APOCU MİLİTAN KİŞİLİK (18.BÖLÜM)
PKK'DEKİ İNSAN BÜYÜYEN İNSANDIR İnsanlığın Özü En Güçlü İfadesini PKK’de Buluyor; Ordulaşma için, partileşme için aslında küçümsenmeyecek imkanlara yol açmışız. Bunu kaç kişi doğru kullanıyor? Bizi özellikle savaş alanlarında tümden unutmuşlardır. Akıllarına geldiğimiz zaman ise bize ne kadar muhtaç olduğunu anladığı zamandır. Kesin taktik dışı olduğu zamandır. Zor duruma düştüğü zaman, "sen bize çok gereklisin" diyor. Bu kötü bir tarzdır. İnsan her zaman birbirine ne kadar muhtaç olduğunu, birbirine ne kadar bağlı olduğunu bilmelidir. Birisinin yaşayıp yaşamaması da önemli değil, şehitler var. Halka bağlıyız, kendimizi onun kurtuluşuna adamışız, bağlılığı onun için göstereceğiz. Bu konuda etle tırnak gibi bağlı olacağız. "Fırsat buldum mu, keyfimi şöyle konuştururum" diyemezsiniz. Mevcut durum biraz böyle. Bu işin keyifle, bildiğini okumakla alakasının olmadığı çok açık görülüyor. En örgütlü yaşam, son derece kolektif bir yaşamdır. Şehit, halk, direniş ve Önderlik değerleri, kısaca her şey seni müthiş kolektif ve örgütlü olmaya zorluyor. Hele komutansan, daha da müthiş olacaksın. Senin elinde biriken değerler acaba kimlerin çabasıyla oluşmuştur? Senin eline verilen silahlar acaba nasıl verilmiştir? İşte burada terslik var. Kendisi iki keçi güdemezken, bir sopa sahibi bile değilken, yüzlerce militan, her türlü silah eline geçince zıvanadan çıkar. Bizim bütün çabamız bunlara engel olmaktır. Tam tersine, zor elde edilmiş değerler müthiş kullanılır. Çünkü zor yaratılmıştır, çünkü her şeyimiz buna bağlıdır. Bunun tek bir fişeğini veya tek bir savaşçısını yanlış, hatta verimsiz kullanmaya hakkımız yoktur. Neden bazı kazalara öfkeleniyorum? Her gün bir silahın yakalandığını çok iyi biliyorum ve buna müthiş öfkeleniyorum. Bu silahın nasıl elde edildiğini bana sorun. Bir tabanca için bir yıl uğraşırdık, bir taraftar elde etmek için üç yıl uğraşırdık. Sen bir dakikada, hem de en ucuzundan adam götürürsen, onlarca silah kaptırırsan, tabii ki isyan ederiz. Bunun anlaşılmayan hiçbir yanı yoktur. "Sürüyle adam var, beş tanesi kazadan gitmiş, mayından gitmiş, pusuya girmiş ne önemi var? Sürüyle adam geliyor, silah çoktur, sığınaklarda çürüyor" diyor. İster bilerek, ister bilmeyerek objektif olarak bu durumda olana ne yapsam da rahatlamam. Çünkü en soysuz yaklaşım budur. Değerler savaşımını bilmiyor, namusu, onuru bilmiyor. O kadar değerle oynuyor ki, farkında bile değil. Bunu da köylü kurnazlığı gereği “politika” sanıyor; küçük burjuva ukalalığı nedeniyle “iyi yöneticilik” sanıyor. Politikacılık, yöneticilik böyle olmaz. Bütün bu değerlendirmelerden çıkarmanız gereken sonuçlar var. Dürüstsünüz, PKK'ye gelenler genellikle dürüsttür. Hayatını adamak için geliyorlar, ama işin nasılını bilmiyorlar. Öğreneceksiniz, genç olmanız, sınıf dışı özelliklerinizin olması beni ilgilendirmez. Bu sizin sorununuzdur. Sözünüze bu kadar bağlıysanız ve bir değeriniz varsa bu sınıf dışı özellikleri üzerinizden atacaksınız. Büyük davlar büyük kişilik ister ve bizzat bu kişilikleri yetiştirir. "Ben kendimle sürekli oynarım, benim için büyük dava yok, ben hep basite oynarım" diyemezsiniz. Sizi günlük olarak kurtarmak bile benim onur savaşımımdır. Kendinizi basit ele alamazsınız, "ben lümpen yetişmiştim, beni terbiyesiz yaptılar, PKK buna biraz tahammül etsin" diyemezsiniz. Bunu söyleme hakkınız yoktur. PKK, ahım şahım iş yap diye dayatmada da bulunmaz. Sadece namuslu yaşayın, buna da değer biçer. Yeteneğin fazla elverişli olmasa bile, zarar vermeyecek bir noktada dur. Çünkü PKK içinde zarar verme özgürlüğü yoktur. Kötü işler yapmaya özgürlük diyecek kadar geri bir örgüt değildir. Geriye zarar vermeme çizgisinde yaşama kalır; eğer yararlı bir iş yapabilecekse o işi verme kalır. Bütün bunlar PKK'nin demokrasi anlayışıdır ve bunlar gönüllülük temelindeki örgütleşmesine dayanır. Zaten PKK bu temelde büyüyor. Önder olmak isteyen, PKK'nin bu büyük davasını, çizgisini başarıya götürür. Gücü olan, askeri başarı şansı olan; siyasi, örgütsel, kültürel, hatta ekonomik vb. çalışmalara başarı şansı verecekse o önder olsun. Önder kadro veya bizim komite sorumlumuz, alan sorumlumuz olsun. Kim en iyi götürüyorsa, onu kendimize önder yaparız. Bunun anlaşılmayan bir yönü yok. Bütün bunları işin nasılını anlamak kadar, yapmanın gereğini anlamanız için söylüyorum. Bu iş, sizin yaşadığınız ve bildiğiniz gibi değil; biraz benim bildiğim ve yaşadığım gibidir. Başarıya bu götürüyor. Komutada, yaşamda reform yapın dedim. Yaşam üslubunuzu, önderlik üslubunuzu reforma tabi tutun dedim. Özünüz iyi, devrime inanıyorsunuz. Aslında bunu kendiniz de söylüyorsunuz, fakat biçiminiz çok çelişkili. Reform gereği buradan doğuyor. Öze uygun olmayan biçimleniş reformla giderilir. Reformla hak doğru alınabilir, işlere doğru yaklaşılabilir. Çoğunuz başarı istiyorsunuz, özgür, namuslu yaşam sizin hakkınızdır, tüm bunlara böyle ulaşılır. Bu söylediklerim, son tahlilde bireyin de haklı istemlerine başarı şansı verdirtmek içindir. Yani örgütlenmeye, komuta kişiliğine, müthiş kolektivizme ilişkin; bireysel istemlerinize başarı şansı verdirtmek için gereklidir. Eğitimlerinizi bu çerçeve dahilinde kapsamlı hale getirin. Gerekirse kendinizi yeniden gözden geçirin. Başarı temelinde bir kişiliğe nasıl ulaşılır? Bu soruya kendi çözümlemenizle cevap verin. Size yeterince hazırlık imkanı veriyoruz. Devrime inanıyoruz, Kürdistan'ın devrime ihtiyacı olduğuna ve devrimin ekmek sudan daha gerekli olduğuna inanıyoruz. Bunun dışında yaşam yolumuzun olmadığı kesindir. Fakat bu işin de öyle keyfi, rasgele, kendiliğinden olmayacağı, müthiş bir örgüt gücüyle, komuta gücüyle, özellikle askeri komuta gücüyle olacağını adımız gibi biliyoruz. Yaşınız başınız buna uygundur. Sayımız uygundur, iyi yapmayanlar varsa, birisi gider, yerine on tane getirebilecek kadar da varız. O halde görevlerin üzerine bu temelde yürünebilir. Yıllardır hep bu çerçevede yükleniyorum. Bilindiği gibi elimde öyle fazla hareket etme imkanı da yok. Çok sınırlı imkanlarım var, onu da böyle kullandım ve bence düşmanı en fazla korkutan çaba da budur. En akıllı, sonuç alan çabanın bu olduğunu düşman da biliyor. O açıdan halen bize yüklendikçe yükleniyor. Artık sizler de bundan ders çıkarmalısınız. Bunlar doğru çabalardır. Tarzım, yoğunluğum ve keskinliğim açıktır. Kukla olun veya çok iradesizce PKK'de kalın demiyorum. PKK'deki insan, büyüyen insandır. PKK önderliğiyle insan sadece büyür. Büyüyen insan olun. Belki her harekette keyfilik olur, ama PKK'de olmaz. PKK'de insanlık büyüktür. PKK, kendini şahadete ulaştıran değerleriyle ve halen PKK çizgisinde yaşayan değerleriyle insanlığın en ideal hareketi olduğunu ispatlamıştır. Biz halen buna göz kulak oluyoruz. İnsanlığın fedakarlık ve cesaret özü şu anda en güçlü ifadesini PKK'de buluyor. Dolayısıyla yaratıcılık ve başarısı da kendisini PKK'de bulur. Biz PKK'yi bu inançla oluşturduk ve bugüne kadar getirdik. Başarı temelinde yürüttüğümüz de biliniyor. Çok iyi biliniyor ki, başlangıçta adı bile olmayan bir halktık; değil imkan sahibi olmak, sınıf temeli, ulus temeli olmayan bir gerçekliktik. Unutulmuş insanlıktık. Çıkışı oradan yaptık ve bugün buraya kadar geldik. Bu bir başarı durumudur. Bu başarının nasıl olduğuna tekrar açıklık getirdim. Buna saygılı olacaksınız, özünü anlayacaksınız ve mümkünse kendiniz de başarılı olmayı bileceksiniz. PKK demokratiktir, sosyalisttir, enternasyonaldir, büyük bir insanlık değeridir; o halde hakkını verelim. Bütün bunları belirtirken ve bu kadar eleştirisel de yönelirken, bir hiç olduğunuzu söylemiyorum. Tam tersine, elde değerli neyiniz varsa o temelde gelmişsiniz, fakat gördüğüm biçim noksanlıkları bizi öfkeli olmaya götürüyor. Bunu eğitimle bizzat giderebilirdiniz. Akıllı, tecrübeli olanlar ilerletebilirdi. Ne yazık ki, bunu yapmamışsınız. Ve bu da bizi aşırı bir çabaya zorladı. Benim hareket saham her an elimden kayabilir, her an alt üst olabilir. O zaman size kim yardımcı olacak? Çünkü siz her şeyi biraz da benim çabama bağlıyorsunuz. Ben de bundan alıkonulsam size yazık olur. O açıdan diyorum ki, imkanı, zemini ve bütünüyle partinin bu dönemini tam da koşullarımızın nazikliği, düşmanın hiç de boş durmadığı, durmayacağı, ama bizim de boş durmak şurada kalsın; mutlaka alan yaratan, çalışmalara başarı şansı verdiren bir tarzımızın, bir tempomuzun olması gerektiği ortadadır. Ne eder, ne yapar bunu buluruz. Temelde sıradan imkanları, küçük bir fırsatı değerlendirir, hakkını verir ve ona layık olduğumuzu kanıtlarız. Bütün bunlardan dolayı diyorum ki, anlaşılmayan bir yön yok. Bu halk bu temelde savaşırsa, bu tarz önderlik ederse yaşar. Belki zorluklar eskiden çok daha fazlaydı, ama bu aşamada başarılı bir devrimcilik şansı en mükemmel dönemdedir. O halde bunu kullanalım. Her gün gelen kötü haberlere yol açmayın. Köyde gerillacılık, köy yaşamı, gizliliğe aykırılık gibi her türlü kural dışılığa, her türlü askeri yaşama gelmemeye, her türlü komuta yaşamına gelmemeye son verin. Bunu sağlarsak, bir tek grubumuz, bu alandaki faaliyetimiz bile eğer bu çerçevede kendini doğru biçimlendirirse tüm ülkeye yeter. On bin kişinin hepsi kendini yere yatırsa da, bizim buradaki elli kişilik hazırlık gücümüz devrimi onlardan daha erkenden başarıya götürebilir. Bunlar benim eskiden de iddialarımdı. Yine de iddia ediyorum, ama bu, kuralların gereğini yerine getirirseniz gerçekleşir. Kendinizi doğru verirseniz bu başarı sizin olur. Tabii başarıdan başka da hiçbir şey ne size layıktır, ne de sizi kurtarabilir. Kendinizi acındıracak duruma, zavallılar durumuna getirmeyin. PKK'nin bugün Kürdistan'da en büyük değer olduğuna, yaşamın yegane sahibi olduğuna eminiz ve bu kanıtlanmıştır. Böyle bir hareketin şerefli bir üyesi olmak, kabul edilebilecek tek doğru yaşam tarzıdır. Biz bu imkanı hepinize tanıyoruz. Bence bu, ekmek sudan önce gelir. Geriye ona layık olmasını bilmek kalıyor. Biz de sizlere layık olmak için bu kadar çaba harcadık. Bunlar her şeylerini ortaya koyarak, adamışlar olarak geliyorlar, buna saygı gerekir dedim ve kendimi tümüyle katarak hiçbir çabamı esirgemedim. Yaşamı bütün yönleriyle durdurdum. Sadece bu temelde yaşama başarı şansı verdirmek için, zafer peşinde bir PKK'lilik, zafer peşinde bir ordu eri nasıl olunur? Bu küçücük, daracık alanda buldum, buluşturdum; bu şekilde başarılı olunabileceğini ortaya koydum. Bu temelde, katılanlara layık olunabileceği ispatlandı. Bütün bunların bir hikayesi, nasılı, nedeni var. Benim durumum beni kurtarabilir. Gönül isterdi ki, sizin durumunuz da sizi biraz kurtarsın. Tarih karşısında, halk karşısında, parti huzurunda "ben de bu işi alnımın akıyla yürüttüm" dedirtebilsin. Bunlar iyi istemlerdir. Şeref sözü dediğiniz, parti üyeliği, ordu üyeliği dediğiniz, her şeyiyle kendinizi katmaya söz verdiğiniz doğru hususlardır. Bu hususlara ulaşacaksınız, ulaşmak için yeteneklerinizi ayaklandıracaksınız. Varsa eksikliğiniz, yanlışlığınız gidereceksiniz. Sonuçta doğruyu egemen kılacaksınız. Ve böylece layık olanı başarıyla yerine getireceksiniz. HALKLAR ÖNDERİ
|
YORUM GÖNDER