PKK VE ÖNDERLİĞİNE KURULAN NATO GLADİOSU KOMPLOSUNUN ŞİFRESİ: OLOF PALME SUİKASTI
İsveç Başsavcılığı sürpriz bir şekilde, 34 yıl önce Stockholm'de suikaste kurban giden Kürt dostu eski Başbakan Olof Palme'nin katil zanlısının Stig Engström olduğunu açıkladı. Ayrıca İsveçli katil zanlısı Engström 2000 yılında intihar ettiği için soruşturmanın kapatıldığını kamuoyuna deklare etti. Oysa Kürt halkı ve özgürlük mücadelesi için üstü öyle kolay kolay kapatılacak bir olay değil bu karar. Kürt halkının ve insanlığın özgürlük fedaisi olan PKK ve Önderliğine kurulan komplolar silsilesi bu önceden dizayn edilmiş suikastle start aldı. İnsan sormadan edemiyor, Kürt özgürlük mücadelesi, Kürt halk Önderliği ve Kürt halkı lehine açığa çıkması muhtemel delillerin karartılma operasyonunun bir parçası mıdır bu karar? Bu kararın perde arkasında Kürt halk Önderliğine yapılan uluslarası komplonun şifreleri, PKK’nin uyduruk iddialarla “terör” listelerine konmasının delilleri ve Kürt sorununun barışçıl, demokratik çözümünün engellenmesinin suç ortaklıkları mı var? 34 yıl sonra esrarengiz bir şekilde Olof Palme tasarlanmış cinayetinin üstü örtülerek "dosya kapatıldı" açıklamasının zamanlaması da bir hayli ilginç. Bu açıklama ile Nato Gladiosu ve uzantısı olan yargısı kimlere ne mesaj vermek istedi? Anlaşılan o ki katil de uzun zamandır biliniyordu ve yapan da yaptıranlar da öyle sır değildi. Peki neden şimdi bir çok bilinmeyen denklemin de arkasında sır bırakılarak üstü örtülmek istendi? Kürt özgürlük mücadelesine karşı yürütülen yeni konseptle bunun ilişkisi nedir? T.C’ye bu mesajdan düşen herhangi bir pay var mıdır? Kürt halkı ve dostları tüm dünyada seferberlik ruhuyla ayağa kalkarak bu delil karartma örtük operasyonuna karşı etkin mekanizmalarla mücadele yürütmelidir. Zira çok önceden AİHM PKK ve Kürt halk Önderliğine karşı aldığı zorlama kararlarında tarafgirlik ve hukuk dışındaki bilinmeyen dengeleri gözeterek hakkaniyet ilkelerini ihlal etmiştir. Hala şiddetle süren İmralı tecriti de bu kararın bir parçasıdır. Peki ortaya çıkan bu Olof Palme dosyasının kapatılma kararı Kürt halk Önderliği ve PKK için yeniden bir hukuki durum değerlendirmesi yapma zorunluluğu doğurmuyor mu? İsveç bu dosyanın eksiksiz arşivini Kürt halkına ve dünya kamuoyuna açmalıdır. Kürt halkının çektiği bunca katliamlar ve haksız ithamlar, karalamaların hesabını bu karar sonrası Avrupa başta olmak üzere tüm ilgili çevrelerden demokratik yol ve yöntemlerle sormak gerekiyor. Kürt halk Önderliğinin uluslarası komployu boşa çıkarma ve Avrupa'da Kürt sorununu barışçıl yöntemlerle çözme adına iltica başvurusunun geri çevrilmesinde bu esrar perdesinin rolü nedir? Olof Palme suikastiyle Avrupa'da ve İsveç'te Kürt sürek avında mağdur edilen Kürt halkının fertlerinden özür dilenecek mi ve itibarları iade edilecek mi? Kürt halkının Nato gladiosu hedefinde olduğunu bu esrarengiz ve şüpheli karar net olarak gösteriyor. Dökülen her damla Kürt kanında bu karanlık yapının parmağı vardır. Dünyanın bu kirliliğine karşın PKK insanlığın yegane dayanağı ve yüz akıdır. T.C’yi yüz seferdir askeri ve ekonomik olarak yenilgiye uğratmıştır. Her seferde milyarlarca dolar, son askeri teknik ve vandalizmine göz yumularak yeniden donatılmıştır. Şu an T.C bünyesinde yüzbinleri bulan sayılarda dış lejyonerlerle de PKK insanlık evrensel değerleri adına savaşıyor. Kürt Özgürlük tanrıçalarının katili Ömer Güney dosyasının seyri de tıpkı Olof Palme suikasti gibi esrarengiz detaylar barındırıyor. İki olay ve dosya arasındaki paralellikler dikkat çekici. Türk Nato gladiosu tetikçisinin sır ölümüyle de dosyası kapatılmak istendi. Fransız savcının soruşturma dosyasının çalınmasından tutun da Ömer Güney'in ölümüne ve bağlantılarına kadar her şeyde bariz tuhaflıklar var. Ne yazık ki hep mağdur olmalarına rağmen bedel ödeyen ve yanıtsız hukuki sonuçlar, cevapsız sorularla baş başa kalan hep Kürt halkı oluyor. Artık buna dur demek gerekiyor. Olof Palme kararı tüm bu katliamları yapanlardan hesap sorma fırsatını Kürt halkına fazlasıyla sunuyor. Kürt halk Önderliğinin yeniden yargılanması için AİHM’e başvuru yapılması ve Belçika mahkemelerinin aldığı lehte kararlarla birlikte PKK’nin terör listesinden çıkarılması adına etkin bir mücadelenin yürütülmesi gerekiyor. Bunun mutlaka lehte kararlara dönüşmesi için Roboski vb. davalardaki gibi hukuki hataların tekrarlanmaması ve zamana yayılmaması gerekiyor. İsveç-Almanya-Fransa-Hollanda ve İngiltere arasında Kürt özgürlük hareketine dönük paralel yapılan NATO Gladiosu'nun operasyonu neyi hedefliyor? Kürt halk Önderliğine sığınma ve yargılanma hakkını Almanya neden tanımadı ve yakalama kararını geri çekti? Bu durum karanlık uluslarası komplo açısından önemli şüpheler uyandırıyor. Günümüzde körfez sermayesi ve Nato Gladiosu finansörlüğünde T.C, PKK karşısında tutunmaya çalışıyor. Kürt birliği önündeki en önemli engel de bu komploları hazırlayanlardır. Kürt halkının bu bilinçle PKK ve Önderliği etrafında kararlıca kenetlenerek dünya genelinde hesap sormak için ayağa kalkması gerekiyor. Dünyanın bu komplo yüzünden Kürt halk Önderliğine, halkına ve fedailer ordusu PKK’den özür dilemesi gerekiyor. Yine yarattıkları tahribatları geriye dönük sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırmaya dönük somut girişimlere başlamaları adına Kürt diplomatik kanalları etkin bir şekilde işletilmelidir. Avrupada adalete çağrı mitingleri başta AP önünde, İsveç adalet bakanlığı önünde ve Kürt halkının yaşadığı dünyanın her yerinde PKK'ye ve Önderliğine iade-i itibar mitingleri yapılmalıdır. Türk kirli medyası dahil olmak üzere PKK'yi mesnetsizce suçlayan kaçkın takımının da maskesini düşürdü Olof Palme dosyasının kapatılması. PKK pırıl pırıl varlığıyla yine insanlığa umut olurken onun azametine dil uzatanları da bir kez daha insanlık karşısında utandırdı. KEREM ÇİFTÇİ Yeni Özgür Politika forum |
YORUM GÖNDER