ŞEHİT MEHMET TUNÇ
‘Zor şartlarda en büyük yükü omuzlayan heval’ olarak öne çıkan Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç, Cizre “Vahşet Bodrumları”nda 2016’da onlarca arkadaşı ile birlikte hunharca katledildi!
9 günlük ilk sokağa çıkma yasağı sırasında dik duruşu, gür ve tok sesiyle Cizre direnişine, halk serhildanına öncülük etti. Türk çete devletinin ağır saldırılarına rağmen direnişçilerle beraber omuz omuza durdu ve halka moral verdi. ‘İradesiz ve köle gibi yaşamaktansa barikatlar arkasında ölmek daha iyidir. Kazanacağız, mutlaka kazanacağız’ sözü Cizre gençliğinde yankısını buldu ve 9 günlük abluka kırıldı!
Yine Nur Mahallesi sakinlerine yapılan 'teslim olun' çağrılarına karşı ‘bu bir mücadeledir, ölüm olacaksa doğru yer ve doğru tarih tamda bulunduğumuz yer ve andır’ şeklinde düşmana verdiği yanıt, burada da kulaktan kulağa yayılarak ikinci kez ablukanın boşa çıkarılmasında büyük rol oynadı! Efsanevi büyük halk önderi şehit Mehmet Tunç, sadece konuşma yapan biri değil, barikatlara kum torbası taşıyan, sokak aralarında branda çeken, direnen halka yemek yapan ve kurulan yüzlerce sokak komününde büyük emek sarfeden, eşine ender rastlanan fedakar, mütevazi ve korkusuz bir halk önderi olarak yediden yetmişe herkesin gönlünde taht kurdu!
Direniş boyunca bir adım geri atmadı. Mücadele arkadaşları onun mahalleden çıkması için ısrar ederken O, ‘bunlar benim yoldaşlarım, bu yoldaşlarım canları pahasına direnirken, ben uzaktan seyirci gibi onları izleyemem, bu şanlı direnişin en ön saflarında olacağım’ cevabını veriyordu. Hayatı boyunca teslimiyete karşı her zaman direnişi ön plana çıkardı. Her zaman heybetli duruşuyla mütevazi ve tavizsiz bir Apocu olarak yaşadı!
79 gün kesintisiz olarak devam eden ikinci barikat direnişi Türk çete devletini yıkımın eşiğine getiren mühteşem bir halk intifadasıdır. Bu intifada’dan korkan Türk sömürgecileri bütün imkan ve olanaklarını yani tankını, topunu ve hatta uçaklarını harekete geçirmiş, Cizre, Sur, Nusaybin, Varto ve diğer alanları yakıp yıkmış, bununlada yetinmeyen namert düşman “Vahşet Bodrumları” olarak da tabir edilen bodrumlara sığınmak zorunda kalan halkımıza ve evlatları olan direnişçilere karşı, günümüzde Medya Savunma Alanlarında olduğu gibi uluslararası arenada yasaklanmış olan kimyasal silahlarla alçakça saldırmış ve 200’e yakın insanımızı cayır cayır yakarak katletmiştir!
Bu vahşi katliamdan önce büyük halk önderi Mehmet Tunç, Med Tv’ye bağlanmış ‘biz teslim olmayacağız bından herkesin haberi olsun. Beyaz bayraklarla dışarı çıkmayacağız, şu an ölümü bekliyoruz. Kürd halkına sesleniyorum, bu bir mücadeledir, uzun soluklu bir yürüyüştür, 100 kişinin katledilmesiyle bu Hareketin bitmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Kimse moralini bozmasın, mücadeleye devam etsin. Cizre halkı 60 gündür soğuğa rağmen, susuzluğa rağmen diz çökmedi, bizlerde diz çökmeyeceğiz, halkımız bizimle gurur duysun" diye haykırıyordu. Şehit Mehmet Tunç "Nasıl ki ilk günkü gibi Hayrilere, Kemallere ve Mazlumlara söz vermişsek, onlar nasıl ki Esat Oktay Yıldıran gibi cellatlara, katillere diz çökmemişlerse bizde Cizre halkı olarak asla diz çökmeyeceğiz" diyerek tarihi bir açıklamada bulunmuştu"!
Büyük halk önderi Mehmet Tunç’un yaptığı bu tarihi çağrı halen güncelliğini korumaktadır.Bu çağrı, özellikle yiğit Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu gençliği tarafından bir talimat olarak algılanmalı ve ne pahasına olursa olsun gerekleri pratik mücadele sahasına yansıtılmalıdır. CHM Eşbaşkanı şehit Mehmet Tunç bana göre 21. yüzyılın ilk çeyreğinde KÖH’nin yetiştirdiği en büyük halk önderidir. Çağımızın modern Seyid Rıza'sıdır.
Onun anısına sahip çıkmak, yıkımın eşiğinde olan Türk çete devletine karşı hayatın her alanında özgürlük mücadelesini büyütmek demektir.
Efsanevi büyük halk önderi şehit Mehmet Tunç şahsında bütün şehidlerimizin mücadele tarihleri önünde saygıyla eğiliyorum!
DENİZ ADA
YORUM GÖNDER