etrafınaza bakın, ama başınızı dahi kaldıramıyorsunuz mevcut sistem seni-sizi her yanıyla hapsetmiş, o yüzden eline al bir balyoz kır o hapishanenin duvarlarını yürü dağlara ve gök yüzüne bak. Çünkü dağ ülkesinde mavi (özgürlük rengi) daha mavidir.
Çareyi nerede arıyorsunuz? Babada, abide, yoksa kendinle beraber tarihide ortadan kaldırmakta mı arıyorsuunuz? Çareyi yanlış yerde ararsanız doğru çözümü de bulamazsınız. Çünkü yanlış yol doğruya götürmüyor, doğruyu göstermez. Gerçek çare önder Apo’nun deyimiyle kaybettiğin yerdedir. Çünkü ilk kaybetmişlik kadında ve gençlikte gizlidir. Yani sendedir, neyi kaybettiysen kendide ara, Çare özgürleşen kadın ve erkektedir! Çare PKK’de, çare özgürlüğün sembolü olan dağ ve bu uğurda savaşan özgürlük savaşçılarındadır. Çare özgür önderlik hakikatiyle buluşan-bütünleşen kadın ve erkektedir.
Neden PKK ve PAJK? PKK ve PAJK mücadelesini iki temelde ele alabiliriz: birincisi; yanlışlara karşı mücadeleyi ifade ediyor, ikincisi; doğruların öğrenilmesini ifade ediyor. Böyle bir mücadele ve çaba olmadan kişi Önderlik ve Parti doğrularını öğrenip, düzen anlayış ve davranışlarına karşı mücadele etmeden, kendi içinde bir iç mücadele etmeden ruhsal, duygusal ve düşünsel olarak kendini değişim ve dönüşüme uğratmadan dışta siyasi ve askeri alanda gericiliğe, faşizme, sömürgeciliğe, soykırıma ve kapitalist modernite sistemine karşı siyasi ve askeri mücadele yürütemez. PKK bunun için baştan beri bir eğitim, örgütlenme ve direniş hareketidir. Bu aynı zamanda Önderlik gerçeğinin de özüdür.
Şimdi umut etme ve umuda sahip çıkma zamanı; çocukları,kadınları, gençliği, erkekleri, insanlığı savunma ve yaşatma zamanı; dağları, ağaçları, toprağı koruma zamanı; ülkeni, kültürünü, tarihini yaşama ve sevme zamanı; dağlara doğru yürüme zamanı; PKK ve PAJK ile buluşma zamanı; ayağa kalkma ve kendi savaşını verme zamanı; kendi hakikatinin savaşçısı olma zamanıdır. Hep başklarının hakikatine göre yaşamak zorunda değilsiniz! Egemenciler, sömürgeciler, istilacılar ve devletler senin tarihini yazmadan, sen kendi tarihini yazmaya başla!
SİNAN DİDAR MAHİR
YORUM GÖNDER